Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/1190 Esas 2018/274 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2015/1190 E.  ,  2018/274 K.
"İçtihat Metni"


Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 16.06.2010
Sayısı : 99-797

Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçundan sanık ...'ın beraatine ilişkin Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 16.06.2010 gün ve 99-797 sayılı hükmün, davaya katılmasına karar verilen Antalya İl Tarım Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 28.05.2015 gün ve 7739-5475 sayı ile;
"Sanığa atılı bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçunun niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmayan idarenin davaya katılmasına ilişkin olarak verilen karar hukuki değerden yoksun olup, hükmü temyiz hakkı vermeyeceğinden, şikayetçi idare vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince reddine" karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 15.07.2015 gün ve 316148 sayı ile;
"5271 sayılı CMK'nun 237/1. maddesinde; 'Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler' hükmü ile kamu davasına katılma hak ve yetkisi bulunanlar üç grup halinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme 1412 sayılı CMUK'nun 365. maddesindeki; 'Suçtan zarar gören herkes, soruşturmanın her aşamasında kamu davasına müdahale yolu ile katılabilir' hükmü ile paralellik göstermekte ise de; yeni düzenlemeye önceki kanunda yer almayan malen sorumlu ve dar anlamda suçtan zarar göreni ifade eden mağdur da eklenmek suretiyle, madde; öğreti ve uygulamadaki görüşlere uygun olarak, katılma hak ve yetkisi bulunduğu kabul edilenleri kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların kanunun kendilerine tanıdığı hak ve yetkilere haiz olarak davada Cumhuriyet savcısının yanında yer almasına öğreti ve uygulamada 'davaya katılma' veya 'müdahale' denilmekte, davaya katılma talebinin kabul edilmesi hâlinde ise davaya katılma isteminde bulunan kişi 'katılan' ya da 'müdahil' sıfatını almaktadır.
Gerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda, gerekse 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanununda kamu davasına katılma konusunda suç bakımından bir sınırlama getirilmemiş, ilke olarak şartların varlığı hâlinde tüm suçlar yönünden kamu davasına katılma kabul edilmiştir.
Öğreti ve uygulamada kamu davasına katılma yetkisi bulunan kişinin 'suçtan zarar görmesi' şartı aranmış, ancak kanunda 'suçtan zarar gören' ve 'mağdur' kavramlarının tanımı yapılmadığı gibi, zararın maddi ya da manevi olduğu hususu bir ayrıma tâbi tutulmamış ve sınırlandırılmamıştır. Bu nedenle konuya açıklık kazandırılırken öğretideki görüşlerden de yararlanılarak, 'mağdur', 'suçtan zarar gören' ve 'malen sorumlu olan' kavramlarının, kamu davasına katılma hususundaki uygulamaya ışık tutacak biçimde tanımlanması gerekmektedir.
Malen sorumlu; işlenmiş olan suçun hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddî ve malî sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişidir.
Mağdur; Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğünde, 'haksızlığa uğramış kişi' olarak tanımlanmaktadır. Ceza hukukunda ise mağdur kavramı, suçun konusunun ait olduğu kişi ya da kişilerdir. Suçtan zarar gören ile mağdur kavramları da aynı şeyi ifade etmemektedir. Mağdur suçun işlenmesiyle her zaman zarar görmekte ise de, suçtan zarar gören kişi her zaman suçun mağduru olmayabilir. (Mehmet Emin Artuk- Ahmet Gökçen - A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 3. Bası, Ankara, 2007, s.444; İzzet Ozgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 9. Bası, Ankara, 2013, s.211-215; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 6. Bası, Ankara, 2013, s. 107-109; Osman Yaşar-Hasan Tahsin Gökcan-Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, 6. cilt, Ankara, 2010, s.7702-7703)
'Suçtan zarar görme' kavramı gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; 'suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hâli' olarak anlaşılıp uygulanmış, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceği kabul edilmiştir. Nitekim bu husus, Ceza Genel Kurulunun 03.05.2011 gün ve 155-80, 04.07.2006 gün ve 127-180, 22.10.2002 gün ve 234-366 ile 11.04.2000 gün ve 65-69 sayılı kararlarında; 'dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez' şeklinde açıkça ifade edilmiştir.
Uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak, bir tüzel kişinin kamu davasına katılabilmesi için CMK’nun davaya katılmayı düzenleyen genel kural niteliğindeki 237. maddesinde belirtilen koşulun gerçekleşmesi, başka bir deyişle suçtan doğrudan zarar görmüş olması veya herhangi bir yasada, belirli bir tüzel kişinin bazı suçlardan açılan kamu davalarına katılmasını özel olarak düzenleyen bir hükmün bulunması gerekir. Örneğin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun davaya katılmayı düzenleyen 18. maddesi uyarınca Gümrük idaresinin, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 18. maddesi uyarınca Maliye Bakanlığının, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 162. maddesi uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun usulüne uygun başvuruda bulunmaları hâlinde kamu davasına katılacakları açıkça hükme bağlanmıştır. Özel yasa hükümleri uyarınca davaya katılmanın kabul edildiği bu gibi durumlarda, belirtilen kurumların suçtan zarar görüp görmediklerini ayrıca araştırmaya gerek bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde maddi olayda, sanık ...'ın serasında yetiştirip satmak üzere sebze haline götürdüğü kabaklardan, Antalya İl Tarım Müdürlüğü görevlilerince numune alındığı, Antalya İl Kontrol Laboratuar Müdürlüğünde yapılan analiz sonucunda numunelerde sağlığa zararlı şekilde Acetamiptid etken maddesinin 0.013, İmidacloprid etken maddesinin 0.068 ve Pyridabdn etken maddesinin 0.018 olarak tespit edildiği, tespit edilen bu değerlerin Türk Gıda Kodeksi Pestisit Kalıntıları Maksimum Değerleri üzerinde olduğu, sanığın sağlığa zararlı olacak şekilde gıda maddesi üretip satışa arz ettiği iddiasıyla kamu davası açıldığı,
25.11.2011 gün ve 28123 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ve bitkisel ürünlerin üretiminden pazarlama aşamasına kadar geçen süreçte kullanılan bitki koruma ürünlerinin zirai mücadele teknik talimatlarına ve teknik tavsiyelerine uygun olarak kullanılması ile tüketici sağlığı ve çevrenin korunmasına yönelik olarak üründe kullanılan bitki koruma ürünlerinin izlenebilirliğinin sağlanmasına ilişkin usul ve esasları belirleyen yönetmelik kapsamında, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı adına il tarım müdürlüklerinin, bitkisel üretimde kullanılan bitki koruma ürünlerinin tavsiyelerine uygun kullanımının denetimini yapar ve kalıntıyı izler, sağlıklı üretim için eğitim ve yayım gibi her türlü tedbiri alır ve kayıt sistemine katılan üreticileri destekleme esaslarını belirler şeklinde görevleri bulunmaktadır. Bu yazılı görevler çerçevesinde, Antalya İl Tarım Müdürlüğünün, yasal mevzuatla korunan değerlerin 'ölçüm, denetim, izleme, izin ve yaptırım' şeklindeki yetkilere sahip bulunduğu ve söz konusu görevlerini yerine getirmemesi ya da kusurlu olarak icra etmesi durumunda tazminat sorumluluğu sahip bulunduğu gözönüne alındığında, suçtan doğrudan zarar görme sıfatına haiz olduğu kabul edilmelidir.
Bu durumun aksini kabul etmek, bitkilerin korunması, sağlıklı biçimde üretilmesi, tüketimi ve denetlenmesi zorlaşacak, buna ilişkin yapılan yasal mevzuatın hukuken takibi mümkün olmayacak ve hukuki başı boşluk yaratılacaktır.
Her ne kadar suçun mağduru insan olarak görülmekte ise de; suç ile korunan hukuki yarar, toplum nezdinde sağlıklı bir şekilde zirai ürünlerin üretilmesi ve tüketimini sağlamak ve bu durumun kamu idaresi tarafından denetlenmesi olarak kabul edildiğinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı adına Antalya İl Tarım Müdürlüğünün davaya suçtan zarar gören sıfatıyla katılanlığına karar verilmesi, isabetli olacaktır.
Bu itibarla, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 28.05.2015 gün ve 7739-5475 sayılı kararının kaldırılması ve hükmün esastan incelemesi gerektiği..." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 12.11.2015 gün ve 16636-7065 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılğı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı adına Antalya İl Tarım Müdürlüğünün, bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçundan açılan kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
10.12.2009 tarihinde Antalya İl Tarım Müdürlüğü görevlilerince toptancı sebze halinde gerçekleştirilen denetimde; sanık ...'ın satışa arz ettiği toplam 600 kilogram kabaktan zirai ilaç kalıntısını (pestisit) kontrol etmek amacıyla 2 kilogram numune alındığı, yapılan analizler sonucu Antalya İl Kontrol Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 14.12.2009 tarihli rapora göre; numunelerde limit üstü ilaç kalıntısının tespit edildiği, bunun üzerine başlatılan soruşturma neticesinde sanık hakkında bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçundan kamu davası açıldığı, yargılama sırasında 16.06.2010 tarihinde Antalya İl Tarım Müdürlüğünün “katılan” sıfatıyla duruşmalara kabulüne karar verildiği, yapılan yargılama sonunda; atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine hükmolunduğu, davaya katılmasına karar verilen kurum vekilinin yasal süresi içerisinde temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK’nun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının, “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü bölümünde, “Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti” başlığı ile düzenlenen 186. maddesi;
“(1) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş, değiştirilmiş her tür yenilecek veya içilecek şeyleri veya ilaçları satan, tedarik eden, bulunduran kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve binbeşyüz güne kadar adlî para cezası verilir.
(2) Bu suçun, resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatın icrası kapsamında işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.” şeklinde olup,
Maddenin gerekçesinde;
"Madde metninde, kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş, değiştirilmiş her tür yenilecek veya içilecek şeylerin veya ilâçların satılması, tedarik edilmesi veya bulundurulması suç olarak tanımlanmıştır.
Her türlü yenilecek veya içilecek şeyler ya da ilaçlar, bu suçun konusunu oluştururlar. Ancak, bunların, kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş veya muhteviyatının değiştirilmiş olması gerekir.
Söz konusu suç, kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş veya muhteviyatı değiştirilmiş her tür yenilecek veya içilecek şeylerin ya da ilâçların satılması, tedarik edilmesi veya bulundurulması suretiyle işlenebilir. Bu bakımdan söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur.
Maddenin ikinci fıkrasında, bu suçun, resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatın icrası kapsamında işlenmesi hâlinde, cezanın artırılması öngörülmüştür." açıklamalarına yer verilmiştir.
Gerekçeden de anlaşılacağı üzere, seçimlik hareketli bu suçun oluşabilmesi için; failin, kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş, değiştirilmiş her türlü yenilecek veya içilecek şeyleri veya ilaçları satması veya tedarik etmesi yahut bulundurması gerekmektedir.
Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti suçunda korunan hukuki yarar kamunun sağlığı olup, suçun mağduru herkestir. (Zeki Hafızoğulları-Muharrem Özen, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler Topluma Karşı Suçlar, Ankara, 2012, s. 83; Mustafa Özen, Kamu Sağlığına Karşı İşlenen Suçlar (TCK m. 185, 186, 187), İÜHFM, Cilt 66, Sayı 2, 2008, s. 179)
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle gıdaların üretimi, tüketimi ve denetlenmesini düzenleyen mevzuat ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu husustaki görev ve yetkilerinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun “Amaç” başlığını taşıyan 1. maddesi;
“Bu Kanunun amacı, gıda güvenliğinin temini, her türlü gıda maddesinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin teknik ve hijyenik şekilde üretim, işleme, muhafaza, depolama, pazarlama ve halkın gereği gibi beslenmesini sağlamak, üretici ve tüketici menfaatleriyle halk sağlığını korumak üzere gıda maddelerinin üretiminde kullanılan her türlü ham, yarı mamul ve mamul gıda maddeleri ile gıda işlemeye yardımcı maddeler ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin güvenliğine ilişkin özelliklerinin tespit edilmesi, gıda maddeleri üreten ve satan işyerlerinin asgari teknik ve hijyenik şartlarının belirlenmesi, gıda maddeleri ile ilgili hizmetler ile denetimine dair usul ve esasları belirlemektir.”,
Aynı Kanunun “Sağlığın korunması” başlıklı 18. maddesi “İnsan sağlığının korunması amacıyla, gıda maddelerini ve gıda ile temas eden madde ve malzemeleri üreten ve/veya satan işyerleri;
a) Bakanlıkça çıkarılacak ilgili yönetmeliklerde belirtilen asgarî teknik, hijyenik ve güvenlik şartlarını taşımak zorundadır.
b) Gıda kodeksine uyulmaksızın gıda maddelerini imal edemez, mübadele konusu yapamaz ve muameleye tâbi tutamaz.
c) İnsan sağlığına zarar verecek muhteviyatta gıda maddeleri üretemez, içerisine zararlı bir madde katamaz, böyle bir maddenin kalıntısını bulunduramaz ve gıdaya zararlı özelliğe yol açacak herhangi bir işlem uygulayamaz.”,
“Piyasa gözetimi ve denetimi” başlıklı 23. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları;
“Bu Kanun ve bu Kanuna istinaden çıkarılan mevzuatın uygulanmasına ilişkin olarak tüm gıda maddeleri ve gıda ile temas eden madde ve malzemeleri üreten, satan işyerleri ile bu yerlerde üretilen, satılan tüm gıda maddelerinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin piyasa gözetimi ve denetimi, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde yapılır. Ancak, halk sağlığını ilgilendiren acil durumlarda gerektiğinde, Sağlık Bakanlığının müdahale hakkı saklıdır.
Gıda maddeleri satış ve toplu tüketim yerlerinin denetimi, Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Bakanlığın belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde ilgili mercilerce yapılır.”,
Şeklinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 29. maddesinde ise diğer cezai hükümlerin yanı sıra gıda kodeksine uygun faaliyet göstermeyen ve 18. maddede belirtilen sağlığın korunması ile ilgili yasakları ihlâl eden gerçek ve tüzel kişilerin cezalandırılacaklarına yer verilmiştir.
Yine suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 04.11.2008 gün ve 27044 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Bitkisel Üretimde Kullanılan Kimyasalların Kayıt Altına Alınması ve İzlenmesi Hakkındaki Yönetmeliğin “Bakanlığın görev ve sorumlulukları” başlıklı 5. maddesi;
“(1) Bakanlık;
...
b) Bitkisel üretimde kullanılan BKÜ ve diğer kimyasalların tavsiyelerine uygun kullanımının denetimini yapar ve kalıntıyı izler,
...”,
“Müdürlüğün görev ve sorumlulukları” başlıklı 6. maddesi ise;
“(1) Müdürlük;
...
ç) BKÜ ve diğer kimyasal uygulamalarının denetimi amacı ile usulüne uygun olarak ürün numunesi alır ve Bakanlıkça yetkilendirilmiş laboratuvara gönderir,
...”,
şeklinde düzenlenmiştir.
Suç tarihinden sonra 25.11.2011 gün ve 28123 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazında bahsi geçen Bitkisel Üretimde Kullanılan Bitki Koruma Ürünlerinin Kayıtlarının Tutulması ve İzlenmesi Hakkında Yönetmeliğin, “Bakanlığın görev ve sorumlulukları” başlıklı 5. maddesi;
“(1) Bakanlık;
a) Bitkisel üretimde kullanılan bitki koruma ürünlerinin tavsiyelerine uygun kullanımının denetimini yapar ve kalıntıyı izler.
b) Sağlıklı üretim için eğitim ve yayım gibi her türlü tedbiri alır.
...”,
“Müdürlüğün görev ve sorumlulukları” başlıklı 6. maddesi ise;
“(1) Müdürlük;
a) Bitkisel üretimde kullanılan bitki koruma ürünlerinin tavsiyelerine uygun kullanımının denetimini yapar.
...”
Düzenlemelerini içermektedir.
Bütün bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, topluma satışı yapılan bitkisel gıda ürünlerinin mevzuatta belirtilen koşullara uygunluğu açısından denetlenmesinde, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının görev ve yetkilere sahip olduğu ve bu denetimlerin yerine getirilmesi açısından da hem topluma karşı, hem de faaliyetin etkin yürütülmesi açısından yükümlülüklerinin bulunduğu, bu denetim görevinin ihmali durumunda ilgili görevlilerin genel hükümlere göre hukuki ve cezai sorumluluklarının olduğu açıktır.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için "mağdur", "suçtan zarar gören" ve "malen sorumlu" kavramları ile "kamu davasına katılma" kurumu üzerinde de durulması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK'nun 237/1. maddesinde; “Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat