Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/163 Esas 2016/369 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2016/163 E.  ,  2016/369 K.
"İçtihat Metni"

Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 14.10.2015
Sayısı : 505-527
Katılanlar : 1-Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü
2- ...
Temyiz Edenler : Katılan Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
Müdürlüğü vekili, Cumhuriyet savcısı
2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık ...'nın beraatine ilişkin, Çamlıhemşin (Kapatılan) Asliye Ceza Mahkemesince verilen 18.02.2010 gün ve 38-71 sayılı hükmün katılan Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 19.04.2013 gün ve 19028 -10555 sayı ile;
“Dosya kapsamında mevcut inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 18.02.2010 havale tarihli raporda, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 31.10.1991 tarih ve 1185 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen yerde bulunan suça konu serender tarzında iki yapının, zeminde 3,98 x 4,08 = 16,24 metrekare ve 3,66 x 3, 67 = 13,43 metrekare alana sahip temeli olmayan, toprak zemin üzerine oturtulmuş baraka türünde yapılar olduğu, tamamen ahşaptan yapıldıkları, kolaylıkla sökülebilir takılabilir türde oldukları, sabit ve kalıcı nitelikte olmadıkları, tabii zemine zarar verdikleri, inşai müdahale niteliğinde olduklarının tespit edildiğinin belirtildiği anlaşılmakla, sanık tarafından gerçekleştirildiği beyan edilen inşai müdahalenin yapılış zamanının her türlü şüpheden uzak biçimde tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile sanığın beraatine karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Pazar (Rize) Asliye Ceza Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 15.01.2014 gün ve 284-21 sayı ile; "Sanığın eylemi için uygulama olanağı olan 2863 sayılı Yasanın 65/1-b. maddesinin, 11.10.2013 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Yasanın 3. maddesi ile değiştirildiği, suçun sübutu için tescil edilen sit alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasının gerektiği, 6498 sayılı Yasanın 1 ve 2. maddeleri ile 2863 sayılı Yasanın 7 ve 8. maddelerine eklenen fıkralar ile tescil kararlarının 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklerine tebliğ edileceği, malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının Resmi Gazete'de yayımlanacağı ve bakanlığın internet sayfasında 1 ay süre ile duyurulacağının hüküm altına alındığı, suç tarihinde yürürlükte bulunan 2863 sayılı Yasanın 65/1-b. maddesi gereğince suçun sübutu için ilgili muhtarlık ilan panosunda sit alanı kararının ilan edilmesi ve hoparlör ilan varakası ile de ilan edildiğinin tespit edilmesi yeterli iken anılan yasa değişikliği ile sanık lehine düzenlemeler getirildiği, böylece köy muhtarlığında ya da kaymakamlık ilan panosunda yapılan ilanların yeterli görülmediği, bizzat taşınmaz maliklerine tebligat yapılması, maliklerin tespit edilememesi halinde kurumun internet sitesinde ve Resmi Gazete'de ilan yapılması şartının kabul edildiği bu durumda yürürlükte bulunan 6498 sayılı Yasa ile değişik 2863 sayılı Yasanın 65/1. maddesinin sanık lehine olduğu anlaşılmakla, 1982 Anayasasının 38/1, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi madde 11/2, 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddeleri uyarınca sanığa uygulanmıştır. Bu bağlamda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün mahkememize gönderdiği 31.12.2013 tarihli ve 6057 sayılı cevabı yazısında, sanığa söz konusu yerin sit alanı ilan edildiğine dair herhangi bir tebligatın bulunmadığı belirtilmiştir. Böylece sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmamıştır" gerekçesiyle sanığın önceki hükümdeki gibi beraatine karar vermiştir.
Hükmün şikâyetçi ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 13.03.2015 gün ve 22286- 4778 sayı ile;
"Suçtan zarar gören ... adına hazine vekilinin temyiz istemi davaya katılma talebi olarak değerlendirilmiş olup, müşteki kurumun 5271 sayılı CMK'nın 237/2 maddesi uyarınca kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verilmek suretiyle yapılan incelemede;
2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete'de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;
Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen 'maliklere tebliğ' usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete'de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;
Sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 19.05.1998 tarih ve 3148 sayılı kararı ile tescilli 1. derece doğal sit alanı içerisinde yer alan taşınmazda serender tabir edilen iki adet yapı inşa ederek fiziki ve inşai müdahalede bulunduğu, Çamlıhemşin Belediye Başkanlığınca düzenlenen 14.10.1998 tarihli 'hoparlör ilan zabıt varakası'na göre bölgenin sit alanı olarak tesciline ilişkin kurul kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edildiği, beraate dair ilk hükmün katılan vekilince temyizi üzerine Dairemizin 19.04.2013 tarih, 2012/19028 Esas, 2013/10555 Karar sayılı bozma ilamında, davaya konu serenderlerin yapım tarihinin tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin belirtilmesine karşın 6498 sayılı Kanun değişikliğinin hatalı yorumlanması suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 14.10.2015 gün ve 505-527 sayı ile;
"Yargıtay 12. CD'nin bozma ilamında belirttiği '2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ, sit alanları yönünden Resmi Gazete'de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği'nin yapılan değerlendirilmesinde; 6498 sayılı Kanun toplamda 5 maddeden ibarettir. Bunlardan 4 ve 5. maddeleri yayım ve yürütümdür. 3. maddesi 2863 sayılı Kanunun 65. maddesini düzenlemektedir. 1 ve 2. maddesi ise 2863 sayılı Yasanın 7 ve 8. maddesini (tebligatları içeren maddeleri) düzenlemiştir. Bu Kanunun amacını 12. CD'nin içtihadında belirttiği 'tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete'de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı' şeklinde yorumlamak kanunu dar yorumlamaktır. Kanun koyucunun bu düzenleme ile sadece maliklere yönelik bir düzenleme yapmadığı, Resmi Gazete'de yayım ve internet sitesinde ilan yaptırmak suretiyle tüm gerçek ve tüzel kişiler (bu bölgede oturan- oturmayan) için düzenleme yaptığı, bu bölgenin sit alanı olduğunu, bu alana dair tüm tasarrufların sit hükümleri kurallarınca yapılması gerektiğini duyurmak istediği, böyle yaparak ayrıca 5237 sayılı TCK'nun 2. ve 4. maddelerindeki amacı gerçekleştirmeyi istediği, haliyle belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliğinde bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla kanunun yaptırım uygulanması için aradığı şekil şartını taşımayan sanığın durumu nedeniyle beratine karar verilmesi gerekmektedir.
Sit alanı ilan edilen bölge, Ayder Yaylası diye bilinen Ayder Köyünde kalmaktadır. Bu bölgede bazı yerlerde tapu ile, bazı yerlerde zilyetlik ile sahiplenme vardır. Bu bölgede bulunan tüm taşınmazlar ya gerçek özel/tüzel şahıslara aittir ya da bazı kamu kurum ve kuruluşlarına aittir. Yani boşta kalan taşınmaz yoktur. Olayımızda sanığın söz konusu yere dair tapusu yoktur. Sanık kolluktaki savunmasında; (02.11.2008 tarihli) söz konusu yerin zilyetliğinin kendisine ait olduğunu beyan etmiştir. Ulusal ve Uluslararası mevzuatta koruma altına alınan mülkiyet hakkına, sit kararı verilerek müdahale edilmiştir. Bu müdahale ise mahallinde mutat vasıtalarla (hoparlör) ilan edilmiştir. Sanığın mutat vasıta ile ilan edildiğinden, sit kararından haberi olmayabilir. Anayasa Mahkemesi de 13.10.2012 tarih ve 28440 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 11.04.2012 tarih ve 2011/18 E. ve 2012/53 K. sayılı kararında, özünde bu gerekçelerle 2865 sayılı Kanunun eski 65. maddesini iptal etmiştir. Sanık zilyetlik şeklindeki eylemini başka bir yerde yani sit alanı ilan edilmemiş bir yerde gerçekleştirmiş olsaydı, diğer şartların varlığı halinde Türk Medeni Kanunu ilgili hükümleri uyarınca belki ihya yolu ile, belki de başka bir şekilde mülkiyet hakkı elde edip söz konusu yerin tapusunu alacaktı. Ancak şimdi haberi olmadığı sit kararı nedeniyle, değil söz konusu yerin tapusunu almak, ceza tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır. Bu durum Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararında ve buna bağlı olarak kanun koyucu tarafından 6498 sayılı Kanun ile dikkate alınarak 2863 sayılı Kanunun 65. maddesi açıkça ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde düzenlenmiştir. Dolayısıyla sanığın beraatine karar verilmesi gerekmektedir.
Yargıtay 12. CD'nin bozma ilamında belirttiği 'Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen 'maliklere tebliğ' usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat