"İçtihat Metni"
Mahkemesi : DENİZLİ 1. Ağır Ceza
Günü : 14.10.2011
Sayısı : 303-328
Olası kastla öldürme suçundan sanığın TCK'nun 81/1, 21/2, 62, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca iki kere olmak üzere 16 yıl 8 ay hapis cezasıyla mahkumiyetine, müsadereye, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin, Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.10.2011 gün ve 303-328 sayılı resen temyize tabi bulunan hükmün sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 20.02.2013 gün ve 3903-1251 sayı ile;
"Sanık Rahmi hakkında olası kastla öldürme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle, ...
Oluşa ve dosya kapsamına göre; özellikle tanık S.. K..'nın anlatımlarından anlaşıldığı üzere, sanık Rahmi ile ölen İbrahim'in altın ticareti konusunda ilişki kurdukları, ölen İbrahim'in altınlar karşılığında sanıktan para alarak dolandırdığı ve diğer ölen ve mağdur ile aynı araçla kaçmaya kalkıştıkları, sanığın kendilerini başka bir araçla takibe başladığı, çok hızlı bir kovalamaca sırasında sanığın ikisi aracın arka camına ve bagaj kapağına isabet edecek şekilde üç el silahla ateş ettiği, trafiğin çok yoğun olduğu karayolunda kovalamacanın sürdüğü, ölenlerle mağdurun bulunduğu araca yaklaşan sanığın, iki kez arkadan çarparak aracın takla atmasına neden olduğu, kaza sonucu maktullerin öldüğü, mağdurun yaralandığı olayda,
a- Sanığın eylemlerini, birlikte hareket eden maktuller ile mağdurun kendisine yönelik gerçekleştirmiş oldukları dolandırıcılık eylemi nedeniyle işlediğinin anlaşılması karşısında, sanık lehine haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
b- Uzman çavuş olarak görev yapmakta olan sanığın suçta kullandığı silahın görev yaptığı kurumun emanetine dahil olup olmadığı ya da özel silahı olup olmadığı araştırılmadan zoralımına karar verilmesi," isabetsizliklerinden oyçokluğuyla bozulmasına karar verilmiş,
Daire Üyeleri M. Ü.. ve H. K..; sanığın eyleminin bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 15.04.2013 gün ve 2601 sayı ile;
"Dolandırıldığını düşünen sanık, bunu yapanları yakalamak için, aracı ile kaçanların aracının peşine düşmüş, önüne geçmiş, yavaşlayarak ve işaret ederek durdurmak istemiştir. Bu amaçla sanığın öncelikle şehir merkezinde ölenlerin içinde bulunduğu araca arkadan yavaşça çarparak yavaşlamaları, sonra durmaları için işaret etmiş, buna rağmen aracın içindekilerin durmayarak kaçmaya çalışmaları üzerine arabası ile takip etmesi durdurmak ve parasını almak istemesinde, sanığın doğrudan yaralama veya öldürme kastı ile hareket etmediği açıktır. Bu nedenle, sanığın eylemi olası kastla öldürmek değil, bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermektir" görüşüyle itiraz kanun yoluna müracaat ederek, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkemenin sanık hakkında olası kastla öldürme suçundan kurduğu hükümlerin, "sanığın fiilinin bilinçli taksirle iki kişinin ölümüne neden olma suçunu oluşturacağının gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
CMK'nun 308/1. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 11.06.2013 gün ve 2051-4329 sayıyla, itiraz nedenlerinin oy çokluğuyla yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kapsamına göre inceleme, sanık hakkında olası kastla iki kişiyi öldürme suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın fiilinin haksız tahrik altında olası kastla öldürme suçunu mu, yoksa bilinçli taksirle öldürme suçunu mu oluşturacağının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Olay günü sürücüsü tespit edilemeyen, beyaz renkli, kapalı kasa, kamyonet tipi aracın, Denizli-Antalya Karayolunda seyir halinde bulunduğu sırada takla atarak karşı şeride geçtiği, kazada İ.. A.. ve A.. İ.. isimli iki kişinin öldüğü, bir kişinin de yaralandığı, aracın direksiyonunda herhangi bir parmak izi bulunamadığı, bagaj kapağının üzerinde iki adet ateşli silah mermi çekirdeği giriş deliğinin tespit edildiği, kazada yaralanan mağdurun beyanlarından hareketle soruşturmaya başlandığı,
Olay yeri inceleme tutanağında; olay yerinin orta refüjle bölünmüş duble yol, zeminin asfalt ve kuru olduğu, aracın fren izlerinin başladığı yolun sol tarafına doğru yan çizerek devam edip orta refüje çarptığı, çarpmanın etkisiyle takla atarak yedi metre karşı şeritte ilerlediği, gidiş istikametine göre yoğun şekilde araca ait parçalar bulunduğu, kaza yapan aracın arka bagajının açık, kapağının yukarıya kıvrılmış, motor aksamının hasarlı olduğu, ön tekerlerinin yerlerinde olmadığı, egzozun kıvrılarak kaputa doğru içeriye girdiği,
Olay yeri inceleme raporuna göre; kaza yapan aracın sürücüsü tespit edilemeyen beyaz renkli, kapalı kasa, panelvan tipi kamyonet olduğu, orta refüj içerisinde araca ait sürtünme ve kazınma izleri bulunduğu, aracın takla atarak bulunduğu yere geldiği, özellikle ön tarafı olmak üzere, sol yanının daha çok hasar gördüğü, bagaj kapak camının kırık, bagaj kapağının yukarıya kalkmış, vitesin boşta olduğu, içerisinde araca ait cam kırıkları bulunduğu, araca ait parçaların geniş bir alana yayıldığı, direksiyon üzerinde yapılan parmak izi araştırmasında tasnife elverişli parmak izine rastlanılmadığı, kaza nedeniyle yukarıya kalkmış olan bagaj kapağının indirilmesi neticesinde iki adet ateşli silah giriş deliği olduğu değerlendirilen delik görüldüğü, mermi çıkış deliklerinin bulunmadığı, ancak solda bagaj kapağının üst tarafında bulunan mermi çekirdeğinin çıkışı zorladığı, kaporta üzerinde yırtık meydana gelmesine rağmen çıkıp çıkmadığının tespit edilemediği, ön camda dikiz aynasının bulunduğu yerde bir santimetrelik düzgün daire şeklinde delik olduğu, ayrıca ön camın özelliğini kaybetmesi nedeni ile tam olarak tespit edilemeyen iki adet küçük deliğin daha bulunduğu, bu deliklerin ateşli silahla meydana getirilip getirilmediği hususunda herhangi bir tespit yapılamadığı, arka bagajda çarpma izi olabilecek izler bulunduğu, aracın takla attığı esnada oluşup oluşmadığı veya başka araçtan kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda araç veya nesnenin boyasının kalmaması nedeniyle kesin bir kanaate ulaşılamadığı,
Araç inceleme, görgü ve tespit tutanaklarına göre; sanığın sevk ve idaresinde bulunan 33 ARS 28 plakalı aracın, siyah renkli, ön sağ kaporta ve tamponunda içe çökmeler bulunduğu, motor kaportasının sol dış tarafına kaporta macunu sürülmüş olduğu, sağ arka tamponunda sürtünme ile meydana gelen izler olduğu,
Trafik kazası tespit tutanağında; sanık arkadan çarpma kuralını ihlal etmiş olduğundan, kazanın oluşumunda tamamen kusurlu olduğu, diğer sürücülerin kusurunun olmadığı bilgilerine yer verildiği,
Olay yeri incelemesinde hazır bulunan trafik polisi bilirkişinin; mevcut bilgilere göre arkadan çarpma hususunun tespit edilemeyeceğini, aracın hasarlı ve süratli olduğunu, arkadan çarptığı iddia olunan yerde araca ait herhangi bir parça bulunmadığını, kaza mahallindeki izlerin fren izi değil savrulmaya bağlı olarak oluşan teker izi olduğunu belirttiği,
Emniyet görevlileri tarafından düzenlenen ihbar tutanağında; polis merkezi anonsuyla, 33 ARS 29 plaka sayılı otoda bulunanların kendilerini takip edip, arkalarından ateş ettiklerini belirten bir şahsın arayıp yardım istediğinin bildirilmesi üzerine hızla bahse konu adrese intikal edilerek yapılan araştırma ve çevredeki işyeri sahipleri ile şifahi görüşmelerde, birbirini kovalar vaziyette iki aracın gittiğini, öndeki aracın beyaz, takip eden aracın siyah renkli olduğunu, hızla uzaklaştıklarını, bir kaç el silah sesi duyduklarını, ancak hangi araçtan atıldığını bilemediklerini beyan etmeleri üzerine yapılan kontrol ve elde edilen bilgiler doğrultusunda kaçan beyaz renkli araç ve içerisindeki şahıslara rastlanılmadığı, kısa süre sonra bulvar üzerinden ilçe istikametine doğru yapılan araştırmada yaya olarak giden ve üç beş adımda bir arkasına dönerek bakan, ilçe genelinde hiç karşılaşılmamış bir şahsa rastlandığı, olayla ilgisi bulunabileceği değerlendirilerek plakası belirtilen araç ve içerisindekiler sorulduğunda, bahse konu oto ve içindeki arkadaşı sanık ile ismini bilmediği şahısla olay günü geldiklerini, ne olduğunu anlamadığını belirttiği, yapılan mülakat neticesinde iki arkadaşı ile birlikte oto kiralayıp gezmeye geldiklerini, memleketinden arkadaşı olan ve uzman çavuş olarak görev yapan sanığın kendisini arayarak gelmek istediğini söylediğini, gezmeyi planladıkları için iki arkadaşı ile birlikte sanığı havalimanından aldıklarını, yanında önceden tanımadığı birinin bulunduğunu, bir süre gezdikten sonra asker arkadaşı olan İ.. A.. ile görüştüğünü, arkadaşının kendisini âlem yapmak için davet ettiğini, birlikte geldiği şahısla beraber sabah saatlerinde olayın gerçekleştiği ilçeye geldiklerini, ilçe merkezinde İ.. A.. ile buluşup bir süre oturduklarını, bu esnada memleketinden arkadaşı olan sanık R.. Ü..'ün parkın yanındaki bankamatikten para çekerek üzerindeki para ile birleştirdiğini, İbrahim'in parayı gördüğünü, akabinde; "gidelim, size evimi göstereyim, hem kadın kız işlerini ayarlayalım" diyerek kendilerini alıp parka gelerek evinin yakında olduğunu söylediğini, parkta oturup kadın kız muhabbeti yaptıkları esnada ani bir hareketle sanığın üzerindeki parayı alıp kaçtığını, parayı geri alabilmek için arkasından koştuğunu, sanığın ve yanında gelen şahsın araç ile gelerek kendisini geçtiğini, arkadaşının sokağın kesiştiği yerde kendisini bekleyen, içerisinde iki şahıs bulunan plakasını ve modelini bilmediği beyaz renkli bir otoya binerek uzaklaşmaya çalıştığını, sanığın kaçan aracı kavşakta yakaladığını, durdurmak için arkadan çarptığını, ancak durduramadığını, aracın sanayi bulvarına çıkarak süratle şehirlerarası yola döndüğünü, sanığın peşinden gittiğini, bulvarı döndükten sonra araçları göremediğini, ardından silah sesi duyduğunu ve araçların gidiş istikametine doğru yürürken polisin kendisini durdurduğunu beyan ettiği, olay yeri çevresinde yapılan araştırmada iki adet boş kovan ele geçirildiği,
Keşifte hazır bulunan polis memuru bilirkişinin; tanık anlatımları, olaydan sonra polis ve jandarma tarafından yapılan tespitlerden edinilen bilgiye göre, ölenlerin içinde bulundukları aracın sağ şeritten başlayıp sol tekerde otuz metre, sağ tekerde ellibir metre savrulma, lastik ve fren izi ile beraber orta refüj bordür taşlarına çarparak, üç metre genişliğindeki orta refüjde takla atarak karşı istikamete geçerek sağ şerit ve bankete doğru çarpma noktasından yetmişbeş metre mesafede durmasının, aracın hız limitinin çok üzerinde olduğunu gösterdiği, aracın her tarafında takla atmasından dolayı hasar bulunduğu, arka tampon sol alt plaka kısmında hafif şekilde siyah tampon sürtmesi bulunduğu, sanığın idaresindeki araçla bir iki defa arkadan vurduğu yönündeki beyanından anlaşılacağı gibi, fren izinin bulunduğu yerde herhangi bir cam kırığı, araç parçası olmaması, ancak aynı hızla aynı yöne giden araçların fazla hasar bırakmadan küçük bir temasla direksiyon hakimiyetini kaybedebileceğinin kaçınılmaz olduğu, sanık ve aynı araçtaki tanığın önlerinde bir tır bulunduğu, onu geçmek isteyen yeşil renkli otomobilin sol şeride geçtiğinde her iki şerit de kapandığı için ölenlerin bulunduğu aracın fren yaptığını beyan ettiklerinden, fren izinin bu araca ait olduğu, ancak sanığın bu olayı görünce fren yapıp yapmadığı konusunda bir ifadede bulunmadan "ben sağ şeride geçerek durdum" dediği, aynı süratle önündeki aracı takip ettiği, ellibir metre fren izi olan araca çarpmadan duramayacağı, tanığın aracı on onbeş metre mesafeden takip ettiklerini, fazla yaklaşmadıklarını beyan ettiği, ancak aynı hızla giden bir aracı takip eden aracın fren yapmadan duramayacağı, az da olsa hafifçe çarpmış olabileceği, sonuç olarak, içerisinde ölenlerin bulunduğu aracın hızının mahal şartlara göre yüksek olduğu, mağdur ve sanık beyanlarına göre sanığın aracının yüzyirmi kilometrenin üzerinde hızla seyrettiği, her iki aracın hızlarının da mahal şartlara göre yüksek olduğu, buna göre sanığın; önde giden aracı güvenli ve yeterli mesafeden izlememe ve arkadan çarpma nedeniyle asli kusurlu olduğu, araç sürücüsü ölenin ise, aracının hızını, yük ve teknik özellikleriyle, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması nedeniyle tali kusurlu olduğunun belirttiği,
Hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmü onanarak kesinleşmiş bulunan ve yargılamaya konu kazada basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte yaralanan Ş.. G..; İ.. A..'ın olay günü kendisini arayıp "işim var, benimle gelir misin, senin aracınla gidelim" dediğini, aracıyla kendisini evinden aldığını, birlikte yola çıktıklarını, ne amaçla yola çıktıklarını söylemediğini, yolda aracın arızalandığını, arkadaşı galericilik yapan A.. İ..'in işyerine bıraktıklarını, kendisini arayıp halasının oğlunun aracını istediklerini ve birlikte ilçeye geldiklerini, gazinonun karşısından yukarıya çıkarak durduklarını, ölenin bir arkadaşını göreceğini söyleyerek gittiğini, onbeş dakika sonra koşarak geldiğini, arabaya binip çalıştırdığını, onbeş yirmi metre sonra siyah renkli bir aracın hızla gelip yolu kapattığını, kendi araçlarının hızlandığını ve yolu kapatan araca sol ön tarafından vurarak yolu açtığını, caddeye inerek sağa döndüklerini, şehir merkezinden çıkmak üzere iken aynı aracın takip ederek arkadan kendilerine vurduğunu, baktığında sanığın ateş ettiğini gördüğünü, ilkini havaya, sonrakileri ise araca yönelttiğini, içinde bulundukları aracın arka camının patladığını, mermilerin araca isabet edip etmediğini bilemediğini, ateş sonucunda yaralanan da olmadığını, ne olduğunu sorduğunda İbrahim'in; "bu altın işi, paralarını aldım kaçıyorum" dediğini, ölene; "durup parasını verelim, yoksa bizi öldürecekler" dediğini, ancak kabul etmeyerek yola devam ettiğini, ana yola çıktığını, aracın kendilerini takibe devam ettiğini, süratli bir şekilde devam ederken arkadan kendilerine çarptığını, içinde bulundukları aracın dengesini kaybettiğini, ancak kısa süre sonra toparladığını, takip eden aracın yeniden kendilerine çarptığını, bu kez toparlayamadıklarını, orta refüje çarpıp takla atarak karşı şeride geçtiklerini, kaza yapmadan önce önlerinde araç bulunmadığını, sağda seyir eden bir tır bulunduğunu, tırı geçtikten sonra kazanın meydana geldiğini, takip eden aracın arkada olduğunu, önlerine geçemediğini, takip eden araçtakileri tanımadığını, duruşmada ise; İbrahim'in kendilerini bir sokağa sokup, yirmi dakika sonra geleceğini söylediğini, kendisini üç dört kez aradığını ancak gelmediğini, onbeş yirmi dakika sonra koşarak geldiğini, aracı çalıştırıp hareket ettiğini, on metre gitmeden siyah bir aracın önlerine geçtiğini, bu araca çarptıklarını, araçtan kurtularak yola devam ettiklerini, siyah renkli aracın kendilerini takip ettiğini, arkadan çarptığını ve ateş edildiğini, aracı kullanan ölenden durmasını istediğini, ancak durmadığını, ana yola çıktıklarını, arkadaki aracın bir kez daha kendilerine çarptığını, yüz altmış kilometre hızla bir tırı solladıkları sırada, aracın tekrar arkadan kendilerine vurduğunu, araçlarının sol taraftaki refüje çarparak takla attığını, kazanın takip eden aracın çarpmasından dolayı meydana geldiğini, arkadaki aracın vurmasından hemen sonra orta refüje çarptıklarını, içinde bulunduğu aracın fren yapıp yapmadığını bilmediğini, çarpma sonrası kafasını koltuğun arasına soktuğunu, sanıktan şikâyetçi olduğunu ifade ettiği,
Tanık S.. K..; kazanın meydana geldiği mahalde kavun satmakta olduğunu, ikiyüz metre uzağında beyaz renkli bir araca arkadan siyah renkli aracın çarptığını, araçların markasını, modelini ve plakalarını bilmediğini, içler