Ceza Genel Kurulu 2003/1-278 E., 2004/1 K.
EKSİK SÜRENİN HAK OLUŞTURMASINA İLİŞKİN SORUN İÇTİMA TOPLAM SÜRENİN EKSİK HESAPLANMASI 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 448 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 59 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 61 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 62 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 65 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 68 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 70 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 71 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 73 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 77 ] 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 326 ]"İçtihat Metni"
Kasten adam öldürmeye teşebbüs ve bu suçlara iştirakten sanık A.. K.....'nın, TCY.nın 448, 65/3, 59/2, 448, 62, 59/2, 448, 61, 65/3, 59/2, 448, 61, 65/3 ve 59/2. maddeleri ile 29 yıl 12 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakkında TCY.nın 31, 33 ve 40. maddelerinin uygu-lanmasına, tutuk halinin devamına, suça konu tüfek ve kartuşun zoralımına, dolu fişek, tişört ve gömleğin sahiplerine iadesine ilişkin Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29.03.2001 gün ve 191/69 sayılı hüküm, kısmen re'sen temyize tâbi olmasının yanında, O Yer C.Savcısı ve sanık vekili tarafından da temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 10.12.2001 gün ve 3949/4557 sayı ile;
"1-…
…………..
2- Sanık A.. K.....'nın maktüle karşı eyleminden TCK.nun 450/10, 65/3. maddesi uygulanması gerekirken TCK.nun 448. maddesiyle ceza verilmesi" isabetsizliğinden oyçokluğuyla bozulmuştur.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 31.01.2002 gün ve 76445 sayı ile, sanığın cezalandırılmasına yeter ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gerekçesiyle itiraz yasa yoluna başvurulmuş, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 5.3.2002 gün ve 46-182 sayılı karar ile itirazın reddine karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 17.10.2002 gün ve 67-172 sayı ile; sanık A.. K.....'nın TCY.nın 450/10, 65/3, 59/2, 448, 62, 59/2, 448, 61, 65/3, 59/2, 448, 61, 65/3, 59/2, 71 ve 77/1. maddeleri uyarınca 35 yıl 12 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakkında TCY.nın 31, 33 ve 40. maddesinin uygulanmasına karar verilmiştir.
Re'sen temyize tâbi olan hüküm sanık vekilleri tarafından da temyiz olunmakla dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 15.10.2003 gün ve 599-2352 sayı ile;
"1- Sanık A.. hakkında içtima edilen cezaların toplamı 35 yıl 20 ay ağır hapis cezasını oluşturduğu nazara alınarak, TCY.nın 77. maddesi uyarınca sanığa 36 yıl ağır hapis cezasına tekabül edilen 35 sene 12 ay 5 gün yerine yazılı şekilde 35 yıl 12 ay ağır hapis cezası olarak eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmayarak, sanık A.. hakkında maktüle karşı kan gütme saikiyle öldürmeye fer'i iştirak suçunda hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 4771 sayılı Yasanın 1/A maddesi ve TCY.nın 2/2. maddesi uyarınca temel ceza olan "idam" ce-zasının "müebbet ağır hapis" cezasına dönüştürülmesine dair hükmün sanık hak-kında uygulanması gerekirken, yazılı şekilde "idam" cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ise de; bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CYUY.nın 322. maddesince tanınan yetki kullanılarak TCY.nın 450/10. maddesi uygulamasında, temel ce-zanın tayininde hükümdeki "idamına" sözcüğü çıkarılarak yerine "müebbet ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına" ibareleri eklenerek ve 4771 sayılı Yasanın 1/A-a maddesi bendi ve TCY.nın 29. maddesi uyarınca sonuç ceza değişmeyeceğinden sair bölümler ve sonuç ceza korunarak düzeltilen kısmen re'sen de temyize tâbi bulunan hükmün onanmasına" karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 11.11.2003 gün ve 182758 sayı ile; "İtiraz konusu, dört ayrı sonuçları doğru olan cezaların içtimaı sırasında yapılan hatalı uygulamanın lehe temyiz davasın-da sanık yönünden kazanılmış hak oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.
CMUK. 326/4. maddesi temyiz davasının yalnızca sanık yararına açılması halinde "aleyhe bozmama zorunluluğunu" getirmiştir. Bu bir istisnadır ve dar yorumlanmalıdır.
Temyiz edilen hükümde yer alan infaza yönelik uygulamalar kazanılmış hak konusundaki prensibin istisnasını oluşturur.
Yüksek Kurulun bir çok kararı ile de bu husus kesinlik kazanmıştır.
Bu itibarla sonuç cezayı 35 yıl 12 ay 5 gün ağır hapis yerine 35 yıl 12 ay olarak belirle-yen Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekir." görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Özel Daire onama kararının kaldırılıp, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi istenilmiştir.
Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Kan gütme saikiyle adam öldürmeye fer'an iştirak etmekten TCY.nın 450/10, 65/3 ve 59. maddeleri ile 16 yıl 8 ay ağır hapis, kasten adam öldürmeye tam teşebbüs suçundan TCY.nın 448,62 ve 59. maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay ağır hapis, iki ayrı mağduru kasten öldürmeye eksik teşebbüse fer'an iştirak etmekten TCY.nın 448,61,65/3 ve 59. maddeleri ile ikişer kez 3 yıl 4'er ay ağır hapis cezalarıyla cezalandırılıp, cezaları TCY.nın 71 ve 77/1. maddeleri uyarınca 35 yıl 12 ay ağır hapis olarak içtima ettirilen sanık Ali Karaca hakkında ki hüküm, lehe temyiz üzerine Özel Dairece onanmıştır.
Özel Daire ve Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, aynı ilamla 4 ayrı suçtan verilip herbirinin uygulaması ve sonucu doğru bulunan dört ayrı cezanın içtimaında hatalı uygulama sonucu eksik olarak belirlenen toplam ceza miktarının sanık yönünden kazanılmış hak oluş-turup oluşturmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Suçların içtimaı halinin dışında kalan birden fazla ihlallerde; faile, gerçekleşen ihlal sayısınca ceza verilmesi prensibi geçerlidir.
Cezaların içtimaı ile ilgili sistemler ve kurallar da bu gibi hallerde faile ne suretle ceza verileceğini çözmek amacını güder.
Cezaların içtimaı ile ilgili olarak günümüze değin erime (beliğ sistemi), hukuki içtima ve toplama sistemi olmak üzere başlı üç sistem önerilmiş ve uygulanmış, "Maddi içtima sistemi" adı verilen toplama sistemi 6123 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonra Ceza Yasamızca da benimsenmiştir.
Bu sistemde, "kaç suç işlenmişse faile o kadar ceza verilir" prensibi tamamıyla uygulanır, esas itibariyle fail, işlediği bütün suçların cezalarını ayrı ayrı çeker.
Bu sis