(765 S. K. m. 279)
Dava: Memuriyet vazifesini suistimal eden Devlet Demiryolları Sarıkamış Hizar Fabrikası Müdürü Şevki ve muhasibi Abbas efendiler hakkındaki takibatın teciline dair verilen hüküm yazılı emre müsteniden 1. Ceza Dairei aliyesinin 17 kanunuevvel 929 tarihli ilamile bozulduğu halde mümasil hadiselerde müttehaz te'cil kararlarının 4. Ceza Dairei aliyesince tasdik edilmiş olmasıyla iki daire arasında hasıl olan içtihat ihtilafının tevhidi Adliye Vekaleti celilesinden talep ve bu baptaki ilam suretleri celp, telhis ve tevzi olunarak keyfiyet Reis İhsan Beyefendi Hazretleri'nin riyasetlerinde ve 44 zatın iştirakile 12 teşrinisani tarihinden içtima eden Heyeti Umumiye'de müzakereye vaz olunmuştur.
1. Ceza Reisi Semih Beyefendi: Ceza Kanunu'nun 279. maddesi sarahatına göre Devlet Demiryolları memurları memurini devlettendir ve bu itibarla vezaife müteallik suçları tecil kanunun 3. maddesinin dairei şümulünden hariçtir.
4. Ceza Dairesi azasından İbrahim Etem Beyefendi: Devlet Demiryolları h5arei umumiyesine ait kanunun 6. maddesinde aynen (idarei umumiye muamelatı dahiliyesinde eşhas ve müessesat ile münasebetında hususi müessesat ahkam ve kavaidine tabidir deniliyor ve 2. fıkrasında da memurin ve müstahdeminin idarei mezküreye ait emval, nukut ve eşyayı sirkat edenlerle zimmetine geçirenler sair emvali devlet hakkında ika olunan ceraim ile cezalandırılacağı gösterilmiştir. Her ne kadar Ceza Kanunu'nun 279. maddesinde kanunu ceza tatbikatında devletin veya vilayet ve nahiye ve karyelerin nezareti altında bulunan bir hizmette vazife görenlerin memur sayıldığını gösteriyor. Kanunu cezanın alındığı İtalya Ceza Kanunu'nun bu maddeye tekabül eden maddesinde devlet, vilayet ve nahiyeler veyahut onların nezareti altında bulunan müesseseler hizmetinde (resmi bir memuriyet ile) muvazzaf bulunan ibaresi de vardır. Vakıa, bizim Ceza Kanunu'nun 279. maddesinde devletin nezareti altında bulunan müesseler hizmetinde resmi bir memuriyet ile muvazzaf tabiri yoksa da kimlere memur sıfatı verileceğini kanunumuzun alındığı asıl maddeden istihraç etmekliğimiz lazımdır. 279. maddedeki (hizmetin) hizmeti resmiye olması lazımdır, yani o hizmet bir memur tarafından değil kanun tarafından resmen tevdi olunmuş olmak lazımdır. Resmi memuriyet ise kavanin ve nizamatı mahsusa ile tayin edilir. Halbuki demiryolları müstahdemini kanunu mahsusu, efrat ile münasebetinde hususi müessesattaki efrat gibi kabul ettiği mezkür 6. maddenin 1. fıkrasında sarahaten göstermektedir. Eğer bu hususi sarahat mevcut olmasa idi devletin doğrudan doğruya idaresi altında bulunan demiryollarında müstahdem efradın memur olup olmadığı şayanı münakaşa olurdu. Halbuki bu hususi sarahat bu münakaşaya mani olmaktadır. Vakıa mezkür 6. maddenin 2. fıkrasında memur gibi cezalandırılması tasrih edilmekte ise de memur olmak başka memur gibi cezalandırılması yine başkadır. 1441 no'lu kanunun 3. maddesinde aynen şöyle deniliyor, (memurların memuriyet vazifelerine müteallik işledikleri cürümler tecile tabi değildir.) Demekki tecil kanunu tecilden istisna için 2 şart arıyor. Biri memur olmak ve diğeri suç memuriyet vazifesine taallük eylemiş bulunmaktadır. Dairemiz Devlet Demiryolları müstahdeminin vazifeden mütevellit suçlarını da bu mülahazat dolayısıyle tecilden müstesna addetmeyip tecile tabi addetmektedir. Çünkü muhtarlara tayyare cemiyetine ait iane derci hakkında bir güna vazife tahmil etmemiş olduğundan Ceza Kanunu'nun 279. maddesi hükmünce memur sayılamaz. Böyle bir paranın zimmete geçirilmesi halinde Ceza Kanunu'nun 202. maddesi mucibince ceza verilmesi memur olmasından veya memur sayılmasından ileri gelmeyip mahza Cem'i İanat Nizamnamesi'nin 11. maddesindeki sarahat iktizasındandır. Hulasa; 1441 no'lu kanunun 3. maddesi o şahsın hem memur olmasını ve hem de o suçun memuriyet vazifesine taallük eylemesini şart kıldığı cihetle içtihadımızı ona göre tayin ve tesbit etmekliğimiz lazımdır.
1. Ceza Reisi Semih Beyefendi: Hadisemiz Sarıkamış hattında çalışan bir memurun vazifesine müteallik suçtan mütevellittir ve tecil kanunu sarih olmasına göre Ceza Kanunu'nun 279. maddesinden uzaklaştıramayız ve İbrahim Beyefendinin bahsettikleri nizamname hususi ceza kanunundan mukaddemdir.
1. Reis İhsan Beyefendi: Bir memurun sıfatı itibariyle tabi olduğu ahkam ve bir de ika eylediği suçtan dolayı ahkam mevuttur. Bu hadisede Bağdat Demiryolları memurudur ve zan etmemki içimizde bunun memur olduğunu iddia eden bulunsun ancak suç itibariyle memur cezasına tabidir.
Tecil kanunu ise sıfat kanunu değildir. Ceza Kanunudur. Suç mevzuu bahsimidir? Tecil Kanunu'na ait tefsirde esbabın suç olduğu