Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
Mahkemesi : ANKARA 3. Çocuk
Günü : 21.02.2012
Sayısı : 778-78
Tehdit suçundan sanık ...'ın TCK'nun 106/1-1. cümle, 43/1, 31/3, 62, 50/3, 52 ve 63. maddeleri uyarınca 6.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve mahsuba ilişkin Ankara 3. Çocuk Mahkemesince verilen 21.02.2012 gün ve 778-78 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 18.06.2014 gün ve 1512-22371 sayı ile;
"1-) TCK'nın 61. maddesindeki ölçütler ve aynı Kanunun 3. maddesindeki 'fiilin ağırlığıyla orantılı ceza verilmesi ilkesi' çerçevesinde somut olay açıkça irdelenerek temel cezanın saptanması gerektiği gözetilmeden, kanun maddesindeki soyut ifadelerin tekrarından ibaret yetersiz gerekçeyle, suça sürüklenen çocuk hakkında alt sınırın üzerinde ceza tayini,
2-) Suça sürüklenen çocuğun iddianameye konu 5 adet mesajı 20.35 ile 20.59 saatleri arasında, 24 dakikalık bir sürede gönderdiğinin anlaşılmasına ve eylemler arasında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunu doğuracak bir kesinti mevcut olmamasına karşın, TCK'nın 43. maddesinin uygulanması" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 19.07.2014 gün ve 136504 sayı ile;
“...Sanık ...'ın, 22.11.2010 tarihinde eski kız arkadaşı olan mağdur ...'ya 20.35 ile 20.59 saatleri arasında;
'Artk dha çk drrn sndn once nsldn bk gr',
'Olm@ya 2mzde oldrcm lan snrdn piskpat oldm lan iyice',
'Olm bttm lan bn btrcm hayatı@ carsmba gnu glcm',
'2mzede kyacm @ emin ol hc olmdgm kdr cddym@' ,
'Olmektn krkma @ istysn smdi gt annene sle@';
Şeklinde beş ayrı mesaj göndermekten ibaret eyleminde, suçun işleniş biçimi ve sanığın kastının yoğunluğu göz önüne alınarak TCK'nun 61. maddesinde yazılı gerekçelerle sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayininde bir isabetsizlik görülmemiştir. Sanığın bu olay nedeniyle mağdurun arkadaşı ile kavga ettiği, onu yaraladığı ve hakkında açılan davanın devam ettiği anlaşılmaktadır.
Yapılan yargılamada mahkeme hâkimi, tarafları bizzat gördüğü için fiilin ağırlığı ve katılanlar yönünden meydana gelen tahribatın boyutlarını ve ölçüsünü en iyi şekilde takdir edebilecek kişi olup neticede de TCK'nun 61 ve 3. maddelerinde yazılı adalet, hak ve nasafet kuralları ile işlenen fiille orantısız bir ceza tayin edilmemiştir.
Bu itibarla, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 18.06.2014 gün ve 1512-22371 sayılı bozma ilamında yer alan TCK'nun 61. maddesindeki ölçütler ve aynı Kanunun 3. maddesindeki 'fiilin ağırlığıyla orantılı ceza verilmesi ilkesi' çerçevesinde somut olay açıkça irdelenerek temel cezanın saptanması gerektiği gözetilmeden, kanun maddesindeki soyut ifadelerin tekrarından ibaret yetersiz gerekçeyle, sanık hakkında alt sınırın üzerinde ceza tayini şeklindeki bozma kararının hukuka aykırı nitelikte olduğu ve Özel Dairece itirazen kaldırılması gerekmektedir.
Bunun dışında ikinci uyuşmazlık konusu, sanık ...'ın eyleminin aynı kasıt altında birden fazla işlenip işlenmediği ve zincirleme suç oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
Zincirleme suç TCK'nun 43. maddesinin ilk fıkrasında; 'bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir' şeklinde düzenlenmiştir.
Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için,
a- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
b- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
c- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir. Maddenin açıklığı karşısında, öğretide zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için suçların farklı zamanlarda işlenmesi gerektiği konusunda görüş birliği bulunmaktadır.
Zincirleme suçtan söz edebilmek için failin, başlangıçta genel bir niyet ve suç işleme kararı ile aynı suçu aynı mağdura karşı birden fazla kez işlemesi gerekmektedir. Buna göre 'suç işleme konusunda tek kararı' olmayıp, ikinci eylemde suç işleme kararı yenilenmiş ise her bir fiil bağımsız suç olarak kabul edilecek ve zincirleme suç söz konusu olmayacaktır. Sanığın iç dünyasına ilişkin olan bu gereklilik subjektif bir şart olup, mahkemelerce denetime imkân sağlayacak şekilde tespit edilerek karara yansıtılması gerekecektir.
Ceza Genel Kurulunun konuya ilişkin 03.12.2013 gün ve 1475-577, 30.05.2006 gün ve 173-145, 08.07.2003 gün ve 189-207, 13.10.1998 gün ve 205-304, 20.03.1995 gün ve 48-68 ile 02.03.1987 gün ve 341-84 sayılı kararlarında 'aynı suç işleme kararı' kavramından, kanunun aynı hükmünü birçok kez ihlâl etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niy