Ceza Genel Kurulu 2006/9-141 E., 2006/140 K. CEZANIN BELİRLENMESİ LEHE OLAN HÜKÜMLERİN UYGULANMASINDA USUL SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜT KURMA ZAMAN BAKIMINDAN UYGULAMA
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 314 ] 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 61 ] 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 7 ] 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 220 ] 5252 S. TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ ... [ Madde 9 ] 5275 S. CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA ... [ Madde 98 ] 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 169 ]
"İçtihat Metni"
P…
…. A…
….. ve F…
…. T…
….'un, TCY'nın, 168/2, 3713 sayılı Yasanın 5 ve TCY'nın 59. maddeleri uyarınca 12 yıl 6'şar ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarına, haklarında TCY'nın 31, 33 ve 40. maddelerinin uygulanmasına, R…
…. A…
…. ve A…
…. K…
….'ın, TCY'nın 169, 3713 sayılı Yasanın 5 ve TCY'nın 59. maddeleri uyarınca 3 yıl 9'ar ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarına, TCY'nın 31 ve 20. maddeleri uyarınca, 3 yıl süre ile kamu hizmetlerinden yasaklanmalarına, haklarında 40. maddenin uygulanmasına ilişkin İstanbul 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 4.3.2004 gün ve 369/29 sayılı hüküm, Yargıtay 9. Ceza Dairesince 11.11.2004 gün ve 6075/6278 sayı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
Hükümlülerin hukuki durumlarının 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni yasalar kapsamında değerlendirilmesi isteminde bulunulması üzerine, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 17.10.2005 gün ve 73 sayılı ek karar ile;
5237 sayılı Yasa hükümlerinin hükümlüler lehine olduğu kabul edilerek
1-P.... A.....ve F.... T....'un, 5237 sayılı Yasanın 314/2. maddesi uyarınca 5'er yıl hapis, 3713 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca cezalarının 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına yükseltilmesine, 62. madde uyarınca 6 yıl 3'er ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına,
2- R…
…. A…
…. ve A…
…. K…
…..'ın, 5237 sayılı Yasanın 314/3. maddesi yollamasıyla 220/7. maddesi uyarınca 1'er yıl hapis, 3713 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca 1 yıl 6'şar ay hapis ve TCY'nın 62. maddesi uyarınca 1 yıl 3'er ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına,
3- Tüm hükümlüler hakkında 5237 sayılı Yasanın 53/2. maddesi gereğince aynı maddenin 1. fıkrasının uygulanmasına,
4-5237 sayılı Yasanın 63. maddesinin uygulanmasına ve hükümlüler P…
…. ve F…
…..'nın salıverilmesine karar verilmiştir.
Hükümlüler müdafilerince temyiz edilen hüküm, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 8.3.2006 gün ve 197-1436 sayı ile;
"Hükmün niteliğine göre hükümlüler F.... T.... ve P.... A.....müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK.nun 318. maddesi gereğince reddine.
5252 sayılı TCK.nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesinin amaç ve kapsamı nazara alındığında Yasanın tanıdığı yetkiye dayanılarak evrak üzerinden inceleme yapılmak suretiyle karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
5237 sayılı TCK.nun 58. maddesi, örgüt mensubu olan hükümlüler hakkında tayin olunan hapis cezasının infazı sırasında ve infazından sonra uygulanmak üzere denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasını getirmiş, ayrıca infaz rejiminin de buna göre belirlenmesini öngörmüştür. Maddenin kapsam ve amacından da anlaşılacağı üzere bu hususlar ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup bu konunun gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, gerekse Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek, silahlı örgüt mensubu olmak suçundan mahkûm olan hükümlüler hakkında anılan maddenin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüş,
Hükümlüler R…
….. A…
…. ve A…
….. K…
…. hakkında TCK.nun 169. maddesi uyarınca verilip kesinleşmiş bulunan hükümlerle ilgili olarak yapılan lehe yasa değerlendirilmesi sırasında 5237 sayılı TCK.nun 314/3. maddesinin "suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır" hükmü ve aynı Yasanın örgüt kurmaya ilişkin 220/7. maddesinin "örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır" hükmü karşısında anılan hükümlerin amaç ve kapsamları da nazara alındığında, silahlı örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettikleri kabul edilen hükümlüler hakkında 5237 sayılı TCK.nun silahlı örgüt suçunu düzenleyen 314/2. maddesi uyarınca ceza tayini gerektiği, bu nedenle de 765 sayılı TCK.nun 169. maddesi hükmünün lehe olduğu ve anılan madde ile uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, yanlış değerlendirme ile 5237 sayılı TCK.nun 220/7. maddesi uyarınca yazılı şekilde hüküm tesisi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan incelemeye, mahkemenin soruşturma sonucuna uygun olarak oluşan kanaat, takdir ve uygulaması ile tüm dosya kapsamına göre hükümlüler müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, yukarıda belirtilen eleştiriler dışında usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına" karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 01.05.2006 gün ve 217137 sayı ile;
"Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 23.02.1938 tarih ve 23-9 sayılı kararı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27.12.2005 tarih ve 162-173 sayılı, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 23.02.2006 tarih ve 11954-1687 sayılı, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 12.12.2005 tarih ve 18194-22978 sayılı kararlarına göre;
a) 1 Haziran 2005 tarihinden önce kesinleşen mahkûmiyet hükümlerinde, 5237 sayılı TCK'nun 7/2. maddesi gereğince sanığın/hükümlünün lehine olan yasa, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlülük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesinde öngörüldüğü biçimde önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenecek, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca da, Türk Ceza Kanununun lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde ise duruşma yapılmaksızın karar verilebilecektir. Lehe olan hükümlerin derhal uygulanabileceği haller ise, eylemin tartışmasız olarak suç olmaktan çıkarılması, belirlenen cezanın bir değerlendirme, takdir gerektirmemesi gibi ve benzeri hallerdir. Mahkemece bir değerlendirme yapılarak ve takdir kullanılarak cezanın belirlenmesi veya kişiselleştirilmesinin gerektiği hallerde (örneğin, önceki yasanın tür ve süresi itibariyle erteleme dışında bıraktığı cezaya, yeni yasa erteleme olanağı sağlamışsa, yada suç tanımında değişiklik yapılmışsa) duruşma açılması zorunludur.
b) İnfaz aşamasında, olay yargılaması yapılmadan evrak üzerinden verilen hatalı uyarlama kararları, hükümlü yararına kazanılmış hak (aleyhe bozma yasağı) oluşturmaz. Başka bir anlatımla 5271 sayılı CMK.nun 307/4. maddesi, kesinleşmiş hükümler hakkında verilen hatalı uyarlama kararlarında uygulanmaz.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu olayın değerlendirilmesinde:
Silahlı örgüte yardım ve yataklık suçundan hükümlüler Aydın Kılıç ve Rıdvan Azğan'ın, 765 sayılı TCK.nun 169, 59/2, 31, 40, 3713 sayılı Yasanın 5. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay ağır hapis cezası ve fer'i ceza ile cezalandırılmalarına dair kesinleşmiş hükmün; 5237 sayılı TCK.nun 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesini müteakip İstanbul 10 nolu Ağır Ceza Mahkemesince duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden yeniden değerlendirilmesi sonucu, yargısal denetime açık, karşılaştırmalı lehe yasa değerlendirmesi ve uygulaması yapılmadan, genel bir ifade ile 5237 sayılı Yasa lehe olduğundan bahisle 17.10.2005 tarih ve aynı sayılı ek kararla, 5237 sayılı TCK.nun 314/3, 220/7, 62, 53/1-2, 63, 3713 sayılı Yasanın 5. maddeleri uyarınca 1 sene 3 ay hapis cezası ve güvenlik tedbiri olarak hak yoksunluğuna karar verilmesinde yasaya uyarlık görülmediği gibi, yasa hükmünün hatalı yorum ve uygulanması nedeniyle hükümlülere eksik ceza tayinine ilişkin bu hükmün aleyhe temyiz olmadığından, eleştiri yapılarak onanması da yasaya aykırı bulunmuştur.
Şöyle ki;
1- 765 sayılı TCK.nun, silahlı örgüte yardım ve yataklık suçunu düzenleyen 169. maddesi, 5237 sayılı TCK.nun 314/3 yollaması ile 220/7. maddesinde düzenlenmiştir. Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, 5237 sayılı TCK.nun 220/7. maddesinde suç olarak yaptırım altına alınmıştır. 5237 sayılı TCK.nunda silahlı örgüte yardım ve yataklık adıyla ayrı bir suç tanımlaması yapılmamış, bu kavram altında söz konusu edilen fiillerin örgüt üyeliği gibi cezalandırılması öngörülmüştür. Suç karşılığında uygulanan yaptırım; 5237 sayılı TCK.nun 314/3. maddesi yollamasıyla 220/7 ve 314/2. maddeleri uyarınca beş yıldan on yıla kadar hapis cezası, karşılığı 765 sayılı TCK.nun 169. maddesinde ise 3 seneden 5 seneye kadar hapis cezasıdır. Ayrıca 5237 sayılı TCK.nun 221. maddesinde etkin pişmanlık hükümlerine yer verilmiştir. İlk bakışta ceza süresi bakımından 765 sayılı TCK. lehe gözükse de, koşulları oluştuğunda etkin pişmanlıktan yararlandırılma halinde 5237 sayılı TCK.da lehe olabilecektir. Bu durumun ise, bir inceleme, değerlendirme ve takdir gerektirdiğinde şüphe yoktur. Bu nedenle duruşma açılarak karar verilmesi yasal zorunluluktur. Kaldı ki, mahkemece 5237 sayılı TCK. lehe kabul edilerek uygulama yapıldığına göre, hükümlülere verilen ceza erteleme kapsamına girdiğinden, bireyselleştirme yapılmasının değerlendirilmesi ve takdiri duruşma yapılmasını gerekli kılmaktadır
2- Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması halinde ise, 765 sayılı TCK.nun 169. maddesi lehe olduğundan uyarlama yapılmayarak kesinleşen ilk hükmün aynen infazına karar verilmesi gerekirken, hatalı yorumla (5237 sayılı TCK.nun 314. maddesindeki silahlı örgüt üyesine öngörülen ceza yerine, anılan örgüt dışındaki örgüt üyesine öngörülen ceza verilerek) 5237 sayılı TCK.nun 220/7. maddesi ile eksik ceza tayini yasaya aykırı olup, bu ceza hükümlüler yararına kazanılmış hak oluşturmayacaktır. Zira, olay yargılaması yapılmadan evrak üzerinden verilen hatalı uyarlama kararları, hükümlü yararına kazanılmış hak (aleyhe bozma yasağı) oluşturmaz. Bu nedenle kesinleşen ilk hükümdeki cezayı (3 yıl 9 ay hapis cezası) aşmamak üzere sanık aleyhine bozma kararı verilmesi, kesin hükmün otoritesi sebebiyle yasaya aykırılık teşkil etmeyecektir." gerekçeleriyle itiraz yasa yoluna başvurularak, Özel Daire onama kararının kaldırılıp, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.10.2005 gün ve 73 sayılı ek kararının hükümlüler R…
….. A…
….. ve A…
….. K…
…. yönünden bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yasadışı silahlı terör örgütüne yardım etmekten, R…
….. A…
…. ve A…
….. K…
….'ın, TCY'nın 169, 3713 sayılı Yasanın 5 ve TCY'nın 59. maddeleri uyarınca 3 yıl 9'ar ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmalarına, TCY'nın 31 ve 20. maddeleri uyarınca, 3 yıl süre ile kamu hizmetlerinden yasaklanmalarına, haklarında 40. maddenin uygulanmasına ilişkin İstanbul 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince verilen 4.3.2004 gün ve 369/29 sayılı hüküm, Yargıtay 9. Ceza Dairesince 11.11.2004 gün ve 6075/6278 sayı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
Hükümlülerin hukuki durumlarının 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni yasalar kapsamında değerlendirilmesi isteminde bulunulması üzerine, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince dosya üzerinde yaptığı inceleme sonunda 17.10.2005 gün ve 73 sayılı ek karar ile;
5237 sayılı Yasa hükümlerinin hükümlüler lehine olduğu kabul edilerek;
R..... A.... ve A.... K....'ın, 5237 sayılı Yasanın 314/3. maddesi yollamasıyla 220/7. maddesi uyarınca 1'er yıl hapis, 3713 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca 1 yıl 6'şar ay hapis ve TCY'nın 62. maddesi uyarınca 1 yıl 3'er ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, haklarında 5237 sayılı Yasanın 53/2. maddesi gereğince aynı maddenin 1. fıkrası ve 63. maddesinin uygulanmasına karar verilmiş, hükümlüler müdafiilerince temyiz edilen hüküm, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince, 5237 sayılı TCY'nın 58. maddesi uyarınca örg