Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/833 Esas 2017/115 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2016/833 E.  ,  2017/115 K.
"İçtihat Metni"



Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 2. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 03.12.2015
Sayısı : 647-682

Hırsızlık suçundan sanık ...'un 5237 sayılı TCK'nun 142/2-h, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin, İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 03.12.2015 gün ve 647-682 sayılı hükmün, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 09.03.2016 gün ve 1160-4175 sayı ile;
"Sanığın bina niteliğindeki Köprülü Mehmet Paşa Camii içindeki suça konu eşyayı çalması şeklindeki eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h maddesi uyarınca ceza tayininde bir isabetsizlik görülmemiş; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür" açıklamasıyla onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 08.04.2016 gün ve 13474 sayı ile;
"..Sanığın eyleminin temas ettiği 5237 sayılı Yasanın 142/2-h maddesine bakıldığında, 'Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında işlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.' düzenlemesi yer almakta olup, bu yasal düzenleme 18.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasanın 62. maddesiyle 142. madde metnine eklenmiştir. Öncesindeki düzenleme olan aynı maddenin 142/1-b maddesi ise aynı Yasa ile mülga kılınmıştır. 6545 sayılı Yasanın 62. maddesiyle 142. maddenin 2. fıkrasına bu ekleme yapılırken 142. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan 'Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında' hırsızlık suçunun işlenmesi hali madde metninde muhafaza edilmiştir. Bu maddede değişiklik yapılmaması sebebi ile bina vasfındaki kamu kurum veya kuruluşları ile ibadethanelerde hırsızlık yapılması durumunda hangi fıkra hükmünün uygulanacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Değişiklikten önceki halde 142/1-a ile 142/1-b maddesinin çakıştığı durumlarda özel düzenleme olan 142/1-a maddesinin uygulanacağı kabul edilmekte, esasında ceza miktarları aynı olduğu için sonuç da değişmemekte idi. Ancak değişiklikten sonraki durumda 142/1-a maddesindeki temel cezanın alt sınırı 3 yıl iken, 142/2-h maddesinde temel cezanın alt sınırı 5 yıldan başlamaktadır. İtiraz konusu bu dosyada olduğu gibi, 5237 sayılı Yasanın 44. maddesi gerekçe gösterilerek bu sorunun aşılması yasal olarak mümkün görünmemektedir. Zira, 44. madde metninde, 'İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.' düzenlemesi yapılmış olup, madde metninden ve gerekçeden açıkça anlaşıldığı şekilde, icra edilen tek fiil ile aynı suç değil birden fazla farklı suçun oluşması halinde fikri içtima hükmü uygulama alanı bulabilecektir. Nitekim, maddenin gerekçesinin 2. paragrafında, 'bir suçun temel ve nitelikli şekillerinin dışındaki suçlar, fikri içtima uygulamasında farklı suç olarak kabul edilmelidir.' şeklinde açıkça aynı suçun nitelikli hallerinde fikri içtima hükmünün uygulanamayacağı yazılmıştır. Oysa ki, dosyamızda hırsızlık suçunun nitelikli halleri söz konusudur. Bu haliyle, 5237 sayılı Yasanın 44. maddesindeki fikri içtima düzenlemesi 765 sayılı Yasanın 79. maddesinden farklılık arz etmektedir. 765 sayılı Yasanın 79. maddesinde, 'işlediği bir fiil ile kanunun muhtelif ahkamını ihlal eden kimse o ahkamdan en şedit cezayı tazammun eden maddeye göre cezalandırılır.' düzenlemesi yapılmış idi ve bu düzenlemede farklı suçun oluşması şartı açıkça madde metni ve gerekçede yer almamakta idi.
Fikri içtima konusuna değindikten sonra, sorunun çözümü için özel norm-genel norm (özel hüküm-genel hüküm) ilişkisine de bakıldığında, kanun koyucunun kamu kurum veya kuruluşları ile ibadethanelerden hırsızlık yapılmasını ayrıca tarif edip müeyyide altına almak istediği yasal düzenlemeden anlaşılmakta olup, bu düzenlemelere göre, 5237 sayılı Yasanın 142. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin bina vasfındaki kamu kurum ve kuruluşları ile ibadethanelerden hırsızlık durumunda 142. maddesinin 2. fıkrasının (h) bendine göre özel norm olduğu görülmektedir. Olayımızda da hırsızlık suçu bina vasfındaki cami içerisinde işlendiğine göre, 142. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin uygulanması gerekmektedir" düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
CMK'nun 308/3. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, 27.04.2016 gün ve 4875-8038 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin hukuki niteliğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Şikâyetçinin, müezzini olduğu Köprülü Mehmet Paşa Camisinden hırsızlık yapıldığını beyan ederek kolluğa müracaat etmesi üzerine soruşturma başlatıldığı,
Olay yeri inceleme raporunda; suç yeri olan Köprülü Mehmet Paşa Camii giriş kapısının sağlam olduğunun, girişe göre karşıda bulunan mihrabın sağ üst köşesindeki tablonun yerinde olmadığının belirtildiği,
CD izleme ve olay tespit tutanağında; 08.10.2015 tarihinde saat 13.44'te sakallı, beyaz fesli, siyah cübbeli bir şahsın camiye girerek içeride dolaştığı, saat 13.48'de minberin merdivenlerine çıkıp asılı olduğu yerden "Allah" yazılı tabloyu aldığı ve saat 13.49'da camiden ayrıldığı, görüntülerdeki şahsın daha önce de benzer hırsızlık suçlarından kaydı olan ... olduğu bilgilerine yer verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Şikâyetçi ...; müezzini olduğu Köprülü Mehmet Paşa Camii giriş kapısının öğle namazından sonra açık durduğunu, olay günü akşam saatlerinde caminin iç kısmında mihrabın sağ üst köşesinde bulunan üzerinde arapça harflerle "Allah" yazılı tablonun olmadığını fark ettiğini, güvenlik kamerası görüntülerini incelediğinde, sakallı erkek bir şahsın aynı gün saat 13.45 sıralarında cami içine girip etrafta kimsenin olmadığı bir sırada tabloyu alarak oradan uzaklaştığını gördüğünü, tabloyu çalan şahıstan davacı ve şikâyetçi olduğunu beyan etmiş,
Sanık soruşturma evresinde; Köprülü Mehmet Paşa Camisinden "Allah" yazılı tabloyu aldığını, 10 veya 20 Liraya sattıktan sonra parayı da önüne çıkan ihtiyaç sahiplerine dağıttığını,
Kovuşturma evresinde ise benzer yönde anlatımda bulunmakla birlikte önceki beyanlarından farklı olarak; tabloyu aldıktan sonra Beyazıt Sahaflar Çarşısında 100 Lira karşılığında tanımadığı bir şahsa sattığını,
Savunmuştur.
5237 sayılı TCK'nun 141/1. maddesinde yer alan "zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alma" şeklindeki düzenleme ile hırsızlık suçunun temel şekli tanımlanmış; aynı Kanunun 142. maddesinde ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri sayılmıştır.
5237 sayılı TCK'nun "Nitelikli hırsızlık" başlıklı 142. maddesinin 1. fıkrasının uyuşmazlık konusu ile ilgili hükümleri;
"(1) Hırsızlık suçunun;
a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
...
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur..." şeklinde düzenlenmiş iken, 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 62. maddesiyle 5237 sayılı TCK'nun 142. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılarak 2. fıkraya “h) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında” bendi eklenmiş, 1. fıkradaki “iki yıldan beş yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım “üç yıldan yedi yıla kadar hapis” olarak, ikinci fıkradaki “üç yıldan ye

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat