"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Nitelikli yağma suçundan sanık ...'in 5237 sayılı TCK'nun 149/1-c, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin, Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.08.2014 gün ve 628-343 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 24.06.2015 gün ve 15338-42258 sayı ile;
"...Henüz suça karışan sanık ...'un açık kimlik ve eşgal bilgileri belirlenmediği 28.11.2013 tarihinde katılanlar... ve .... tarafından fotoğraftan, ardından 04.12.2013 tarihinde canlı teşhis grubu içinden ayrıca devam eden duruşmalarda sanığın kesin olarak katılanlar tarafından teşhis edildiği anlaşılmış ise de;
Ceza yargılamasının amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda somut gerçeğin her türlü kuşkudan uzak bir biçimde kesin olarak saptanmasıdır. Gerek 1412 sayılı CYUY gerekse 5271 sayılı CYY adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar, inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için, olaya ışık tutabilecek nitelikteki tüm yasal kanıt ve belgelerin araştırılıp tartışılması, doğruluğunun her türlü kuşkudan uzak bir şekilde ispatı zorunludur.
Bu cümleden olarak,
1-Aşamalarda üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyen, olay günü ve saatinde Sincan'da bulunduğunu iddia eden sanığın, celp edilen güvenlik kamera görüntülerindeki tarih ve saat ayarlarına göre, aynı gün Pınarbaşı .... Sincan adresinde bulunan....İletişim isimli işyerine saat 14:46 sıralarında giriş yaptığının anlaşıldığı, yağma suçunda kimliği belirsiz diğer iki sanığın kullandığı .... plakalı aracın olay sonrası 03.12.2013 tarihinde Bursa/Osmangazi'de terk edilmiş olarak bulunduğu, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 27.01.2014 tarihli DNA Profil Mukayesesi raporunda söz konusu araç içinde Orhan Karakuş ile uyumlu örnekler tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın savunmasına temel teşkil eden güvenlik kamera görüntülerine yansıyan saat ve tarih bilgileri üzerinde oynama, tahribat ve değiştirme bulunup bulunmadığı, görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığı teknik rapor ile belgelenmesinin ardından, sanığa fiziksel olarak benzeme ihtimali bulunan aile bireylerinin mevcudiyeti araştırılıp, çalıntı araçla ilgili olarak yürütülen ayrı soruşturmada Orhan Karakuş'un olay ile ilgili olarak beyanlarının tespiti ve fiile katılım pozisyonu bulunup bulunmadığı ayrıca celp edilen hts dökümlerinde olay sonrası Bursa ilinden sinyal aldığı tespit edilen 0505 217 71 13 numaralı telefonun yasal kullanıcı bilgileri ile birlikte suça dair anlatımları tespit edildikten ve sanık ...'un kullanmış olduğu cep telefonu numarasının bankalar, kamu ve özel kurumlardan sorulup olay saati ve tarihindeki sinyal bilgileri her türlü şüpheden uzak şekilde tespit edilip deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2-Sanık hakkında 'birden fazla kişiyle birlikte yağma' suçundan hüküm kurulduğunun belirtilmesine karşın, uygulama maddesinin karar yerinde gösterilmemesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 30.09.2015 gün ve 399-375 sayı ile;
"...Yüksek Yargıtay bozma ilamında belirtilen eksikliklerin tamamlanmasının yargılamaya katkısı bulunmayacaktır.
Şöyle ki; Yargıtay bozma ilamında sanığın cep telefonunun özel ve kamu kurumları ile yazışarak tespit edilmek suretiyle HTS kayıtlarının incelenmesi istenilmiş ise de; sanığın birden fazla sabıkası olup eylemi yukarıda belirtildiği üzere birden fazla kişi ile birlikte ayrıntılarıyla planlayarak gerçekleştirdiklerinden olay sırasında üzerinde cep telefonu bulundurmayacağı veya en azından kendi adına kayıtlı cep telefonu bulundurmayacağı aşikardır. Çünkü, cep telefonu sinyal bilgilerinden hareket ile olay yerinde olup olmadığının tespit edilebileceğini bilmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere sanığın olaydan sonra en kısa zamanda Ankara'ya gidip bir güvenlik kamerasına görüntü vermek şeklinde davranışta bulunmasının eylemin ayrıntıları ile planlandığını gösterdiğinden bu delilin toplanması yargılamaya katkı sağlamayacağından bu konudaki bozma gerekçesi yerinde görülmemiştir.
Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 27.01.2014 tarihli DNA Profil Mukayesesi raporunda söz konusu araç içinde Orhan Karakuş ile uyumlu örnekler tespit edildiğinin anlaşılması karşısında şahsın ifadesinin tespiti istenmiş ise de; bu şahsın olay sırasında arabanın içerisinde olması sebebiyle mi yoksa daha önce herhangi bir zamanda aracı kullanması sebebiyle mi DNA profilinin tespit edildiği bilinmediğinden, buna karşılık sanığın aynı araç içerisinde birden fazla kişi ile birlikte yağma suçunu gerçekleştirdiği sabit olduğundan, yanında bulunan kişinin Orhan Karakuş olup olmamasının mahkememiz dosyası bakımından önemi bulunmadığından bu konudaki bozma gerekçesi de yerinde görülmemiştir.
Sanığın savunmasına temel teşkil eden güvenlik kamera görüntülerine yansıyan saat ve tarih bilgileri üzerinde oynama, tahribat ve değiştirme bulunup bulunmadığının, görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığının teknik rapor ile belgelenmesinin ardından, sanığa fiziksel olarak benzeme ihtimali bulunan aile bireylerinin mevcudiyeti araştırılıp durumun buna göre yeniden değerlendirilmesi istenmekte ise de; sanığın görüntüdeki şahsın kendisi olduğunu kabul ettiği, mahkememizce de sanık lehine, görüntüdeki şahsın sanık olduğunun kabul edildiği, buna rağmen önceki kararımızda belirtildiği üzere olay gerçekleştirildikten sonra yaklaşık 2 saat 40 dakika sonra bu görüntünün kayıt edildiği, aradaki mesafenin yine önceki kararda belirtildiği üzere 330-340 kilometre olduğu, ortalama 130-140 kilometre hız ile giden bir kişinin bu süre içerisinde kamera görüntüsü çekilen yere ulaşabileceği, aradaki yolun tamamının bir iki yerde yerleşim merkezinden geçmesine rağmen bölünmüş yol olması nazara alındığında hızlı bir sürücü tarafından rahatlıkla bu mesafenin katedilebileceği kabul edilmiş, yine bu kabulümüzün mahkeme kararında belirtildiği üzere sanığın kameranın bulunduğu iş yerine koşarak hızla girdiği halde daha sonra içeride sakin ve aceleci olmayan davranışlar sergilemesi sebebiyle güçlendiği belirtilmiş olmasına rağmen, artık kameradaki şahsın sanık olup olmadığı, kamera saatinin geri olup olmadığı, arada geçen sürenin daha fazla olup olmadığını araştırmanın bir anlamı bulunmadığından bu konudaki bozma gerekçesi de kabul edilmemiştir.
Yukarıda bozma ilamı gerekçelerinin neden kabul edilmediği ayrıntıları ile yazılmış olup ayrıca daha önceki mahkememiz kararında belirtildiği, Yüksek Yargıtay bozma ilamının ilk kısımlarında yazıldığı üzere aralarında daha önceden husumet bulunmayan, yalan söylemelerini gerektirecek bir sebep bulunmayan müştekilerin hem soruşturmada ve hem de mahkememiz huzurunda tam bir kanaat oluşturacak şekilde sanığı henüz kimlik bilgileri tespit edilmeden önce fotoğraflardan ve daha sonra canlı olarak teşhis etmeleri nazara alındığında artık bozma ilamında bahsedilen hususların araştırılması, müştekilerin kesin beyanları karşısında gerekli görülmediğinden sanığın yanında kimliği tespit edilemeyen kişiler bulunduğu halde eylemi gerçekleştirdiği konusunda mahkememizde tam bir kanaat oluştuğundan, önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
Sanık hakkında mahkememizce verilen ilk kararda birden fazla kişiyle birlikte yağma suçundan hüküm kurulduğu halde uygulama maddesinin karar yerinde gösterilmemesi tamamen maddi hata olup her zaman mahallinde düzeltilebilecek nitelikte bulunduğundan, kısa kararda sehven 'TCK' yazıldığı halde sevk maddesi '149/1-c' sehven yazılmadığı ya da zabıt katibi tarafından düzeltme yapılırken sehven silindiği, bundan sonra kısa kararda el ile yazılarak paraf edildiği, gerekçeli karar da normal şekilde yazıldığı, sırf bu sebeple kararın bozulması mümkün bulunmadığından bu konudaki bozma gerekçesi de mahkememizce kabul görmemiştir." şeklindeki gerekçeyle direnerek, önceki hüküm gibi karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.12.2015 gün ve 384351 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın nitelikli yağma suçundan mahkûmiyetine ilişkin yerel mahkeme hükmünün, eksik araştırmaya dayalı olarak verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Olay tarihinde katılanlar ... ve gelini olan ...’nin, yanlarında...’un eşi Bağda Çiftçi de olduğu halde evlerinin önünde bulundukları sırada, tanımadıkları erkek bir kişi tarafından saat 12.08 sıralarında yağmalandıkları ve eylem sırasında yaralandıkları iddiasıyla karakola başvurdukları,
Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığınca düzenlenen raporlarda; katılan ...'un sol el 3. parmak iç yüzde 1 santimetrelik kısmen iyileşmiş kesi, katılan ...’da ise sağ el 4. parmak uç kısımda şişlik bulunduğu ve her iki katılanın yaralanmalarının basit bir tıbbî müdahale ile giderilecek nitelikte olduğu bilgilerine yer verildiği,
Katılan ...'nin; olay tarihinde saat 10.00 sıralarında Erikli Mahallesi Ziraat Bankası Şubesinden 22.184 Lira para çektiğini, ev alması sebebiyle 19.000 Lira ödemesi olduğunu, paranın 3.184 Liralık kısmını el çantasına, kalan 19.000 Lirayı da iki parça halinde poşete yerleştirip koynuna sıkıştırdığını, aracını iş yerine bıraktıktan sonra poşetteki para ve çantayı eline alarak dolmuşla eve geldiğini, satın alınan evin depozito bedelini birlikte ödemeye gidecekleri için eşi Bağda'yı aradığını, eşi Bağda ve gelini ....'nın evden çıktıklarını, el çantasını bina önündeki mermerin üzerine bıraktığını, cebinden aracının anahtarını çıkartacağı esnada arkasından gelen erkek bir şahsın önce mermerin üzerindeki çantaya asıldığını, ....'nın durumu fark edip çantayı tutması üzerine şahsın çantayı alamadığını ve hızlı bir şekilde koltuğunun altında duran poşetlere asılarak poşetleri kapıp on metre kadar ileride beklemekte olan .... plakalı Renault Megane marka aracın arka sağ koltuğuna bindiğini, kendisinin de peşinden koşup aracın sağ arka kapı kolunu tuttuğunu, araç hareket edince bir müddet sürüklendikten sonra düşerek yaralandığını, söylenenlere göre aracın ön kısmında iki şahsın daha olduğunu, ama onları fark edemediğini, parayı alıp kaçan kişinin siyah saçlı, yaklaşık bir aylık siyah sakallı, uzun boylu, atletik yapılı ve tahminine göre 20-30 yaşlarında bir erkek olduğunu, bu kişiyi daha önce görmediğini ama görse teşhis edebileceğini, olay günü bankadan para çekeceğini ailesinden başkasının bilmediğini söylediği ve olay sabahı bankadan saat 10.03'te para çektiğine ilişkin dekontu ibraz ettiği,
Katılan ...'nin; kayınbabasıyla buluşmak üzere aşağı indiğinde yeşil renkli bir aracın sokağa girdiğini ve aracın arka sağ koltuğundan inen uzun boylu esmer tenli bir kişinin elleri açık halde koşarak üzerlerine geldiğini görmesi nedeniyle mermerin üzerindeki çantaya asıldığını, şahsın çantayı yakalayıp çekmesine rağmen kendisi de bırakmadığı için çantayı alamadığını, şahsın daha sonra...’un koltuk altında duran poşeti alarak ileride bekleyen .... plakalı araca binip uzaklaştığını, şahsın çantayı almaya çalışması esnasında çekiştirmeden dolayı elinden yaralandığını, bu kişiyi tekrar görse tanıyacağını belirttiği,
Katılanların olay anına ilişkin beyanlarının, tanık Bağda Çiftçi ile olay yerine .... plakalı aracın uzaklaştığı esnada geldiğini ve katılanları aracın peşinden koşarken gördüğünü belirten tanık Mehmet Abanoz'un anlatımlarıyla doğrulandığı,
Katılan ...'un minibüsle geldiğini belirttiği güzergah üzerinde bulunan mobese ve iş yeri kamera görüntüleri kolluk tarafından incelendiğinde; katılanın eve dönerken bindiği minibüsün, olaya karışan kişinin kaçtığı araçla saat 11.51 ila 12.05 saatleri arasında takip edildiği ve bu aracın, olayın gerçekleştiği caddeden saat 12.08 sıralarında hızlıca çıkarak uzaklaştığının tespit edildiği,
Suçta kullanılan .... plakalı aracın 22.11.2013 tarihinde Hürü Kamişci adına trafik tesciline kayıt edildiği ve adı geçenin olaydan iki gün sonra 28.11.2013 tarihinde Ankara Sincan Polis Merkezi Amirliğine başvurarak; yaklaşık 3 ay önce tanıdığı fakat adres ve telefonunu bilmediği Mustafa Yavuz adlı arkadaşının Adana’da acil işi olduğunu söyleyerek emaneten aracını istemesi üzerine yardımcı olmak amacıyla ikamet ettiği Sincan ilçesinde aracını verdiğini ve bir gün sonra teslim etmesini söy