"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak
Hülya Cinnioğlu ile Yusuf Cinnioğlu aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Aile Hukuk Mahkemesi'nden verilen 19.02.2013 gün ve 266/122 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; ... Aile Mahkemesi'nin 2008/1342 Esas ve 2009/719 Karar sayılı kararıyla tarafların boşandıklarını, Yargıtayca onanıp hükmün 15.02.2010 tarihinde kesinleştiğini, vekil edeninin düğünde ve nişanhda takılan altınlarını satarak davalıya verdiğini, alınan dükkana katkı yapıldığını, davalının bu dükkanı boşanmadan hemen sonra elden çıkardığını, üçüncü kişiye devrettiğini, bunun dışında vekil edeninin çalışkan bir insan olduğunu, el becerilerinin bulunduğunu, bu nedenle çeşitli dikiş-nakış işleri ile el işlerini yaparak evin ihtiyaçlarına katkıda bulunduğunu, alınan mallara katkı yaptığını, evlilik birliği sırasında 31 S 0433 plakalı araç ile ... 2. Bölgede 2618 sayılı parsel üzerinde kurulu 13 nolu bağımsız bölüm ve 190 sayılı parselde bulunan dükkanın edinildiğni, vekil edeninin de bunlara katkısının olduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla menkul ve gayri menkul malların değerleri belirlenerek vekil edeninin katkı oranı karşılığının davalıdan alınarak mal rejiminin tasfiye tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, hangi mallar için ne kadar istediği açıklanmamakla birlikte harç değeri olarak toplam 10.000 TL dava dilekçesinde gösterilmiştir.
Davalı vekili 14.02.2012 tarihli cevap dilekçesinde; tapu kayıtlarındaki temellük tarihi ile boşanma tarihi arasındaki zaman dilimi nazara alındığında davacının altınları veya parasını vekil edenine teslim etmiş olduğu yönündeki iddiasının doğru kabul edilemeyeceğini, eşine dükkan alışverişi sırasında paraya ihtiyacı olmasından dolayı altınları bozdurup eline verdiğini, davalı eşin boşanmanın akabinde altınları elden çıkardığını ifade eden davacının beyanlarının çelişkili olduğunu, tutarsız beyanları ile inandırıcılığını yitirdiğini, 190 sayılı parseldeki dükkanın vekil edeninin kalp hastası olması ve boşanma davası nedeniyle ortaya çıkan nafaka ve tazminat bedellerini ödemek için sattığını, ameliyat masraflarının bu paradan karşılandığını, tarihler karşılaştırıldığında olayın anlaşılacağını belirterek davacının yersiz olan dava ve taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; "..davacının 31 S 0433 plakalı araç ve 7648 sayılı parsel üzerinde bulunan 13 numaralı dairenin alımında davacının herhangi bir katkı payı alacağı ispat edilemediğinden araç ve parsel yönünden davanın reddine, 190 parsel yönünden davasının kabulü ile 4631 TL katkı payının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine..." karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından kabul ve reddedilen istekler bakımından temyiz edilmiştir.
Dava, 743 sayılı TKM'nın 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı ile 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK'nun 202, 218, 219, 222, 225, 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince, 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen maldan kaynaklanan katılma