(765 S. K. m. 455) (2918 S. K. m. 56, 84) (Karayolları Trafik Yönetmeliği m. 157)
Dava: Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmak sucundan sanık Hüseyin'in TCK. nun 455/2. maddesi uyarınca 10 yıl hapis ve 300.000.000- lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, 2918 sayılı Yasanın 119/2. maddesi uyarınca sürücü belgesinin 1 yıl süreyle geri alınmasına ilişkin Torbalı Asliye Ceza Mahkemesince 23/03/1998 gün ve 292/75 sayı ile verilen kararın sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen;
Yargıtay İkinci Ceza Dairesi'nce 06/04/1999 gün ve 2470-3897 sayı ile;
Sanık tüm aşamalardaki savunmalarında ölenin kendi şeridine girerek üzerine gelmesi nedeniyle sol şeride kaçtığını bildirdiği, dinlenen tüm tanıklar da oluşu bu şekilde açıkladıkları cihetle belirlenen şekilde cereyan eden olayda ölenin de kusurlu olduğu ve bu oluşu değerlendirmek suretiyle sanığı 6/8 oranında kusurlu bulan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 23/10/1997 günlü raporun oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu nazara alınmadan dosya kapsamı ile oluşa uygun bulunmayan ve sanığı tam kusurlu bulan raporlara istinaden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 28/05/1999 gün ve 202-228 sayı ile;
"Kazadan hemen sonra tutulan trafik kazası tespit tutanağı içeriğine göre sanığın yönetimindeki otobüs ile maktullerin içinde bulunduğu otomobilin çarpışma noktasının, sanığın seyir halinde bulunduğu kendi şeridinde değil maktullerin şeridinde çarpıştıktan saptanmıştır. Bu nedenle sanığın gösterdiği savunma tanıklarının trafik kazası tespit tutanağı içeriğine göre doğru, beyanda bulunmadıkları anlaşılmış, bu nedenle keşifte dinlenen trafik bilirkişisi Ünal'ın sanığın 8/8 oranında kusurlu olduğu ve şeride tecavüz etme suçundan dolayı kusurlu bulan raporuna itiraz nedeniyle Adli Tıp Kurumunda inceleme yapılmış fakat kendi şeridinde seyir halinde bulunan maktülen kendi şeridinde bulunmasına rağmen ve çarpışmanın maktulün şeridinde gerçekleşmesine karşılık maktule kusur izafe etmesi karşısında dosya Ankara'ya Karayolları Trafik Uzmanları Bilirkişiler Kurulundan, raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde, rapor alınmasına karar verilmiş ve burada dinlenen bilirkişiler ortak raporlarında, sanığın süratini ayarlamadan seyrettiği, yolun ve görüşün açık ve müsait bulunduğu yol kesimi üzerinde karşı yönden gelmekte olan otomobili dikkate almadan, trafiği tehlikeye sokacak şekilde seyir şeridi dışına çıkarak karşı yönden gelmekte olan otomobilin seyir şeridi içerisine girerek çarpışmakla olaya neden olduğundan sanığın 8/8 oranında kusurlu olduğunu bildirmesi karşısında oluşa uygun kabul edilen ve birbirini teyit eden trafik kazası tespit tutanağına uyumlu görünen raporlara itibar edilerek sanık tam kusurlu kabul edilmiştir.
Her ne kadar bozma ilamında sanığın savunmasına göre ölenin, sanığın şeridine girdiğine dair gerekçe gösterilerek ölenin de kusurlu olduğu belirtilmişse de Adli Tıp Kurumunun raporuna göre ölene, kendi şeridinde kaçma imkanı varken kaçmaması gerekçesi ile kusur verilmesi ile Yargılayın ölenin kusurlu konusundaki gerekçeleri ile farklı olup, her iki görüş de mahkememizce uygun görülmeyerek, kendi şeridinde seyir halinde bulunan ölene kusur verilemeyeceği gibi, süratli bir şekilde seyri nedeniyle yol ve görüş açık olmasına rağmen şeridini ihlal etmek suretiyle sanığın kazaya neden olması nedeniyle tam kusurlu kabul edilmiştir gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu kararın da sanık vekilleri ve Yerel C. Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının bozma istekli 16.10.2000 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okunda gereği konuşulup düşünüldü.
Sanığın dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu dört kişinin ölümüne neden olmak suçundan cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, özde olayın oluş şeklinin belirlenmesi ve buna bağlı olarak da sanığa değişik oranlarda kusur yükleyen bilirkişi raporlarından hangisinin hükme dayanak alınması gerektiğine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümünde sağlıklı bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi için, somut olayın değerlendirilmesinden önce, trafik kazasına karışan sürücülerin kusurlarının saptanması ve derecelerinin takdir ve tayini konusunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası ile bu yasaya bağlı çıkartılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinde yer alan hükümlerin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
2918 sayılı Yasanın 56. maddesinin (b) bendinde, gelen trafikle karşılaşma:
Sürücüler; iki yönlü trafiğin kullanıldığı taşıt yollarında karşı yönden gelen araçların geçişini zorlaştıran bir durum varsa geçişi kolaylaştırmak için aracını sağ kenara yanaştırmaya gerektiğinde sağa yanaşıp durmaya, zorunludurlar. hükmü yer almaktadır.
Aynı Yasanın 84. maddesinin 1. fıkrasında, (a) bendinden (1) bendine kadar, trafik kazasına karışan sürücülerin asli kusurlu sayılacağı haller belirtilmiş olup, maddenin 2. fıkrasında ise, Ancak, kazada bu hareketlerden herhangi biri, kazaya karışan araç sürücülerinden birden fazlası tarafından yapılmış veya kaza bu hareketler dışında kurallarla yasaklamalara, kısıtlamalara ve talimatlara uyulmaması nedenlerinden doğmuşsa, karayolunu kullananlar için kusur oranı yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir. hükmüne yer verilerek, kazaya karışan sürücülerin müterafik kusurlarının bulunması halinde bu kusurun paylaştırılacağı esası getirilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 157. maddesinde ise, asli kusur sayılan haller Yasanın 56. maddesinde olduğu gibi 12 bentte sayılıp, müterafik kusur halinde kusurun paylaştırılması esası kabul edilmiş ve (c) bendinde, Kaza mahallinde yapılan incelemeler sonunda tespit edilen iz ve delillere ilave olarak kazaya karışanların olay hakkındaki ifadeleri ile varsa şahit ifadeleri, kusur tayininde dikkate alınır. hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm ile müterafik kusurun paylaştırılmasında gözetilecek hususlar ortaya konmuştur. Görüldüğü gibi, olay yerinde tespit edilen iz ve delillerin yorumlanması ve buna göre kusurun tayininde tanık anlatımlarının da dikkate alınması gerektiği açıkça vurgulanmıştır.
Bu açıklamalardan sonra dosya kapsamı incelendiğinde;
Torbalı Bölgesi Trafik İstasyonu görevlilerince 20/07/1997 günü düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında, Selçuk-Torbalı yönünde seyreden sanık Hüseyin'in yönetimindeki otobüs ile karşı yönden seyreden ölen Ahmet yönetimindeki otomobilin saat 01.10 sıralarında Pamukyazı köyü içerisinde çarpıştıkları, kaza yerinde yapılan incelemede yol genişliğinin 10 metre olduğu, sanığın gidiş yönüne göre sağda 2.5 metre emniyet şeridi ile solda 3 metre banket bulunduğu, sanığın şeridin de 20 metre fren izi ve bitiminde orta çizginin hemen sol tarafından çarpışma noktasının tespit edildiği, sanığın yönetimindeki otobüsün çarpışma noktasından 18 metre ileride ve sol şeritte, ölenin yönetimindeki otomobilin ise otobüsün hizasında çarpışma noktasına 25 metre mesafede ve yol dışında olduğu, bu tespitlere göre sanığın gidiş yönüne göre sol şeride geçerek şeride tecavüz kusurunun bulunduğu, ölenin kusurunun olmadığı bildirilmiştir.
Ayrıca, saat 01.30'da jandarma görevlilerince düzenlenen olay yeri tespit tutanağında da aynı bulgulara yer verilmiş ve otomobil sürü