"İçtihat Metni"
İtirazname : 2008/254644
Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
Mahkemesi : İZMİR 17. Asliye Ceza
Günü : 27.12.2007
Sayısı : 576-897
6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık E. Ö.'in aynı kanunun 13/1, 5237 sayılı TCK'nun 62, 54 ve 58. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 375 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına, müsadereye ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.12.2007 gün ve 576-897 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 01.03.2012 gün ve 10955-6636 sayı ile;
"Sanığa yüklenen suçun hukuki niteliğinin değişmemesi, tekerrürün 5237 sayılı TCK.nda cezayı artırıcı bir hüküm olarak kabul edilmeyip infaz hükmü olarak düzenlenmiş olması ve sanığın sabıkasının ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkmayıp sanık tarafından bilinmesi, ayrıca bu hususta herhangi bir itirazın da bulunmaması sebebi ile tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür." açıklamalarıyla onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 30.05.2012 gün ve 254644 sayı ile;
"...Somut olayda, 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesi iddianamede uygulanacak maddeler arasında gösterilmemiştir. Sanığın yüzüne karşı sabıka kaydı okunmadığı gibi kendisine TCK.nun 58. maddesinin uygulanacağı hususunda ek savunma hakkı da tanınmamıştır. Son celsede bulunmaması nedeniyle sanığın esas hakkındaki mütalaadan da haberi olmamıştır. Buna karşın Yüksek Dairece 'Sanığa yüklenen suçun hukuki niteliğinin değişmemesi, tekerrürün 5237 sayılı TCK.nda cezayı artırıcı bir hüküm olarak kabul edilmeyip infaz hükmü olarak düzenlenmiş olması ve sanığın sabıkasının ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkmayıp sanık tarafından bilinmesi, ayrıca bu hususta herhangi bir itirazın da bulunmaması' gerekçeleriyle 58. maddenin tatbikine dair hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Oysa ki 5237 sayılı TCK nun 58. maddesinin uygulanması, yukarıdan beri anlatıldığı üzere sanık aleyhine pek çok hükümler ihtiva etmekte olup, ek savunma verilmemesi, sanık aleyhine savunma hakkınında kısıtlanması sonucunu doğurduğu gibi, 5271 sayılı CMK.nun 226. maddesinde '(1) Sanık, suçun hukuki niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir halde bulundurulmadıkça, iddianamede kanuni unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkum edilemez.
(2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek haller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında da aaynı hüküm uygulanır. ...' hükmüne de aykırılık oluşturmaktadır.
Tüm bu anlatılanlar karşısında, Yüksek Dairenin onama kararına karşı itiraz yoluna başvurulması gerekmiştir.
Sonuç ve istem : Yukarıda açıklandığı üzere, tatbiki halinde sanık aleyhine birçok hükümler taşıyan TCK nun 58. maddesi nedeniyle sonuçları anlatılmak suretiyle sanığa bu konuda ek savunma hakkı tanınmadan bu maddenin uygulanmasına ilişkin Yüksek Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 01/03/2012 gün ve 2010/10955 Esas, 2012/6636 K sayılı onama kararının kaldırılarak, sanık Ercan Özen hakkındaki İzmir 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2007 tarih ve 2006/576 E, 2007/897 K sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi" talebinde bulunmuştur.
CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 18.01.2013 gün ve 27226-1866 ayı ile, itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan 10 ay hapis ve 375 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında iddianamede uygulanması talep edilmeyen TCK’nun 58. maddesinin uygulanması için, ayrıca CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmesi gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de, uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir karar verilebilmesi için tekerrürle ilgili uygulamada karşılaşılan tüm problemlerin ve çözüm yollarının birlikte ve bir bütün halinde ele alınmasında yarar bulunmaktadır.
Bu bağlamda;
1-) Sanık hakkında iddianamede uygulanması talep edilmeyen 5237 sayılı TCK’nun 58. maddesinin uygulanması için ayrıca 5271 sayılı CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmesinin gerekip gerekmediği,
2-) Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için sabıka kaydında yer alan ilamların getirtilmesinin zorunlu olup olmadığı,
3-) Sanığın sabıkasında yer alan geçmiş hükümlülükler ile ilgili olarak, sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri uyarınca uyarlama yapılıp yapılmadığının araştırılması ve yapılmamış ise mahkemesince uyarlama yapılmasının sağlanmasının gerekip gerekmediği,
4-) Sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilirken tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olup olmadığı,
5-) Tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olmadığının kabulü halinde, infaz aşamasında tekerrüre esas olabilecek ilamlardan en ağır cezayı içerenin esas alınmasının zorunlu olup olmadığı,
6-)Şartlarının bulunmasına rağmen yerel mahkemece TCK’nun 58. maddesinin uygulanmasına karar verilmeyen (iddianamede uygulanmasının talep edilmesi veya talep edilmemiş ise ek savunma hakkı verilmiş olması ya da sabıka kaydının sanığa okunmuş olması şartıyla) ve aleyhe temyiz bulunan hallerde, Özel Dairece bu konunun 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca düzelterek onama konusu yapılıp yapılamayacağı,
7-) Hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar veren yerel mahkemece tekerrüre esas olabilecek geçmiş hükümlülüklerden en ağırı yerine başka bir hükümlülüğün tekerrüre esas alındığının kararda belirtilmesi durumunda, Özel Dairece en ağır cezayı içeren ilamın infazda tekerrüre esas alınması gerektiği açıklaması ve hatalı olarak gösterilen ilamın çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasının mümkün olup olmadığı,
8-) TCK’nun 58. maddesinin uygulanmasına karar verilen hallerde, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilip ayrıca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmamasının 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesi uyarınca aleyhe değiştirmeme ilkesine konu olup olmayacağı,
Konuları ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kamu davası açıldığı, iddianame içeriğinde tekerrür hükümlerinin uygulanması talep edilmediği gibi, sevk maddeleri arasında da TCK’nun 58. maddesine yer verilmediği,
Asıl mahkemesinde hiçbir duruşmaya katılmayan sanığın savunmasının alınabilmesi için yakalama emri çıkarıldığı, yakalama emri müzekkeresinde TCK’nun 58. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen sanığa ek savunma hakkı verilmesinin istenilmediği, yakalandıktan sonra talimat mahkemesince ifadesinin alınması sırasında, sadece yakalama emri müzekkeresi ve iddianamenin okunduğu, sabıka kaydının ise okunmadığı, kaldı ki sanığa kişisel bilgileri sorulduğunda da sabıkasız olduğunu beyan ettiği,
Anlaşılmaktadır.
Tekerrür, 765 sayılı TCK’nda cezanın artırım nedeni olarak öngörülmüş iken, yeni sistemde koşullu salıverilme süresini de etkileyecek şekilde bir infaz rejimi olarak düzenlenmiştir.
5237 sayılı TCK’nun 58. maddesi uyarınca önceden işlenen suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanacaktır. Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak kanun koyucu tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki cezanın infaz edilmesi şartını aramadığı halde, infazdan sonra belirli bir sürenin geçmesi halinde tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağını hüküm altına almıştır. Buna göre, beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, beş yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına mahkûmiyet halinde ise cezanın infaz tarihinden itibaren üç yıl geçmekle tekerrür hükümleri uygulanmayacaktır.
5237 sayılı TCK’nun 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin mükerrirlik açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesinin sonucu olarak; mükerrir sanık hakkında, sonraki suç nedeniyle kanun maddesinde seçimlik ceza olarak hapis veya adli para cezası öngörülmüşse hapis cezasına hükmolunması, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi ve hükümlü hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gerekmektedir.
Tekerrür ile ilgili yapılan genel açıklamalardan sonra çözümlenmesi gerekli konular üzerinde sırasıyla durulmalıdır.
1-) Sanık hakkında iddianamede uygulanması talep edilmeyen 5237 sayılı TCK’nun 58. maddesinin uygulanması için ayrıca 5271 sayılı CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmesinin gerekip gerekmediği:
5271 sayılı CMK'nun ek savunma hakkına yer verilen “Suçun niteliğinin değişmesi” başlıklı 226. maddesinin açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere, iddianamede gösterilen eylemin hukuki niteliğinin değişmesi ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hallerin ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkması halinde, anılan maddenin birinci fıkrası uyarınca sanık veya müdafiine ek savunma hakkı verilmesi zorunludur.
5237 sayılı TCK’nda güvenlik tedbirleri arasında sayılan tekerrür hükümleri sanık hakkında uygulandığında suçun hukuki niteliğinin değişmesi söz konusu olmayıp, 5271 sayılı CMK’nun 226. maddesinin birinci fıkrasının uygulanmasını gerektirecek bir durum bulunmamaktadır. Şu halde tekerrür hükümleri sanık hakkında uygulandığından, anılan maddenin ikinci fıkrası kapsamında uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir.
Sanığın ceza muhakemesindeki en önemli haklarından birisi de; yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gereken savunma hakkıdır. 1982 Anayasasının 36. maddesi ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan bu hakkın, herhangi bir nedenle sınırlandırılması mümkün değildir. Zira savunma hakkının verilmemesi veya sanığın savunma hakkının kısıtlanması halinde, hüküm hukuka aykırı olacaktır. Nitekim 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 308/8. maddesine göre de savunma hakkının kısıtlanması mutlak bozma nedenlerindendir.
Savunma hakkının sınırlandırılamayacağı temel ilke olmakla birlikte, kanun koyucunun, yargılamanın uzamasını önlemek, gereksiz emek ve gider kaybına neden olmamak ve usul ekonomisi açısından bazı sınırlamalara gittiği de bir gerçektir. Ancak bu sınırlamalar istisna olup, bu hallerde dahi usul kanunumuz bazı şartların varlığını aramaktadır.
Öte yandan, Ceza Genel Kurulunun 16.12.1997 gün ve 300-317 sayılı kararında da belirtildiği üzere, savunma hakkının sınırlandığından söz edebilmek için, savunmanın hükmü etkileyecek nitelik taşıması ve yargılaması yapılan fiile ilişkin olması gerekir.
Tüm bu açıklamalar göz önüne alındığında, sanık hakkında iddianamede talep edilmeyen TCK'nun 58. maddesinin uygulanabilmesi için CMK'nun 226. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak ek savunma verilmesi zorunludur.
Ancak, adli sicil kaydının duruşmada okunması, tekerrüre esas hükümlülüğünü ve adli sicil kaydını kabul etmesi ve içeriğine yönelik olarak herhangi bir itirazda bulunmaması halinde sanığın, tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren sabıkalılık halini önceden bildiği ve bu durumun ilk defa duruşmada ortaya çıkmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren sabıkalılık halini önceden bildiği anlaşılan ve bu konuda kendisine yeterince savunma imkanı tanınan sanığa CMK'nun 226. maddesi uyarınca ayrıca ek savunma verilmesine gerek olmayacaktır.
Nitekim Ceza Genel Kurulunun 26.03.2013 gün ve 1591-103, 08.05.2012 gün ve 153-179 ile 364-180 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
2-) Tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için sabıka kaydında yer alan ilamların getirtilmesinin zorunlu olup olmadığı:
Sabı