"İçtihat Metni"
Tebliğname: 250419
Yargıtay Dairesi : 11.Ceza Dairesi
Mahkemesi : KAHRAMANMARAŞ 1. Ağır Ceza
Günü : 04.07.2008
Sayısı : 175-320
1997-2002 yılları arasında suç işlemek için teşekkül oluşturan sanıklar A.. Ö.., M. N. S.., Ö. S.. ve Y.. O..’nun, diğer arkadaşlarıyla birlikte değişik illerde bulunan çeşitli banka şubelerinden, yüzlerce kez sahte kimliklerle başkalarına ait paraları çekerek, bankayı aracı kılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve sahte kimlik düzenleyerek kullanmak, ayrıca sanık M..N..’in sahte mahkeme ilamı düzenlemek suretiyle resmi evrakta sahtecilik, cezaevi müdürü olan sanık M..A..’ın da işlenen bu suçu yetkili mercilere bildirmeme suçlarını işlediklerinden bahisle, çeşitli iddianamelerle açılan kamu davaları birleştirildikten sonra; Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 27.06.2007 gün ve 382-303 sayı ile; “sanık A..Ö..’in suç işlemek için çete oluşturmak ve bankayı aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçlarından toplam 222 yıl 16 ay ağır hapis ve 889.141 YTL. ağır para cezası yerine 765 sayılı Yasanın 71, 75 ve 77. maddeleri uyarınca içtimaen 36 yıl ağır hapis ve 889.141 YTL. ağır para cezası; sanık M..N.. S..’nun suç işlemek için çete oluşturmak, bankayı aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından toplam 403 yıl 40 ay ağır hapis ve 1.322.434 YTL. ağır para cezası yerine 765 sayılı Yasanın 71, 75 ve 77. maddeleri uyarınca içtimaen 36 yıl ağır hapis ve 1.322.434 YTL. ağır para cezası; sanık Ö.. S..’nin suç işlemek için çete oluşturmak ve bankayı aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçlarından toplam 78 yıl 8 ay ağır hapis ve 159.242 YTL. ağır para cezası yerine 765 sayılı Yasanın 71, 75 ve 77. maddeleri uyarınca içtimaen 36 yıl ağır hapis ve 159.242 YTL. ağır para cezası; sanık Y..O..’nun suç işlemek için çete oluşturmak ve bankayı aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçlarından toplam 34 yıl ağır hapis ve 73.909 YTL. ağır para cezası ile cezalandırılmalarına, 5252 sayılı Yasa uyarınca tüm sanıklar hakkındaki ağır hapis cezalarının hapse, ağır para cezalarının adli para cezasına çevrilmesine; sanık M.. A..’ın ise 5237 sayılı Yasanın 257/1. maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanıklar hakkında ayrı ayrı ve çeşitli sürelerde hak mahrumiyetine..” hükmolunmuştur.
Hükümlerin; (diğer bazı sanıklarla birlikte) sanıklar M..N..S.., A..Ö.., Ö..S.., Y.. O..ve M.. A.. müdafileri ile katılan Ziraat Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 11. Ceza Dairesince 25.03.2008 gün ve 239-1719 sayı ile; diğer bozma nedenleri yanında, “…Sanıklar M.. N..S..’na "dolandırıcılık" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından, sanıklar A.. Ö.., Ö..S..ile Y..O..’na "dolandırıcılık" suçlarından verilen cezaların içtima sırasında, 765 sayılı TCK.nun 313/5. maddesindeki “teşekkül mensuplarının, teşekkülün amacına yönelik cürüm işlemeleri halinde, verilecek cezaların toplamı en ağır cezayı gerektiren fiilin cezasının azami haddini geçemez” hükmünün gözetilmemesi…” isabetsizliğinden bozulmuştur.
Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesince 04.07.2008 gün ve 175-320 sayı ile, bozma kararının III nolu paragrafının 1 nolu alt başlığı altında yer alan bu bozmaya karşı, “…Mahkememizce yapılan değerlendirmede, teşekkül mensuplarının, teşekkülün amacına yönelik olarak cürüm işlemeleri halinde TCK 313/5. maddesinin 765 sayılı TCK 68 ila 77 maddelerindeki içtima hükümlerinden ayrılmayı gerektirir bir düzenleme olmadığı, bu hükmün teşekkül faaliyeti şeklinde suç işlenmesini özendirici şekilde yorumlanamayacağı, ancak teşekkülün amacına yönelik işlenen suçlardan birisi için yasada öngörülen cezanın üst sınırı TCK 68-77 maddeleri hükümleri nazara alınarak azami ceza miktarı ve üzerinde ise uygulanabileceği kanısına varılmış olmakla…” denilmek suretiyle, sanıkların hüküm verildiği tarihte henüz zamanaşımına uğramamış olan suçlarıyla ilgili olarak verilen cezalar önceki kararda olduğu gibi 765 sayılı Yasanın 71,75 ve 77. maddeleri uyarınca içtima ettirilerek direnilmiş, diğer tüm bozma nedenlerine ise uyulmuştur.
Hükmün sanıklar A..Ö.., M..N.. S.., Ö.. S..ve Y..O.. müdafileri ile katılma talebi reddedilmiş olan Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.01.2009 gün ve 250419 sayılı katılma talebinin reddine yönelik temyiz isteminin reddini, bazı suçlar açısından zamanaşımının dolduğundan bahisle düşme kararı verilmesini, diğer hükümlerin ise onanmasını talep eden tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yerel Mahkemece, Özel Daire kararında yer alan bozma nedenlerinden, sadece “cezaların toplanmasına ilişkin ilkeyi belirleyen bozma nedenine” direnilmiş, diğerlerine ise uyulmuş olması sebebiyle, Genel Kurul’daki inceleme bu konuya hasren yapılmıştır.
Bu durumda, Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, “cezaların 765 sayılı TCY’nın 68 ve devamı maddelerine göre mi, yoksa aynı Yasanın 313/5. maddesine göre mi toplanacağına” diğer bir deyişle, 313/5. maddenin uygulanma koşullarına ilişkindir.
“Bu konudaki ilkenin belirlenmesi amacıyla” sınırlı olarak yapılan incelemede;
Yerel Mahkemece 765 sayılı TCY’nın 68 ve devamı maddeleri uyarınca; cürüm işlemek için teşekkül oluşturarak, nitelikli dolandırıcılık suçlarını işleyen sanık A..Ö.. hakkında 222 yıl 16 ay ve Ö.. S..hakkında 78 yıl 8 ay olarak hesaplanan hapis cezaları ile nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işleyen sanık M..N..S..hakkında 403 yıl 40 ay olarak hesaplanan hapis cezasının 36 yıla içtima ettirildiği, sanık Y..O.. hakkında ise 34 yıl hapis cezasına hükmedildiği; buna karşılık Özel Dairece bu toplamanın aynı Yasanın 313/5. maddesi gereğince yapılması gerektiğinden bahisle bozma kararı verildiği; yerel mahkemece de bozma kararına direnilmek suretiyle bazı davalar açısından zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildikten sonra, sanık A..Ö..hakkında 222 yıl 16 ve Ö..S..hakkında 50 yıl 8 ay olarak hesaplanan hapis cezaları ile M..N.. S..hakkında 312 yıl 46 ay olarak hesaplanan hapis cezasının 36 yıla içtima ettirildiği, sanık Y.. O..’nun ise 10 yıl hapis cezasıyla tecziyesine hüküm verildiği görülmektedir.
765 sayılı TCY’nın 313. maddesi, 14.06.1991 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3756 sayılı Yasanın 4. maddesiyle değiştirilmiş ve 5. fıkradaki düzenleme de bu değişiklikle birlikte maddeye eklenmiştir.
313. maddenin 5. fıkrasındaki düzenlemeye göre; “Teşekkül mensuplarının teşekkülün amacına yönelik cürüm işlemeleri halinde, verilecek cezaların toplamı en ağır cezayı gerektiren fiilin cezasının azami haddini geçemez.”
Düzenlemenin daha iyi anlaşılabilmesi için, yasalaşma sürecinin irdelenmesi gerek¬mektedir.
Bu düzenlemeye esas olan ve 08.11.1990 tarihinde TBMM’ ne sunulan “Türk Ceza Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı”nın genel gerekçesinde bu maddeye ilişkin olarak; “Cürüm işlemek için teşekkül meydana getirmek halini düzenleyen 313. maddenin ihtiva ettiği ‘…yalnız teşekkül meydana getirmekten dolayı’ ibaresi sebebiyle teşekkül mensuplarına hem işledikleri amaç suçun cezası hem de teşekkül kurmaktan dolayı 313. maddeden ceza verilmektedir. Bu durumu önlemek için gerekli değişikliği yapmak, …lüzumu ortaya çıkmaktadır. ” denilmektedir.
Aynı tasarının madde gerekçeleri kısmında da; ikinci madde gerekçesinde, “Bu madde ile kanunun 313. maddesinin birinci ve beşinci fıkralarında değişiklik yapılmaktadır. ….Maddenin beşinci fıkrasında yapılan değişiklikle teşekkül mensuplarının, teşekkülün amacına yönelik bir cürüm işlemeleri halinde işlenen cürmün cezası ile maddede yazılı fiillerin cezasından hangisi ağır ise o ceza uygulanacak, mesela işlenen amaç suçun cezası cürüm işlemek için teşekkül kurmak suçunun cezasından daha ağır ise o ceza uygulanacak, faile ayrıca teşekkül kurmaktan veya kurulmuş teşekküle katılmaktan dolayı ceza verilmeyecektir.” açıklaması yer almaktadır.
Buna göre, hükümetin teklif ettiği metinde; tasarının ikinci maddesi ile 313. maddenin sadece birinci ve beşinci fıkralarının değiştirilmesi öngörülmüş olup, 5. fıkraya ilişkin düzenleme; “Teşekkül mensuplarının teşekkülün amacına yönelik bir cürüm işlemeleri halinde o cürmün cezası veya yukarıdaki fıkralarda yazılı cezanın hangisi ağır ise o ceza uygulanır.” şeklindedir.
Ancak, bu metin Adalet Komisyonunca 2. maddeden 4. maddeye alınarak, 313. maddenin tamamının yeniden düzenlenmesi şeklinde değiştirilmiş ve komisyon tarafından kabul edilen metin aynen yasalaşmıştır.
Bu değişiklikle ilgili olarak, Adalet Komisyonu raporunun 5 numaralı paragrafında; “Türk Ceza Kanununun 313. maddesinin birinci ve beşinci fıkralarını değiştiren Tasarının 2. maddesi, maddenin diğer fıkralarında yer alan ceza miktarları Tasarının gerekçesi dikkate alınarak yeniden düzenlenmiş ve maddenin tümü değiştirilmiş, çerçeve madde de bu değişikliğe paralel olarak düzenlenerek 4. madde olarak kabul edilmiştir.” ifadesine yer verilmiştir.
Yasalaşma süreci bir bütün ola