"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
Mahkemesi : MERSİN 2. Çocuk
Sayısı : 264-501
Kasten yaralama suçundan sanık ...'ın, TCK’nın 86/2, 86/3-e, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 3 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına ilişkin Mersin 2. Çocuk Mahkemesince verilen 15.12.2010 tarihli ve 380-571 sayılı kararın kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle dosyayı ele alan Mersin 2. Çocuk Mahkemesince 02.03.2015 tarih ve 529-179 sayı ile açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, sanığın TCK'nın 86/1, 87/3, 31/3, 62/1, 52/2-4 maddeleri uyarınca 4.660 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye karar verilmiştir.
Hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 07.03.2016 tarih ve 25340-5796 sayı ile;
“Daha önce açıklanması geri bırakılan hükmün denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi hâlinde 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesince aynen açıklanması gerektiği gözetilmeyerek suça sürüklenen çocuk aleyhine yazılı şekilde hüküm tesisi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkemesi ise 08.06.2016 tarih ve 264-501 sayı ile;
"...Mahkememize göre CMK m. 231/11'deki '...hükmü açıklar' şeklindeki düzenleme, emredici değil 'takdiri' bir düzenlemedir. Bu nedenle hüküm 'lafzi' değil, 'gai (amaçsal)' yorumlanmalıdır. Önceki HAGB hükmü müktesep bir hak veya sonuç doğurmaz. İşin şekline (şekli hakikate) değil özüne (maddi hakikate) bakılmalıdır. Zira yasa koyucunun CMK m. 231/11 fıkrasını düzenlemedeki amacı 'hatalı önceki hükmün aynen açıklanması' değildir. Yasa koyucunun ceza yargılamasındaki amacı her olayda 'maddi hakikate ulaşmaktır', yani doğru hükmün mahkemece kurulmasıdır. Arz ve izah edilen nedenlerle Mahkememizin 2009/380 E. - 2010/571 K. sayılı CMK m. 231/5 (H....B.) kararının 04.02.2011 tarihinde kesinleşmesinden itibaren sanık ...'ın 3 yıllık deneme süresi içinde bu kez Tokat 1. SCM'nin 2013/216 E. - 2014/238 K. sayılı dosyasında yeni bir suç işlemesi nedeniyle sanık ... hakkındaki önceki hükmün -somut maddi olaya uygun biçimde ve değiştirilerek- açıklanmasına karar vermek gerekmiştir." şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.09.2016 tarih ve 320054 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 1250-750 sayı ile 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 20.03.2017 tarih ve 565-2971 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında mağdurlar ... ve ...’a yönelik kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık hakkında mağdur ...’e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; CMK'nın 231. maddesi uyarınca hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi hâlinde önceki hükmün aynen açıklanması gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ...'ın, arkadaşlarıyla birlikte parkta gördüğü mağdur ...’i yanına çağırdığı, ancak mağdurun aldırış etmemesi üzerine sinirlenerek mağdurun yanına gittiği ve aralarında tartışma yaşandığı, tartışma sırasında sanığın mağduru darbederek yüzüne sprey sıktığı iddialarıyla sanık hakkında kasten yaralama suçundan kamu davası açıldığı,
Mersin Devlet Hastanesince düzenlenen 20.10.2009 tarihli raporda; sağ el sırtında ödem ve ağrı şikâyeti olan mağdur ...’ın grafide sağ el 3. metakarpta fraktür (kırık) olduğu, hayati tehlikesinin bulunmadığı, kesin raporun Ortopedi Uzmanınca verilmesi gerektiğinin belirtildiği,
Adli Tıp Kurumu Mersin Şube Müdürlüğünce düzenlenen 10.11.2010 tarihli raporda; sağ el bilek ve parmak hareketlerinin tama yakın ve açık olduğu görülmekle mağdurun yaralanmasının, basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ve kırığın hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyecek nitelikte olduğu, işlev ve yitim ya da sürekli zayıflama niteliğinde olmadığının ifade edildiği,
Yerel Mahkemece, mağdur hakkında kemik kırığına ilişkin rapor aldırıldıktan sonra 15.12.2010 tarihli oturumda sanığın kasten basit yaralama suçundan TCK’nın 86/2, 86/3-e, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği ve kararın itiraz edilmeden kesinleştiği,
Sanığın denetim süresi içerisinde 08.09.2012 tarihinde işlemiş olduğu kasten yaralama suçu nedeniyle Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 25.03.2014 tarihli ve 216-238 sayılı kararıyla kesin nitelikte 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesince yapılan ihbar üzerine dosyayı yeniden ele alan Yerel Mahkemece 02.03.2015 tarih ve 529-179 sayı ile açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, hükümde değişiklik yapılmak suretiyle sanığın kemik kırığına neden olacak şekilde kasten yaralama suçundan TCK'nın 86/1, 87/3, 31/3, 62/1, 52/2-4 maddeleri uyarınca 4.660 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesi, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkra ile büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı Kanun’un 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanun’un 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tabi kılınmıştır.
Başlangıçta yetişkin sanıklar yönünden yalnızca şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasa’nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle maddenin 6. fıkrasının sonuna "Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez" cümlesi; 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesiyle de maddenin 8. fıkrasına "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir.
5560, 5728, 6008 ve 6545 sayılı Kanun’larla 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
1) Suça ilişkin olarak;
a- Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
b- Suçun Anayasa'nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
2) Sanığa ilişkin olarak;
a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması,
b- Yargılamaya konu kasıtlı suçun, sanık hakkında daha önce işlediği başka bir suç nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin denetim süresi içinde işlenmemiş olması,
c- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
d- Mahkemece sanığın