"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 10. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
2313 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık ...'ın aynı kanunun 23/son ve 5237 sayılı TCK'nun 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, Mersin 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 18.02.2010 gün ve 750-40 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 21.05.2013 gün ve 14562-4593 sayı ile;
“Sanığın, olayda ele geçirilen esrarı yetiştirdiği kenevirlerden elde ettiğine ilişkin beyanının, 'suçla ilgili kişi veya kişileri gizleme' ya da 'daha az ceza alacağını sanma' amacına dayanmış olabileceği; keneviri ektiğini belirttiği yerde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadığı için kenevir kökü veya hasat artığı gibi maddî bulgu elde edilmediği ve aradan geçen zaman nedeniyle elde edilmesinin de mümkün olmayacağı; bu durumlar karşısında, atılı suçu işlediğine ilişkin, soyut beyanı dışında, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine mahkûmiyet hükmü kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
Yerel mahkeme ise 07.11.2013 gün ve 713-733 sayı ile;
“... temyiz sonucu Yargıtay 10. Ceza Dairesince sanığın 'suçla ilgili kişi veya kişileri gizleme' yada 'daha az ceza alacağını, sanma' amacına dayanmış olabileceği, tahmini ve varsayımı ile sanığın, ikrarına rağmen ve esrar maddesinin bulunmasına rağmen sanığın beraati yönünde karar verilmesi gerektiğinden bahisle mahkememiz kararı bozulmuş ise de; mevcut dosya kapsamına göre ele geçen ve hint kenevirinden elde edildiği Adli Tıp raporu ile net olarak tesbit edilen esrar maddesinin bulunması, sanığın soruşturma aşamasında müdafii huzurunda, Cumhuriyet savcılığı ve sorgu sırasında hakim huzurundaki beyanlarının tamamında ele geçen esrar maddesinin kendisinin saksıda yetiştirdiğini açıkca kabul etmesi, sanık hakkında ayrıca içmek amacı ile uyuşturucu madde bulundurmak suçundan görevli ve yetkili Sulh Ceza Mahkemesine kamu davasının açılması karşısında Yargıtay 10. Ceza Dairesinin bozma gerekçesi olarak gösterdiği tahmine ve varsayıma dayalı mantıktan hareket edilmesi durumunda sanığın ele geçen esrar maddesini 'açık kimliğini bilmediği, bir şahıstan içmek için satın aldım' şeklinde beyanda bulunması imkanı ve ihtimali mevcut iken böyle bir şey dememesi, elde esrar maddesi var iken ve hakim huzurunda açık ikrarı varken varsayımsal olarak yok sayılması ceza usulünün ve ceza yargılamasının mantığına aykırı düşeceğinden ve mahkememizin kararı usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle ilk hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 01.02.2014 gün ve 14258 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı esrar elde etmek amacıyla kenevir ekme suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Mersin İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan istihbari çalışmalar sonucunda, sanığın ikamet ettiği adreste uyuşturucu madde ticareti yaptığı bilgisine ulaşılması üzerine Mersin Sulh Ceza Mahkemesince verilen karar uyarınca yapılan arama sonucunda 53 gram kubar esrar ve 26 gram hint keneviri bitkisi tohumunun ele geçirildiği,
Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığı Narkotik Şubesince düzenlenen raporda toplam ağırlığı 53 gram olan maddenin kenevir bitkisinin sap, yaprak ve tomurcuklarından ibaret olduğunun, bu maddelerden elenmek suretiyle 28.2 gram toz esrar elde edilebileceğinin, toplam ağırlığı 26 gram olan bitkisel maddenin ise kenevir bitkisinin sapçık ve tohumu olduğunun ancak bu maddeden esrar elde edilemeyeceğinin belirtildiği,
Sanık hakkında içmek için uyuşturucu madde bulundurma suçuyla ilgili olarak soruşturma evrakının tefrik edilerek ayrı bir dava açıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Sanığın kolluk, savcılık ve Sulh Ceza Mahkemesinde benzer şekilde; evinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerinin kendisine ait olduğunu, uyuşturucu madde kullandığını, bu nedenle içmek amacıyla saksıda kenevir bitkisi yetiştirdiğini, kimseye satmadığını beyan etmiş,
Mahkemede ise; esrar içtiğini, ancak kendisinin yetiştirmediğini, Ali isimli bir arkadaşının yetiştirdiğini, birlikte kullandıklarını, evinde yapılan aramada esrar maddesi bulunduğunu, olay tarihinde esrar kullandığını, suçu bu şekilde kabul ettiğini ifade etmiştir.
2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunun 3. maddesi;
"Münhasıran esrar yapmak için kenevir ekilmesi ve her ne şekilde olursa olsun esrarın ihzar, ithal, ihraç ve satışı yasaktır",
23. maddesi ise;
"Lif, tohum, sap ve benzeri amaçlarla kenevir ekimi, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığının iznine tabidir. Bakanlık, bu gibi amaçlarla kenevir ekimi yapılacak yerleri tespit, ilan ve üretimini kontrol eder. Bu hususlara ait uygulama esasları, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı'nca çıkarılacak yönetmelikte belirlenir.
Her ne maksatla olursa olsun izinsiz olarak kenevir yetiştirmek yasaktır. İzinsiz yetiştirilen kenevir bitkisi, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı teşkilatında görevli ziraat mühendislerinin, bunların bulunmadığı yerlerde ziraat teknisyenlerinin vereceği rapor üzerine mahallin en büyük mülki amirinin emriyle zabıta tarafından imha edilir veya ettirilir.
İmhada kullanılacak araç ve gereçler, Jandarma Genel Komutanlığı bütçesine konulacak ödenekten sağlanır. İmha dolayısıyla ortaya