Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/1-56 Esas 2010/111 Karar
Karar Dilini Çevir:
(5237 S. K. m. 29, 31, 51, 52, 53, 54, 62, 81, 82) (6136 S. K. m. 13) (5271 S. K. m. 231)

Dava: Sanıklardan E.'nin, kasten öldürme suçundan, 5237 sayılı TCY'nın 81, 29, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca sonuçta 6 yıl 8 ay hapis; yasak silah taşıma suçundan 6136 Sayılı Yasanın 13/1, TCY'nın 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis ve 250.00.-YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, TCY'nın 50. maddesi uyarınca sanık hakkındaki kısa süreli özgürlüğü bağlayıcı cezanın günlüğü 20 YTL'den 4000.-YTL adli para cezasına çevrilmesine ve bu cezasının 52/4. madde uyarınca 1'er ay arayla 8 eşit taksitte alınmasına, sanık hakkındaki yasak silah taşıma suçundan verilen cezanın paraya çevrilmiş oluşu dikkate alınarak hükmün açıklanmasının ertelenmesine yer olmadığına; sanık N.'un ise, kasten öldürme suçundan TCY'nın 81, 29, 62. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hakkında TCY'nın 53. maddesinin uygulanmasına; yasak silah taşıma suçundan 6136 Sayılı Yasanın 13/1, ve TCY'nın 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 375.-YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve hakkında TCY'nın 53. maddesinin uygulanmasına, suçu işleyiş şekli, silahla adam öldürmüş olması dikkate alınarak bir daha suç işlemeyeceği kanaati oluşmadığından bu suçtan verilen cezanın TCY'nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine yer olmadığına, suçta kullanılan emanette kayıtlı 2 adet tabanca, boş kovanlar ve diğer eklerinin TCY'nın 54. maddesi uyarınca zoralımına ilişkin Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 23.11.2007 gün ve 146-328 sayı ile verilen hükmün, sanıklar müdafii ve katılan Ü. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce 15.04.2009 gün ve 7373-2154 sayı ile;

A) Öldürme suçu yönünden;

a) Anneleri N. ile maktulün ilişkisini ailenin namus ve şerefini eksilten bir davranış olarak nitelendiren sanıkların, eylemlerini, töre/namus saiki ile gerçekleştirdikleri anlaşıldığı halde, 5237 sayılı TCK'nun 82/1-k maddesi gereğince cezalandırılmaları gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek, kasten öldürme suçundan aynı kanunun 81. maddesi ile hüküm kurulması,

b) Olay tarihinde dul ve reşit olan N. ile maktulün yaşam tarzlarının sanıklara yönelik haksız fiil oluşturmayacağı gibi maktulden gelen ve haksız tahrik oluşturan herhangi bir söz veya davranış bulunmadığı, töre/namus saiki ile öldürme olayında haksız tahrik hükümlerinin sanıklar hakkında uygulanamayacağı düşünülmeden, tahrik hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,

B) 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçu yönünden;

5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında; ceza miktarının üst sınırının 2 yıla çıkarılması, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlarla ilgili sınırlandırmanın da kaldırılması nedeniyle yerel mahkemece yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel mahkeme ise, 02.09.2009 gün ve 233-287 sayı ile;

5237 sayılı TCK'nun 82/1-k maddesinde düzenlenen töre saiki ile adam öldürme suçlarındaki töre kavramı Türkçe sözlükte, töre cinayeti, bazı bölgelerde töre kurallarına uymama sebebi ile genellikle genç kız ve kadınların aile meclisi kararı ile, yine aileden biri tarafından öldürülmesidir şeklinde tarif edilmiştir; töre cinayeti ile namus cinayeti aynı anlamda değildir. Namus cinayeti olarak adlandırılan eylemler, bireysel olmasına karşın, töre cinayetinde özellikle genç kız ve evli kadınların aile veya aşiret ileri gelenlerinin onayı olmaksızın karşı cinsle ilişki kurması, evlenmesi, kaçması gibi olayların ailenin onurunu kırması gerekçesi ile aile meclisi kararı ile öldürülmesi söz konusudur. Töre cinayetinde faili suç işlemeye yönelten saik, töre baskısı altında öç alma duygusu, yanlış dinsel inanç ve toplumsal değer yargısıdır. Töre cinayetlerinin içeriğinde kolektif bir onurun; sosyal, siyasal ve ekonomik boyutları bulunmaktadır ve dolayısıyla da töre cinayetlerinde ailede, cemaatte veya aşirette açıktan veya gizli olarak davranış ve dışlama şeklinde başlayan faili suça mutlak bir şekilde itmekte olan bir karar bulunmakta ve fail tek olsa dahi sonuçta açıktan veya üstü örtülü verilmiş kolektif bir karar söz konusu olmaktadır. Sonuç olarak töre cinayetlerinde kolektif bir karar ve ruh bulunmakta, namus cinayetlerinde kolektif ruh ve karar bulunmamaktadır; dolayısı ile töre ve namus kavramları kabul edildiğinin aksine farklı kavramlar, 5237 sayılı TCK'nun hazırlık aşamasında yapılan tartışmalara rağmen namus ibaresi yasa metnine eklenmemiştir gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de katılan Ü. vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığı'nın bozma istemli 25.02.2010 gün ve 32606 sayılı tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulu'nca incelenmiş, aşağıda belirtilen gerekçelerle karara bağlanmıştır.

Türk Milleti Adına

Ceza Genel Kurulu Kararı

Katılanın, 6136 Sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılan kamu davasına katılma ve bu suçtan kurulan hükümleri temyize yetkisi bulunmadığından, katılan vekilinin, sanıklar haklarında 6136 Sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin, 5320 Sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY'nın 317. maddesi uyarınca reddine karar verilerek, kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde;

Kardeş olan sanıkların, dul olan anneleri tanık N. ile maktul arasında gönül ilişkisi ve cinsel birliktelik olduğundan şüphelendikleri, olay günü annesini evde göremeyen sanık E.'nin maktule ait işyerine geldiği, burada maktul ve annesini uygunsuz vaziyette görmesinden sonra durumu diğer sanık N.'a söylediği, annelerinin maktulle ilişkisini namus meselesi sayan sanıkların eve gidip silahlarını alarak maktulün işyerine gittikleri, anneleri ile ilişkisi konusunda maktulü kısa bir süre sorguladıkları ve ilişkiyi kabul etmeyen maktulü eylem ve fikir birliği içinde, ele geçirilen ruhsatsız silahları ile ateş ederek öldürdükleri somut olayda, özel daire ile yerel mahkeme arasında, oluş ve sübutta bir uyuşmazlık bulunmayıp, Ceza Genel Kurulu'nca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;

1- Sanıkların eylemlerini 5237 sayılı TCY'nın 82/1-k maddesinde öngörülen töre saikiyle gerçekleştirip gerçekleştirmedikleri,

2- Olayda sanıklar yararına haksız tahrik hükümlerinin uygulanması koşullarının bulunup bulunmadığı,

Noktalarında toplanmaktadır.

Töre saikiyle insan öldürme suçu, 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 82. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinde, kasten öldürme suçunun nitelikli hali olarak düzenlenmiştir. 765 sayılı Türk Ceza Yasası'nda yer almayan ve 5237 sayılı TCY ile somut bir norm olarak hukukumuza giren töre saikinin tanımı yasada yapılmamış, töre saiki"nden ne anlaşılması gerektiği, toplumsal yapıdaki dinanizm de nazara alınarak uygulama ve öğretiye bırakılmıştır.

Saik kavramı, Türkçe sözlüklerde, sebep, güdü, sevkeden, götüren, faili suç işlemeye sevkeden his ve menfaat şeklinde tanımlanmıştır. Töre kavramı ise, bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü, âdet ya da bir toplumdaki ahlaki davranış biçimleri, adap şeklinde tanımlanmaktadır.

Töre kavramının, namus kavramını da kapsayıp kapsamadığı sorusuna gelince, namus kavramının sözlük anlamının, bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet şeklinde açıklandığı görülmektedir. Tanımların benzerliği nazara alındığında, töre kavramının, namus kavramını da içeren bir üst kavram olduğu anlaşılmaktadır.

Nitekim, Türk Dil Kurumu sözlüğünde töre cinayeti kavramının tanımı ise, bazı bölgelerde geleneksel anlayışlara uymama sebebiyle genellikle genç kız veya kadınların ailesinin kararıyla yine aileden biri tarafından öldürülmesi, namus cinayeti şeklinde yapılmıştır.

Töre belli koşullarda namusu da içeren bir üst kavram ise de, töre ve namus cinayetlerinin aynı olup olmadığı veya yasa koyucunun, töre saikiyle işlenen kasten öldürme suçlarında, namus saikiyle işlenen kasten öldürme suçlarını mı kast ettiği hususunda bir sonuca ulaşmak için 5237 sayılı TCY'nın yasalaşma sürecinin de değerlendirilmesi gerekmektedir.

5237 sayılı TCY'nın 82. maddesinin TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşmeleri esnasında verilen bir önerge ile, töre saikiyle gerçekleştirilen kasten öldürme fiilleri nitelikli hal olarak düzenlenmiş; yapılan görüşmelerde, namus saikiyle işlenen öldürme fiillerinin de bu kapsamda bulunduğu, namus kavramının çok geniş ve ortak bir tanımın bulunmasındaki güçlük nazara alınarak, bu kavramın kullanılmadığı, toplumsal bir değer olarak hukuk düzenince de korunması gereken namusa yönelik saldırılar karşısında esasen haksız tahrik oluşturan davranışlar nedeniyle işlenen suçlarda, toplumsal bir değer olarak kabul edilen bir namus anlayışının da, hukuki korumadan yoksun kalabileceği ve maddenin uygulanması koşullarının oldukça genişletileceği, esasında cezada indirim yapılmasını gerektiren bir hal bulunmasına karşın bunun nitelikli hal olarak düzenlenmesi suretiyle bazı koşullarda çelişki yaratılacağı, buradaki saikin hukuken onaylanmayan ve kabul görmeyen bir saik olması gerektiği, dolayısıyla haksız tahrikin koşullarının bulunduğu olaylarda esasen bu saikle de hareket edilemeyeceği görüşleriyle, töre saiki tanımı yapılmadığı gibi, madde metninde de, namus saiki ifadelerine yer verilmemiştir.

Öğretide ise bu suç tipi ile ilgili olarak;

Doç. Dr. Veli Özer Özbek, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı adlı eserinde; töre saikiyle öldürme aynı zamanda namus kurtarma düşüncesine dayandığı ve kadına yönelik işlendiğinden bu tür fiiller namus cinayeti olarak da adlandırılmaktadır. Kanımızca buradaki töre saikinin namus saikini de içine alacak şekilde anlaşılması gerekir. Böyle olunca sadece bir törenin gereği olarak değil, böyle bir töre olmasa da namusunu kurtarma saikinin varlığı hükmün uygulanması için yeterli olacaktır (Cilt 2, sh. 243);

Prof. Dr. Zeki Hafıoğulları ve Doç. Dr. Muharrem Özen ise, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler Kişilere Karşı Suçlar adlı eserlerinde, Töresel olmayan ama yaygın rastlanan bazı haller konusunda bir açıklık getirmemiş olmakla birlikte, kanun, feodal toplumun, feodal toplum kalıntısı toplumların töresel bir davranışı olan namus kurtarmak saikiyle insan öldürmeyi suçu ağırlatan neden sayması övülecek, yerinde bir davranış olmuştur.

... Töre saikiyle öldürmenin kabul edilebilmesi ve cezanın artırılabilmesi için, bizce, öldürme fiili, namus kurtarmak adına, aile meclisinin kararı olarak, kirlendiği düşünülen kadın veya kızın yahut birlikte kirletenin öldürülmesi biçiminde gerçekleşmiş olmalıdır (sh. 54),
Açıklamasına yer vermişlerdir.

Gerek yasanın hazırlık çalışmaları, gerekse öğretideki görüşler birlikte değerlendirildiğinde, yasa koyucunun bu suç tipini nitelikli hal olarak öngörmesinin en başta nedeninin, töre veya namus cinayeti olarak adlandırılan akraba içi öldürme suçlarında haksız tahrik indiriminin yanlış biçimde uygulanmasının önüne geçmek olduğu, failin adeta görev bilinciyle hareket ettiği bu suç tipinde, namus kavramına yer verilmemesinin, ileride doğabilecek olan sorunları önlemeye ve hukuk düzenince de kabul edilen bir namus anlayışının hukuki korumadan yoksun bırakılmasının önüne geçmek olduğu, bununla birlikte, toplumun ortak vicdanı ve hukuk düzenince de kabul görmeyen bir namus anlayışıyla gerçekleştirilen öldürme fiilerinin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, bu suç tipinde, genel olarak mağdur kadın ise de, yasa koyucunun bir ayrım gözetmediği, töre saiki kavramının, belirli koşullarda namus saikini de kapsayan bir üst kavram olduğu, namus saikiyle işlenen bir kısım kasten öldürme suçlarının da 5237 sayılı TCY'nın 82/1-k maddesi kapsamında cezalandırılması gerektiği,

Diğer yönden, yerel mahkemenin direnme gerekçesinde belirttiği ve öğretide de bir kısım yazarlarca kabul edilen, töre saikiyle suçun işlen

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat