"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 539-278
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık ...'ın beraatine, sanık ...'ın TCK'nın 89/1, 89/3-b, 62, 51 ve 53/6. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, ertelemeye, bir yıl süre ile denetime tabi tutulmasına ve 3 ay süre ile sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin Nevşehir (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 28.03.2013 tarihli ve 178-326 sayılı hükümlerin sanıklar müdafileri ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 08.05.2014 tarih ve 17830-11349 sayı ile, sanık ... müdafisinin temyiz isteminin süresinde olmadığından bahisle 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince reddine, şikâyetçi ...'ün sanık ... hakkında açılan kamu davasına 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
"...Katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Gündüz vakti, tek yönlü, iki şeritli hafif eğimli, meskûn mahaldeki yolda sanık ...'ın idaresindeki otomobil ile yarıştığı ... idaresindeki otomobili geçmek için kontrolsüzce sağ şeride geçiş yaptığında ... idaresindeki kamyona arkadan çarpması sonucu, ...'nin idaresindeki otomobildeki katılanın uzuv işlev yitimi olacak şekilde yaralanması şeklinde meydana gelen olayda, sanık ...'ın da kusurlu olduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kabule göre;
2- Sanık ... hakkında, bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu gözetilmeden, TCK'nın 22/3. maddesinin uygulanmaması sureti ile sanık hakkında eksik ceza tayini,
3- Meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın taksirinin yoğunluğu nazara alınarak alt sınırdan daha fazla uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
4- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
6545 sayılı Kanun'un 84. maddesiyle 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 6. maddenin 1. fıkrası uyarınca sulh ceza mahkemelerinin kaldırılması nedeniyle bozmadan sonra yargılama yapan Nevşehir 3. Asliye Ceza Mahkemesi ise 16.10.2014 tarih ve 539-278 sayı ile;
"...Yargıtayın yerleşik içtihatları ile de sabit olduğu üzere; iki sınır arasında ceza tayini, hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisinin içerisindedir. Bu yetkinin kullanılmasında, adalet ve hakkaniyet kurallarına bağlı kalınması, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suç konusunun özellikleri, zararın ve tehlikenin ağırlığı, kastın veya taksirin yoğunluğu, suç sebepleri ve saikleri, failin amacı, fiilden sonraki durumu gibi unsurların göz önünde bulundurulması, cezanın adil ölçüler içinde tayini ve dosya içeriğine uygun olması gerekir.
Dolayısıyla yargılamanın ilk aşamasından itibaren hâkim, sanıklar ve katılan taraf ile duruşmalar sırasında bir araya gelmiş, olay yerinde keşif yapmış, meydana gelen kaza sonucu katılandaki yaralanma ve sanıkta gözlemlenen pişmanlık veya iyi hâl gibi kişisel durumları birebir gözlemlemiştir. Bu gözlemlerin sentezi olarak, alt sınırdan ne kadar uzaklaşması gerektiğine kanaat getirmiş ve buna göre bir karar vermiştir.
Alt sınırdan hangi sebeple ne kadar uzaklaştığını ise kararın gerekçe kısmında somutlaştırmıştır.
Hâl böyle iken, sadece alt sınırdan yeterince uzaklaşılmadığı gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bozulması soyut kalmakta ve bir anlamda hâkimin takdir yetkisine müdahale niteliği taşımaktadır.
Ayrıca; sanık ... hakkında Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda sanığın kusursuz olduğu belirtilmiştir. Sanığın meydana gelen kazada kusurlu olduğu yönünde dosya arasında başkaca bir delil yoktur. Her ne kadar Yargıtay 12. Ceza Dairesi, sanığın kusurlu olduğundan bahisle...kararı bozmuşsa da; Adli Tıp Kurumu raporu ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın kusurlu olduğu yönünde somut, kesin delil olmadığı gibi, kusurlu olmadığı yönünde düzenlenen Adli Tıp Kurumu raporu esas alındığında sanık ... hakkında verilen beraat kararının hukuka ve vicdana uygun olduğu," gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanık ...'ın beraatine, sanık ...'ın cezalandırılmasına karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de sanıklar müdafileri ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.11.2015 tarihli ve 3791 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 1131-877 sayı ile; 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 01.03.2017 tarih ve 3-1552 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar; bir kişinin duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olacak şekilde yaralanmasıyla neticelenen trafik kazasında;
1- Sanık ...'ın kusurunun bulunup bulunmadığının,
2- Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü yönünden;
a) 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası öngören TCK'nın 89/1. maddesi gereğince temel cezanın 4 ay hapis cezası olarak belirlenmesinin isabetli olup olmadığının,
b) Sanığın eylemini taksirle mi yoksa bilinçli taksirle mi gerçekleştirdiğinin,
c) Katılan lehine vekâlet ücretine hükmolunmasının gerekip gerekmediğinin,
Belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
11.07.2010 tarihli trafik kazası tespit tutanağına göre; sanık ...'ın sevk ve idaresindeki 50 .. ... plaka sayılı otomobil ile Aksaray çevre yolu üzerinde Şehitlik kavşağı istikametinden Avanos kavşağı istikametine seyri sırasında otomobilin sağ ön kısmı ile önünde aynı yönde seyir hâlinde olan sürücü ...'in sevk ve idaresindeki 50 .. ... plakalı kamyonun sol arka kısmına çarptıktan sonra otomobilin takla atarak tali yola devrilmesi sonucu meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında sanık ...'ın 2918 sayılı Kanun'un 84. maddesinde sayılan "arkadan çarpma" hâli nedeniyle asli kusurlu olduğu, kamyon sürücüsü ...'in kusurunun olmadığı, kazanın 11.07.2010 tarihinde saat 13.30 sıralarında, yerleşim yeri içerisinde, açık havada, gündüz vakti, tek yönlü, 7 metre genişliğinde, asfalt kaplamalı, kuru yüzeyli, hafif eğimli, düz yolda arkadan çarpma şeklinde gerçekleştiği,
Mahkemece yapılan keşfe istinaden düzenlenen 04.10.2012 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın belediye sınırları içinde, yerleşim yerinde meydana geldiği, yolun araçların seyir istikametine göre aşağı doğru eğimli ve sola hafif virajlı olduğu, yağışın olmadığı, bölünmüş yol niteliğindeki yolda 300-400 metrelik görüş mesafesinin bulunduğu, 7 metre genişliğindeki 2 şeritli yolda yol şerit çizgileri mevcut olup hız limitinin de 50 km/saat olduğu belirtilerek sanık ...'ın 2918 sayılı Kanun'un 84. maddesinde asli kusurlardan sayılan "arkadan çarpma" hâlinden ve dikkatsiz ve tedbirsiz olarak aracın hızını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak suretiyle aynı Kanun'un 52/1-b maddesini ihlal etmesinden dolayı kazada tamamen (%100) kusurlu olduğu, yolun sağ tarafından kendi şeridi üzerinde kurallara uygun seyreden kamyon sürücüsü ... ile sanık ...'nin yarış yaptığı belirtilen ...'ın kusurlarının olmadığı yönünde kanaat bildirildiği,
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 24.12.2012 tarihli raporda; sanık ...'ın sevk ve idaresindeki aracı ile seyir hâlinde iken önünde aynı yönde seyreden araç trafiğini gerektiği şekilde kontrol etmesi ve hız durumuna göre yeterli mesafe bırakması gerekirken önünde seyreden kamyona aşırı hızla ve kontrolsüzce yaklaşarak arkadan çarptığı, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketi ile olaya sebebiyet verdiği, asli derecede ve tam kusurlu olduğu, kamyon sürücüsü ...'in nizami kurallar dahilinde seyretmesinden dolayı, sevk ve idaresindeki otomobil ile sol şeritte seyreden sanık ...'in ise meydana gelen olayda etkenliği bulunmaması nedeniyle kusursuz oldukları yönünde görüş bildirildiği,
Katılan ... hakkında Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 21.07.2011 tarihli raporda; katılanın trafik kazası hikâyesiyle 11.07.2010 tarihinde Nevşehir Devlet Hastanesinde yapılan muayenesinde, sağ tibiada kas ve fasyayı açıkta bırakan açık kırık, sol tibiada 15 cm'lik yara olduğu, 11.07.2010 tarihinde Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri anestezi yoğun bakım ünitesine yatışının yapıldığı, yapılan muayenesinde şuurunun bulanık olduğu, sağ el sırtından dirseğe kadar uzanan yaygın laserasyon, sağ el bileğinde 4 cm'lik kesi, 1. parmak tırnak yatağında ayrılma, dirsekte 2 adet kesi, sağ tibiada parçalı kırık, cilt laserasyonu, sol popliteada oblik tarzda 20 cm'lik kesi, tibia 1/3 proksimal cisim açıkta olduğu, ayak bileği tomografisinde sağ tibial distal epifiz lokalizasyonunda ekleme uzanan minimal fraktür hattı, sağ kalkaneus posteriorunda deplase fragmante parçalı fraktür ve cilt altında yaygın hava dansiteleri, sol kalkaneus lateral inferior yüzeyde fraktür hattı, cilt altında yaygın hava dansitelerine ait görünümler izlendiği, 15.07.2010 tarihinde fasyakütan flep uygulama, yara debritmanı operasyonu yapıldığı, 21.07.2010 tarihinde yara debritmanı, gastrokinemius flebi uygulama operasyonu yapıldığı, takiplerinde plastik cerrahi tarafından dört farklı seansta yara debritmanı, kas flebi, deri grefti, fasyakütan flep uygulama operasyonları yapıldığı, 21.08.2010 tarihinde prastik cerrahi servisine devredildiği, yapılan muayenesinde sağ cruriste eksternal fiksatör, sağ ve sol cruris anterior, posterior yüzlerde, bilateral topuklarda cilt defektleri olduğu, 26.11.2010 tarihinde operasyona alındığı, sol ve sağ uyluk anteriordan alınan deri greftleri ile her iki cruris anterior ve posteriordaki cilt defektlerinin onarıldığı, 29.11.2010 tarihinde operasyona alındığı, uyluk anteriordan alınan deri grefti ile topuk bölgesindeki cilt defektinin onarıldığı, 03.12.2010 tarihinde tekrar operasyona alınarak kalan cilt defektlerinin onarıldığı, yara debritmanı uygulandığı, 16.12.2010 tarihinde operasyona alınarak sağ uyluk posterior ve lateralden alınan deri greftleri ile her iki cruris posteriordaki, ayak bilekleri ve sağ dizdeki defekt alanlarının onarıldığı, 06.01.2011 tarihinde sol ayak deformitesi, varus deformitesi tanısıyla ortopedi servisine yatışının yapıldığı, 17.01.2011 tarihinde eksternal fiksatör ile ayak deformitesi düzeltme, sol ayak 1 ve 2. parmak deformitesi için perkütan aşilektomi operasyonu yapıldığı, 19.01.2011 tarihinde taburcu edildiği, sol ayak bileği crush injury tanısı ile 29.03.2011 tarihinde tekrar ortopedi servisine yatışının yapıldığı, operasyona alınarak eskternal fiksatörün çıkarıldığı, 04.04.2011 tarihinde taburcu edildiği belirtilerek katılanın trafik kazasına bağlı, şuur değişikliğine ve yoğun bakım şartlarında tedavi edilmesine, her iki alt ekstremitede ezilmeye, sağ tibia açık parçalı kemik kırığına, sol tibiada açık kemik kırığına, sağ kalkaneus parçalı kemik kırığına, sol kalkaneus kırığına neden olan yaralanmasının şahsın yaşamını tehlikeye soktuğu, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olmadığı, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını müştereken ağır (6) derecede etkileyeceğinin, Nevşehir Devlet Hastanesince düzenlenen 22.02.2013 tarihli raporda da; her iki alt ekstremitede multipl kemik kırığının mevcut olduğu, sol alt ekstremitedeki fonksiyonel bozukluğun uzvun işlevinin sürekli zayıflamasına yol açtığı, sağ alt ekstremitede kalan nörolojik arazın uzvun işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğunun bildirildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... 24.01.2011 tarihinde Kollukta; 11.07.2010 tarihinde saat 09.00 sıralarında annesine ait Şahin model, 50 .. ... plaka sayılı aracı yıkatmak için dayısının oğlu Lütfü Ceran ile birlikte sanık ...'a ait yıkamacıya gittiklerini, arabayı yıkattıktan sonra arabanın teklemeye başladığını, sanık ...'ın "Arabayı deneyelim, açılsın, sen yanıma otur" dediğini, ...'ın otomobili çalıştırdığını, kendisinin ...'nin yanına oturduğunu, birlikte Şehitlik'e vardıklarını, saat 12.00 sıralarında çevre yolundan Avanos istikametine doğru gittiklerini, ...'nin otomobil ile biraz hızlı gittiğini fakat aracın hız göstergesine bakmadığını, bu sırada önlerinde sağ tarafta kırmızı kasalı bir kamyon gördüğünü, otomobilin sağ tarafının kamyonun sol arka tarafına çarptığını hatırladığını, sonrasını hatırlamadığını, kendine geldiğinde hastanede olduğunu ve uzun süredir komada kaldığını öğrendiğini, yaralanmasına neden olan ...'dan şikâyetçi olduğunu,
Tanık ... 11.07.2010 tarihinde Kollukta; aynı tarihte saat 13.30 sıralarında Aksaray çevre yolunun yanındaki toprak yoldan yaya olarak sanayi istikametine doğru gittiğini, bu esnada Aksaray çevre yolu üzerinden Şehitlik istikametinden iki tane Doğan veya Şahin model, plakasını kaza nedeniyle öğrendiği 50 .. ... plaka sayılı gri renkli araç ile plakasını bilmediği beyaz renkli otonun yarış yaparcasına cadde üzerinden hızlı bir şekilde yan yana gittiklerini, beyaz renkli aracın yolun solundan, gri renkli aracın ise yolun sağından gittiğini, gri renkli aracın beyaz renkli aracı sollamak istediğini, beyaz renkli aracın gri renkli araca yol vermediğini, gri renkli aracın beyaz renkli aracı sağından geçmek istediği esnada fren yaptığını ancak duramadığını, yolun sağına doğru gittiğini ve toprak zemine çarparak durduğunu, aracın yanına gittiğinde şahıslardan bir tanesini yol ortasında sağ ayağını tutar vaziyette gördüğünü, ayağının diz kapağından kopmak üzere olduğunu, diğer şahsın da alnının kanadığını, kaza anını görmediğini, Mahkemede; sanayi istikametine doğru yürüdüğü sırada beyaz renkli bir aracın hızla geçtiğini gördüğünü, bu aracın geçmesi ile birlikte geriden bir çarpma sesi duyduğunu, dönüp baktığında bir şahsın yolda yaralı vaziyette olduğunu, soruşturmadaki beyanı okunup sorulduğunda; araçların yarış hâlinde olduğunu görmediğini, bir anda beyaz renkli aracın yanından geçtiğini, hemen ardından ses geldiğini, geriye dönüp baktığında kaza yapan gri renkli aracı ve kamyonu gördüğünü,
Tanık ... 11.07.2010 tarihinde Kollukta; aynı tarihte saat 13.30 sıralarında sevk ve idaresindeki 50 .. ... plaka sayılı, yaklaşık 14 ton kum yüklü kamyon ile Aksaray yolunu takiben Nevşehir istikametine seyir hâlinde olduğunu, yükünden dolayı yolun sağ şeridinden ağır vaziyette indiğini, inmiş olduğu yolun rampa olduğunu, aynadan arkadan gelen trafiği kontrol ettiğinde 50 .. 122 plaka sayılı beyaz renkli Şahin model bir araç ile gri renkli aynı model başka bir aracın yan yana çok süratli şekilde yarış yaparcasına geldiklerini, 50 .. 122 plaka sayılı aracın aşırı derecede hızlı bir şekilde kendisini sollayarak geçtiğini, 2 saniye sonra gri renkli aracın önce kullandığı kamyonun sol arka tekerinin olduğu yere, arkasından yolun soluna savrulup orta refüje çarptığını, sonrasında kamyonun önüne geçip yana yatmış vaziyette 150 metre kadar sürüklendiğini ve yolun sağ tarafındaki toprak zemine çıkarak iki takla attıktan sonra lastiklerinin üzerine durduğunu, Mahkemede; 50 .. 122 plaka sayılı beyaz renkli araç ile sanık ...'nin sevk ve idaresindeki gri renkli aracın herhâlde yarış hâlinde olduğunu, beyaz renk aracın süratle kendisini geçmesinden bir iki saniye sonra gri renkli aracın kendi aracının sol dingil çamurluk kısmına sağ tarafıyla vurduğunu, soruşturmadaki beyanı okunup sorulduğunda; o ifadesini olayın şokuyla verdiğini, yan yana geldiklerini görmediğini, yarış yaptıkları konusunda da bir kanaatinin oluşmadığını, bir ara sollarken gördüğünü, her iki aracın da hızlı olduğunu, 28 yıllık şoför olduğunu, rampadan aşağı 30 km/saat hızla gittiğini, kendisine çarpan araç ile diğer aracın çok süratli olduğunu, saatte 130 km hızla gittiklerini düşündüğünü, aynaya baktığında beyaz renkli aracın kendisini sollamasıyla diğerinin kurtaramayıp kendisinin aracına çarpmasının bir anda olduğunu, doğrudan görmediğini ancak iki aracın birbiriyle yarış eder vaziyette olduğunu, kaza sonrasında da herhangi bir fren izi görmediğini, Keşif sırasında; aynadan arkayı kontrol ettiğinde 50 .. 122 plakalı aracın çok süratli bir şekilde geldiğini gördüğünü, önceki beyanı okunup sorulduğunda; olayın üzerinden çok zaman geçtiği için kazayı tam olarak hatırlamadığını ancak önceki beyanının doğru olduğunu ve o beyanında belirttiği üzere beyaz renkli araç ile gri renkli aracın yan yana çok süratli bir şekilde geldiklerini,
Tanık ... 04.08.2011 tarihinde Kollukta; 50 .. 122 plaka sayılı Şahin model aracı yaklaşık 3 yıl önce satın aldığını ancak ruhsatın kendi üzerine olmadığını, olay tarihinde kendisinin ön yolcu koltuğunda oturduğu, arkadaşı olan sanık ...'in de kullandığı söz konusu araçla seyir hâlinde iken Metal İş Sanayi Sitesi çıkışında sanık ...'ın sevk ve idaresindeki başka bir araç ile karşılaştıklarını ve o aracı geçtiklerini, Ertaş Petrol civarına geldiklerinde yaklaşık 600-700 metre arkalarından bir toz bulutu yükseldiğini, ne olduğuna bakmak için dönerek olay yerine gittiklerini, ...'ın çarpmış olduğu kamyonu kendilerinin normal olarak solladıklarını, gittiklerinde ...'nin sevk ve idaresindeki aracın kaza yapmış olduğunu gördüklerini, yaralıyı ambulansa bindirerek olay yerinden ayrıldıklarını, yarış yapmadıklarını, hız kadranı arızalı olduğu için hızlarının ne olduğunu tam bilmediğini ancak 110-120 km/saat civarında olduğunu, Mahkemede; olay günü sanık ... ile birlikte sanık ...'nin iş yerine gittiklerini, ...'nin başının kalabalık olduğunu, oradan ayrıldıktan sonra Metal İş Sanayi Sitesi civarında diğer aracı kullanan ... ile tekrar karşılaştıklarını, durup araç içinden selamlaştıklarını, kaza olduğu sırada kendi hızlarının saatte 120 km civarında olduğunu, kendileriyle kaza mahalli arasında 600-700 metre mesafe olduğunu, yarış hâlinde olmadıklarını,
Tanık Lütfü Ceran Mahkemede; sürücü belgesi olmasından dolayı olay tarihinde halası ...'ün kendisini arayıp aracını yıkatmasını istediğini, katılan ...'la birlikte sanık ...'ye ait iş yerine gittiklerini, aracı yıkattıktan sonra gelen bir şahsın katılana “Arabayı açalım, yarıştıralım” şeklinde sözler söylediğini, katılanın “Ehliyetim yok, yarışamam" dediğini, kendisinin bu sırada beklemek için üst kata çıktığını, oturduğu sırada katılanın “Abi gitme” dediğini duyduğunu, aşağıya baktığında sanık ...'nin sürücü koltuğunda olduğunu, katılanın da sağ yolcu kısmına bindiğini, yıkamacıya gelen beyaz renkli diğer araçla birlikte hızlı bir şekilde yola çıktıklarını, arkalarından koşmasına rağmen yetişemediğini, sanıklar gösterilerek sorulduğunda; olay tarihinde beyaz renkli aracı yıkamacıya getiren ve “Yarış yapalım” diyen şahsın sanık ... olduğunu, olaydan sonra kimsenin kendisinin beyanını almadığını,
Tanık ... Mahkemede; olay tarihinde arkadaşı olan sanık ...'yi yıkamacıda ziyaret ettiğini, katılan ...'ı da tanıdığını, katılanın olay günü sanık ...'ye “Hadi abi, sanayiye gidelim” dediğini, birlikte araca bindiklerini, sürücü koltuğuna katılanın geçtiğini, sanık ...'nin de yan tarafa oturduğunu, birlikte çekip gittiklerini, sanık ...'i de tanıdığını, o gün sanık ...'i görmediğini, bu tanığın beyanına karşı sanık ... müdafisinden sorulduğunda; kaza olduğu sırada aracın sürücü koltuğunda sanık ...'nin olduğunu, bu hususa ilişkin bir itirazlarının olmadığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta; olay tarihinde 50 .. 122 plaka sayılı Şahin model aracı kendisinin kullandığını, yanında da aracın sahibi olan ...'in bulunduğunu, Metal İş Sanayi Sitesi çıkışında arkadaşı olan sanık ... ile karşılaştıklarını, yol kenarında durarak bir süre sohbet ettiklerini, daha sonra kendisinin hareket ettiğini, diğer aracın sürücüsü olan sanık ...'nin arkada kaldığını, Ertaş Petrol civarına geldiklerinde 600-700 metre gerilerinden bir toz bulutu yükseldiğini, dönüş yaparak olay yerine gittiklerini, ...'nin kullandığı aracın kaza yaptığını gördüklerini, ...'nin çarptığı kamyonu kendisinin normal bir şekilde solladığını, yarış yapmadıklarını, hız kadranı arızalı olduğu için hızlarını net olarak bilemediğini ancak 110-120 km/saat civarında bir hızlarının olduğunu, kaza ile bağlantılarının olmadığını, Mahkemede; Metal İş Sanayi Sitesi girişinde karşılaştıkları sanık ...'nin yanında katılan ...'ın da olduğunu, aracın motorunu yıkadıklarını söylediklerini, daha sonra hareket edip yollarına devam ettiklerini, 600-700 metre geriden gelen sanık ...'yi sollamadığını, geride bir toz bulutu gördüklerinde kaza olduğunu anlayıp dönüş yaparak kaza yerine gittiklerini, sanık ...'la yarış hâlinde olmadıklarını,
Sanık ... 11.07.2010 tarihinde Kollukta; aynı tarihte saat 13.30 sıralarında sevk ve idaresinde bulunan 50 .. ... plaka sayılı Şahin model otomobil ile yanında katılan ... olduğu hâlde Aksaray çevre yolunu takiben şehir merkezi istikametine doğru seyir hâlinde olduklarını, Zahire Pazarı karşısına geldiğinde içerisinde bulunduğu aracın sağ sol yapmaya başladığını, tahminine göre arka lastik patlaması sonucu aracın kontrolünü kaybettiğini, bu esnada bir yere çarptığını ancak tam olarak çarptığı şeyi hatırlamadığını, Mahkemede; kolluktaki ifadesini tekrar ettiğini belirterek o ifadenin doğru olduğunu,
Savunmuşlardır.
Yerel Mahkemece, sanık ... hakkında TCK'nın 89/1. maddesi uyarınca temel ceza 4 ay hapis cezası olarak tayin edilmiş ve gerekçe olarak “...sanığın kişiliği, suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı...” hususları gösterilmiştir.
Av. ...'ın katılan ... vekili olarak duruşmaları takip ettiği, adı geçen avukatın vekil tayin edilmesine ilişkin genel vekâletmenin dosya kapsamında mevcut olduğu, sanık ...'ın mahkûmiyetine ilişkin olarak gerek bozmadan önce gerek bozmadan sonra kurulan hükümlerde kendisini vekil ile temsil ettiren katılan yararına vekâlet ücretine hükmedilmediği, katılan ... vekilinin, hem bozmadan önce hem de bozmadan sonra sanık ... hakkında kurulan beraat hükümleri ile sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerini temyiz ettiği görülmektedir.
Uyuşmazlık konularının sırayla değerlendirilmesinde yarar bulunmaktadır.
1- Bir kişinin duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olacak şekilde yaralanmasıyla neticelenen trafik kazasında sanık ...'ın kusurunun bulunup bulunmadığı;
Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi bakımından öncelikle taksir ve unsurları üzerinde durulmalıdır.
5237 sayılı TCK'nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde "kanunda tanımlanmış haksızlık" olarak ifade edilen suç; kural olarak ancak kastla, kanunda açıkça gösterilen hâllerde ise taksirle de işlenebilir. İstisnai bir kusurluluk şekli olan taksirde, failin cezalandırılabilmesi için mutlaka kanunda açık bir düzenleme bulunması gerekmektedir.
5237 sayılı TCK’nın 22/2. maddesinde taksir; “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın, suçun yasal tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir” şeklinde tanımlanmıştır. Toplumsal yaşamda belli faaliyetlerde bulunan kimselerin başkalarına zarar vermemek için birtakım önlemler alma ve bazı davranış kurallarına uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bu kurallar toplum olarak yaşama mecburiyetinden doğabileceği gibi, Devletin müdahalesiyle de ortaya çıkabilmektedir. Taksirli suç, bu kuralların ihlal edilmesi sonucu belirmekte, fail; dikkatli, tedbirli ve öngörülü davranmamış olduğu için cezalandırılmaktadır. Bu bakımdan sorumluluğun nedeni, öngörebilme imkân ve ödevinin varlığına rağmen, sonuca iradi bir hareketle neden olmaktan kaynaklanmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun birçok kararında vurgulandığı ve öğretide de benimsendiği üzere taksirli suçlarda aranması gereken hususlar;
1- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,
2- Hareketin iradi olması,
3- Sonucun istenmemesi,
4- Hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması,
5- Sonucun öngörülebilir olmasına rağmen öngörülmemiş olması,
Şeklinde kabul edilmektedir.
Uyuşmazlığa konu olayın özellikleri dikkate alınarak, dördüncü bentte yer alan "hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması" şartına ayrıntılı olarak de