Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2011/210 Esas 2011/218 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2011/7-210 E.  ,  2011/218 K.
"İçtihat Metni"

İtirazname : 2011/59174
Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
Mahkemesi : İSTANBUL 8. Ağır Ceza
Günü : 10.02.2010
Sayısı : 140-5

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 11.05.2004 gün ve 223 sayılı iddianamesiyle sanıklar M...E..K... ve D.. B.. ile haklarındaki hükümler inceleme dışı olan sanıklar O.. B..., O...E... ve C..Ç...'ın banka zimmeti suçundan 4389 sayılı Bankalar Yasasının 22/3. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış ve mahkemenin 2004/140 esas sayılı ana dosyasında yargılamaya başlanmıştır.
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2003 gün ve 449 sayılı iddianamesi ile sanıklar M... E....K...., O... E..., O...B..., İ.... S...B... ve hakkındaki hüküm inceleme dışı olan sanık T... F..A...in talimatlara aykırılık suçundan 4389 sayılı Bankalar Yasasının 22/2. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Şişli 6. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış, mahkemece eylemlerin banka zimmeti suçunu oluşturduğundan bahisle 19.10.2004 gün ve 376-2705 sayı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın gönderildiği İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesince 03.02.2005 gün ve 479-17 sayı ile yargılamanın aynı mahkemenin 2004/3 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek yapılan yargılama sonucunda da 23.02.2005 gün ve 3-30 sayı ile görevsizlik kararı verilerek dosya İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş, belirtilen mahkemece de 05.05.2005 gün ve 39-30 sayı ile 2004/140 esas sayılı ana dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 08.04.2004 gün ve 2778 sayılı iddianamesi ile sanıklar M...E...K..., O...B..., O... E...ile haklarındaki hükümler inceleme dışı olan sanıklar İ...S....B..., T... F... A..., A... M.... E...ve E....A....'nın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan 765 sayılı TCY'nın 510 ve 522. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Şişli 6. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış, anılan mahkemece 16.04.2004 gün ve 156-931 sayı ile görevsizlik kararı verilerek dosya İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş, anılan mahkemece 19.07.2004 gün ve 160-54 sayı ile yine aynı mahkemenin 2004/140 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 16.06.2004 gün ve 4774 sayılı iddianamesi ile sanıklar M...E..K...., O...E... ve O... B....'in hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan 765 sayılı TCY'nın 510 ve 522. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Şişli 9. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış, anılan mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş, bu mahkemece de dosyanın, 19.10.2006 gün ve 73-87 sayı ile 2004/140 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2004 gün ve 4725 sayılı iddianamesi ile de sanıklar M... E...K..., O...B... ve O...E... ile haklarındaki hüküm inceleme dışında bulunan sanıklar T... F.. A..., İ...S... B..., K...K..., H... D...ve H...M..nin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan 765 sayılı TCY'nın 510 ve 522. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Şişli 6. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış, anılan mahkemence 19.10.2004 gün ve 376-2705 sayılı görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderildiği İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 23.02.2005 gün ve 2004/3-30 sayılı görevsizlik kararı verilerek dosya İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiş, 2005/39 esasına kaydedildikten sonra 05.05.2005 gün ve 39-30 sayı ile de 2004/140 esas sayılı ana dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleşen bu dosyalar üzerinden yapılan yargılama sonucunda İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesince 10.02.2010 gün ve 140-5 sayı ile;
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 11.05.2004 gün ve 223 ile Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2003 gün ve 449 sayılı iddianamelerine konu eylemlerle ilgili olarak açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmalarına,
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 08.04.2004 gün ve 2778, 15.06.2004 gün ve 4725 ile 16.06.2004 gün ve 4774 sayılı iddianamelerine konu eylemlerle ilgili olarak;
Sanık M...E...K..'in banka zimmeti suçundan 5411 sayılı Bankacılık Yasasının 160/3, 765 sayılı TCY'nın 80, 5411 sayılı Bankacılık Yasasının 160/5 ve 765 sayılı TCY'nın 59. maddeleri uyarınca sonuç olarak 11 yıl 8 ay hapis ve 471.950.066,30 Lira adli para,
Sanık O.... B...'in 5411 sayılı Bankacılık Yasasının 160/2, 765 sayılı TCY'nın 80, 5411 sayılı Bankacılık Yasasının 160/5, 765 sayılı TCY'nın 59. maddeleri uyarınca 9 sene 8 ay 20 gün hapis ve 471.950.066,30 Lira adli para,
Sanık O... E....'ın aynı Yasa maddeleri uyarınca 10 yıl 4 ay 13 gün hapis ve 471.950.066,30 Lira adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasına, mahkeme üyesi Hakim İ...K...ün karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verilmiştir.
Hükümlerin sanıklar M...E... K..., O... B...ve O...E... müdafileri, katılan TMSF ve BDDK vekilleri ve o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 15.06.2011 gün ve 4497-8160 sayı ile;
“...III- 11.02.2010 tarihli müddeti muhafaza dilekçesi nedeniyle, BDDK vekillerinin hükmün tamamını temyiz ettiği yönündeki üye O... K...’ın karşı oyu ile 18.05.2010 tarihli dilekçesiyle, müdahil Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu vekilleri temyizlerini, 11.05.2004, 24.12.2003 ve 15.06.2004 tarihli iddianameler ile açılan davalar sonucunda verilen hükümlere hasrettiğinden, temyiz kapsamına göre, anılan davalarla ilgili hükümlere yönelik yapılan incelemede;
a)11.05.2004 tarihli iddianame ile Pamukbank ve Etibank hakim hissedarları olan sanıkların, kredi kullanma limitleri dolmuş olan kendi grup firmalarına, dolaylı yoldan kredi kullandırabilmek amacıyla, ‘back to back’ olarak adlandırılan karşılıklı kredi ilişkisine girdikleri iddiasıyla açılan ve mahkemenin, 2004/140 esaslı dava ile ilgili hükme yönelik yapılan incelemede,
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere gösterilen gerekçeye ve takdire göre, müdahil BDDK vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar M... E...K..., O... B..., O...E..., D...B... ve C... Ç... haklarındaki hükmün, istem gibi, üye Dr. B.... K....’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla onanmasına,
b-Müdahil BDDK vekilinin sanıklar hakkında 24.12.2003 tarihli iddianame ile talimatlara aykırılık suretiyle 4389 sayılı Yasanın 22/2. maddesine muhalefet suçundan açılan ve mahkemenin 2005/39 esasında kayıtlı dava ile ilgili hükme yönelik temyizinin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere gösterilen gerekçeye ve takdire göre, müdahil BDDK vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar M.... E... K..., O.... E..., O...B... ve İ... S...B....haklarındaki hükmün, üyeler O...K...'ın, Sınayi ve Mali Yatırımlar Holding A.Ş.’ye ve Dr. B.... K...'ın, Sınayi ve Mali Yatırımlar Holding A.Ş., Turkcell Holding A.Ş., Pamuk Factoring A.Ş., Pamuk Finansal Kiralama A.Ş. firmalarına kredi kullandırılması ile ilgili açılan davalarda, karşı oyları ve oyçokluğuyla diğer konularda oybirliğiyle istem gibi onanmasına,

IV-Cumhuriyet savcısı ve sanıklar M...E...K..., O..B...ve O... E... müdafilerinin adı geçen sanıklar hakkında 08.04.2004, 15.06.2004 ve 16.06.2004 tarihli iddianamelerle açılan ve mahkemenin 2004/160, 2006/73 ve 2005/39 esas sayılı dosyaları ile ilgili olarak, Pamukbank yönetim kurulu ve kredi komitesi üyesi olan sanıkların, E...E...Liman Hizmetleri ve Nakliyecilik A.Ş., C...... Filmcilik Yayıncılık A.Ş., A...A... Holding A.Ş., AKS Televizyon Reklamcılık ve Filmcilik A.Ş., A...G...ve M... A.Ş., Pamukspor ve T...H...A.Ş., Ç... İ... ve İhracat T.A.Ş., E....E...E... Ürünleri İmalat A.Ş., B...İnşaat ve Taahhüt A.Ş., A.. I... C.... Inc., ..... Sanayi ve Ticaret A.Ş., Ç...Sanayi İşletmeleri A.Ş. ve Ç...Ç...Endüstri A.Ş. firmalarına sağlanan krediler sonucunda adı geçen sanıklar hakkında, zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyizlerinin incelenmesinde;
Sanıklar hakkındaki davalara esas teşkil eden murakıp raporları, Pamukbank T.A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığı görevlilerince düzenlenen müfettiş raporları ve konu ile ilgili olarak görüşlerine başvurulan bilirkişi raporlarının tümünde, mahkemece mahkûmiyete esas alınan dava konusu teminat mektubu ve kredilerin tamamının, adı geçen firmalara 1998 yılı öncesinde verildiği, 4389 sayılı Bankalar Yasasının yürürlüğe girdiği 23.06.1999 tarihinden sonra bankadan herhangi bir nakit çıkışının söz konusu olmadığı, bu tarihten sonra, 1998 yılı ve öncesinde belirtilen firmalara verilen ve ödenmeyen kredilerin ana para ve faizleri toplamı üzerinden belirlenen yeni borç tutarlarının hesaplanarak temdit işlemlerinin gerçekleştiği, yeni borç yapılandırmasından ibaret temdit işlemlerinin ek teminatlar da alınarak gerçekleştirilmesi sırasında, bankadan yeni bir nakit çıkışının söz konusu olmadığı belirtilmiş olup, 4389 sayılı Bankalar Yasasının yürürlüğe girdiği 23.06.1999 tarihinden önce yürürlükte olan 3182 sayılı Bankalar Yasasında belirtilen eylemlerin suç olarak düzenlenmediği, buna karşılık Pamukbank'ın kamu bankası olmaması nedeniyle atılı eylemlerin; 765 sayılı TCK’nın 202. maddesinde tanımı yapılan zimmet suçunu da oluşturmayacağı, bununla birlikte koşulların varlığı halinde 765 sayılı Yasanın 510. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçunu oluşturabileceği gözetilmeden, suç vasfında yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü tesisi,
Yasaya aykırı, yerel Cumhuriyet savcısı, müdahil BDDK vekilleri ile sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ve sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme sırasında öne sürdükleri temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca üye Dr. B...K...'ın karşı oyu ile bozulmasına, bozma gerekçesine göre, sanıklar M...E...K..., O... B...ve O..E... haklarındaki yurtdışına çıkış yasağının üye Dr. B.... K...ın karşı oyu ile kaldırılmasına” karar verilmiştir.
Daire Üyesi O...K...;
“1- BDDK vekili 12.02.2010 günlü müddeti muhafaza dilekçesiyle hükmün tamamını temyiz etmiş olup gerekçeli temyiz dilekçesinde de diğer temyizlerden açıkça vazgeçilmediğinden çoğunluğun gerekçeli temyiz dilekçesi ile sınırlı inceleme yapılması,
2- 15.06.2004 günlü iddianamede dava açılan T....Şirketi ile ilgili olarak zimmet suçundan sanık K... K...'la ilgili bir karar verilmemesi,
3- Hazine Müsteşarlığı Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü tarafından Çukurova grubu şirketlerine kullandırılmaması talimatına rağmen devamlı olarak kredi açılmak suretiyle temdit edilmesi, vadesi gelmesine rağmen tahsili cihetine gidilmemesi zimmet suçunu oluşturabilirse de 23.06.1999 da yürürlüğe giren 4389 sayılı Bankalar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce kredi açılıp bu tarihten sonra temdit edilen (uzatılan) kredi tahsisi sırasında bankadan para çıkışı olmaması, amacın bankanın alacağını karşılamak üzere kredi açılması nedeniyle bu eylemlerde zimmet suçunun maddi ve manevi unsurları gerçekleşmemiştir.
Ancak;
24.12.2003 günlü iddianamede belirtilen Hazine Müsteşarlığı Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğünün talimatlarına rağmen Ç... grubu şirket ve banka hissedarı olan S....ve M... Y...Holding A.Ş.'ye 4389 sayılı Bankalar Kanununun yürürlüğe girdiği 23.06.1999'dan sonra 30.03.2001 tarihinde verilen kredi, iddianamedeki anlatıma göre adi zimmet suçunu oluşturacağından, çoğunluğun bu iddianame ile ilgili olarak S... ve M...Y... Holding A.Ş. ile ilgili eylemin talimatlara aykırılık suçunu oluşturduğu düşüncesiyle verilen zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırma kararının onanmasına dair çoğunluk kararı doğru olmadığından,
Kabule göre de;
4-Mahkûmiyette nazara alınan dövizlerin efektif satış kuru toplamı 326.840.851 TL olduğu halde 188.788.026 TL üzerinden adli para cezası tayini” görüşüyle,
Daire Üyesi B....K.....ise;
“...Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğünün, davanın esasını oluşturan Pamukbank Yönetim Kurulu Başkanlığına hitaben yazdığı; 16 Ağustos 1991 tarih ve 36021 sayılı yazılarında ‘Ç.....grubuna hiçbir surette kredi kullandırılmaması yönünde talimat’ verilmiştir.
Bankalar yeminli başmurakıbının Ç....G...riskleri toplamının Kredi reeskont geçici hesaplarla ilgili 24.12.1997 tarih ve M-7/15/656 sayılı mütalaası üzerine Hazine Müsteşarlığı Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğünün 23.01.1998 tarih 3076 sayılı yazısıyla Pamukbank Yönetim Kuruluna ‘30.09.1997 tarihi itibariyle 245.955 milyar TL olduğu, bu risklerin tamamının donuklaştığı ve grup bankalarında tutulan 10.584 milyar TL tutarındaki deponun da risk toplamına dahil edilmesi halinde grubun toplam risk tutarının 256.539 milyar TL ye ulaştığı, donuklaşan grup riskleri nedeniyle aktif kalitesinin, dolayısıyla Bankanın mali bünyesinin önemli ölçüde bozulduğu, aralık 1997 itibariyle yaklaşık 325 milyon TL döviz pozisyon açığı bulunduğu, bankanın birikmiş zararının azaltılması ve çözümlenemeyecek boyutlara ulaşmamasını teminen ‘Çukurova grubuna yeni kaynak kullandırılmaması yönündeki politikalara devam edilmesi, grup risklerinden nakit tahsilatına başlanması ve toplam grup risklerinin en kısa zamanda bilanço toplamının yüzde 25’i seviyesine indirilmesi, …ve zorunlu harcamalar dışında tüm giderlerin kontrol altına alınması’ talimatı verilmiştir.
Yeniden, Bankalar yeminli başmurakıplarının, Bankanın, 30.06.1999 tarihli mali tablolar esas alınarak yapılan incelemeleri sonucunda düzenlenen 28.02.2000 tarih ve R-2, R-2 sayılı Mali Bünye Raporu değerlendirilerek Hazine Müsteşarlığı Banka ve Kambiyo Genel Müdürlüğü tarafından yazılan 11.04.2000 günlü 28414 sayılı yazıları ile ‘…Bankanız yetkilileri ile yapılan 21 Şubat 2000 tarihli toplantıda değeri 25-30 milyar ABD doları arasında tahmin edilen bankanızın % 7 hissesine sahip olduğu iştiraklerinden T...’in satışından bankanızca ve Ç...grubunca elde edilecek girdilerin grup risklerinin tasfiyesi ile sermaye artışında kullanılacağı ve bu satışın Haziran ayından önce gerçekleşmesinin tahmin edildiği ifade edilmiştir. Bu çerçevede Bankanızın mali bünyesindeki olumsuzlukların giderilmesini teminen 4491 sayılı Kanun ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14. maddesinin 2. fıkrasına istinaden Bankanızca;
1– Çukurova grubuna doğrudan ve dolaylı olarak hiçbir şekil ve surette yeni kredi kullandırılmaması,
2– Bankanız aktifinde yer alan gizli rezerv niteliğindeki varlıkların ivedilikle elden çıkartılması, Çukurova grubu risklerinin tasfiyesi ve sermayenin nakit olarak arttırılması suretiyle mali bünyenin iyileştirilmesine yönelik bir uygulama planının hazırlanarak yazımız tarihinden itibaren 15 gün içinde müsteşarlığımıza gönderilmesi gerekli görülmüştür’ şeklinde talimat verilmiştir.
Tüm bu yazışmalardan sonra mali yapıda bir iyileşme olmadığını hatta daha da kötüye gidiş olduğunu tespit eden BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) tarafından 18.06.2002 tarihinde el konularak Banka TMSF’ye (Türkiye Mevduat ve Sigorta Fonuna) devredilmiştir.
BDDK’ nın el koyma kararı şöyledir:
‘...4389 sayılı Bankalar Kanununa 4743 sayılı Kanunla eklenen geçici 4 üncü maddeye istinaden yapılan özel denetim çerçevesinde oluşturulan çalışma grupları ve üst komisyon tarafından bağımsız denetim ve murakıp raporları göz önünde bulundurulmak suretiyle hazırlanan ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun 11.06.2002 tarih ve BDDK.DEG/50-2-6588 sayılı yazısı ekini teşkil eden raporlardan Pamukbank T.A.Ş.'ne ilişkin raporlar ve Pamukbank T.A.Ş. ......Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.'ne devri taleplerine ilişkin ayrıntıları içeren 18.06.2002 tarih ve BDDK.KYİ-37-1, 50-1-6984 sayılı yazısı ve ekleri incelenmiştir.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda;
1-Pamukbank T.A.Ş.'nin Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.'ye devrine yönelik olarak sunulan plan ve fizibilite raporlarının uygulanabilir olmadığına,
2-Mali bünyesindeki olumsuzlukların giderilmesini teminen 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları kapsamında alınması istenen tedbirleri almayan, yükümlülüklerinin toplam değeri varlıklarının toplam değerini aşan, faaliyetine devamı mevduat sahiplerinin hakları ve mali sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arz eden, kaynaklarını bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde Bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının lehlerine kullandıran Pamukbank T.A.Ş.’nin, temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkraları uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine karar verilmiştir’
TMSF tarafından yapılan inceleme sonucunda, el konulan bu bankada ve karşılıklı kredi ilgisi nedeniyle daha önce el konulmuş olan Etibank’ta gerçekleştirilen bazı işlemlerden dolayı, bu işlemleri yaptığı tespit edilen sanıklar M.E.K.., O....B..., O... E.... haklarında, talimatlara aykırılık, hizmet sebebiyle emniyeti suiistimal ve zimmete para geçirme suçlarından, C... Ç... ve D...B... haklarında ise zimmete para geçirme suçundan cezalandırılmaları için kamu davası açılmıştır.
Sözü edilen işlemlerin, gerçekleştirme yöntemlerine göre aşağıda dört başlık altında toplanarak bankacılık mevzuatına göre hangi suç kapsamında kaldığı açıklanmaya çalışılacaktır:
1- Back-to-back (karşılıklı) kredi kullandırma yöntemi:
Pamukbank ve Etibank mensup oldukları grup firmalarına 17.08.1998-10.09.1998 tarihleri arasında karşılıklı (back-to-back) kredi kullandırmışlardır. Her iki bankanın da kullandırdığı kredi toplamı 25 milyon dolardır. Bu kredilerin geri ödeme tarihleri olarak 03.09.2000-17.09.2000 tarihleri kararlaştırılmıştır. Etibank Yönetim Kurulunca 09.08.2000 tarihinde alınan kararla, Çukurova grubu firmalarına açılan krediler 48 ay vadeli olarak temdit edilmiştir. Temdit edilen bu kredi, Etibank’ın TMSF’ye devrinden sonra temdit süresi beklenmeden 14.11.2000-27.11.2000 tarihleri arasında tahsil edilmiştir. Pamukbank’ın, Etibank’ın mensup olduğu grup firmalarına açtığı kredinin ise ödenip ödenmediği bilinememektedir.
Bu kredilerle ilgili olarak 11.05.2004 gün ve 2004/223–688 iddianame sayılı 1. iddianame ile sanıklar M....E.... K..., O...B...., O.... E..., D....B.... C...Ç.... haklarında 4389 sayılı Kanuna muhalefet etmek suçundan cezalandırılmaları için dava açılmıştır. Yapılan yargılama sonucunda tüm sanıklar hakkında emniyeti suiistimal suçundan zamanaşımı ile ortadan kaldırılmasına kararı verilmiştir.
Eylemin Niteliği:
İddianamede de anlatıldığı gibi sanık D....B... yönünden bu eylem, hakim ortağı olduğu Etibank’a ait parayı, diğer sanık M...E...K...ile iştirak halinde zimmetine geçirme suçunu oluşturmaktadır.
Şöyle ki;
Dosya içersinde bulunan bilirkişilerden Doç. Dr. M...K...’nın ayrık görüş raporunda da belirtildiği gibi Back-to-back (karşılıklı) krediler, hakim ortağı olduğu bankalardan yasal engeller nedeniyle kendi firmalarına kredi kullandırma imkanı bulunmadığından kendi aralarında yazılı ya da sözlü anlaşmalar çerçevesinde birbirlerine verdikleri krediler olarak tanımlanmaktadır. Bu krediler, birbirlerinin teminatı niteliğindedir. ‘Ödemezsen ben de ödemem’ anlayışı ile verilmektedir. Bankaların karşılıklı kredi kullandırmaları bir kredi türü olarak suç teşkil etmez. Ancak 4389 sayılı Kanun döneminde baştan itibaren geri dönmeyeceğini bilerek kredi yeterliliği olmayan gerçek ya da tüzel kişilere bu tür bir kredi açılması 4389 sayılı Kanunun 22/3 maddesi ya da 5411 sayılı Kanunun 160/2 maddesi (lehe yasa belirlendikten sonra) uyarınca zimmet suçunu oluşturacaktır. (Bkz; Sözüer s.179. Mahmutoğlu s.241-242) Böyle bir durumda zimmet suçunun tespiti için kredi veren bankanın içinde bulunduğu durum ve kredi verilen firmaların kredi değerliliği önem arz etmektedir. Somut olayımızda sanık D.....B... Etibank’ın alacaklısı olduğu karşılık kredisini 09.08.2000 tarihinde 48 ay süreyle temlik etmiştir. Bu temliki yapılırken kredi borçlusu firmanın kredi değerliliği bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Dosya kapsamına göre de kredi değerliliği yoktur. Ayrıca karşılık krediyi temdit eden Etibank’ın da mali yapısı bu temdidi yapmaya uygun değildir. Zira temditten 2 ay 20 gün sonra 27.10.2000 tarihinde Etibank’a el konularak TMSF’ye devredilmiştir.
Etibank tarafından verilen karşılık (back-to-back) kredi, verildiği tarih itibariyle hukuka uygun olsa da, kredi veren bankanın ve kredi verilen firmanın temdit tarihindeki mali yapılarına göre bu kredinin vadesinin uzatılmaması ve derhal tahsili cihetine gidilmesi gerekirdi. Bu yapılmayarak kredi, temdit edilmeden önce ödenmeyeceği bilindiği halde temdit edilmiştir. Bu temlikle de kredi, temdit tarihi olan 09.08.2000 tarihi itibariyle hukuka aykırı hale gelmiştir.
Sanık D...B....’in Etibank tarafından Pamukbank’ın mensup olduğu grup firmasına kullandırılan back-to-back (karşılıklı) krediyi temdit etme eylemi banka parasını zimmete geçirme suçunu oluşturmaktadır. Suç tarihi kredinin 48 aylık süre ile temdit edildiği 09.08.2000 tarihidir. Kredinin temdit edildiği tarihte temdit koşullarının bulunmadığı konusu basit bir iç denetim ile anlaşılması mümkün olduğundan eylem basit nitelikte zimmet suçudur.
Sanık M...E...K...’in bu işlemdeki eylemine gelince;
Back-to-back (karşılıklı) krediler gruplar arasında sözlü ya da yazılı anlaşma ile yapılmaktadır. Sözlü ya da yazılı talep olmaksızın bir firmanın kredisinin temdit edilmesi söz konusu olamaz. Olayımızda da her ne kadar yazılı talep olmadığı belirtilmekte ise de bu temdidin, karşılık (back-to-back) kredi kullanan firma sahibi ve Pamukbank’ın hakim ortağı olan bu sanığın sözlü talebi üzerine yapıldığının kabulü gerekir. Aksinin düşünülmesi işlemin amacı ve niteliği gözetildiğinde hayatın olağan akışı ile bağdaşmaz. Bu sanık da temditten önce kredinin ödenmeyeceğini bilerek hareket etmiştir. Açıklanan nedenle olayda, sanık M.... E...K... diğer sanık D..B...’e krediye temdit ettirmek suretiyle zimmet suçuna iştirak etmiştir.
2- Çukurova grubu firmalarına kullandırılmış olan ve vadesinde ödenmediği halde Kredi Komitesi kararıyla kredilerin temdit edilmesi yöntemi:
a) B...İnşaat Taahhüt A.Ş.’ye muhtelif tarihlerde kullandırılan ve vadeleri dolmasına rağmen ödenmeyen kredilerin ertelenmesi talepleri, firmanın kredi değerliliği bulunmadığı bilindiği halde kredi komisyonunca geriye dönük olarak kabul edilip 08.03.2000 ve daha sonra 06.12.2001 tarihlerinde onaylanmak suretiyle ertelenmiştir. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarih itibariyle firmanın 65 trilyon lira borcu bulunmaktadır.
b) Ç.... İ... İhracat A.Ş.’ye 31.05.1991 tarihinde Şişli Şubesince verilen 2.130.000 dolar ve 27.11.1997 tarihinde Bahreyn Şubesinden verilen 57 milyon dolar kredilerin vadeleri dolduğu halde faiz ve ana para tahsilatı yapılmadan 25.12.2001 tarihinde Kredi Komisyonu kararıyla bu krediler temdit edilmiştir. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarih itibariyle firmanın 90.793.014 dolar borcu bulunmaktadır.
c) BMC San ve Tic. A.Ş.’ye 25.04.1995 tarihinde Bahreyn Şubesinden kullandırılan, üç yıl vadeli 1.3 milyon dolar kredi, 06.12.2001 tarihinde, 05.09.1996 tarihinde kullandırılan beş yıl vadeli 1.8 milyon dolar kredi 07.12.2001 tarihinde, 27.09.1996 tarihinde kullandırılan 767.784 dolar kredi 07.12.2001 tarihinde firmanın kredi değerliliği bulunmadığı halde üç yıl temdit edilmiştir. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarih itibariyle firmanın 321.861.593.000. 000-TL borcu bulunmaktadır.
d) Çukurova Sanayi İşletmeleri A.Ş.’ye 08.01.1991 - 12.08.1991 tarihleri arasında toplam 6.103.013 dolar tutarında kullandırılan beş adet kredi, 12.12.1997 - 26.12.1997 tarihleri arasında Bahreyn Şubesinden kullandırılan 4 adet toplam 24.860.000 DM’lık döviz kredisi ile kapatılmıştır. 12.12.2000 - 26.03.2001 tarihlerinde bu kredinin vadesi dolduğu halde firma faiz ödemesi yapamadığı gibi kredi değerliliği de bulunmamasına rağmen 25.12.2001 tarihinde kredi ödemesi üç yıl süreyle temdit edilmiştir. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarih itibariyle firmanın 23.109.120.000.000 TL borcu bulunmaktadır.
e) Ç....Ç...E...A.Ş.’ye 09.04.1997 tarihinde 500 000 dolar tutarında kredi kullandırılmıştır. Bahreyn şubesinden kullandırılan bu kredi beş yıl vadelidir. Firma bu krediyi vadesinde ödeyememiş, faiz ödemesi dahi yapamayan ve kredi değerliliği de bulunmayan firmanın kredi borcu 09.04.2002 tarihinde temdit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen kredilerle ilgili olarak 08.04.2004 gün ve 2004/2778 sayılı 2. iddianame ile Kredi Komitesi üyeleri M....E...K...O.... B...., O..... E... haklarında emniyeti suiistimal suçundan cezalandırılmaları için açılan dava, eylemin zimmet suçunu oluşturacağından bahisle görevsizlik kararı ile Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda bu eylemler nitelikli zimmet suçu kapsamında değerlendirilerek sanıkların cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
f) 19.12.1997 tarihinde aldığı 3.5 milyon dolar kredi nedeniyle Pamukbank’a borçlu bulunan A....Televizyon Reklamcılık ve Filmcilik A.Ş.’ye ait olan Show Tv 15.12.1999 tarihinde borçlarıyla birlikte Ç....Grubuna devredilmiştir. Daha önceki ertelemelere rağmen ödenmeyen bu kredi en son 03.12.2001 tarihinde temdit edilmiştir. Bankanın TMSF’ye devir tarihi olan 18.06.2002 tarihi itibariyle firmanın 8.489.970.000.000 TL borcu bulunmaktadır.
g) 17.11.1997 tarihinde Çukurova gurubuna geçen Aslı Gazetecilik A.Ş’ ye 30.04.1997 – 01.12.1997 tarihleri arasında toplam 6,5 milyon dolar kredi kullandırılmıştır. Bu krediler vadesinde ödenmediği gibi 08.03.2000 ve 04.12.2001 tarihlerinde temdit edilmiştir. Bankanın TMSF’ye devir tarihi olan 18.06.2002 tarihi itibariyle firmanın 16.908.630.000.000 TL borcu bulunmaktadır.
ğ) Sermayesinin % 99,5'i Pamukbank’a ait olan P... S...ve T.....Hizmetleri A.Ş.’ye 03.03.1997 günü 17.6 milyon dolar kredi kullandırılmıştır. Vadesinde ödenmeyen bu kredi 08.03.2000 ve 25.12.2001 tarihlerinde temdit edilmiştir. Yine 08.05.1997 tarihinde kullandırılan 1.2 milyon dolar kredi vadesinde ödenmediği halde 04.05.2000 ve 19.12.2000 tarihlerinde temdit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen bu kredilerle ilgili olarak 16.06.2004 gün ve 2004/4774 iddianame sayılı 6. iddianame ile sanıklar M... E... K..., O... B..., O... E... haklarında hizmet nedeni ile emniyeti suiistimal suçundan açılan dava görevsizlik kararı ile Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda sanıkların bu eylemleri de nitelikli zimmet suçu kapsamında kabul edilerek mahkumiyetlerine karar verilmiştir.
h) C...... Film Yapımcılık A.Ş.’ye 28.05.1997 tarihli 5 milyon dolar ve Avrupa A.... Holding A.Ş. firmasına 22.12.1997 tarihli 3,5 milyon dolar kredi komitesi kararıyla kredi açılmıştır. Yine, C..........firması adına 22.05.1996 tarihli Yönetim Kurulu Kararıyla Futbol Federasyonuna 2 milyon dolarlık teminat mektubu vermiştir. Bu teminat mektubu sonradan 17.09.1999 tarihinde Federasyon tarafından paraya çevrilerek Pamukbank’dan tahsil edilmiştir. Adı geçen firmalara verilen bu krediler 20.07.1999 tarihinde ve daha sonrada birer aylık olmak üzere 20.07.2000, 20.08.2000 ve 28.09.2000 tarihlerinde üç kez temdit edilmiştir. Bankanın TMSF’ye devir tarihi olan 18.06.2002 tarihi itibariyle bu krediler ödenmemiştir.
Bu krediler ve teminat mektubu ile ilgili olarak 15.06.2004 gün ve 2004/4725 iddianame sayılı 4. iddianame ile sanıklar M....E...K..., O...B..., O...E....ve arkadaşları hakkında emniyeti suiistimal suçundan açılan dava görevsizlik kararı ile Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda sanıklar M....E...K..., O... B..., O...E...’ın bu eylemleri de nitelikli zimmet suçu kapsamında kabul edilerek mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Eylemlerin Niteliği:
Bankanın hakim ortağı ve aynı zamanda kredi komitesi üyesi olan sanık M.... E... K... ile kredi komitesi üyesi olan diğer sanıklar O...B...ve O...E...’ın yukarıda belirtilen gerçekleştirdikleri eylemler banka parasını zimmete geçirme suçunu oluşturmaktadır.
Şöyle ki:
Dosyada mevcut bilirkişi Doçent Doktor M....K...’nın ayrık raporunda da belirtildiği gibi kredi ilişkisinden, kredinin ilk açıldığı andaki şartları göz önüne alarak değerlendirme yapmak ve bankadan nakit çıkış tarihini esas alarak fiili nitelendirmek ve temditlerin suç oluşturmayacağını her olayda söylemek doğru değildir. Bazen kredinin temdit edilmesi başlangıçta hukuka uygun olarak verilen krediyi hukuka aykırı hale getirebilir. Sırf kağıt üzerinde kredi değerliliğinin var gösterilmesi ve yine gerekli teminatların kağıt üzerinde alınmış olması kredinin hukuka uygun verildiğini göstermez.
Bir kredinin temdit edilmesinin kredi hukukuna uygun olup olmadığını belirlemek için;
a) Kredi veren bankanın mali yapısının güçlü olup olmadığını,
b) Kredinin niçin temdit edildiğini,
c) Kredi alan firmanın kredinin alınma tarihi ile temdit tarihi arasındaki mali yapısının ve ödeme yeteneğinin değişip değişmediğini,
d) Tabela şirketi olmasa bile daha önce aldığı kredileri vadesinde ödeyip ödemediğini, ödememişse bankaya olan borç miktarının ne olduğunu,
e) Firmanın kredi değerliliğinin bulunup bulunmadığını,
f) Kredi karşılığı alınan teminatların, kağıt üzerinde bir teminat olup olmadığı, ekonomik değeri ve kısa sürede paraya çevrilebilme kabiliyetleri olup olmadığını,
g) Faillerin, hangi maksatla hareket ettiklerini,
Araştırmak ve bilmek gerekir.
Temdit işleminin krediyi hukuka aykırı hale getirmemesi ya da temdit işleminin hukuka uygun olması için yukarıdaki koşulların, yapılacak araştırma sonucunda her birinin ayrı ayrı olumlu olduğunun tespiti gerekir. Bu koşullardan bir tanesinin dahi olumsuz olması halinde kredi temdit edilmemelidir. Böyle bir durumda gerektiğinde teminatlar da kullanılarak kredinin tasfiyesi yoluna gidilmelidir. Böyle yapılmayıp da kredi, yukarıdaki kriterlerden bir veya birkaçı olumsuz olduğu halde temdit edilirse, bu temditle birlikte kredi hukuka aykırı hale gelir ve bu durum zimmet suçuna konu olur. Örneğin, bir banka kendi mali yapısı bozulmasına rağmen (ki bu durum genelde bankaları denetleyen kuruluşlarca tespit edilmektedir) verdiği kredilerin vadesi dolduğu halde temdit edilmesinde banka yöneticilerinin zimmet kastı ile hareket ettikleri kabul edilmelidir. Keza kredi verilen firmanın da mali yapısı bozuk olduğu, kredi değerliliği bulunmadığı halde (ki bu durumun banka tarafından araştırılması zorunludur) kredi temdit edildiğinde kredinin geri ödenmeyeceği önceden bilindiği varsayılarak banka yöneticilerinin zimmet kastı ile hareket ettiği kabul edilmelidir.
Bu değerlendirmeler ışığında somut olaya baktığımızda;
1- Temdit işlemleri yapılmadan önce ve yapıldığı sırada bankanın mali yapısı bozuktur. Bu konuda banka yönetim kurulu yukarıda da belirttiğimiz gibi 1991 yılından itibaren bankaya el koyma tarihi olan 18.06.2002 tarihine kadar yetkili merciler tarafından defalarca uyarılmış ve kendilerine ne yolda hareket edeceklerine dair talimatlar verilmiştir. Yine yetkili merciler tarafından, banka yöneticilerinden grup firmalarına kredi açılmaması ve daha önceden açılmış olan kredilerin de vadelerinde tasfiye edilmesi istenmiştir.
2- Krediler temdit edilirken bankanın değil grup firmalarının çıkarı gözetilmiştir.
3- Daha önceden kredi verilen grup firmaları, vadeleri gelmesine rağmen kredi anaparası ya da gerçekleşmiş faizlerden hiçbir ödemede bulunmadıkları halde, sanıklar tarafından firmalarla ilgili hiçbir araştırma yaptırılmadan krediler temdit edilmiştir. Hiç kuşkusuz ki bu firmaların, aldıkları kredileri vadesinde ödeyemedikleri için mali yapıları bozuktur. Temdit sırasında firmaların bankaya olan borç toplamları da ne araştırılmış ne de gözetilmiştir. Öte yandan kredi komitesi üyesi ve bankanın hakim ortağı olan sanık Mehmet Emin Karamehmet aynı zamanda kredileri temdit edilen grup şirketlerinin de sahibidir. Temdit sırasında kredi borçlusu firmaların mali durumlarını bilmemesi mümkün değildir.
4- Kredileri temdit edilen grup firmalarının hiç birinin kredi değerlilikleri yoktur. Bu durum daha önce aldıkları kredileri vadesinde ödeyememelerinden açıkça anlaşılmaktadır.
5- Sanıklar, vadesi gelmiş kredileri, teminatlarını kullanarak tasfiye etmeleri gerekirken bunu yapmayarak, temdit etmeyi tercih etmişlerdir. Teminatlar kağıt üzerinde kalmıştır. Teminatların paraya çevrilme kabiliyeti olup olmadığı ve gerçek parasal değeri de belli değildir.
6- Üstteki ilk beş madde de belirttiğimiz hususlar karşısında, sanıkların, vadesi gelmiş ancak ödenmemiş grup firmalarının kredi borçlarını defalarca temdit ederken bu kredilerin geri ödenmeyeceğini bilerek hareket ettiklerinin kabulü gerekmektedir. Bu kabule göre de sanıklar, bankanın ödenmemiş kredi alacaklarını temdit ederken banka parasını zimmete geçirme kastıyla hareket etmişlerdir. Firmaların, mali yapısı, önceki kredi borçlarını ödeyememeleri, kredi değerlerinin bulunmadığı bu nedenlerle de yeni kredi verilmemesi gerektiği hususlarının basit bir denetimle hemen anlaşılabilmesi mümkün olduğundan bu işlemler niteliksiz zimmet suçu olarak kabul edilmelidir.
Açıkladığımız nedenlerle sanıklar M....E...K....O...B...ve O....E....’a yükletilen eylemlerin zimmet suçunu oluşturduğu sabittir. Suç tarihi ise her işlem için yapılan en son temdit tarihidir. Sözünü ettiğimiz işlemlerin en son temdit tarihlerinde 4389 sayılı Bankalar Kanunu yürürlüktedir. Yargıtay 7. Ceza Dairesinin bu konu ile ilgili olarak başka bir olay nedeniyle verdiği 02.06.2010 gün ve E. 2009/15631, K. 2010/7411 sayılı kararında;
‘…Zimmet suçu Fiduciary Loan (inançlı işlemler) işlemlerle ilgili senetlerin ve rehin sözleşmelerinin en son düzenlendiği 25.10.1999 ve 16.11.1999 tarihlerinin mahkemenin kabulü doğrultusunda suç tarihi olduğu…’ demek suretiyle vadesinde ödenmeyen bir kredi için verilen rehin sözleşmesinin yenilenmesini zimmet suçu, suç tarihini de rehin sözleşmesinin yenilendiği en son tarih olarak kabul etmiştir.
3- Grubun bazı firmalarına kredi kullandırma görüntüsü verilerek bu firmalar üzerinden aktarma suretiyle kredi borçlusu olan diğer grup firmalarının önceki ödenmemiş kredi borçlarının kapatılması yöntemi:
a) E.... E...E....Ürünleri İmalat Sanayi A.Ş.’ye 19.02.1988 tarihinde ilk kredi kullandırılmıştır. 29.09.1990 tarihli raporla firmanın kredi değerinin bulunmadığı tespit edildiği halde Kredi Komitesinin 14.05.2001 tarihli kararıyla Bahreyn Şubesinden 34 milyon 151 bin dolar kredi tahsis edilmiş ve bu kredi firmanın yukarıda sözü edilen önceki borcunu kapatmada kullanılmıştır. Firmanın, Bankanın TMSF’ye devir tarihi olan 18.06.2002 tarihi itibariyle 105.503.335.000 TL borcu bulunmaktadır.
b) Panama’da kurulu A... İ...C..... Inc. firmasına 02.05.2001 tarihinde istihbarat ve güvenilirlik değerlendirilmesi yapılmadan, genel kredi sözleşmesi eki de düzenlenmeden Bahreyn Şubesince üç yıl vadeli 40.000.000 dolar kredi kullandırılmıştır. Altı ayda bir tahsil edilmesi gereken kredi faizleri tahsil edilememiştir. Söz konusu kredi bankanın hakim ortağı Çukurova gurubu firmalarına aktarılmıştır. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarih itibariyle firmanın 69.232.500.000.000 TL borcu bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen kredilerle ilgili olarak 08.04.2004 gün ve 2004/2778 iddianame sayılı 2. iddianame ile Kredi Komitesi üyeleri M... E...K..., O...B..., O...E...haklarında emniyeti suiistimal suçundan cezalandırılmaları için açılan dava, eylemin zimmet suçunu oluşturacağından bahisle görevsizlik kararı ile Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda sanıkların bu eylemi nitelikli zimmet suçu kapsamında değerlendirilmiştir.
c) E... E...L.....Hizmetleri ve Nakliyecilik A.Ş.’ye 1992- 1994 yılları arasında verilen) kredileri ödemediği ve kredi değerliliği de bulunmadığı halde 24.05.2001 tarihinde 52.000.000 dolar kredi tahsis edilmiştir. Bu kredi firmaya 29.05.2001–06.06.2001 tarihleri arasında 4 dilim halinde kullandırılmış ve bu krediyle firmanın ödenmeyen eski kredileri kapatılmıştır. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarihi itibariyle firmanın 63.733.002 dolar ve 117.037.078.187.732 TL borcu bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen krediyle ilgili olarak 16.06.2004 gün ve 2004/4774 sayılı 6. iddianame ile sanıklar M....E... K..., O... E..., O... B..., haklarında 9. Asliye Ceza Mahkemesine emniyeti suiistimal suçundan açılan dava görevsizlik kararı ile Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda sanıklar M..E.. K... O.. B.. O.. E...’ın bu eylemleri de nitelikli zimmet suçu kapsamında kabul edilerek mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Eylemlerin Niteliği:
Bankanın hakim ortağı ve aynı zamanda kredi komitesi üyesi olan sanık M.. E... K... ile kredi komitesi üyesi olan diğer sanıklar O...B..ve O...E...’ın gerçekleştirdikleri yukarıda belirtilen eylemler de banka parasını zimmete geçirme suçunu oluşturmaktadır.
Şöyle ki ;
E...E...E...Ürünleri İmalat Sanayi A.Ş.’ ye 14.05.2001 tarihinde tahsis edilen 34 milyon 151 bin dolar kredi bu firmaya önceden verilip, ödenmeyen kredilerin kapanmasında kullanılmıştır.
Yine 1992- 1994 yılları arasında verilen kredileri ödeyemediği ve kredi değerliliği de bulunmadığı halde E...E...L... Hiz. ve Nakliyecilik A.Ş.’ ye 24.05.2001 tarihinde verilen 52.000.000 dolar kredi, bu firmanın eski kredi borçlarını kapatmada kullanılmıştır. Her iki firma da gruba aittir. Ödeyemedikleri eski kredi borçlarını kapatmak için bu firmalara yeni kredi açılması, açıkça banka parasının geri ödenmeyeceği bilinerek bu firmalara aktarılması demektir.
Eylemler zimmet suçunu oluşturmaktadır. Firmaların mali yapısı, önceki kredi borçlarını ödeyememeleri, kredi yeterliliklerinin bulunmadığı, bu nedenlerle de yeni kredi verilmemesi gerektiği hususları basit bir denetimle anlaşılabileceğinden bu eylemler basit zimmet niteliğindedir. Suç tarihi, banka parasının, borçlu şirketlere kredi borcunu kapatma amacıyla kredi görüntüsü altında verildiği 14.05.2001 tarihidir. Bu tarihlerde 4389 sayılı Bankalar Kanunu yürürlüktedir.
Panama’ da kurulu A....I... C... Inc firmasına verilen krediye gelince;
Grubun hissedarı olduğu ve tabela şirketi olma olasılığı yüksek olan bu firmaya istihbarat ve güvenilirlik değerlendirilmesi yapılmadan, genel kredi sözleşmesi eki de düzenlenmeden Bahreyn Şubesince üç yıl vadeli 40.000 000 dolar kredi kullandırılmıştır. Bu kredinin 6 ayda bir tahsil edilmesi gereken faizleri tahsil edilmediği gibi kredi, grup firmalarına aktarılmış ve bu firmaların Pamukbank’tan daha önceden alıp da ödeyemedikleri kredi borçlarının kapatılmasında kullanılmıştır. Sanıklar bu işlemle, hem Hazine Müsteşarlığının grup şirketlerine kredi açma yasağını dolanmışlardır ve hem de geri ödeyemeyeceğini bildikleri bir firma üzerinden grup firmalarına banka parasını aktarmışlardır. Bu kredi yabancı bir ülkedeki şirkete normal kredi görüntüsü altında verildiğinden uzmanınca araştırılmadan basit bir iç kontrolle ortaya çıkması mümkün değildir. Bu nedenle eylem nitelikli zimmet suçunu oluşturmaktadır. Suç tarihi kredinin verildiği 02.05.2001 tarihidir.
4- Talimatlara rağmen G...firmalarına avans ve teminat verme, kredi kullandırma yöntemi:
a) Turkcell Holding A.Ş.’ye yapılacak sermaye artırımına katılmak için 24.05.2000 tarihinde 12.016.476.611.000 TL ve 06.08.2001 tarihinde 18.625.716.000.000 TL tutarında avans verilmiştir.
b) TMSF’nin sahip olduğu Anadolu Kredi Kartı Turizm ve Ticaret A.Ş. (AKK) firmasının Pamukbank’a 26.771.502 dolar ve 426.991.515.000 TL kredi borcu vardır. Grup firmalarından Sınayi ve Mali Yatırımlar Holding A.Ş.’nin de AAK Firmasına borcu bulunmaktadır. Pamukbank, bu firmaya 30.03.2001 tarihinde 23.963.000 dolar kredi vermiştir. Bu kredi aynı gün (30.03.2001) Anadolu Kredi Kartı Turizm ve Ticaret A.Ş. (AKK) firmasının Pamukbank nezdinde bulunan kredi hesabına havale ve virman yoluyla aktarılarak kredi hesabı borcu kapatılmıştır. Bu suretle kendi grup şirketlerine kredi kullandırma yasağı olduğu halde kredi açılarak bankanın alacağı bulunan firma hesabına aktarılmak suretiyle kredi hesabı kapatılmış gibi gösterilmiştir. Başka bir ifade ile banka, kredi alacağını, kendi grup firmaları üzerinden açtığı kredi ile kendi parası ile tahsil etmiş olmaktadır. Bu durum kredi hukukuna aykırıdır.
c) Pamukbank Finansal Kiralama ile Pamukbank Faktoring A.Ş.’ye 13.01.2000 ve 26.09.2000 tarihleri arasında toplam 10.272.388 dolar, 24.290.000 EURO ve 1.500 milyar TL tutarında nakit kredi teminine yönelik olarak teminat mektubu veya kefalet şeklinde gayri nakdi kredi kullandırılmıştır.
Yukarıda belirtilen avans, teminat ve kredilerle ilgili olarak 24.12.2003 gün ve 2003/449 iddianame sayılı 3. iddianame ile sanıklar M...E..K...., O... E..., O...B.. İ...S... B... ve T... F... A... haklarında 4389 sayılı Kanunun 22/2. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları için dava açılmıştır. Yapılan yargılama sonucunda bu dava zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle ortadan kaldırılmıştır.
Eylemlerin Niteliği:
Sözünü ettiğimiz avans, kredi ve teminatlar, Hazine Müsteşarlığının yukarıda yazılı 11.04.2000 gün ve 28414 sayılı yazısı ile banka yöneticilerine, grup firmalarına kredi verilmemesi talimatına rağmen grup firmalarına verilmeye devam edilmiştir.
Bu işlemlerle 4389 sayılı Kanunun 22/2. maddesi kapsamında talimatlara aykırı davranma suçunun işlendiği kabul edilebilir. Ancak sanıklar vermiş oldukları bu avans, kredi ve teminatların başından beri geri ödenmeyeceğini bilerek grup firmalarına vermişlerdir. Başka bir anlatım ile banka parasını grup firmalarına aktarmışlardır. Bu nedenle eylemleri aynı zamanda zimmet suçunu da oluşturmaktadır. Bu durumda sanıklar tarafından tek fiil ile kanunun farklı hükümlerinin aynı zamanda ihlali söz konusudur. Bu nedenle olayda fikri içtima vardır.
TCK’nın 44. maddesi uyarınca sanıkların en ağır cezayı gerektiren zimmet suçundan cezalandırılmaları gerekir. Suç tarihi ise avans, kredi ve teminatların verildiği tarihlerdir. Bu tarihlerde 4389 sayılı Kanun yürürlüktedir.
Sanıkların zimmet oluşturan bu fiilleri basit bir iç denetim ile ortaya çıkacağından niteliksiz zimmet suçunu oluşturmaktadır.
Kredi komitesi üyeleri olan sanıkların yukarıda açıklanan ve zimmete konu olan tüm eylemleri sonucunda bankanın mali yapısı daha da zayıflamıştır.
Bilindiği gibi 4389 sayılı Kanunun Geçici 4. maddesinin 4. fıkrasında ‘…Kanunun 13. maddesi uyarınca sermaye yeterlilik oranı, bu oranın yüzde sekizin altında olması halinde, yüzde sekize ulaşabilmek için gerekli sermaye tutarı, sermayenin artırılması veya sermaye benzeri kaynak temin edilmesi ve alınması gerekli görülen tedbirler kurum tarafından Bankaların Yönetim Kurullarına bildirilir’ hükmü yer almaktadır.
Grup firmalarına verilen vadesi gelmiş ancak ödenmemiş ve birden çok temdit edilmiş krediler, ertelenerek ve yeni krediler açılmak suretiyle banka mali yönden daha da güçsüz hale getirilmiştir. Bu işlemler nedeni ile yukarıda sözünü ettiğimiz hükümde yer alan yüzde sekiz olan sermaye yeterliliği standart oranı bu seviyenin çok altına düşmüştür. Nitekim, Banka 31.12.2001 bilanço tarihi itibariyle incelemeye alınmıştır. Gerek birinci ve ikinci bağımsız denetim kuruluşlarıyla, bankalar yeminli murakıplarınca düzenlenen mali tablo ve raporlarda ve gerekse BDDK tarafından yapılan değerlendirmelerde (06.06.2002 ve 12.06.2002 günlü raporlar), Bankanın sermaye yeterlilik standart oranının negatif olduğu, bu oranın yasal seviye olan yüzde sekize yükseltilmesi için 2.9 katrilyon TL sermayeye ihtiyaç bulunduğu tespit edilmiştir. Bu sermayenin banka yönetimi ve ortakları tarafından karşılana¬mayacağı için BDDK tarafından, Banka, 18.06.2002 tarihi itibariyle TMSF’ye devredilmiştir.
Bu devirden sonra da banka sermayesinin kanuni sermaye yeterlilik standart oranı olan asgari % 8 lik orana çıkması için gerekli olan, 2.9 katrilyon TL hazine parasının (Devletin parasının) sanık M...E...K...’in hakim hissedarı olduğu Pamukbank’ın sermayesine ilave edilmesi zarureti ile karşı karşıya kalınmıştır.
Öte yandan, gerek ertelenen ve gerekse yeni verilen krediler karşılığında yeterli teminat alındığından bahisle sanıkların eylemlerinin zimmet suçunu oluşturamayacağı da düşünülemez.
Pamukbank’a borçlu Ç...grubu firmaları bu borçlarından dolayı birbirlerine kefil olmuşlardır. Ç.....grubu firmalarının sahibi olan M....E...K... aynı zamanda Pamukbank’ın hakim hissedarıdır. Bu duruma göre krediyi veren de, krediyi alan da, bu kredilerin teminatını veren de aynı kişidir. Bunun sonucu olarak da teminatlar kağıt üzerinde kalmıştır ve gerçek bir değer taşımamaktadır. Nitekim sanık M... E... K...de sahibi olduğu şirketler tarafından verilen teminatları, ödenmeyen kredilerin tahsilinde kullanmamış ve bu kredileri, ödenmemesine rağmen defalarca temdit etmiştir. Bu durum ise Bankanın mali yapısını daha da olumsuzlaştırarak el koyma sonucunu doğurmuştur. Yapılan tüm işlemlerde grup şirketlerinin çıkarına hareket edilmiştir.
4389 sayılı Kanun döneminde Bankadan nakit çıkışı olmadığı görüşüne gelince;
4389 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce verilen kredilerin, ödenmediği halde temdit edildiği, ödenmeyen önceki kredileri kapatmak için gerek kredi borçlusu gruplarına ve gerekse diğer grup firmalarına kredilerin açıldığı, yine bazı grup firmalarına yeni kredilerin verildiği tarihler yukarıda da ayrıntıları ile belirtildiği gibi 4389 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönem içerisindedir. Böylece Bankadan 4389 sayılı Kanun döneminde nakit çıkışı yapılmış olmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalarımızın tümü birlikte değerlendirildiğinde sanıklar D...B... C..Ç..., M... E...K..., O...B..., ve O...E...’ın eylemleri bakımından aşağıdaki sonuçlara varılması gerekmektedir:
1 - Sanık D...B...’in eylemi yönünden:
Etibank’ın Pamukbank’ın mensup olduğu grup firmasına kullandırdığı back-to-back (karşılıklı) krediyi temdit etme eylemi yukarıda ‘Back-to-back (karşılıklı) kredi kullandırma yöntemi’ şeklinde yazılı başlık altında açıklandığı gibi banka parasını zimmete geçirme suçunu oluşturmaktadır. Bu eylemin yukarıda açıklandığı gibi niteliksiz zimmet olarak kabulü gerekir.
Bu işlemle ilgili olarak Etibank’a el konulması sonucu İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 2004/160 esas sayılı dava dosyasında açılmış bir dava bulunmamaktadır. Gerektiğinde, mahkemece bu sanık hakkındaki davanın, devam eden Etibank davası ile birleştirilmesinin düşünülmesi, buna gerek görülmediği takdirde niteliksiz zimmet suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, eylemin emniyeti suiistimal suçu olarak kabulü ile kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi kanuna aykırıdır.
2 - Sanık C.... Ç..’ın eylemi yönünden:
Bu işlemle ilgili olarak sanığa, iddianame ile yükletilen eylemin de sübutu halinde diğer sanık D... B...ile birlikte Etibank’a ait parayı zimmete geçirme suçunu oluşturacağı düşünülse de, temditten önce, 06.07.1998 de Etibank A,Ş. deki %1 hissesini Bilgin Grubuna sattığından zimmet suçundan beraat kararı verilmesi yerine, eylemin emniyeti suistimal suçu olarak kabulü ile kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi kanuna aykırıdır.
3 - Sanık M...E... K...’in eylemleri yönünden:
a) Sanığın, back-to-back(karşılıklı) kredi verme işleminde Sanık D... B...’in işlediği niteliksiz zimmet suçuna iştirak ettiği yukarıda ‘Back-to-back (karşılıklı) kredi kullandırma yöntemi’ şeklinde yazılı başlık altında açıklandığı gibi sabittir.
Ancak bu işlemle ilgili olarak Etibank’a el konulması sonucu İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 2004/160 esas sayılı dava dosyasında açılmış bir dava bulunmamaktadır. Gerektiğinde, mahkemece bu işlemle ilgili olarak sanık hakkındaki bu davanın, devam eden Etibank davası ile birleştirilmesinin düşünülmesi, buna gerek görülmediği takdirde sanığın bu eyleminin niteliksiz zimmet suçu kabul edilmesi gerekirken emniyeti suiistimal suçu olarak kabulü ile kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi kanuna aykırıdır.
b) Sanığın da üyesi olduğu kredi komitesi kararıyla, grubun hissedarı olduğu ve tabela şirketi olma olasılığı yüksek olan Panama’ da kurulu A....I...C.....Inc firmasına, grubun firmalarına aktarma amaçlı kredi verilmesi eylemi yukarıda açıklandığı gibi sanık yönünden nitelikli zimmet suçunu oluşturmaktadır.
c) Yine yukarıda;
‘Ç... gurubu firmalarına kullandırılmış olan ve vadesinde ödenmediği halde Kredi Komitesi kararıyla kredilerin temdit edilmesi yöntemi’,
‘Grubun bazı firmalarına kredi kullandırma görüntüsü verilerek bu firmalar üzerinden aktarma suretiyle kredi borçlusu olan diğer grup firmalarının önceki ödenmemiş kredi borçlarının kapatılması yöntemi’
‘Yasağa rağmen Grup firmalarına avans ve teminat verme, kredi kullandırma yöntemi’
Şeklinde yazılı başlıklar altında belirtilen işlemlerle kredi komitesi üyesi olarak imzası bulunan sanık M...E... K...’in eylemleri A...I...C....Inc firmasına verilen kredi işlemi bakımından nitelikli zimmet, diğer işlemleri bakımından niteliksiz zimmet kabul edilerek 4389 sayılı Kanunun 22/3 ya da 5411 sayılı Kanunun 160/2. maddesi uyarınca (lehe yasa değerlendirilmesi yapıldıktan sonra) mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken sanığın tüm eylemleri 5411 sayılı Kanunun 160/3. maddesi kapsamında kabul edilmesi kanuna aykırıdır.
4 - Sanıklar O....B...ve O...E....yönünden:
a) Sanıklar hakkında M...E... K... ile birlikte back to back (karşılıklı) kredi verme işleminde sanık D...B...in eylemine iştirak etmekten dava açılmış ise de sübutu halinde zimmet olarak kabulü gereken bu eyleme sanıkların azmettiren ya da yardım eden olarak katıldıklarına dair mahkumiyetlerini gerektirecek delil bulunmadığından beraatlerine karar verilmesi yerine emniyeti suiistimal suçundan zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma kararı verilmesi kanuna aykırıdır.
Üyesi oldukları kredi komitesi kararıyla, grubun hissedarı olduğu ve tabela şirketi olma olasılığı yüksek olan Panama’da kurulu A...I... C...Inc firmasına, gurubun firmalarına aktarma amaçlı kredi verilmesi eylemi bu sanıklar yönünden yukarıda açıklandığı gibi nitelikli zimmet suçunu oluşturmaktadır.
b) Yine yukarıda;
‘Ç...grubu firmalarına kullandırılmış olan ve vadesinde ödenmediği halde Kredi Komitesi kararıyla kredilerin temdit edilmesi yöntemi’,
‘Grubun bazı firmalarına kredi kullandırma görüntüsü verilerek bu firmalar üzerinden aktarma suretiyle kredi borçlusu olan diğer grup firmalarının önceki ödenmemiş kredi borçlarının kapatılması yöntemi’ ,
‘Yasağa rağmen Grup firmalarına avans ve teminat verme, kredi kullandırma yöntemi’ ,
Şeklinde yazılı başlıklar altında belirtilen işlemlerde kredi komitesi üyesi olarak imzası bulunan sanıklar O....B... ve O...E...’ın eylemleri, A...I...C...Inc firmasına verilen kredi işlemi bakımından nitelikli zimmet, diğer eylemleri bakımından niteliksiz ise niteliksiz zimmet5– 01.11.2005 gün ve 25983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5411 kabul edilerek mahkûmiyetlerine karar verilmesi gerekirken tüm eylemleri nitelikli zimmet kabul edilerek fazla para cezasına hükmedilmesi kanuna aykırıdır.
sayılı Bankalar Kanununun 168. maddesiyle suç tarihlerinde yürürlükte bulunan 4389 sayılı Bankalar Kanunu yürürlükten kaldırılmış olup 5237 sayılı TCK’nın 7. maddesi uyarınca her iki yasanın da kararda karşılaştırılması yapılarak lehe olan yasa belirlendikten sonra mahkumiyetlerine karar verilen sanıkların hukuki durumlarının takdir ve değerlendirilmesi gerekirken sadece 5411 sayılı Kanunun lehe olduğu belirtilerek yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırıdır.
Hükmün, sanıklar D...B..., C... Ç.., M... E... K..., O...B...ve O... E... yönünden yukarıda açıkladığımız gerekçelerle bozulması gerekirken, sayın çoğunluk tarafından verilen kararın III-a ve b nolu bentlerindeki onama kararına, IV nolu bentdeki bozma gerekçesine katılmıyorum” görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 27.07.2011 gün ve 59174 sayı ile;
“İtirazlarımız Özel Dairenin III (a), (b) nolu onama kararları ile IV nolu bozma kararına yöneliktir.
1. Özel Dairenin III (a) maddesinde belirtilen onama kararına yönelik olarak yapılan incelemede;
Konuya başlarken, eylemle ilgisi dolayısıyla Back to Back (Karşılıklı) kredi ve Temdit kavramlarını açıklığa kavuşturmak gerekecektir.
Back to Back (Karşılıklı) kredi, Bilirkişi Doç. Dr. M...K...nın görüşünde de belirttiği ve açıklandığı üzere, hakim ortağı bulundukları bankalardan yasal engeller nedeniyle kredi kullanma imkanı kalmayan hakim sermayedar grupların kendi aralarında yaptıkları yazılı ve sözlü anlaşmalar çerçevesinde gerçekleştirdikleri işlemler olarak tanımlanmaktadır. Bu krediler birbirlerinin teminatı niteliğindedir. Ödemezsen ödemem anlayışı içerisinde verilmektedir. Bu ilişki içerisine giren bankaların en belirgin özelliği ise sermayedarlarının yasal sınırlar nedeniyle doğrudan doğruya kredi kullanma imkanlarının kalmaması olarak ortaya çıkmaktadır.
Kural olarak bu kredi kullandırma eylemleri suç teşkil etmemektedir. Ancak iki bankanın temsilcilerinin karşılıklı olarak baştan itibaren ödenmeyeceğini bilerek kredi yeterliliği bulunmayan gerçek ve tüzel kişilere kredi açılması halinde anılan suç oluşacaktır. Şayet bu fiiller 4389 sayılı Yasanın yürürlük tarihinde gerçekleşmiş ise Kanunun 22/3. maddesindeki zimmet suçunu oluşturabilecektir. (Bkz.- Sözüer s. 179, M...s. 241-242) Bu itibarla karşılıklı kredilerin zimmet suçunu oluşturabilmesi için kredi vermenin amacı banka parasının kredi görünümü altında başkalarına aktarılması olmalıdır. Karşılıklı kredinin böyle bir amaca yönelik olup olmadığını belirleyebilmek için somut kredi işlemleri bakımından kredi veren bankanın içinde bulunduğu durumu, krediyi alan firmaların kredibilitesini ve yeterli teminatlarının alınıp alınmadığını incelemek gerekir…Hakkında kredibilite çalışması yapılmadan kredi verilen grup firması hiçbir şekilde kredibilitesi olmayan bir firma olduğu için veya kredibilitesi olmasına rağmen kredi sözleşmesi düzenlenmediğinden veya teminat alınmadığı için kredi geri dönmemişse yapılan aslında kredi görünümü altında banka parasının başkalarına aktarılması olduğundan 4389 sayılı Kanunun 22/3. maddesi uyarınca öngörülen zimmet suçu oluşmuş demektir.
Konu ile ilgili olarak BDDK’nın 25.03.2003 tarihinde hukuki mütalaasını aldığı Prof. Dr. N... T...ise özetle; ‘Bankaların karşılıklı olarak kredi kullandırmalarının tek başına suç oluşturmadığını ancak karşılıklı kredi kullandırılan işlemlerin bazen banka parasını dolaylı şekilde zimmete geçirmek amacıyla başvurulmasının mümkün olduğunu belirterek her bir kredi işlemini gerek bankalar kanunu açısından gerekse bankacılık düzenlemeleri açısından değerlendirmek gerekecektir. Bu itibarla bu şekilde kredi verilen firmalar örneğin ‘tabela firmalar’ veya kredibilitesi olmayan firmalar ise yahut hiç veya makul sayılabilecek bir teminat alınmamışsa dolayısıyla karşılıklı kredi kullandırmanın amacı banka parasının kredi görünümü altında firmalara veya krediyi kullananlara veya başkalarına aktarılması ise bankalar yasasındaki zimmet suçu oluşabilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus karşılıklı kredi kullandırılan işlemlerin tek tek ele alınması ve çeşitli yönlerden özellikle de krediyi kullandıranların kastı yönünden değerlendirme yapılmalıdır’ demektedir.
Konu ile ilgili olarak temdit hususunu da biraz açıklamakta fayda bulunmaktadır. Temdit; Bir borcun ifası için ya da bir işlemin yerine getirilmesi için tayin edilmiş bulunan sürenin (vadenin) yeni bir zaman dilimi eklenmek suretiyle uzatılmasına denir. Vadenin taraflar arasında yapılan bir anlaşma ile uzatılmasına tecil adı verilir. Tecile ilişkin irade açıklamaları açık (sarih) olabileceği gibi, örtülü (zımnî) de olabilir.
Bu konuda Doç. Dr. M... K...temditle ilgili olarak da ‘kredi başlangıçtaki şartlara hukuka uygun verilmekle birlikte sonradan yapılan hukuka aykırı temditlerle suç teşkil eden bir fiil haline gelebilir. Olayımızda temdit işlemi sadece Ç...Grubu firmalarına yapılmıştır. Bu işlem ancak kredi alanın onayıyla yapılabileceğine göre şayet bu krediyi ödeyemez hale getirmek için temdit yapıldığı belirlenirse sanıkların bu fiili iştirak halinde işledikleri söylenebilecektir’ demektedir. Bu durumda suç tarihi temdit eyleminin gerçekleştirildiği tarih olacaktır.
08.11.2002 tarih ve R-1, R-8, R-5 sayılı murakıp raporu ile Etibank A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığının Çukurova Grubu ile M...Gurubu (D... B...) firmalarına kullandırılan B...to Back kredilerine ilişkin olarak 26.04.2001 gün ve 2 sayılı raporundaki tespitlerine göre Etibank/Karaköy Şubesi tarafından Çukurova Grubuna ait üç ayrı firmaya 17.08.1998 ile 10.09.1998 tarihleri arasında toplam 25 milyon USD kredi kullandırıldığı, karşılığında ise D... B...ve C.. Ç...’ın firmalarına da miktarı, başlangıç ve vade tarihleri çok yakın olan 25 milyon USD’lik kredi kullandırılmıştır. Çukurova Grubu’na kullandırılan krediler 09.08.2000 tarihinde 48 ay vadeli hale getirilerek temdit edilmiştir denilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında konuyu ele alacak olursak;
a) S... D...B.. yönünden;
Ç...Grubuna kullandırılan krediler ilk kullandırma tarihinde hukuka uygun olarak verilmiş olsa bile borçları temdit edilen şirketler açısından temdit tarihinde hiçbir araştırma yapılmamış olup 09.08.2000 tarihinde 48 ay süreyle temdit edilmiştir. Kredi verilen şirketlerin temdit tarihinde kredi değerliliğinin bulunmadığı dosya kapsamıyla sabittir. Olaya konu şirketlerle ilgili olarak hiçbir teminatın alınmadığı, kredi ödenmemesine rağmen faiz tahsilatının yapılmadığı bellidir. Bu durumda borçların temdit edilmemesi gerekirdi. Ayrıca Etibank’ın mali yapısının temdite uygun olmadığı, bankaya temdit tarihinden 2 ay sonra yani 27.10.2000 tarihinde el konulması ile de bellidir. TMSF bankaya mali durumunun bozukluğu sebebiyle el koymuştur. Buradan da anlaşıldığı üzere sanığın amacı diğer sanık M... E... K.... ile birlikte bankadan kullandırdığı ve şirketlerine aldığı krediyi şirketleri lehine zimmete geçirmektir. Bunun karşılığı olarak Ç... Grubuna ait firmaların borçları da bu grubun zimmetine geçirilmek maksadıyla temdit edilmiştir.
Tüm bu hususlar gözetildiğinde sanık D.... B...’in hakim hissedarı olduğu Etibank A.Ş.’nin Ç... Grubu’na ait firmalara verilen 25 milyon USD’lik krediyle ilgili olarak 09.08.2000 tarihindeki temdit işlemi ile eylem hukuka aykırı hale gelmiş olup banka parasının geri dönmeyeceğini bile bile zimmet kastıyla hareket etmiştir. Suç tarihi temdit ile eylemin hukuka aykırı hale geldiği 09.08.2000 tarihidir.
Fiilin niteliğine gelince; sanığın eylemi Back to Back kredi denilen ve yukarıda izah edilen şekilde kredi görüntüsü altında bankayı aldatacak şekilde işlediği sabit olup eylem basit bir iç denetim ile ortaya çıkarılamayacak kadar hileli yapılmıştır. Bu sebeple sanığın eylemenin nitelikli zimmet olarak kabulü gerekir.
b) Sanık M...E.. K...yönünden;
Grubuna ait firmalara kullandırılan kredilerin temdit tarihinde geri ödenmeyeceğini bildiği halde temdide onay vermek suretiyle nitelikli zimmet fiiline iştirak etmiştir. Temdit sözleşmelerinin karşılıklı yapıldığı, kredi kullanan tarafın iradesi olmadan temdit yapılmasının mümkün olmadığı bilinen hukuki bir gerçekliktir. Ayrıca sanığın kastının zimmet yönünde olduğu da dosya kapsamı ile de sabittir. Şöyle ki; şartları bulunsa elbette ki sanığa ait Pamukbank T.A.Ş.’dan D...B... ve C... Ç... grubuna ait firmalara verilen krediler de temdit edilecekti. Fakat Hazine Müsteşarlığının 11.04.2000 tarihli Pamukbank Yönetim Kurulu’na hitaben yazmış olduğu yazısında ‘Ç...Grubuna doğrudan veya dolaylı yönde hiçbir surette kredi kullandırılmaması, banka aktifinde yer alan gizli rezerv niteliğindeki varlıkların elden çıkarılması, risklerin tasfiyesi ve sermayenin nakit olarak arttırılması suretiyle mali bünyenin iyileştirilmesine yönelik bir uygulama planı hazırlanarak 15 gün içerisinde Hazine Müsteşarlığına gönderilmesi’ istenilmiştir. Bu şiddetli ikaz üzerine Pamukbank T.A.Ş’nin B... ve Ç...grubuna kullandırdığı 25 milyon USD’lik kredi talebe rağmen, temdit edilememiştir. Ancak sanıkların kastı banka parasına şirketleri lehine zimmetlerine geçirmek olduğundan 25 milyon USD kredi karşılığı olarak % 50 hissesi B...grubuna, % 50 hissesi ise Ç...grubuna ait olan A...P... ve Servis Hizmetleri A.Ş.’ye temdit edilmeyen kredilerin vade tarihi olan 24.08.2000 ile 18.09.2000 tarihleri arasında olacak şekilde yani temditten 21 gün sonra 29.08.2000 tarihinde 12,5 milyon USD kredi kullandırılmıştır. Daha sonra Ç... grubuna da ileri bir tarihte kredi de dolaylı yoldan kredi kullandırılacaktır. Dolayısıyla kredi, dolaylı yoldan temdit edilmiştir.
Bu hususlar gösteriyor ki sanığın D...B...’e ait Etibank tarafından temdit edilen firmalarına ait kredi borçlarının geri ödenmeyeceğini bilerek katılmak suretiyle nitelikli zimmet suçuna iştirak etmiştir.
2. Özel Dairenin III (b) maddesinde belirtilen onama kararına yönelik olarak yapılan incelemede;
Öncelikle hukuki mevzuat incelendiğinde suç tarihinde yürürlükte bulunan CMUK’un 150 ve 257. maddesi aşağıdaki şekildedir.
Madde 150 - Tahkikat ve hükmün, yalnız iddianamede beyan olunan suça, ve zan altına alınan şahıslara hasredilir.
Bu hudut dahilinde olarak, mahkemeler istiklal ile hareket etmek hak ve vazifesini haiz olup Ceza Kanununun tatbikinde kendilerine arzedilen iddialar ile bağlı değildirler.
Madde 257 - (Değişik madde: 08.06.1936 - 3006/1 md.)
Hükmün mevzuu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibarettir.
(Değişik fıkra: 21.05.1985-3206/51 md.) Fiili takdirde mahkeme, iddia ve müdafaalarla bağlı değildir.
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan CMK’nın 225. maddesi ise aşağıdaki şekildedir.
Madde 225 - (1) Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.
(2) Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.
Yine Ceza Genel Kurulu’nun 28.04.2009 gün ve 2008/1-260 E., 2009/107 K. sayılı hükmünde ise ‘Yargıtay Ceza Genel Kurulunun; 14.06.2005/38-63; 10.05.2005/37-52; 23.11.2004/174-202 gün ve sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; 1412 sayılı CYUY’nın 163. maddesi uyarınca, iddianamede, yargılama konusu fiil ile suç şüphesi altında bulunan faile, duraksamaya meydan bırakmayacak biçimde açıkça yer verilmesi zorunludur. Maddede bu husus ‘sanığın açık kimliği, isnat edilen suçun neden ibaret olduğu, suçun kanuni unsurları…’ şeklinde belirtilmiştir. Suç ifadesiyle kast edilenin fiil olduğu, bununla amaçlananın da suç oluşturan eylemin tanımlanması gerektiği açıktır. 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Yasanın 170. maddesinde de iddianamede gösterilmesi, gereken hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiş, maddenin 4. fıkrasında, 163. maddenin 2. fıkrasındaki hükme benzer şekilde, yüklenen suçu oluşturan olayların açıklanacağı belirtilmiştir. 1412 sayılı Yasanın 150. maddesinde, soruşturma ve hükmün, iddianamede beyan olunan suça ve sanığa hasredileceği, 257. maddesinde ise, ‘hükmün konusunun, iddianamede gösterilen fiilden ibaret’ olduğu belirtilmek suretiyle, benzer hususlar tekrarlanmış, aynı ilkelere 5271 sayılı Yasanın 225. maddesinde de yer verilmiştir. Söz konusu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, kamu davasının fiil yönünden sınırlarının açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Fiil yönünden, kamu davasının dışına çıkılması, ‘davasız yargılama olmaz’ ilkesine ve 1412 sayılı Yasanın 150, 257 ve 5271 sayılı Yasanın 225. maddelerine aykırılık oluşturacaktır’ şeklindedir.
Kararda da belirtildiği üzere hüküm ancak suça ilişkin fail ve fiil hakkında olup fiilin nitelendirilmesinde mahkeme iddia ve savunmalarla bağlı değildir. Bunun tek istisnası ise başka bir ceza genel kurulu kararında da belirtildiği gibi, bir olayın anlatılması esnasında başka bir fiilden bahsedilmesidir. Bu durumda bahsedilen fiilden açılmış bir kamu davası bulunmayacağı cihetle bu konuda hüküm de kurulamayacaktır.
Somut olay incelendiğinde ise;
Öncelikle sanıklar hakkında 24.12.2003 tarihili iddianame ile açılan dava sonucunda İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi sanıkların eylemlerinin 4389 sayılı Yasanın 22/3. maddesi kapsamında zimmet fiilini oluşturduğu gerekçesiyle 23.02.2005 gün ve 3-30 sayılı hükmü ile görevsizlik kararı vermiştir. İkinci olarak davaya konu iddianame incelendiğinde sanıklar hakkında açıkça kredi kullandırdıkları, avans ödemesi yaptıkları ve gayri nakdi kredi kullandırdıkları belirtilmiştir. Bu durumda sanıkların eylemleri iddianamede gösterilen kredi kullandırma avans verme ve gayri nakdi kredi temin etmedir. Mahkemenin sevk maddesi ile bağlı olmadığı açıktır. Bu durumda sanıklar yönünden bir zarar suçu olan zimmet fiilinden açılmış bir kamu davasının bulunduğu açıktır. Ancak talimatlara aykırılık eylemi dolayısıyla da dava bulunmaktadır. Bu durumda fiillerin sabit olması halinde TCK’nın 44. maddesi uyarınca fikri içtima hükümlerinin uygulanacağı açıktır. Anılan sebeplerle sanıklar hakkında zimmet fiilinden açılmış bir kamu davasının bulunduğunun kabulü gerekir. Ancak sanıkların hangi eylemlerinin zimmet suçunu oluşturup oluşturmadığını ayrıca irdelemek gerekecektir.
a) S....ve Mali Y...Holding A.Ş.’ye 30.03.2001 tarihinde kullandırılan 23.962.000 USD krediyle ilgili olarak yapılan incelemede;
Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının 11.04.2000 tarihli Ç...Grubuna doğrudan veya dolaylı yönden kredi kullandırılmaması talimatına rağmen Ç...Grubunun bankası olduğu bilinen Yapı Kredi Bankası A.Ş.’nin ana hissedarlarından olan Sınai ve Mali Yatırımlar Holding A.Ş.’ye 30.03.2001 tarihinde 23.962.000 USD kredi kullandırılmıştır. Kullandırılan kredi aynı gün Anadolu Kredi Kartları Turizm Tic. A.Ş. isimli şirket hesabına havale edilerek kredi hesabı borcu kapatılmıştır. AKK şirketi önceden Ç.. grubuna ait olan İnterbank’ın iştirakidir. Anılan şirket daha sonra ise TMSF’ye devredilmiştir. Şirketin Ç.... Grubuna ait Pamukbank’ta dahil alacak ve borçları vardır. Ancak S...ve Mali Y...Holding’in Anadolu Kredi Kartları Turizm Tic. A.Ş.’ye borcu bulunmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Buna rağmen sanıklar bankanın zararına olacak ve grup şirketlerin lehine olacak şekilde geri dönmeyeceğini bile bile S...ve Mali Y...Holding A.Ş.’ye kredi kullandırmak suretiyle zimmet suçunu işlemişlerdir. Sanıklar Hazine yazısı üzerine risklerin tasfiyesine yönelik olarak bu eylemi gerçekleştirdiklerini söyleseler de durum gerçeği yansıtmamaktadır. Zira Hazine yazısının ve uyarılarının tersine AKK’nın Pamukbank’tan alacağı ödenmiş gösterilmiş ise de aslında yapılan çok açıktır. Yapılan banka üzerinden grup firmalarına kredi aktarmak suretiyle geri dönmeyeceği açık olan bir kredinin verilmesi işlemidir. Eylem hem talimatlara aykırılık hem de zimmet suçunu oluşturmaktadır. Bankanın hakim hissedarı ile kredi komitesi üyesi ve yönetim kurulu üyesi sanıkların TCK’nın 44. maddesi uyarınca zimmet fiilinden cezalandırılması gerekir.
Eylemin niteliği ise risk tasfiyesine yönelik bir eylem gibi gösterilmek suretiyle basit bir iç denetimle ortaya çıkarılmayacak şekilde verilmiş bir kredi görüntüsü altında nitelikli zimmet fiilidir.
b) Turkcell Holding A.Ş.’ye yapılacak sermaye artırımına katılmak için 24.05.2000 tarihinde 12 Trilyon ve 06.08.2001 tarihinde ise 18 Trilyon tutarında verilen avans ile ilgili olarak yapılan inceleme de;
Öncelikle teftiş kurulunun 11.12.2001 gün ve R-11, R-16, R-13 sayılı raporlarında da şemalar halinde açıklandığı üzere Turkcell Holding’in % 51,91 oranındaki hissesi Ç.... G...kontrolündedir, yani grup şirketidir. Pamukbank ise bu Holding’in % 15,43 hissesine sahiptir. Pamukbank 39,6 Trilyon sermaye koyarak anılan şirkete ortak olmuştur.
Gelişen süreç içerisinde Hazine’nin kredi kullandırmama talimatı göz önünde iken sanıkların banka parasına şirketlere aktarmak maksadıyla avans adı altında belirtilen tarihlerde Hazine’den de gizlenmek suretiyle Turkcell Holding’e aktarılmıştır. Sanıkların kastı baştan beri grubun menfaatlerini korumaktır. Çünkü grup nakit sıkıntısı çekmektedir ve bankayı nakit sıkıntılarını gidermeye yönelik bir araç olarak kullanmaktadırlar. 28.11.2000 tarihli mali bünye raporundan da anlaşılacağı üzere, raporun düzenlendiği tarihe kadar Turkcell’in halka arzından elde edilen satış karının bankaya yatırılmadığı da sabit olup, sadece halka arzdan elde edilen karın bankaya düşen hissesi oranında da Pamukbank’a yatırılmaması bankanın zarara uğratıldığının ve bu aradaki farkında sanıkların uhdesinde zimmet olarak kaldığının açık bir delilidir. Eylem aynı zamanda talimatlara aykırılıkta oluşturmakla birlikte, kredi komitesi üyesi ve yönetim kurulu üyesi sanıkların TCK’nın 44. maddesi uyarınca zimmet suçundan ceza tayini gerekir.
Eylemin niteliğine gelince; avans görüntüsü altında eylem gerçekleştirilmiş olup basit bir iç denetimle ortaya çıkarılamayacağından nitelikli zimmetten ceza gerekir.
c) Pamukbank Finansal Kiralama ile Pamukbank F....A.Ş.’lerine teminat mektubu veya kefalet şeklinde gayri nakdi kredi kullandırılmasıyla ilgili yapılan incelemede;
Müfettiş raporları ve dosya içeriği gözetildiğinde anılan bu iki firmanın tamamına yakını Pamukbank’a ait olup Hazine uyarısına rağmen verilen teminat mektubu ve kefaletler verilerek şirkete ait Yapı Kredi Bankasının hisse senetlerinin alınması sağlanmıştır. Bu suretle deyim yerinde ise Çukurova Grubuna ait bulunan Yapı Kredi Bankası’na dolayısıyla Ç... Grubuna doğrudan para aktarmak suretiyle zimmet eylemi gerçekleştirilmiştir. Ancak dosya kapsamıyla verilen teminat veya kefaletlerin banka nezdinde ne kadar zarara yol açtığı belli değildir. Yani anılan şirketlerin vermiş olduğu kefaletler veya teminat mektubu karşılığında bir tazmine maruz kalıp kalmadıkları ve zararları hesaplanmamıştır. Gerçek zimmet miktarını ortaya çıkarmak açısından araştırılarak hesaplanması gerekir. Eylem talimatlara aykırılıkta oluşturmakla birlikte kredi komitesi üyesi ve yönetim kurulu üyesi sanıkların TCK’nın 44. maddesi uyarınca zimmet suçundan ceza tayini gerekir.
Eylemin niteliğine gelince; basit bir iç denetimle ortaya çıkarılamayacağından nitelikli zimmetten ceza gerekir.
3. Özel Dairenin IV. maddesinde belirtilen bozma kararına yönelik olarak yapılan incelemede;
08.04.2004, 15.06.2004 ve 16.06.2004 tarihli iddianameler ile kamu davası açılan 2004/160, 2005/39 ve 2006/73 Esas sayılı dava dosyalarında Pamukbank yönetim kurulu üyeleri ve kredi komitesi üyesi olan sanıkların eylemlerini iki ana başlıkta incelemekte fayda bulunmaktadır.
Ancak konuya geçmeden evvel Back to-Back (Karşılıklı) kredi kısmında kısmen değinilen Temdit kavramı konusuna değinmek, incelenecek eylemleri anlamak açısından faydalı olacaktır.
Temdit kavramı ile ilgili olarak Bilirkişi Doç. Dr. M...K..’nın görüşünde de belirttiği ve açıklandığı üzere, temdit bir sözleşme olup kredide esasen özel bir borç ilişkisidir. Doktrinde kredi temditleri (tecil anlaşması) gibi işlemlerle zimmet suçunun işlenebileceği kabul edilmektedir. F...S... M..., uygulamada kredi temditleri, borcun nakli, alacağın temliki ve yenileme gibi işlemler söz konusu olduğunda suç ve suçun işlenme tarihi açısından tereddütler oluştuğunu belirterek şu şekilde hareket edilmesi gerektiğini ifade etmektedir; şayet açılan kredi ilk şekliyle zimmet suçunun unsurlarını oluşturuyorsa yapılan sonraki hareketler (temdit, temlik vs.) ayrıca cezalandırılmaz. Buna karşılık kredi açıldığında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamasına rağmen sonradan yapılan işlemler zimmet suçunu oluşturabilecek nitelikte olabilir. İşte bu durumda suçun işlendiği tarih temditin, borç naklinin, alacağın temlikinin, yenilemenin vs. yapıldığı tarihtir. (F...S...M...Ekonomik Suçlar Bağlamında Kredi Hukukundan Kaynaklanan Suçlar sf. 248) Bu görüş doktrinde de paylaşılmaktadır. (Bkz. M... E...A.../ A..G.../ A. C...Y..., 5237 s.K’na göre hazırlanmış Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara – 2005, sf. 568 vd.).
O halde bir kredi ilişkisinde yalnızca kredinin ilk açıldığı andaki şartlar göz önüne alınarak değerlendirme yapmak ve buna göre de nakit çıkışının tarihini esas alarak fiili nitelendirmek ve temditlerin suç oluşturmayacağını söylemek her olayda doğru değildir. Şayet kredilerin vadesi uzatılmışsa, bu işlemin de zimmet suçunun unsurlarını oluşturup oluşturmayacağı ayrıca incelenmelidir. Kredinin temdit edilmesi başlangıçta hukuku uygun olarak açılan bir krediyi hukuka aykırı hale getirebilir. Bunun belirlenmesi için kredinin niçin temdit edildiğini kredi alan firmanın kredinin alınma tarihiyle temdit tarihi arasındaki mali yapısının ve ödeme yeteneğinin ne şekilde değiştiğini, kredi veren bankanın temdit tarihinde içinde bulunduğu mali durum gibi hususlar ve tüm bunlardan faillerin hangi maksatla hareket ettiklerini araştırmak gerekir. Örneğin bir banka kendi mali yapısı bozulmasına ve bu durum yetkili makamlar tarafından tespit edilip bildirilmesine rağmen verdiği kredileri tahsil etmek yerine temdit etmek yöntemini tercih etmişse, krediyi veren banka yöneticilerinin zimmet kastıyla hareket ettiği söylenebilecektir. Keza krediyi alan firmanın mali yapısı bozulmasına ve bu nedenle aldığı krediyi zamanında ödeyemeyeceği anlaşılmasına rağmen verilen kredilerin teminatlarını kullanarak kredinin tasfiyesi yerine temdit edilmesi halinde de zimmet suçu oluşmuş sayılmalıdır demektedir.
Bu açıklamalar ışığında sanıkların kullandırdıkları kredileri iki ana başlıkta inceleyelim.
a) Gruba ait firmaların önceki borçlarını ödeme adı altında kredi kullandırmak suretiyle banka parasının grup firmalarına aktarılması eylemleri;
aa) E... E... Endüstri Ürünleri İmalat Sanayi A.Ş.’ye kullandırılan krediler:
Gruba ait şirkete ilk kredi 19.02.1988 tarihinde kullandırılmış olup, 26.09.1990 tarihli raporda firmanın kredi değerliliğinin bulunmadığı belirtilmesine rağmen 14.05.2001 tarihinde Pamukbank Bahreyn Şb.’den 3 yıl vadeli 34.150.000 USD kredi tahsis edilmiş olup kullandırılan kredi ile firmanın önceki borcunun ana para ve dövizlerinin kapatılmasında kullanılmıştır. Firmanın TMSF’ye devir tarihinde bankaya 105.503.335.000 TL borcu bulunmaktadır.
Bankanın hakim ortağı ve kredi komitesi üyesi olan sanıkların Hazine Müsteşarlığının uyarı yazılarına rağmen 1990 yılından itibaren hiçbir kredibilitesi olmayan firmaya banka parasının geri dönmeyeceğini bile bile kredi görüntüsü altında para aktarmışlardır. Kaanatimizce hakim bilirkişi görüşünün aksine, bankadan kredi kullandırılmış olmakla nakit çıkışı da gerçekleşmiştir. Fiziken paranın teslim edilmemesi veya kredinin önceki borçların kapatılmasında kullanılması asla sonucu değiştirmeyecektir. Çünkü sanıkların bu tarihteki kastları ve hukuka aykırı eylemleri banka parasının grup şirketleri lehine zimmete geçirme yönünde olup borç kapatma adı altında banka daha büyük bir zarara sokulmaktadır. Bu sebeple suç tarihi de kredinin kullandırıldığı 14.05.2001 tarihidir.
bb) Panama da kurulu A...I...C...Inc. firmasına kullandırılan kredi;
Firmaya 02.05.2001 tarihinde istihbarat ve güvenilirlik değerlendirilmesi yapılmadan, genel kredi sözleşmesi eki de düzenlenmeden Bahreyn Şubesince üç yıl vadeli 40.000.000 dolar kredi kullandırılmıştır. 6 ayda bir tahsil edilmesi gereken kredi faizleri tahsil edilememiştir. Söz konusu kredi bankanın hakim ortağı Ç... gurubu firmalarına aktarılmıştır. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarih itibariyle firmanın 69.232.500.000.000 TL borcu bulunmaktadır.
Bankanın hakim ortağı ve kredi komitesi üyesi olan sanıkların Hazinenin gruba doğrudan veya dolaylı kredi kullandırılmaması yönündeki talimatlarını anılan şirkete kredi kullandırmak ve kullanılan krediyi geri dönmeyeceğini bile bile grup şirketlerine aktarmak suretiyle zimmet suçunu işlemişlerdir. Kredinin kullandırıldığı tarih 02.05.2001 tarihi olup, bu tarihte bankadan kaynak çıkışı gerçekleşmiştir. Bankadan kredi kullandırılmış olmakla nakit çıkışı da gerçekleşmiştir. Fiziken paranın teslim edilmemesi veya kredinin şirketlerin borçlarının kapatılmasında kullanılması asla sonucu değiştirmeyecektir. Çünkü sanıkların bu tarihteki kastları ve hukuka aykırı eylemleri banka parasının grup şirketleri lehine zimmete geçirme yönünde olup borç kapatma adı altında banka daha büyük bir zarara sokulmaktadır. Bu sebeple suç tarihi 02.05.2001’dir.
Ancak burada önemli bir hususu da belirtmek gerekir ki;
Bir kredi için teminat alınmış olması tek başına kredi işlemini hukuka uygun hale getirmeyecektir. Burada kredinin ödenmemesi halinde teminatlara müracaat edilip edilmediğine bakılacaktır. Gruba ait birçok firmayla ilgili olduğu gibi bu firmaya verilmiş olan Turkcell Holding A.Ş.’ye ait 14,6 milyon USD kredi teminatının da bu anlamda önemi yoktur. Çünkü hiçbir suretle teminatlara müracaat edilmemiştir. Teminatlar sadece göstermelik olup kağıt üzerinde kalmıştır.
Sanıkların kullandırdıkları bu kredinin grup şirketlerinin Avusturya menşeili Bank Kreiss AG.’den alınan 40 milyon USD’lik kredinin geri ödenmesinde kullanılması bile başlı başına banka parasının zimmete geçirmek maksadıyla grup şirketlerinin menfaatlerinin gözetildiğinin açık bir başka delilidir.
cc) E...E...Liman Hizmetleri ve Nakliyecilik A.Ş.’ye kullandırılan krediler
Firmaya 1992-1994 yılları arasında verilen kredileri ödemediği ve kredi değerliliği de bulunmadığı halde 24.05.2001 tarihinde 52.000.000 dolar kredi tahsis edilmiştir. Bu kredi firmaya 29.05.2001–06.06.2001 tarihleri arasında 4 dilim halinde kullandırılmış ve bu krediyle firmanın ödenmeyen eski kredileri kapatılmıştır. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarih itibariyle firmanın 63.733.002 dolar ve 117.037.078.187.732 TL borcu bulunmaktadır.
Şirketin kredibilitesi bulunmamasına, 1992-1994 yıllarına ait eski borçlarını ödememesine rağmen, yeni kredi açılması, açıkça paranın geri dönmeyeceğini bilerek grup şirketine aktarılması eylemidir. Fiil zimmet suçunu oluşturmaktadır. Suç tarihi en son kredi diliminin kullandırıldığı dolayısıyla nakit çıkışının gerçekleştirildiği 06.06.2001 tarihidir.
b) Ç...G... ait firmalara kullandırılmış olan ve vadesinde ödenmediği halde borçların temdidi suretiyle Banka parasının gruba ait firmalara aktarılması eylemleri;
2004/160 Esas sayılı dava dosyasındaki şirketler;
aa) B...İnşaat Taahhüt AŞ’ ye kullandırılan krediler;
Muhtelif tarihlerde kullandırılan ve vadeleri dolmasına rağmen ödenmeyen kredilerin ertelenmesi talepleri, firmanın kredi değerliliği bulunmadığı bilindiği halde kredi komisyonunca geriye dönük olarak kabul edilip 08.03.2000 ve daha sonra 06.12.2001 tarihlerinde onaylanmak suretiyle ertelenmiştir. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarih itibariyle firmanın 65 trilyon lira borcu bulunmaktadır.
bb)Ç...İ...ve İhracat A.Ş ye kullandırılan krediler;
31.05.1991 tarihinde Şişli Şubesince verilen 2.130.000 dolar ve 27.11.1997 tarihinde Bahreyn Şubesinden verilen 57 milyon dolar kredilerin vadeleri dolduğu halde faiz ve ana para tahsilatı yapılmadan 25.12.2001 tarihinde kredi komisyonu kararıyla bu krediler temdit edilmiştir. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarih itibariyle firmanın 90.793.014 dolar borcu bulunmaktadır.
cc) BMC San ve Tic. AŞ’ye kullandırılan krediler;
25.04.1995 tarihinde Bahreyn Şubesinden kullandırılan, üç yıl vadeli 1.3 milyon dolar kredi, 06.12.2001 tarihinde, 05.09.1996 tarihinde kullandırılan beş yıl vadeli 1.8 milyon dolar kredi 07.12.2001 tarihinde, 27.09.1996 tarihinde kullandırılan 767.784 dolar kredi 07.12.2001 tarihinde firmanın kredi değerliliği bulunmadığı halde üç yıl temdit edilmiştir. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarih itibariyle firmanın 321.861.593.000.000 TL borcu bulunmaktadır.
dd) Ç....Sanayi İşletmeleri AŞ’ye kullandırılan krediler;
08.01.1991-12.08.1991 tarihleri arasında toplam 6.103.013 dolar tutarında kullandırılan beş adet kredi, 12.12.1997-26.12.1997 tarihleri arasında Bahreyn Şubesinden kullandırılan 4 adet toplam 24.860.000 DM’lık döviz kredisi ile kapatılmıştır. 12.12.2000-26.03.2001 tarihlerinde bu kredinin vadesi dolduğu halde firma faiz ödemesi yapamadığı gibi kredi değerliliği de bulunmamasına rağmen 25.12.2001 tarihinde kredi ödemesi üç yıl süreyle temdit edilmiştir. Bankanın TMSF’ye devredildiği 18.06.2002 tarih itibariyle firmanın 23.109.120.000.000 TL borcu bulunmaktadır.
ee) Ç... Ç... E....A.Ş.’ye kullandırılan krediler;
09.04.1997 tarihinde 500.000 dolar tutarında kredi kullandırılmıştır. Bahreyn Şubesinden kullandırılan bu kredi beş yıl vadelidir. Firma bu krediyi vadesinde ödeyememiş, faiz ödemesi dahi yapamayan ve kredi değerliliği de bulunmayan firmanın kredi borcu 09.04.2002 tarihinde temdit edilmiştir.
2005/39 Esas Sayılı Dava dosyasındaki şirketler;
C.....F..Yapımcılık A.Ş. ve A... A....Holding A.Ş. firmasına kullandırılan krediler;
C..... firmasına 28.05.1997 tarihli 5 milyon dolar ve A... A..Holding A.Ş. firmasına 22.12.1997 tarihli 3,5 milyon dolar kredi komitesi kararıyla kredi açılmıştır. Yine, C....... firması adına 22.05.1996 tarihli yönetim kurulu kararıyla Futbol Federasyonuna 2 milyon dolarlık teminat mektubu vermiştir. Bu teminat mektubu sonradan 17.09.1999 tarihinde Federasyon tarafından paraya çevrilerek Pamukba

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat