"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 15.01.2020 tarihli ve 2016/10574 Esas, 2020/160 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacılardan ... tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Dava dilekçesinde, tarafların kök murisi ...'in mirasının mirasçılar arasında taksim edildiği ve 867 parsel sayılı taşınmazın davacılara isabet ettiği iddia edilerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili istenmiştir.
Cevap dilekçesi ile miras taksim sözleşmesinin geçersiz olduğu beyan edilerek davanın reddi savunulmuştur.
Mahkemece, tüm mirasçıların katılımı ile geçerli bir miras taksim sözleşmesi olmadığı (sözleşmeyi imzalayan/parmak basan bir kısım mirasçıların okuma yazma bilmediği ve sözleşmeyi muhtara ve azalar tarafından imzalanmadığı) gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.01.2020 tarihli ve 2016/10574 Esas, 2020/160 Karar sayılı ilamı ile onanmasına dair kararının davacılar vekili tarafından düzeltilmesi istenildiğinden dosya yeniden incelenmiştir.
Dava, TMK'nin 676.maddesi kapsamında miras taksim sözleşmesine dayalı muris ... adına kayıtlı 867 parsel sayılı taşınmazın mevcut tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacılar adına tescil istemine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 676. maddesi (MÜLGA 743 sayılı TKM'nin 611.) uyarınca miras ortaklığına (terekeye) dahil taşınmazlara ilişkin miras taksim sözleşmesinin geçerliliği için tüm mirasçıların katılımı ile adi yazılı şekil yeterlidir. Miras paylaşımı (taksim) ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dahil, paylaşılmamış olan miras mallar için söz konusudur. Paylı mülkiyete dönüştürülmüş ya da diğer mirasçıların oluruyla bir veya birkaç mirasçı adına tescil edilen durumlarda miras taksim sözleşmesi yapılması sonuç doğurmaz.
Hemen belirtilmelidir ki, TMK'nin 676. maddesinde öngörülen yazılı şekil, bir ispat koşulu değil, geçerlilik koşuludur. TBK'nin 11/2. maddesine göre kanunun emrettiği şeklin dereceyi şumul ve tesisi hakkında başkaca bir hüküm tayin olunmamış ise, akit bu şekle riayet olunmadıkça sahih olmaz. Şekle aykırılığın müeyyidesi az önce açıklanan yasa maddesinde hüküm altına alındığı üzere kanunun öngördüğü bir şeklin kapsam ve sonuçları hakkında başka bir hüküm konulmamış ise, şekle uyulmadan yapılan sözleşme hükümsüzdür. Hükümsüzlüğe bağlanan sonuç 29.9.1988 tarihli ve 2/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde belirtildiği gibi; kanun, öngördüğü şekil şartı bir geçerlilik şartı olarak düzenlenmiş bulunmakta ve buna uyulmadan yapılan sözleşmelere geçersizlik müeyyidesini (hukuki sonucunu) bağlamaktadır. Kanunda öngörülen şekil şartı emredici nitelikte olduğundan, hakim şekil noksanlığını her safhada resen gözönüne almak zorundadır. 12.4.1944 tarihli ve 1943/14 Esas, 1944/13 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da belirtildiği gibi, geçerliliği şekle bağlı sözleşmelerde, kanunun öngördüğü şekle uyulmaması sözleşmeyi hükümsüz kılar ve bu husus itiraz nedeni olduğundan hakim tarafından doğrudan doğruya gözönünde tutulur.
Ancak şekle bağlı bir sözleşmede, şekle aykırı olarak yapılan sözleşme kural olarak geçersiz olmakla birlikte, bu sözleşmeden doğan edimler taraflarca tam olarak ifa edilmiş ise, şekil eksikliği nedeniyle geçersizliği ileri sürmek, hakkın kötüye kullanılmasını oluşturur. (Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop :Borçlar Hukuku Genel Hükümler,7.Bası, İstanbul 1993 sh.134; ....... :Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Genişletilmiş 4. Bası, Ankara, 2004, sh.96 )
Şimdi bu nokta da; "dürüst davranma" ve "hakkın kötüye kullanımı" ilkeleri üzerinde durulması gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Dürüst davranma” başlıklı 2. ma