"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İZMİR 28. Asliye Ceza
Günü : 01.05.2008
Sayısı : 295 - 263
İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık E.. B..'ün 5237 sayılı TCK'nun 184/1 ve 52. maddeleri uyarınca 7.300 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 01.05.2008 gün ve 295-263 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 06.06.2012 gün ve 17591-13890 sayı ile;
“Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; sanığın savunması, dosyaya yansıyan ekonomik ve şahsi halleri gözetilerek, TCK'nın 52/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 27.08.2012 gün ve 226789 sayı ile;
“5237 sayılı TCK'nun 52/1. maddesi uyarınca doğrudan hükmedilen adli para cezasının aynı maddenin 4. fıkrası hükmüne göre taksitlendirilebileceği hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
Bununla birlikte; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfazı Hakkında Kanun’un 106. maddesinin 6. fıkrasındaki; 'Hükümde, adlî para cezası takside bağlanmamış ise, bir aylık süre içinde adlî para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine geri kalan kısmının birer ay ara ile iki eşit taksitte ödenmesine izin verilir. İlk taksidin süresinde ödenmemesi hâlinde, verilen ikinci takside ilişkin izin hükümsüz kalır' şeklindeki anlatım dolaylı olarak 5237 sayılı TCK'nun 52/4. maddesindeki taksitlendirme yetkisine işaret etmektedir.
5237 sayılı TCK'nun 50/1-a maddesi gereğince hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi sonucu hükmedilen adli para cezasının ne şekilde infaz edileceği ise 5275 sayılı CGTİHY’nın 109. maddesindeki, 'Kısa süreli hapis cezası yerine Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesine göre hükmedilen seçenekli yaptırımların infazında uygulanacak rejim, tüzükte gösterilir' biçimindeki hükmün yollamasıyla “Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük”ün 51. maddesinin 1. fıkrasında 7 bent halinde gösterilmiştir. Maddenin (c) bendindeki; 'Hükümde, adlî para cezası takside bağlanmamış ise, otuz günlük süre içinde adlî para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine geri kalan kısmının birer ay ara ile iki eşit taksitte ödenmesine imkân sağlanır. İlk taksitin süresinde ödenmemesi hâlinde, durum mahkemeye bildirilir. Cumhuriyet savcısının talebi üzerine mahkemece, kısa süreli hapis cezasının kısmen infazına karar verilir ve bu karar derhâl infaz edilir' ve (d) bendindeki; 'Hükümde adlî para cezası takside bağlanmış ise kararda belirtilen süreye göre infaz edilir. Otuz gün içinde ilk taksitin ödenmemiş olması hâlinde, durum mahkemeye bildirilir, kararda yer almamış olsa bile Cumhuriyet savcısının talebi üzerine hükmü veren mahkemece kısa süreli hapis cezasının tamamen infazına, sonraki bir taksitin ödenmemiş olması hâlinde ise kısmen infazına karar verilir ve bu karar derhâl infaz edilir' biçimindeki düzenlemede taksitlendirmeden açıkça söz edilmektedir.
Bu itibarla; kısa süreli hapis cezası yerine hükmedilen adlî para cezasının taksitlendirilmesinin mümkün olmasına karşın sanığın lehe hükümlerin uygulanmasına ilişkin herhangi bir talebinin olmaması ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfazı Hakkında Kanun’un 106. maddesinin 6. fıkrasındaki; 'Hükümde, adlî para cezası takside bağlanmamış ise, bir aylık süre içinde adlî para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine geri kalan kısmının birer ay ara ile iki eşit taksitte ödenmesine izin verilir hükmünden de sanığın yararlanabilmesi karşısında, yerel mahkemece TCK'nun 52/4 maddesinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmadığı..." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
5271 sayılı CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesince 06.06.2013 gün ve 28230-18051 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
Sanığın imar kirliliğine neden olma suçundan 7.300 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilen somut olayda Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkeme hükmünün "sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 52/4. madde