(2004 S. K. m. 331, 332, 333, 333/A, 334, 335, 336, 337, 337/A, 338, 339, 340, 341, 342, 343, 344, 345/A, 345/B) (5271 S. K. m. 223, 232) (5252 S. K. m. 7, 9) (5326 S. K. m. 24) (YCGK. 14.11.2006 T. 2006/16-220 E. 2006/231 K.)
Dava ve Karar: Borçlu A
Y..ın nafaka yükümlülüğüne aykırı davranma eyleminden dolayı İİY.nın 5358 sayılı Yasa ile değişik 344. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin İzmir 5. İcra Ceza Mahkemesince 21.12.2005 gün ve 1243-3166 sayı ile verilen kararın yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi nedeniyle Adalet Bakanı tarafından yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 18.09.2006 gün ve 4148-5593 sayı ile;
(... Dosya kapsamına göre, suç tarihinden sonra 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5349 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7. maddesinin 1. fıkrası ile Kanunlarda hafif hapis veya hafif para cezası olarak öngörülen yaptırımlar idari para cezasına dönüştürülmüştür yine 1 Haziran 2005 tarihinde kabul edilip, aynı gün mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2004 sayılı İİK. nunda Değişiklik Yapılmasına Dair 5358 sayılı Kanunun 7. maddesi ile İİK.nun 344. maddesindeki eylemin müeyyidesiz 3 aya kadar tazyik hapsine dönüştürülmüştür. Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. maddesi göz önünde tutulduğunda 5349 sayılı Yasa ile değişik 5252 sayılı Kanunun 7. maddesi sanığın lehine olduğundan aynı maddenin 1. fıkra 1. cümlesi ve 5326 sayılı Kabahatler Yasasının 24. ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddelerine göre müeyyidenin İcra Mahkemesince idari para cezası olarak belirlenmesi gerekir.
Öte yandan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar başlıklı 232. maddesinin 6. fıkrasında Hüküm fıkrasında, 223. maddeye göre verilen ceza miktarının tereddütte yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir şeklindeki düzenlemeye rağmen, infazda tereddüt oluşturacak şekilde mahkûmiyete esas sürenin net olarak belirtilmeyip, sanığın nafaka borcunu ödememe eyleminden dolayı 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının yazılı emre atfen düzenlediği tebliğname yerinde görülmekle ve kanuna aykırılık halinin giderilmesinin de başkaca hallinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, uygulamada birliğin sağlanması amacıyla Yazılı Emre dayanan ihbarnamedeki düşünce gibi İzmir 5. İcra Mahkemesinin 2005/1243-3166 sayılı kararının bozulmasına... ) karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 24.11.2006 gün ve 103816 sayı ile; sanığın eylem tarihinin 01.06.2005 tarihinden sonra olması nedeniyle Yerel Mahkemece hapsen tazyik kararı verilmesinin yerinde olduğu, ayrıca hapsen tazyik kararlarının disiplin hapsi niteliğinde olup öngörülen yaptırımın bu niteliği itibariyle verilen kararın da bir hüküm niteliğinde olmadığı, bu nedenle Yerel Mahkemece