Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/489 Esas 2019/682 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2015/489 E.  ,  2019/682 K.
"İçtihat Metni"



Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 193-108

Sanık ... hakkında resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanığın TCK'nın 158/1-k, 35, 62, 52, 50 ve 58. maddeleri uyarınca 6.000 ve 8320 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.02.2008 tarihli ve 429-47 sayılı hükmün, sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 19.04.2012 tarih ve 12288-35413 sayı ile;
"1-05.10.2006 tarihli iddianame ile tavsif ve sevk maddeleri itibariyle sanık ... hakkında 'nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs' suçundan açılmış bir kamu davası olmadığı veya ek iddianame düzenlenmediği halde ek savunma verilmekle yetinilerek yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesisi,
2-05.10.2006 tarihli iddiname ile sanıklar hakkında ayrı ayrı 'Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan' suçlarından kamu davaları açıldığı halde ve tüm dosya kapsamı itibariyle yüklenen bu suçları sübuta ermesine rağmen haklarında ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, eylemleri dolandırcılık suçunun unsuru kabul edilerek hüküm tesisi...” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, sanığın TCK’nın 206/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.03.2013 tarihli ve 193-108 sayılı hükmün, sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 29.01.2015 tarih ve 24451-1599 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 16.03.2015 tarih ve 208985 sayı ile;
"...Dosya içeriğinde bulunan trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde, kaza mahallinde ... plakalı kamyonetin orta refüje çıktığı, aracın yanında ... ve ...'in alkollü ve yaralı vaziyette bekledikleri, sürücünün kim olduğunu sorulduğunda ...'ün aracın sürücüsünün kendisi olduğunu beyan ettiği, daha sonra hastanede aracı kendilerinin kullanmadığını sürücüyü bilmediklerini beyan ettikleri, olayın Anafartalar Polis Merkezi'ne intikal ettiği hususlarının belirtildiği, tutanakta araç sürücü hanesinin de boş bırakıldığı anlaşılmıştır.
Trafik Polislerince tutulan 29..04.2006 tarihli tutanak incelendiğinde, ... ve ...'ün kazayı kendilerinin yaptığını ve başka kimsenin olmadığını beyan etmeleri üzerine sürücünün kim olduğu sorulduğunda, ... isimli şahsın sürücünün kendisi olduğunu beyan ettiği, kendisine sürücü belgesinin ve kimliğinin olup olmadığı sorulduğunda, üzerinde hiçbir belgenin olmadığını beyan ettiği, bu sırada ...'in babası olan ...'in olay yerine geldiği, polis merkezine ait 73 18 kod nolu ekip ile birlikte yaralıların Çanakkele Devlet Hastanesine gittikleri, ... ve ...'ün tedavilerinden sonra polis merkezine getirildiklerinde, araç sürücüsünün kendileri olmadığını beyan etmeleri üzerine kaza tutanağının sürücü hanesinin boş bırakıldığına ilişkin tutanak tanzim edildiği belirtilmiştir.
Dosyada mevcut adli raporlara göre, ...'in 186 promil alkollü olduğunun, sol omuz hareketlerinin ağrılı olduğu ve Basit tıbbi müdahale ile iyileşebileceğinin belirtildiği, ...'ün de, 230 promil alkollü olduğunun ve Basit tıbbi müdahale ile iyileşebileceğinin belirtildiği, ...'in adli raporunda ise, alkolsüz olduğunun ve yaralanmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Şüpheli sıfatıyla beyanı alınan ...'in kaza yapan aracın sürücüsünün kendisi olduğu yönünde ifade verdiği, şüpheli sıfatıyla beyanları alınan ... ve ...'in de kaza yapan aracın sürücüsünün ... olduğu yönünde ifade verdikleri anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut Türkcell HTS raporuna göre, 29.04.2006 günü saat 02.54'ten itibaren ... ve ...'ün, ... ile telefon görüşmeleri yaptıkları anlaşılmış, polis memurları olan .... ile...'ın da tanık sıfatıyla alınan beyanlarında, telefon görüşmelerinden daha sonra ...'in olay yerine geldiğini beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Kaza sırasında alkollü olan ve aracın gerçek sürücüsü olduğu anlaşılan ... hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokmak ve taksirle yaralama suçlarından soruşturma yürütülmesi gerekmektedir. Kaza yerine sonradan gelen ve ...'ün eylemini üstlenen sanık ... Güngör'ün TCK'nun 270. maddesinde düzenlenen suç üstlenme suçunu işlediği, sanık ...'in, gerçek araç sürücüsü olan ...'ün alkollü olması sebebiyle sigortadan para alabilmek için suçu üstlendiği anlaşılmıştır. Sanık ... Güngör'ün, suç üstlenme suçunu yerine resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan cezalandırıldığı anlaşılmış ise de, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan verilen para cezasının kesin nitelikte olması nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmesi yerine kararın onanması yasaya aykırı olmuştur.
Olay yerine sonradan gelen ...'in suçu üstlenme çabası içerisine girdiği, sanık ... ile görüşen ... ve ...'ün, kazayı yapan şahsın ... olduğu yönünde beyan vermeye karar verdikleri, bu kapsamda, sanık ...'in şüpheli sıfatıyla alınan beyanında, aracı babasının kullandığı yönünde ifade verdiği, doğrudan ...'in beyanına istinaden düzenlenmiş bir tutanak bulunmadığı, kaza tespit tutanağı dışında düzenlenen 29.04.2006 tarihli tutanağın, kaza tespit tutanağının sürücü hanesinin neden boş bırakıldığını açıklayan mahiyette bir tutanak olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, sanık ...'in üzerine atılı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun yasal unsurlarının gerçekleşmediği, sanık ... Tüker'in eyleminin babası olan ...'in suç üstlenme suçuna iştirak kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Yerel mahkemece sanık ...'in suç üstlenme suçuna iştirak suçundan cezalandırılması yerine, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, Dairece hükmün bozulması yerine onanmasına karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu...." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 30.04.2015 tarih ve 5959-24637 sayı ile sanık ... yönünden itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu mu, suç üstlenme suçunu mu, yoksa müşterek faillik veya yardım suretiyle suçluyu kayırma suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ... ve inceleme dışı sanık ...’ün olay günü Çanakkale ilinde bulunan ...’de alkol kullanıp eğlendikten sonra 17 FA ... plakalı araçla otelden ayrıldıkları, Çanakkale ili Troya Caddesi yeni sanayi yanında orta refüje çarpıp takla atmak suretiyle kaza yaptıkları, kaza mahalline görevli polis memurları tanıklar... ve... ulaştıklarında sanık ve inceleme dışı sanık ...'ü yaralı vaziyette gördükleri, sanık ve inceleme dışı sanık ...’in kazayı kendilerinin yaptığını ve başka kimsenin olmadığını söylemeleri üzerine araç sürücüsünün kim olduğunun tanık olan polis memurlarınca sorulduğu, inceleme dışı sanık ...’in sürücünün kendisi olduğunu beyan ettiği, bu konuşmalardan sonra olay yerine başka bir araç ile sanığın babası olan inceleme dışı sanık ...'in geldiği, araç içerisinde oğlu olan sanık ile bir süre konuştuktan sonra görevli polislerce yaralı şüphelilerin hastaneye götürülmesine müteakip polis merkezine intikal edildiği ve burada inceleme dışı sanık ...’nın kaza yapan aracı kendisinin kullandığını beyan ettiği, sanık ve inceleme dışı sanık ...’in de beyanlarında inceleme dışı sanık ...’yı doğruladıkları, görevli polis memurlarının düzenledikleri kaza tespit tutanağında sürücü hanesini boş bıraktıkları, sanık ve inceleme dışı sanıkların resmî belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyanda bulundukları şüphesiyle soruşturma başlatıldığı,
29.04.2006 tarihli trafik kazası tespit tutanağında özetle; kazanın saat/dakika hanesine “02.50”, kazaya karışan sürücüler hanesine “Tespit edilemedi”, kazanın özeti hanesine de “Kaza mahallinde 17 FA ... plakalı kamyonetin orta refüje çıktığı, aracın yanında ... ve ...’in alkollü ve yaralı vaziyette bekledikleri, sürücü kim olduğunu sorduğumuzda ... kendisinin kullandığını beyan ettiği, daha sonra hastanede biz kullanmadık, sürücüyü bilmediklerini beyan etmişler. Olay Anafartalar Polis Merkezi Amirliğine intikal ettirilmiştir... Sürücünün asli kusurlardan doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma kuralını ihlal ettiği görülmüştür.” şeklinde yazıldığı,
Kaza tespit tutanağının sürücü hanesinin boş bırakılma nedenini açıklayan 29.04.2006 tarihli tutanakta özetle; polis memurlarınca, kaza mahallinde 17 FA ... plakalı siyah renkli Nissan marka kamyonetin orta refüje çarparak takla atması neticesinde orta refüj üzerinde hasarlı vaziyette olduğunun tespit edildiği, kaza yapan aracın yanında sanık ... ve inceleme dışı sanık ...’ün yaralı vaziyette bulunduklarının görüldüğü, polis memurlarınca sanık ve inceleme dışı sanık ...’e “Geçmiş olsun. Kazayı siz mi yaptınız ve sizden başka araçta kimse var mı, yok mu?” diye sorulduğunda, kazayı kendilerinin yaptığını ve başka kimsenin olmadığını söylemeleri üzerine kendilerine sürücünün kim olduğunun sorulduğu, inceleme dışı sanık ...’in de sürücünün kendisi olduğunu beyan ettiği, inceleme dışı sanık ...’ten sürücü belgesi ve kimliği istenildiğinde ise üzerinde hiçbir belgenin olmadığını söylediği, bu sırada olay mahalline 34 ZS ... plakalı Honda marka araç ile sanığın babası olan inceleme dışı sanık ...’in geldiği ve yaralılar ile birlikte Çanakkale Devlet Hastanesine gittikleri, yaralı olan sanık ve inceleme dışı sanık ...’in tedavilerinden sonra tahkikat için polis merkezine getirildiklerinde araç sürücüsünün kendileri olmadığını beyan etmeleri üzerine kaza tespit tutanağındaki sürücü hanesinin boş bırakıldığına dair bu tutnağın tanzim edildiği bilgilerine yer verildiği,
Sanık ve inceleme dışı sanıkların kaza sonrası muayene edilmeleri sonucunda düzenlenen Çanakkale Devlet Hastanesi’nin 29.04.2006 tarihli genel adli muayene formlarında; sanık ve inceleme dışı sanık ...’in basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandıklarının, sanığın 1.86 promil, inceleme dışı sanığın 2.30 promil alkollü olduklarının, inceleme dışı sanık ...’nın ise herhangi bir yaralanması olmadığının ve alkolsüz olduğunun tespit edildiği,
Yerel Mahkemece Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.’den inceleme dışı sanık ...’nın 29.04.2006 tarihli konuşma dökümü ile arayan ve aranan numaraların kimler adına kayıtlı olduğunu gösterir bilgileri haiz yazının gönderilmesinin istenmesi sonucunda dosya içerisine giren 22.12.2006 tarihli yazı ekindeki “Turkcell HTS Paporu” başlıklı belgeye göre; inceleme dışı sanık ... adına kayıtlı GSM hattından inceleme dışı sanık ...’ya ait GSM hattının 29.04.2006 tarihinde saat 02.54 ve 03.04’te olmak üzere iki defa arandığı, ilk konuşmanın 32 saniye, ikinci konuşmanın 12 saniye sürdüğü, sanık adına kayıtlı GSM hattından inceleme dışı sanık ...’ya ait GSM hattının ise 29.04.2006 tarihinde saat 02.58’de arandığı ve konuşmanın 11 saniye sürdüğü, belirtilen tarihte saat 02.54’ten önce inceleme dışı sanık ...’ya ait GSM hattını arayan kimsenin olmadığı,
Anlaşılmaktadır.
Tanık...; olay günü görevli olduklarını, haber merkezinden anons gelmesi üzerine çalışma arkadaşı... ile en fazla 4-5 dakika içerisinde kaza mahalline ulaştıklarını, olay yerinde kısmen yaralı iki şahıs fark ettiklerini, kendilerine sorduklarında bu şahısların “Kazayı biz yaptık, araçta bizden başka kimse yoktu.” dediklerini, sürücünün kim olduğunu sorduklarında inceleme dışı sanık ...’in sürücünün kendisi olduğunu söylediğini, alkollü olduklarının belli olduğunu, sanık veya inceleme dışı sanık ...’in telefon görüşmesi yaptığını ancak hangisinin, kiminle telefonda görüştüğünü bilmediklerini, bu telefon görüşmesinden sonra olay yerine inceleme dışı sanık ...’nın geldiğini, “Çocukların durumu nasıl?” diye sorduğunu, önemli bir şeylerinin olmadığını söylediklerini, üzerinin düzgün görünümde olduğunu ve kaza yapan araçtan çıkmış bir hâlinin bulunmadığını, oğlu olan sanığı olay yerinde kendi aracına bindirip bir şeyler konuştuğunu, daha sonra hep birlikte hastaneye gittiklerini, inceleme dışı sanık ...’nın hastanede de aracın kendisi tarafından kullandığına dair bir beyanının bulunmadığını, karakola geldiğinde ise aracı kendisinin kullandığını söylediğini, sanık ve inceleme dışı sanık ...’in de inceleme dışı sanık ...’nın beyanını doğrular nitelikte beyanda bulunduklarını, aracı kullandığını beyan eden inceleme dışı sanık ...’nın kaza anında araçta olmadığını ve sonradan olay yerine geldiğini gözlemlediklerini,
Tanık...; olay günü görevli olduklarını, haber merkezinden anons gelmesi üzerine kaza mahalline gittiklerini, olay yerinde kısmen yaralı iki şahıs fark ettiklerini, kendilerine sorduklarında bu şahısların “Kazayı biz yaptık, araçta bizden başka kimse yoktu.” dediklerini, sürücünün kim olduğunu sorduklarında inceleme dışı sanık ...’in sürücünün kendisi olduğunu söylediğini, yaralı şahısların telefon görüşmesi yaptıklarını, bu telefon görüşmesinden 15-20 dakika sonra olay yerine inceleme dışı sanık ...’nın geldiğini, oğlu olan sanığı olay yerinde kendi aracına bindirip bir şeyler konuştuğunu, giyim kuşamından kazayı yapmış araçtan çıkmış bir hâlinin olmadığını, daha sonra hep birlikte hastaneye gittiklerini, inceleme dışı sanık ...’nın hastanede de aracı kendisinin kullandığına dair bir beyanda bulunmadığını, karakola geldiğinde ise aracı kendisinin kullandığını söylediğini, sanık ve inceleme dışı sanık ...’in de inceleme dışı sanık ...’nın beyanını doğrular nitelikte beyanda bulunduklarını, aracı kullandığını beyan eden inceleme dışı sanık ...’nın kaza anında araçta olmadığını ve sonradan olay yerine geldiğini gözlemlediklerini, düzenledikleri tutanağın doğru olduğunu,
Tanık ...; ...’de çalıştığını, inceleme dışı sanık ...’nın otelin üyesi olduğunu, olayın nasıl olduğunu bilmediğini, bir gece inceleme dışı sanık ...’nın oğlu olan sanığın gece kulübüne gelerek, alkol kullandığını, hatırladığı kadarıyla saat 01.00 sıralarında da inceleme dışı sanık ...’nın geldiğini, oğlunu almaya geldiğini söylediğini, ertesi gün de inceleme dışı sanık ...’nın otele uğradığında kazadan bahsettiğini, ancak bu kazayı kendisinin mi oğlunun mu yaptığını bilmediğini, otelden çıkarken aracı kimin kullandığını görmediğini,
Soruşturma evresinde ifade sahibi olarak dinlenen inceleme dışı sanık ...; 29.04.2006 tarihinde saat 00.10 sıralarında sanık ile birlikte ...’e gittiklerini, birlikte alkol kullandıklarını, daha sonra alkollü olmaları nedeniyle sanığın, babası olan inceleme dışı sanık ...’yı aradığını, alkollü olduklarını ve kendilerini ...’den almasını istediğini, yaklaşık 10 dakika sonra plakasını göremediği bir araçla inceleme dışı sanık ...’nın geldiğini, gelen aracın ön sağ koltuğuna sanığın, arka koltuğuna da kendisinin oturduğunu, aşırı alkollü olduğu için kafasını arka koltuğa yasladığını, bir ara büyük bir gürültü duyduğunu, irkilerek sarsıldığını, kalktığında inceleme dışı sanık ...’nın “Bekleyin. Hemen yardım getiriyorum.” diyerek yanlarından ayrıldığını, bir müddet sonra polislerin geldiğini, hastaneye nasıl geldiğini hatırlamadığını, aracı kullanan inceleme dışı sanık ...’dan şikâyetçi olmadığını,
İnceleme dışı sanık ... kovuşturma evresinde farklı olarak; o gece ...’e sanıkla giderken kazaya karışan Nissan marka aracı sanığın kullandığını, otelde eğlendikten sonra inceleme dışı sanık ...’yı kimin aradığını hatırlamadığını, inceleme dışı sanık ...’nın otele geldiğini, otelden ayrılırken aracı inceleme dışı sanık ...’nın kullandığını, yani kazayı inceleme dışı sanığın yaptığını, kaza sonrası olay yerine gelen polisler “Kazayı kim yaptı?” diyerek sıkıştırıp baskı yaptığı için kendisinin de “Kim yaptıysa yaptı, ben yaptım.” diye söylediğini, çünkü önemli olanın o olmadığını, yardım çağırmaya gittiği için inceleme dışı sanık ...’nın orada olmadığını, inceleme dışı sanık ...’nın aracı kullandığı hâlde neden herhangi bir yarasının olmadığını bilmediğini,
İnceleme dışı sanık ... aşamalarda; 29.04.2006 tarihinde saat 02.00 sıralarında oğlu olan sanığın kendisini aradığını, arkadaşları ile ...’de eğlendiklerini araç kullanamayacak kadar sarhoş olduğunu söylemesi üzerine, aracıyla otele gittiğini, aracını orada bırakıp sanığın otele giderken kullandığı Nissan marka aracı kullanmaya başladığını, kaza mahallinde önüne köpek veya başka bir şey çıkınca direksiyon hâkimiyetini kaybederek kaza yaptığını, telefonunun yanında olmadığını, oğlu olan sanığın telefonunu kullanmak da aklına gelmediğini, araç içerisinden çıktıklarını, ilk aklına gelenin ...’e gidip arabasını alarak çocukları hastaneye götürmek olduğunu, yürümeye başladığını, daha sonra plakasını ve sürücüsünü hatırlayamadığı yoldan geçen bir kamyonete bindiğini, ...’e gittiğini, orada bıraktığı aracını alıp olay yerine geldiğinde polislerin de olay mahalline geldiklerini gördüğünü, kazayı kendisinin yaptığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık aşamalarda; 29.04.2006 tarihinde inceleme dışı sanık ... ile birlikte ...’de eğlendiklerini, içki içtiklerini, çıkışta ise babası olan inceleme dışı sanık ...’nın gelerek kendilerini otelden aldığını, Nissan marka aracı babasının kullandığını, inceleme dışı sanık ...’in bu aracın arka koltuğuna, kendisinin ise ön sağ koltuğuna oturduğunu, saat 03.00 sıralarında kaza yaptıklarını, kazadan 15-20 dakika sonra polislerin olay mahalline geldiklerini, bu sırada inceleme dışı sanık ...’nın diğer arabayı almak için otele gitmesi nedeniyle yanlarında olmadığını, polis memurlarının kazayı kimin yaptığını ısrarla sorduklarını, daha önceden polislerle arasında bir tartışma yaşadığından kendisinin cevap vermediğini, hiç konuşmadığı hâlde polislerin ısrarlı davranışları karşısında inceleme dışı sanık ...’in bir anlamda tepki mahiyetinde “Ben yaptım.” dediğini, gerçekte kazayı yapanın inceleme dışı sanık ... olduğunu, aracı kullanan inceleme dışı sanık ...’dan şikâyetçi olmadığını savunmuştur.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu üzerinde durulması gerekmektedir.
Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun "Kamu güvenine karşı suçlar" bölümündeki 206. maddesinde; “Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır” biçiminde düzenlenmiştir.
Maddenin gerekçesinde; “Madde, doktrinde 'fikrî sahtecilik' olarak adlandırılan bir suç tipini düzenlemektedir. Kişi, kendi beyanıyla, sahte bir resmî belgenin düzenlenmesine neden olmak hakkına sahip değildir. Kişinin açıklamaları üzerine düzenlenen resmî belgenin bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması suçun oluşması için gereklidir. Aksi takdirde düzenlenen belge, yapılan beyanın doğruluğunu ispat edemeyeceğinden, kişi kendi beyanı ile böyle bir belgenin düzenlenmesine etmen olmuş sayılamaz ve kendisinin bu madde uyarınca cezalandırılmasının neden ve hikmeti kalmaz. O hâlde bakılacak husus şudur: Beyanın doğruluğu düzenlenen resmî belgeyle ispat edilecek ise, madde uygulanacaktır; buna karşılık beyanı alan memur, beyanın doğruluğunu tahkik edip, buna kanaat getirdikten sonra resmî belgeyi düzenlemek durumunda ise yani resmî belge sadece kişinin beyanı üzerine değil de, memurca yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise, bu maddedeki suç oluşmaz. Nitekim, kişiyi çok geniş bir surette 'doğruyu söylemek'le yükümleyen İtalyan Ceza Kanununun 483 üncü maddesi de aynı esası kabul etmiş ve İtalyan Yargıtayının yerleşmiş içtihadı da bu yönde olmuştur.
Bu nedenle, gümrük muayene memuruna, belirli bir malı ithal veya ihraç edeceği yolunda yalan beyanda bulunan kişi, bu maddedeki suçu işlemiş olmaz; zira beyanı alan gümrük muayene memuru sırf bu beyanla yetinmeyip, beyanın doğruluğunu incelemekle yükümlüdür.
Resmî belge ile doğruluğu ispat edilecek olayların ne olduğu, belgenin niteliğine göre belirir.
Hâkime, değişik olaylar karşısında, yalan beyanın niteliğine göre temel cezayı belirlemek bakımından takdir yetkisi sağlamak maksadıyla maddedeki ceza üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası olarak saptanmıştır.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Bu suçun oluşabilmesi için, yalan beyanın resmî belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yapılmış olması gerekmektedir. Resmî bir belgenin düzenlenmesi sırasında beyanda bulunacak kişinin gerçeği söyleme zorunluluğu vardır. Kişinin beyanı üzerine düzenlenen resmî belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispatlayıcı nitelikte olması, bir başka ifadeyle beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılmasının zorunlu olmaması şarttır. Kişinin beyanı yeterli olmayıp bu beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılması zorunluysa ve bu araştırma sonunda bildirimin gerçeğe uygun olmadığı belirlenirse, kişinin beyanına itibar edilemeyeceğinden ve kişinin beyanını içeren belge, ispat aracı olarak kullanılamayacağından, anılan maddedeki suç oluşmayacaktır.
Bununla birlikte suçun oluşması için kişinin beyanda bulunması yeterli olmayıp bu beyan üzerine kamu görevlisi tarafından bir belgenin de düzenlenmesi gerekmektedir.
Yargısal kararlarda ve öğretide; kişinin beyanı üzerine düzenlenen resmî belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispatlayıcı nitelikte olduğu, bir başka anlatımla beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılmasının zorunlu olmayıp TCK'nın 206. maddesindeki suçun oluştuğu durumlara;
1- Kişinin, İl Çevre Müdürlüğünce düzenlenen idari para cezasının tahsilini engellemek için düzenlenen idari para ceza tutanağında adresini gerçeğe aykırı şekilde beyan etmesi,
2- Borçlu kişinin, haciz tutanağında kendisine ait malları üçüncü kişiye ait gibi beyan etmesi,
3- Hakkında trafik ceza tutanağı düzenlenecek kişinin, kendisine benzeyen başka bir kimsenin fotoğrafı bulunan sürücü belgesini trafik polisine göstermesi, belgedeki fotoğrafın kişiye benzemesi nedeniyle bu beyanın doğruluğunu araştırma zorunluluğu bulunmayan trafik görevlisince sürücü belgesi sahibi adına trafik ceza tutanağı tanzim edilmesi,
Gibi durumlar örnek olarak sayılmıştır.
Öğretideki görüşlere ve konuya ilişkin yargısal kararlara göre, bu suçta temel alınan husus; kamu görevlisi tarafından delil aranmaksızın, başkaca herhangi bir araştırma, inceleme ve işlem yapılmaksızın, doğrudan doğruya hukuki sonuç doğuracak ve ispat aracı oluşturacak nitelikte resmî belgenin düzenlenmesine dayanak alınan beyanlardır. Yalan beyanın doğrudan hukuki sonuç doğurmadığı, delil aracı oluşturmadığı hâllerde ya da kamu görevlisinin görevi gereği bu beyanın gerçeğe uygunluğunu araştırıp, doğruluğuna kanaat getirdiği takdirde hukuki sonuç doğuran resmî belgeyi düzenlemesi, aksi durumda beyanı reddetmesi gerekiyorsa anılan suç oluşmayacaktır.
Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun koruduğu hukuki yarar kamu güveni olup suçun mağduru toplumu oluşturan herkestir.
Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu genel norm niteliğinde olup eylem ayrıca yalan tanıklık, iftira gibi başka bir suçun unsurlarını oluşturmakta ise o suçtan mahkûmiyet hükmü tesis edilmelidir (Veli Özer Özbek-M. Nihat Kanbur-Koray Doğan-Pınar Bacaksız-İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 9. Baskı, A

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat