Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/1097 Esas 2018/477 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu 2017/1097 E. , 2018/477 K.
"İçtihat Metni"


Kararı veren
Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 4-10

Sanık ...'in görevi kötüye kullanma suçundan beraatine ilişkin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen 05.07.2017 tarihli ve 4-10 sayılı hükmün, katılan tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın “onama” istemli 06.11.2017 tarihli ve 10 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Temyiz incelemesi yapan Ceza Genel Kurulunca dosya incelenip görüşülerek gereği düşünüldü:
25.03.2016 tarihi itibarıyla iç hukukumuzun bir parçası hâline gelen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) Ek 7 No.lu Protokolü'nün 2. maddesinde; ilgili kişinin, hakkında kurulan hükmü daha yüksek bir mahkemeye inceletme hakkının bulunduğunun belirtilmesi, CMK'nın 304. maddesinin dördüncü fıkrasının; ilk derece mahkemesi tarafından verilen ve doğrudan temyiz yolu açık bulunan hükümlere ilişkin usul kurallarını ihtiva etmesi ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 41. maddesinin ikinci fıkrası ile aynı Kanun'un 15. maddesinin üçüncü fıkrasında, ilk derece mahkemesi olarak Özel Dairelerce verilen hükümlerin Ceza Genel Kurulunca temyiz yoluyla inceleneceğinin belirtilmesi karşısında; sanık hakkında kurulan beraat hükmünün "temyiz" kanun yoluna tabi olduğu ve inceleme konusu olayda Bölge Adliye Mahkemesi denetiminden geçen bir hüküm bulunmaması da gözetildiğinde; temyiz incelemesinin hukuki denetim ile sınırlı olmadığı kabul edilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa yüklenen görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Sanık ...'in suç tarihinde Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimi olarak görev yaptığı ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliğinin 31.05.2017 tarihli ve 86618733-622.03-8153/19215 sayılı yazısına göre; sanığın 31.12.2005 tarihinde birinci sınıfa ayrıldığı, 5435 sayılı Kanun ile birinci sınıfa ayrılma tarihinin 31.12.2004 tarihine çekildiği,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 3. Dairesinin 16.10.2015 tarihli ve 2858-11507 sayılı kararına göre; katılan ...'ın davalı sıfatı ile yer aldığı Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/520 esas sayısı üzerinden görülen davanın 17.03.2015 tarihli duruşma tutanağını 18.03.2015 tarihinde mahkeme kaleminden alan katılan vekilinin, 24.03.2015 tarihinde UYAP sisteminden gerekçeli karara baktığında duruşma tutanağının içeriğinin değiştirildiğini görmesi üzerine aynı gün 14.32-14.54 saatleri arasında durumu görüşmek amacıyla Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimi olarak görev yapan sanığın odasına geldiği, sanığın konuyla ilgili olarak katılan ve avukatına "Sonradan değişiklik yapma hakkımı kullandım, temyizde artık çözünüz, tavzih talebinizi de gerekçeli kararda değerlendireceğim" dediği iddiası ve inceleme sırasında ortaya çıkabilecek sair hususlar ile ilgili keyfiyetin muhakkik tarafından incelenmesine karar verildiği,
Muhakkik tarafından düzenlenen 16.11.2015 tarihli fezlekeye göre; Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/520 esas sayılı dosyasında verilen kısa karar tutanağının 2. bölümünde yer alan "Birleşen Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/123 Esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının reddine, davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine takdiren yer olmadığına" şeklindeki ibarenin iki gün sonra sanık tarafından onaylanıp imzalanmadan "Birleşen Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/123 Esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının kısmen kabulü ile Antalya 5. İcra Müdürlüğünün 2010/3095 esas ve 2011/3096 esas sayılı dosyalarındaki borcun protokol tarihi olan 26.05.2015 tarihi itibarıyla vekâlet ücreti dâhil olmak üzere 86.000 TL olarak protokol kapsamında yapılan ve tahsil edilen toplam 14.000 TL’nin mahsubu ile 30.08.2011 tarihi itibari ile 72.000 TL olduğunun tespitine (bu tarihten sonra bankaya yapılan ve kısmen iade edilmesine rağmen kısmen icra dosyalarına ödenen miktarlar yönünden icra müdürlüğünde değerlendirme yapılmak sureti ile), fazlaya dair talebin reddine, mevcut sonuca yargılama ile ulaşıldığından icra inkâr tazminatına yönelik talebin reddine" şeklinde değiştirildiği, ilk kararın onaylanıp imzalanmaması nedeniyle resmî belge niteliğini kazanmadığı, bu nedenle eylemin resmî belgede sahtecilik suçunu oluşturmadığı, ancak davalı veya vekiline bilgi verilmeden kısa kararın değiştirilmesi nedeniyle sanık hakkında soruşturma açılması gerektiği kanaat ve sonucuna varıldığı,
Muhakkik tarafından düzenlenen 08.03.2016 tarihli fezlekeye göre; savunma ve dosya safahat bilgileri göz önünde bulundurulduğunda, sanığın başkaca suç işleme düşünce ve kastının bulunmadığı, ancak dosyanın davalısına veya davalı vekiline bilgi verilmeden kısa kararın değiştirilmesi nedeniyle sanığın kayıtsızlık ve dikkatsizliğinden bahsedilebileceği, gereğinin Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca takdir edilmesi gerektiği neticesine varıldığı,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 2. Dairesince 23.06.2016 tarih ve 57-337 sayı ile; soruşturma dosyasındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, ilgiliye isnat olunan eylem nedeniyle takdiri mahkemeye ait olmak üzere kovuşturma izni verilerek, düzenlenecek iddianame ile birlikte Manavgat Ağır Ceza Mahkemesine verilmek üzere soruşturma evrakının 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 89. maddesi uyarınca, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği,
Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığının 04.11.2016 tarihli ve 4347-453 sayılı iddianamesi ile; sanık tarafından 17.03.2015 tarihinde yapılan duruşmada şablon olarak hazırlanan duruşma tutanağı üzerinde duruşma icrasından sonra yapılan değişikliklerin ıslak imzalı olarak dava dosyasına konulduğu, duruşmaya katılan davacı vekiline bir örneğinin elden verildiği, ancak şablon olarak hazırlanan ve icrası yapılan duruşma bilgilerini içeren duruşma tutanağının sehven UYAP ortamına değişiklik yapılmadan önceki hâliyle yüklendiği, bu yanlışlığın sanık tarafından duruşma tutanağının onaylanması sırasında fark edildiği, bu şekilde UYAP sistemine sehven kaydedilen kararın sanık tarafından onaylanıp imzalanmadan değiştirildiği, sehven düzenlenen duruşma tutanağının onaylanıp imzalanmaması nedeniyle resmî belge niteliğini kazanmadığı, bu nedenle eylemin resmî belgede sahtecilik suçunu oluşturmadığı, eylemin görevin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişi mağduriyetine neden olacak şekilde görevi kötüye kullanma kapsamında değerlendirilebileceği anlaşıldığından, 2802 sayılı Kanun’un 89. maddesi hükmü gereğince, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliğinin 28.10.2016 tarihli ve 5306-52047 sayılı yazısı ile ekli dosya kapsamına göre sanık hakkında son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmesinin kamu adına talep olunduğu,
Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesince 20.01.2017 tarih ve 358-14 sayı ile; sanığın Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimi olarak görev yaptığı, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/520 esas sayılı dava dosyasında karar duruşmasının 17.03.2015 tarihinde sadece davacı vekili gelmek suretiyle yapıldığı, davalı vekilinin mahkeme kalemine gelerek 18.03.2015 tarihinde karar duruşma tutanağını aldığı ve aldığı bu kısa kararın iki bölümden ibaret olduğu, kısa kararın ikinci bölümünde "Birleşen Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/123 Esas sayılı dava dosyasında açılan menfi tespit davasının reddine, davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine takdiren yer olmadığına" ibaresinin bulunduğu, bu kararın, hâkim ve zabıt kâtibi tarafından imzalanmadığı ve imzasız olarak katılan vekiline verildiği, 19.03.2015 tarihinde ise tutanakta yer alan ilgili bölümün "Birleşen Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/123 Esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının kısmen kabulü ile Antalya 5. İcra Müdürlüğünün 2010/3095 Esas ve 2011/3096 Esas sayılı dosyalarındaki borcun protokol tarihi olan 26.05.2015 tarihi itibarıyla vekâlet ücreti dâhil olmak üzere 86.000,00 TL olarak protokol kapsamında yapılan ve tahsil edilen toplam 14.000,00 TL'nin mahsubu ile 30.08.2011 tarihi itibarıyla 72.000,00 TL olduğunun tespitine (bu tarihten sonra bankaya yapılan ve kısmen iade edilmesine rağmen kısmen icra dosyalarına ödenen miktarlar yönünden İcra Müdürlüğünde değerlendirme yapılmak suretiyle) fazlaya dahil talebin reddine, mevcut sonuca yargılama ile ulaşıldığından icra inkar tazminatına yönelik talebin reddine" şeklinde değiştirildiği, kısa kararın 20.03.2015 tarihinde zabıt kâtibi tanık ..... .... tarafından imzalandığı, aynı gün saat 14.15'te de sanık tarafından onaylanarak imzalandığı iddiasına ilişkin sanığın atılı görevi kötüye kullanma suçunu işlediğine dair son soruşturma açılması hususunda yeterli delil mevcut olduğundan, 5237 sayılı TCK'nın 257/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle, 2802 sayılı Kanun’un 89 ve 90. maddeleri uyarınca son soruşturmanın Yargıtay ilgili Ceza Dairesinde açılıp yapılmasına karar verildiği,
Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/520 esas sayılı dosyasına göre; davacıların Kamaç Turizm İnşaat Taahhüt Ticaret A.Ş. ve ...., vekillerinin ...., davalının ..., davalı vekilinin ....., davanın maddi ve manevi tazminat ile menfi tespit davası, dava tarihlerinin 01.11.2011 ve 15.03.2012 olduğu, dosyanın 17.03.2015 tarihinde karara çıkartıldığı, bu dosya ile birleştirilen Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/123 esas sayılı dosyasının davalı aleyhine açılan menfi tespit davası olduğu, hükmün iki bölümden oluştuğu, birinci bölümde; 3. Asliye Hukuk Mahkemesine doğrudan açılan bu davanın kısmen kabulüne, ikinci bölümde ise; birleşen 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/123 esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasının kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının ve davalı vekilinin yokluğunda verildiği, dosyanın tarafların temyizi üzerine 07.07.2015 tarihinde Yargıtaya gönderildiği,
Yargıtay 4. Hukuk Dairesince 23.06.2016 tarih ve 426-8259 sayı ile; davacılar Kamaç Tur. İnş. Taah. Tic. A.Ş. ve .... vekilleri .... tarafından davalı ... vekili ..... aleyhine açılan haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın yapılan yargılaması neticesinde asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 17.03.2015 tarihli ve 520-184 sayılı kararın davacılar ve davalı vekilleri tarafından temyizi üzerine onanmasına karar verildiği,
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/18942 sayılı dosyasına göre; katılan ...'ın; Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/520 Esas sayılı dava dosyasında .... ve.... ile aralarında tazminat ve menfi tespit davası bulunduğunu, 17.03.2015 tarihli duruşmada dosyanın karara çıktığını, karar duruşmasına katılmadığını, 18.03.2015 tarihinde avukatı .....’in kısa karara ilişkin duruşma tutanağını mahkeme kaleminden aldığını, 24.03.2015 tarihinde gerekçeli kararın yazıldığını, gerekçeli karara baktıklarında 17.03.2015 tarihli kısa kararın değiştirildiğini gördüklerini, tanık ..... ile tutanağın değiştirilmesinde etkili olduklarını düşündüğü .... ve.... hakkında şikâyetçi olduğunu, yapılan soruşturma neticesinde 29.05.2015 tarihli ve 22226 sayılı karar ile şüpheliler .... ve....'ın suçlama ile bir ilgilerinin olmadığı, kısa karar imzalanmadan ve onaylanmadan iki gün sonra hükme ilave yapıldığı, bir gün sonra ise yapılan düzeltmenin tanık ..... ve sanık tarafından imzalandığı ve onaylandığı, tanık .....'ın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından, şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına, şikâyetçi vekilinin karara vaki itirazının ise Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05.10.2015 tarihli ve 3783 D. İş sayılı kararı ile reddine karar verildiği,
Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığının 08.05.2017 tarihli ve E.249/4275 sayılı yazısına göre; UYAP sisteminde kayıtlı Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/520 esas sayılı dosyasının 17.03.2015 tarihinde yapılan 11. oturumunda duruşma tutanağının mevcut tek versiyonu ile evrakın safahat işlemlerinin yazı ekinde gönderildiği, UYAP sisteminde ilk defa oluşturulan evrak için sistemin erişim kodu ürettiği, bu kodun değişmeden sistem üzerinde kaldığı, ancak evrakın onay işlemleri sırasında içeriği hazırlayacak veya onaylanacak kullanıcılar tarafından değiştirilebildiği, her bir içerik değişikliğinde sistemin ilgili evrak için yeni bir versiyon oluşturduğu, onay işlemleri tamamlanıp evrak dosyasına girdikten sonra sistemin evrak içerisinde değişikliğe izin vermediği,
Anlaşılmıştır.
Katılan ...; Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/520 esas sayılı dosyasında davalı konumunda olduğunu, vekilliğini tanık .....’in üstlendiğini, tanık .... ile birlikte dosyanın 10. oturumuna katıldığını, bu oturumda karşı tarafın avukatı olan tanık .... ile sanık arasında bir samimiyet olduğunu hissettiğini, tanık ...’in sanığın sözlerine gülümsemesi nedeniyle kendisinde bir şüphe oluştuğunu, bu oturumda duruşmanın 17.03.2015 tarihine ertelendiğini, tanık .... ile konuşarak sanık ile tanık ...’i, vicdanları ile baş başa bırakmak amacıyla 11. oturuma katılmama kararı aldıklarını, 11. oturumun ardından tanık ....'in UYAP sisteminden karara bakarak kendisini aradığını ve "Hayırlı olsun, karar kısmen lehimize çıkmış" dediğini, bir hafta sonra tanık ....'in mahkeme kalemine giderek gerekçeli kararı istediğini, karara baktığında önceki duruşma zaptıyla kararın farklı olduğunu ve aleyhine çevrildiğini gördüğünü, bunun üzerine kendisini arayarak sanık ile görüşmek amacıyla adliyeye çağırdığını, mahkeme kalemine giderek sanığı sorduklarını, yerinde olmadığı söylenmesine karşın odasına baktıklarında misafiri ile çay içtiğini gördüklerini, daha sonra kapıyı çalıp içeri girdiklerini, tanık ....'in sanığa durumu anlatarak değişikliğin sebebini sorduğunu, sanığın da duruşmada o şekilde karar verdiğini, ancak daha sonra tanık ...’i aradığını, konuştuktan sonra kararı değiştirdiğini, kendisini de arayacağını, ancak sonradan aramaktan vazgeçtiğini, hata ettiğini, bu nedenle özür dilediğini söylediğini, tanık ....'in tavzih dilekçesi yazacağını belirtmesi üzerine sanığın "İsterseniz yazabilirsiniz" diyerek temyiz haklarının olduğunu hatırlattığını, odadan çıkmalarını isteyince de çıktıklarını, sonrasında izin isteyip sanığın odasına yeniden girdiğini, bu davalılarla başka dosyaları olduğunu, davalıların kuvvetli olduğunu ve onlar karşısında ezildiğini, hakkını istediğini söylediğini, bu olayın karşı tarafla olan ticari ilişkisini zedelemesi nedeniyle yaklaşık 1.000.000 TL zararının olduğunu, olay günü davacı vekilinin son oturuma katıldığını, UYAP sisteminin arızalı olması nedeniyle davacı vekiline duruş

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat