Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/61 Esas 2013/269 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2013/10-61 E.  ,  2013/269 K.UYUŞTURUCU MADDE TICARETI SUÇUSUÇ NITELIĞININ DEĞIŞMESIEK SAVUNMA HAKKITEKERRÜRCMK'NIN 232/6. MADDESINE AYKIRILIKCEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 232CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 226TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 63TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 58TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 54TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 53TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 52TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 62TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 188
"İçtihat Metni"

Sanıklar Tarkan, Eshat ve Şevket’nin uyuşturucu madde ticareti suçundan 5237 sayılı TCK’nun 188/3-4, 62, 52, 53, 54, 58/6-7 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis ve 10.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluğuna, hapis cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.02.2011 gün ve 134-10 sayılı hükmün, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 13.09.2012 gün ve 3278-13856 sayı ile ;

“...Yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-iddianamede ve Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünde sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58/6-7. maddesinin uygulanması istenmediği halde, 5271 sayılı CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden yazılı şekilde tekerrür hükümlerinin uygulanması,

2-Adli para cezasının taksitlendirilmesine karar verilirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 18.10.2012 gün ve 333501 sayı ile;

“...Dosya kapsamından, sanıkların sabıkalarına konu ilamların kesinleşme ve infaz tarihlerini içeren örneklerinin denetime olanak verecek şekilde getirtildiği görülmüştür. 25.08.2009 tarihli duruşmada sanık Şevket’e, 06.10.2009 tarihli duruşmada ise sanıklar Tarkan ve Eshat’a adli sicil kayıtları okunmuş, sanıklara sorulmuş, sanıklar doğru ve kendilerine ait olduklarını belirtmiştir. Yine 05.10.2010 tarihli duruşmada sanıkların adli sicil kayıtlarına esas olarak dosyaya getirtilen ilamların okunduğu da yazılmaktadır. Ceza Genel Kurulunun 08.05.2012 tarihli 152-179 ve 364-180 sayılı kararlarında açıklandığı üzere sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58/6-7. maddesinin uygulanması için ek savunma hakkı verilmesine gerek yoktur” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün adli para cezalarının taksitlendirilmesine karar verilirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 20.12.2012 gün ve 22387-18730 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

İtirazın kapsamına göre inceleme, sanıklar Tarkan, Şevket ve Eshat hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.

Suçun sübutuna ilişkin bir uyuşmazlık ve bu kabulde dosya kapsamı itibariyle herhangi bir isabetsizlik bulunmayan somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar hakkında iddianamede talep edilmeyen 5237 sayılı TCK'nun 58. maddesinin uygulanabilmesi için 5271 sayılı CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmesi gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğinden;

Sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmak ve örgütün faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu madde ticareti suçundan kamu davası açıldığı, iddianame içeriğinde tekerrür hükümlerinin uygulanması talep edilmediği gibi, sevk maddeleri arasında da TCK’nun 58. maddesinin gösterilmediği, 25.08.2009 tarihli celsede sanık Şevket Bilici’ye, 06.10.2009 tarihli celsede ise sanıklar Tarkan ve Eshat’a nüfus ve adli sicil kayıtlarının okunduğu, okunan kayıtların doğru ve kendilerine ait olduklarını beyan ettikleri, . sanıkların tekerrüre esas alınan ilamlarının, kesinleşme ve infaz şerhli suretlerinin dosya içerisinde bulunduğu, 05.10.2010 tarihli celsede sanıklara tekerrüre esas alınan ilamlarının da okunduğu ve herhangi bir itirazda bulunmadıkları, yapılan yargılama sonunda sanıkların uyuşturucu madde ticareti suçundan 10 yıl hapis ve 10.000 Lira adli para cezası ile cezası ile cezalandırılmalarına ve hükmolunan hapis cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, para cezasının taksitlendirilmesine karar verilirken uygulanan kanun maddesinin de gösterilmediği,

Anlaşılmaktadır.

5271 sayılı CMK’nun ek savunma hakkına yer verilen “Suçun niteliğinin değişmesi” başlıklı 226. maddesi;

“1) Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez.

2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır.

3) Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir.

4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafıe yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır ’ şeklinde düzenlenmiştir.

Maddenin açık düzenlemesinden de anlaşılacağa üzere, iddianamede gösterilen eylemin hukuki niteliğinin değişmesi ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hallerin ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkması halinde, anılan maddenin birinci fıkrası uyarınca sanık veya müdafîine ek savunma hakkı verilmesi gerekmektedir.

Savunma hakkı, 1982 Anayasasının 36. maddesinde "Temel Haklar ve Ödevler" başlıklı ikinci kısmın ikinci bölümünde Kişinin Hakları ve Ödevleri başlığı altında; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" şeklinde düzenlenmiş olup, bu hakkın temel hak niteliğine uygun olarak, savunma hakkının verilmemesi veya sanığın savunma hakkının kısıtlanması halinde, hüküm daima hukuka aykırı olacaktır.

Buna göre, sanığın ceza yargılamasındaki en önemli haklarından birisi de; yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gereken savunma hakkıdır. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan bu hakkın, herhangi bir nedenle sınırlandırılması mümkün değildir. Nitekim 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 308/8. maddesine göre de savunma hakkının kısıtlanması mutlak bozma nedenlerindendir.

Savunma hakkının sınırlandırılamayacağı temel ilke olmakla birlikte, kanun koyucunun, yargılamanın uzamasını önlemek, gereksiz emek ve gider kaybına neden olmamak ve usul ekonomisi açısından bazı sınırlamalara gittiği de bir gerçektir. Ancak bu sınırlamalar istisnai olup, bu gibi hallerde dahi, usul kanunumuz bazı şartların varlığını aramaktadır.

Öte yandan, Ceza Genel Kurulunun 16.12.1997 gün ve 300-317 sayılı kararında da belirtildiği üzere, savunma hakkının sınırlandığından söz edebilmek için, savunmanın hükmü etkileyecek nitelik taşıması ve yargılaması yapılan fiile ilişkin olması gerekir.

Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için tekerrür kurumunun da incelenmesi gerekmektedir.

Tekerrür, 765 sayılı TCK’nda cezanın artırım nedeni olarak öngörülmüş iken, yeni sistemde koşullu salıverilme süresini de etkileyecek şekilde bir infaz rejimi kurumu olarak düzenlenmiştir.

5237 sa

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat