(1475 S. K. m. 14) (4857 S. K. m. 17, 21, 24, 32) (2821 S. K. m. 31) (9. HD. 10.10.2008 T. 2007/27615 E. 2008/26209 K.) (9. HD. 16.12.2008 T. 2007/26179 E. 2008/33761 K.)
Dava: Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, kötüniyet tazminatı ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi İ. P. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı, davalı işyerinde çalışırken iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarını küçük bir kısmının bankaya yatırıldığı, sunulan belge uyarınca prim ödenmesi gerektiğini, 13.11.2006 tarihli belge uyarınca 106.302,83.YTLlik satış gerçekleştirdiğini, bir önceki yıl için ise yaklaşık 40.000.YTL. civarında olduğunu, vaat edilen %5 prim hakkının olduğunu ileri sürerek diğer işçilik alacakları ile birlikte prim alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, davacıya prim ödeneceği hususunda vaatte bulunulmadığını, davacının sunduğu prime ilişkin belgenin 16.09.2005 tarihli olduğu, bu tarihte U. Tasarım şirketinde çalıştığını 2006 yılında B. Eğitimin bu uygulamayı kaldırdığını, B. Eğitim bünyesinde böyle bir uygulama olmadığını, kaldı ki bu belgede prim ödemesi yapılabilmesi için bir takım kriterlerin arandığını, % 5lik bir ifadenin olmadığını, bu belgenin herkes tarafından düzenlenmesinin mümkün olduğunu, prim ödemesinin kriteri olan % 100 tahsilatın yapıldığının anlaşılamadığını, isteklerin yerinde olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, % 5 prim alacağı talep koşullarının oluştuğu, bakiye kıdem ve ihbar tazminatı ile izin alacağının olduğu kanaati ile bilirkişi raporundaki miktara göre isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde davalı taraf temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Taraflar arasında prim ödetilmesi yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Yasada ücretin ekleri düzenlenmemiş olsa da, 5754 sayılı Yasayla değişik 32. madde ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü ödemelerin banka hesabına yatırılması öngörülmüş olmakla ücretin eki niteliğindeki ödemelerin bir kısmı İş Kanununda ifadesini bulmuştur.
İşçinin mal veya hizmet üretiminde daha istekli hale gelmesi ve başarısının artması için işverence ödül niteliğinde verilen ek ödeme prim olarak adlandırılabilir. Prim ödemesinde amaç, işçinin dava verimli bir şekilde çalışmaya özendirilmesidir. Pirimin kişiye özgü olması sebebiyle ikramiyeden farklı olarak prim ödemelerinin genel bir nitelik taşıması gerekmez. Bununla birlikte, işveren tarafından ayrımı haklı kılan geçerli nedenler olmadığı sürece pirim uygulaması yönünden de işverenin eşit davranma borcu söz konusudur.
İşçinin prime hak kazanması için