(765 S. K. m. 45, 59, 383) (647 S. K. m. 4, 6) (1412 S. K. m. 32, 66, 76, 260, 308) (2709 S. K. m. 141)
Dava: Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu patlama ve yangına neden olmak suçundan sanıklar Osman, ve Mustafa Necati'nin TCY.nın 383/2, 59. maddeleri uyarınca 10 ay ağır hapis ve 250.000 lira ağır para cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına, bu cezalarının 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesine ilişkin Ankara Sekizinci Ağır Ceza Mahkemesince 24.5.1999 gün ve 53-103 sayı ile verilen kararın sanıklar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Dokuzuncu Ceza Dairesince 13.4.2000 gün ve 916-1054 sayı ile; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine.
Ancak; Sanıklar vekillerinin 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin uygulanması istemleri hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemesi isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay C. Başsavcılığı ise 1.5.2000 gün ve 81310 sayı ile; 1- Sanık Mustafa Necati yönünden illiyet unsurunun oluşmadığı konusu; TCK.nun 383. maddesi taksirle oluşturulan ve genel tehlike yaratan eylemleri kapsamakta olup, bu suçun maddi unsurunu maddede gösterilen tahribat ve musibetlerden birine taksirle sebebiyet vermek oluşturmaktadır. Suçun manevi unsuru ise, taksir, tedbirsizlik veya dikkatsizlik veya sanat ve meslekte tecrübesizlik veya nizam ve kaidelere riayetsizlik olup, failin sorumluluğu için eyleminde taksirin bütün şartları oluşmalıdır. Eylemin taksirli sayılabilmesi için hareketin iradi olması, neticenin öngörülebilir fakat istenmemiş olması, netice ile hareket arasında uygun illiyet bağının bulunması lazımdır (V. Savaş, S. Mollamahmutoğlu, TCK.nun Yorumu 3184 vd.).
Taksiri oluşturan, ana özelliğini veren unsurların;
1- Tipik fiilin istenmemesi,
2- Hukuken korunan, varlıklara zarar verilmesini önlemeye yönelik davranış kurallarına uyulmaması ve,
3- Bu uymamanın faile isnat edilebilir nitelikte öngörülebilir ve önlenebilir nitelikte olup failin davranışı ile sonuç arasında uygun nedensellik bağlantısı bulunması gerektiği vurgulanmıştır. (N. Toroslu, Ceza Hukuku S. 98 vd.). Diğer yandan birden çok kişinin faaliyetinin iştiraki söz konusu olduğu durumlarda, taksir sorunu, başkalarının doğru biçimde davranacağına güven ilkesi ile çözümlenmelidir. Böylece disiplinler arası bir ekip çalışmasında, herkes diğerlerinin doğru hareket ettiğine güvenmek zorunda olduğundan, grupta çalışanlardan her biri sadece kendi faaliyet tipine ait meslek kurallarına uyulmasından sorumludur. Taksire dayalı ceza sorumluluğu yönünden bir insan davranışının ortaya çıkan bir sonucun nedeni sayılabilmesi için bu davranışın o sonucun zorunlu şartı (canditio sine gua non) olması, yani bu davranış olmadan o sonucun gerçekleşmemesi gerekir.
Ayrıca sonucun istisnai etkenlerden ileri gelmemiş olması, yani davranışın gerçekleştirildiği anda dönemin en ileri bilim ve tecrübesine göre, o sonucun davranışın olağan sonucu olarak öngörülebilir olması aranır.
Aksi takdirde failin tutumu ile sonuç arasında doğal, uygun ve insani nedensellik bağının bulunduğu söylenemez (A.g.e. s.56-64). Bu genel açıklamalardan sonra maddi olaya ve dosyadaki belgelere; bilirkişi raporlarına ve tüm kanıtlara bakıldığında, Ölüm ve yaralanmaya neden olan patlama ve yangının meydana geldiği benzin istasyonunun varılan anlaşma uyarınca T.... Petrolcülük A.Ş. tarafından yaptırıldığı ve tapuya tescil edilen kira kontratosuna göre işletmesinin, B.... Kardeşler A.Ş. ne kiralandığı, tesisin periyodik kontrollerinin de T.... A.Ş. nin teknik elemanlarınca yapıldığı, hal böyle iken bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere tesisin hatalı kurulması, akaryakıt depo tanklarının hatalı tesis ve montajı sonuca oluşan parlayıcı buharlarının birikmesine elverişli hacimde taşan akaryakıt buharlarının yine bu alanda mevcut elektrik tesisatı veya başka bir ısı kaynağı ile teması sonucu patlama ve yangının meydana geldiği belirtilmiştir. Olaydan bir hafta önce tesisin tuvaletlerinin bulunduğu bölgede kiralayan T... A.Ş.nin teknik elemanlarınca yapılan denetlemede benzin kokusu geldiği tesbit edilerek, kiracı B.... A.Ş. yetkililerine tuvaletlerin işçilerce kullanıma kapatılması önerilmiş, bu öneriye uyularak tuvaletler kapatılmış, teknik elemanlarca başkaca bir tedbir öngörülmemiştir. Bu duruma göre tamamen teknik bir sebepten kaynaklanan olaydan önce tesisi işleten konumunda olan sanık Mustafa Necati tarafından öngörülebilecek ve önlenebilecek nitelikte kusur yüklenmesini gerektirecek ve olayla illiyetli bir davranışı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, tüm bilirkişi raporlarında sanık M. Necati'nin bu tesisi ruhsatsız olarak işlettiği belirtilerek kendisine izafe edilen 4/8 oranındaki kusur ağırlıklı olarak bu nedene dayandırılmış ise de; Adı geçen sanık yargılamanın tüm aşamalarında tesisin ruhsatsız olmadığını, istasyona ait ilk ruhsatın 11.5.1992 tarih ve 41 sayılı olduğunu, 4.8.1993 tarihinde yapılan tadilatla benzinlik pompa yerinin 14 metre kaydırılarak Çankaya Belediyesince ruhsata bağlandığım, yapı kullanma belgesi (28.3.1993 tarih ve 421/93 sayılı) alındığını, bilirkişi raporlarında ifade edildiği üzere ruhsatların eski istasyona ait olmadığını, bilirkişilerin yetersiz inceleme ile bu sonuca vardıklarım ısrarla savunmuştur. Çankaya Belediyesi İmar Müdürlüğünün 4.2.1999 tarih 15.7.71880 199 (15PO) sayılı yazısının içeriğine göre, olay yeri olan 25360 ada 6 parseline ait dosyasında yapılan incelemede, 24.11.1989 tarih ve 466 sayılı makbuzla yeni inşaat ruhsatı, mağaza, kafeterya, pastane olarak ruhsat verildiği, 11.5.1992 tarih ve 41 sayı ile mağaza ve benzin istasyonu olarak tebligat ruhsatı verildiği. 8.7.1992 tarih ve 282/92 sayı ile benzin istasyonu izin yapı kullanma izin belgesi verildiği, 4.8.1993 tarihinde yapılan tashihatla benzinlik pompa yerinin 14 metre kaydırılarak ruhsata bağlandığı, 28.9.1993 gün ve 421/93 sayı ile benzin istasyonuna yapı kullanma izin belgesi verildiği, mağaza ve benzin istasyonunun yola bakan cephe genişliğinin 60 metre 90 santim olduğunun tesbit edildiği bildirilmiş, bu konulara ilişkin ruhsat ve belge örnekleri dosyaya ibraz edilmiştir. Hal böyle iken, sanık M. Necati vekilinin itirazı üzerine Mahmut, Oğuz Rıza ve Türkan'dan oluşan bilirkişi kurulunca verilen ek raporda Çankaya Belediye Başkanlığının 4.2.1999 tarih ve 1580 sayılı yazılarında belirtilen hususların gerçeği yansıtmadığı bahse konu yapı kullanma izin belgesinin eski petrol istasyonuna ait olduğu sonuç ve kanaatına varıldığı bildirilmiş ve mahkemece bu rapora dayanılarak hüküm kurulmuştur. Bilirkişi raporları takdiri kanıt niteliğinde olup hakimi bağlamaz. Delilleri serbestçe takdir edecek hakim oluşa ve delillere uymayan bilirkişi raporlarına aykırı karar verebilir. Yasalarımızda bunun aksine herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu nedenle maddi olayda anılan resmi belgelerin hangi nedenle gerçeği yansıtmadığı hususunda gerekçeyi ihtiva etmeyen, eksik incelemeye dayalı olup olaya uygun düşmeyen ve açıklamaları ile ulaştığı sonuç çelişkili olan ve sanığa kusur izafe eden bilirkişi kurulunun raporuna dayanılarak sanığın mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırı olup sanık M. Necati'nin eylemi ile patlama ve yangın sonucu ölüm ve yaralanma olayı arasında illiyet rabıtasının mevcudiyetini gösteren herhangi bir halin söz konusu olmadığı, tesisin kiralayan konumundaki T.... A.Ş. tarafından hatalı olarak kurulması olgusundan olay öncesinde haberdar olduğu kanıtlanmayan sanığa izafe edilebilecek kusur bulunmadığı dolayısıyla sonucun sanık tarafından öngörülebilir ve önlenebilir nitelikte olmadığı dikkate alınmadan sanığın beraati yerine yazılı şekilde illiyet unsuru oluşmayan suçtan dolayı TCK.nun 383/2 inci maddesiyle cezalandırılması yasaya aykırıdır.
1- Kabule ve uygulamaya göre de, sanıkların hukuki durumlarına etkili olabilecek durumlar yönünden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu konuşu; Yerel Mahkemece, dosyaya ibraz edilen Çankaya Belediye Başkanlığınca düzenlenen ruhsatların bu yere ait olmayıp evvelce bu yerin 60 metre ilerisinde kurulu bulunan eski istasyona ait olduğuna ilişkin ve dosyadaki belgelerle çelişen bilirkişi raporları ile yetinilmeyerek, aralarında Belediye İmar mevzuatına vakıf olan inşaat mühendisi de bulunan bir bilirkişi kuruluna, Belediyesinden ruhsat işlemleri ile ilgili tüm belge ve krokileri ihtiva eden dosya asılları da getirtilerek olay yerine tatbik edilmek suretiyle keşif yapılması, gerektiğinde belediyeden konuyla ilgili olarak tüm tereddütleri giderecek şekilde izahat alınması ve sonucuna göre sanık M. Necati'nin hukuki durumunun tayini gerekirken bilirkişilerin yetersiz açıklamaları ile yetinilerek eksik soruşturma ile hüküm kurulmuştur. Diğer yandan sanık Osman vekilince verilen dilekçelerde ileri sürülen yakıt tanklarının montajı ve sistemin kurulması işini üstlenen müteahhit firma S.... A.Ş.nin ve özellikle montajı yapan Özer 'in ve yapı ruhsatında fenni sorumlu olarak adı geçen Haldun'un olayda tedbirsizlikleri ile Yasa ve Tüzük hükümlerine aykırı davranışları ile ihmalleri bulunup bulunmadığının bilirkişilerden sorulması talep edildiği halde sanıkların hukuki durumlarına etkili olan ve teknik bir sebepten kaynaklanan olayda üçüncü kişilerin mütefarik kusurlarının sanıklar yönünden daha az kusurlu olmayı veya kusursuz sayılmayı gerektirebileceği nazara alınmayarak bilirkişilere anılan hususlarla ilgili olarak gerekçeli mütalaa alınmadan olayda üçüncü kişilere atfı kabul kusur bulunmadığı biçiminde ger