Ceza Genel Kurulu 2007/2-247 E., 2007/257 K. CUMHURİYET SAVCISININ KARARINA İTİRAZ
5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 173 ]
"İçtihat Metni"
Müşteki M.... A.. B....'ın şikâyet dilekçesi üzerine Isparta Cumhuriyet Başsavcılığınca 25.12.2006 gün ve 3645 sayı ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara müşteki vekilinin itirazını inceleyen Burdur Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca 07.02.2007 gün ve 97 sayı ile;
"...yapılan hazırlık soruşturması kapsamına göre, Cumhuriyet Savcılığı tarafından adı geçen telefon şirketleri nezdinde gerekli araştırma yapılmadan takipsizlik kararı verildiği, aranan numaralar ile özel numaraların Türkcell ve Telsim şirketlerinden temin edilerek delillerin toplanacağı, toplanan delillerin takdiri ve münakaşasında suç yeri yetkili ve görevli mahkemeye ait olacağı anlaşılmakla, verilen takipsizlik kararının usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, müşteki vekillerinin vaki itirazının kabulü ile takipsizlik kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir..." gerekçesiyle itirazın kabulü ile takipsizlik kararının kaldırılması ve gereğinin yapılması için dosyanın Isparta Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi kesin olarak karara bağlanmıştır.
Adalet Bakanlığının talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 05.07.2007 gün ve 119503 sayı ile;
"...5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanununun "Cumhuriyet Savcısının kararına itiraz" başlıklı 173. maddesinin 3. fıkrasındaki "Başkan, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, O yer Sulh Ceza Hâkimini görevlendirebilir." şeklindeki düzenleme sebebiyle noksanlığın mercii mahkemece tamamlanacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi..." isabetsizliğinden kararın CYY'nın 309. maddesi uyarınca yasa yararına bozulması isteminde bulunmuş, dosyayı inceleyen Yargıtay 2.Ceza Dairesince 20.09.2007 gün ve 12953-11683 sayı ile;
"Kanun yararına bozma istemindeki düşünce dosyadaki bilgi ve belgelere göre yerinde görüldüğünden (BURDUR) Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca kesin olarak verilen 07.02.2007 gün ve 2007/97 sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Yargılaması Yasası'nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin yerel makamlarca yerine getirilmesine" karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 02.11.2007 gün ve 119503 sayı ile;
"...kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz üzerine verilen karar yerindedir. Mercii kararı üzerine Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturmaya başlanması, araştırma ve soruşturma işlemlerinin yapılması, kanıtların toplanması ve elde edilen neticeye göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Aksi kabul; soruşturmanın istisna dışında Cumhuriyet savcısı tarafından yapılması gerektiğine ilişkin kurala aykırılık oluşturur ve (faili belli olmayan eylemlerde dahi) hiçbir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesine ve böylece Cumhuriyet savcısı tarafından yapılması zorunlu soruşturma görevinin, itiraz merciin kararlarıyla sulh ceza hâkimleri tarafından yaptırılması sonucunu doğurur. Kanun Koyucunun amacının bu olmadığı muhakkaktır. Bu itibarla, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi gerekmektedir." görüşüyle Özel Daire kararının kaldırılarak Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesini itiraz yasa yoluyla talep etmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Müşteki M.... A.. B.... 21.12.2006 tarihli şikâyet dilekçesiyle, kendisine ait olan ve eşi tarafından kullanılan 546- 435 47 08 ve 539- 355 82 21 nolu telefonların bir süredir özel bir numaradan aranarak kendisine hakaret edildiğini ve şikâyetçi olduğunu belirtmesi üzerine Cumhuriyet savcısınca aynı tarihte alınan ifadesinde, telefona çıktığında kendisine "ibne, puşt, kavat" gibi kelimeler ile hakaret edildiğini belirtip şikâyetçi olduğunu ve uzlaşmayı istemediğini beyan etmesine karşın başkaca herhangi bir araştırma yapılmadan Isparta Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın vaki itiraz üzerine Burdur Ağır Ceza Mahkemesi Başkanınca kaldırılmasına karar verilmesi şeklinde gerçekleşen maddi olayda, Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara itiraz edilmesi ve incelemeyi yapan en yakın ağır ceza mahkemesi başkanının itirazı soruşturmanın yetersiz yapıldığı için yerinde görmesi halinde, tamamlanması gereken soruşturmanın CYY'nın 172/3 maddesi uyarınca kendisi veya o yer sulh ceza hâkimince mi yoksa kararı veren Cumhuriyet Savcılığınca mı yapılması gerekeceğine ilişkindir.
CYUY'nın 164. maddesinde kullanılan "takibata yer olmadığına dair karar" ifadesi nedeniyle uygulamada takipsizlik kararı da denilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara itirazın düzenlendiği 5271 sayılı CYY'nın 173. maddesindeki;
" (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet Savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi başkanına itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik: 25.5.2005-5353/26 md.) Başkan, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer sulh ceza hâkimini görevlendirebilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik: 25.5.2005-5353/26 md.) Başkan istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.
(6) İtirazın reddedilmesi halinde; Cumhuriyet savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davasını açabilmesi, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan ağır ceza mahkemesi başkanının bu hususta karar vermesine bağlıdır." şeklindeki düzenleme incelendiğinde, ilk bakışta kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı inceleyen ağır ceza mahkemesi başkanının üç yetkisinin olduğu görülmektedir:
1- Kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder.(CYY. nın 173/3- 2.cümle)
2- İstemi yerinde bulabilir ki o takdirde Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir. (CYY. nın 173/4)
3- Başkan, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer sulh ceza hâkimini görevlendirebilir. Bu durumda eksiklikleri ke