Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/913 Esas 2018/630 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2017/913 E.  ,  2018/630 K.
"İçtihat Metni"

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 138-220

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanıklar ..., ... ve ...’ın TCK’nın 109/2, 109/3-b, 62 ve 53 maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, sanıklar ... ve ... hakkında ayrıca TCK'nın 58. maddesi uyarınca cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 06.07.2010 tarihli ve 120-229 sayılı hükümlerin, sanıkların müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 07.04.2015 tarih ve 26226-39259 sayı ile;
“Kendilerine ait iş yerinde çalışan ...'ü buradan telefon kontörü çalarken yakalayan sanıklar ..., ... ve ...'ın, o güne kadar aldığı tüm para ve kontörlerin miktarını tespit ve bunların iadesini temin amacıyla, haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddetin etkisi altında gerçekleştirdikleri kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda, haklarında 5237 sayılı TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılmaması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 30.06.2015 tarih ve 138-220 sayı ile;
"İddia, savunma, tanık anlatımı, mağdur sanık ...'e ait rapor ve tüm dosya kapsamından; mağdur sanık ...'ün diğer sanıklara ait cep telefonu satışı yapan dükkanda çalıştığı, sanığın kendisine teslim edilen dükkan ve paranın bir kısmını alıp dükkandan götürdüğü, olay günü mağdur sanık ...'in kontör aldığını gören mağdur sanık ...'ın duruma müdahale ettiği, aralarında tartışma çıktığı, daha sonra olay yerine sanık ... ve ...'ın da geldikleri, mağdur sanık ...'den aldığı para ve kontörleri iade etmesini istedikleri, bu amaçla dövdükleri ve mağdur sanık ...'i BTM ile giderilemez hayat fonksiyonlarını orta derecede etkileyecek kemik kırığı oluştaracak şekilde yaraladıkları, ayrıca sanıkların İsmail'den parayı ödemesi için senet vermesini isteyip ona yönelik tehditte bulundukları, mağdur sanık ...'in kontör bedelleri ile aldığı paraları soruşturma sırasında iade ettiği anlaşılmakla,
Mahkememizce 06/07/2010 tarih 2010/120 esas, 2010/229 sayılı karar, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 2012/26226 esas, 2015/39259 sayılı kararı ile sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdur sanık ...'e yönelik tehdit ve kasten yaralama suçlarından cezalandırmaya yönelik hükümler yönünden onanmasına rağmen aynı anda ve aynı sanık ...'e yönelik olarak işlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden TCK'nun 29. maddesi yönünden sanıklar lehine uygulanmadığından bahisle bozulmuş ise de ; aynı anda ve aynı sanığa yönelik olarak işlenen tehdit ve kasten yaralama suçları yönünden de aynı kasıt altında ve aynı sebeplerle işlenmiş olmasına rağmen tahrik hükümlerinin uygulanması gerekmeden hükmün onanması sebebiyle hükümde direnme kararı vermek gerekmiştir." gerekçesiyle direnerek önceki hükümde olduğu gibi sanıkların mahkûmiyetlerine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de sanıkların müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.11.2015 tarihli ve 302924 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 1135-879 sayı ile; 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 12.06.2017 tarih ve 13-2015 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında tehdit ve kasten yaralama suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri ile mağdur ...'ün sanık sıfatıyla yargılandığı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanıklar Sayim ve Metin'in ortak oldukları iş yerinde çalışan mağdurun, iş yerinden gizlice kontör kartı aldığı sırada sanık ...'in onu görerek kartları geri almaya çalıştığı ve aralarında boğuşma yaşandığı, bu boğuşma sırasında her ikisinin de yaralandığı, olay yerine gelen sanık ...'in, karşı koymasına rağmen mağduru dükkânın üst katına çıkartarak orada zorla tuttuğu ve iş yerinden ne kadar kontör aldığı konusunda sorgulamaya başladığı, sanık ...'in de daha sonradan iş yerine geldiği ve sanıkların birlikte mağdura elleriyle rastgele vurarak kemik kırığı oluşacak şekilde yaraladıkları ve bu şekilde mağduru iradesi dışında uzun süre iş yerinde tutarak hürriyetinden yoksun bıraktıkları iddiası ile sanıklar hakkında kamu davası açıldığı,
Mağdur hakkında düzenlenen 24.02.2010 tarihli adli muayene raporunda; nazal travma, sol kulak travması, nazal kanama, sol tibiada ağrı bulunduğu ve hayati tehlikesinin bulunmadığının, kati raporun adli tabiplikçe verileceğinin belirtildiği,
Mağdur hakkında KBB uzmanı tarafından düzenlenen 26.02.2010 tarihli adli raporda; nazar fraktür tespit edildiğinin, hayati tehlike bulunmadığının ve kırığın hayat fonksiyonlarını 1. derecede etkilediğinin belirtildiği,
Mağdur hakkında Denizli Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 17.06.2010 tarihli raporda; yaralamanın kişinin hayatını tehlikeye sokmayacağının ve müştekide saptanan deplase nazal kemik kırığının hayat fonksiyonlarını orta(2) derecede etkileyecek nitelikte olduğunun belirtildiği,
Sanık ... hakkında düzenlenen 24.02.2010 tarihli adli muayene raporunda; basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığının belirtildiği,
Aktürk Elektronik Ltd. Şti. adına düzenlenen 04.05.2010 tarihli suret belgede; Dağ İlet. Day. Elektr. Büro Malz. San. Tic. Ltd. Şirketinin bayileri olup iş ortaklıklarının devam ettiğinin ve çalınan mallarının olmadığının bildirildiği,
Sar Elektronik Ltd. Şti. adına düzenlenen tarihsiz belgede; Dağ İletişim Day. Tük. Mal. Elekt. Büro Malz. San. Tic. Ltd. Şirketinin 21.04.2009 tarihi itibarıyla bayileri olup iş ortaklıklarının devam ettiğinin, çalınan mallarının bulunmadığının bildirildiği,
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mağdur ...’ün TCK’nın 155/2, 43, 168/1, 62, 52/2 ve 53. maddeleri uyarınca 4 ay 5 gün hapis ve 820 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 30.06.2015 tarihli ve 138-220 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 12.06.2017 tarih ve 13-2015 sayı ile onanmasına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur ... kollukta; Dağ İletişim isimli iş yerinde 4 aydır sigortasız olarak satış elemanı olarak çalıştığını, bu süre zarfında iş yerinde Kayseri ilindeki Sari Elektronik şirketine ait 20.000 adet çalıntı, çift hatlı Çin malı cep telefonunun satıldığını öğrendiğini, ara sıra iş yerine gelen müşterilerden bu telefonları kullanamadıkları, imeileri kayıtlı olmadığı için cihazlarının kapandığına yönelik şikâyetler geldiğini, bir gün müşteriye "Boşuna uğraşma, alacaksan Nokia marka sağlam bir telefon al." dediğini, bu sözleri söylerken sanık ...'in kendisini duyduğunu, müşteri gittikten sonra kendisine "Sen burada çalışıyorsun, müşteriye böyle bilgi vermeyeceksin ve o cihazları satarken KVK garantisi vardır diyerek müşterilere satacaksın." şeklinde kızdığını, 24.02.2010 tarihinde saat 20.45 sıralarında iş yerine bu işleri koordine eden sanık ...'in geldiğini ve kendisini iş yerinin üst katına çıkarttığını, bu esnada iş yerinde sanık ...'in de olduğunu, sanık ...’in dükkanı kapattığını ve teknik servisin olduğu yerde kendisine "Senin etrafta sıfır ve ikinci el çalıntı cep telefonu sattığımızı söylediğini duydum." diyerek yüzüne yumruk atmaya başladığını, bu sırada sanık ...'in kendisine küfür ettiğini, sanık ...'in de "Şimdi cep telefonuna kayıt yapacağım, ben ne söylersem aynısını tekrar edeceksin." dediğini, bu sırada sanıklar Sayim ve Metin'in kendisini dövmeye devam ederek "Dört aydır kaç liralık kontör ve para çaldın?" diye sorduğunu, kabul etmemesine rağmen her vurduklarında 5, 10, 20 ve en son 60.000 TL'ye kadar rakam yükselttiğini, "Bunu nasıl ödeyeceksin" dedikleri zaman kurtulmak için "Bir hafta içerisinde öderim." şeklinde cevap verdiğini, bu sırada sanık ...'in, kardeşi sanık ...'i arayarak "Gelsin senin kafana silah sıksın." dediklerini, 10 dakika sonra iş yerine Adem Dağ, teknik serviste çalışan Hakan ve sanık ...'in geldiklerini, sanık ...'in "Parayı ne zaman ödeyeceksin?" dediğini, ne parası diye sorduğunda vurmaya başladıklarını, kendisini, yaklaşık 1 saat kadar sanıklar Metin ve Sayim'in daha sonra ise sanık ...'in dövdüğünü, senet getirip "60.000 TL'lik senet imzalatalım." dediklerini, bu konuşmalar devam ederken annesinin ve babasının geldiklerini, sanıklar Metin ve Sayim'in babasına "60.000 TL'yi ne zaman ödeyeceksiniz?" dediğini, babasının paradan haberi olmadığını söylediğinde "Oğlun bizden 4 ayda 60.000 TL para aldı, sen de bize evini ve arabanı vereceksin." diye söylediklerini, babasının bunu kabul etmeyip Karakola gitmek istediğini söylediğini can havliyle dükkandan çıkıp, Çınar Çocuk Şube Müdürlüğüne doğru koşarken sanık ...'in arkasından gelerek ensesinden yakaladığını ve "Karakolda ifadeni doğru ver." dediğini, Çocuk Şube Müdürlüğüne girdiğinde arkasından gelen sanıklar Metin, İbrahim ve Sayim'in "Anneni ve babanı kaldırırız ona göre davran." şeklinde sözler sarf ettiklerini, kendisini darp ve tehdit eden sanıklardan şikâyetçi olduğunu, mahkemede farklı olarak; olay akşamı sanık ...'in kasada kontörlerin eksik olduğunu söylediğini, kendisinin de böyle bir şeyin olmadığını söylemesi üzerine tartıştıklarını ve aralarında boğuşma yaşandığını, boğuşma sırasında sanık ...'in iş yerine geldiğini, yaklaşık 10-15 dakika sonra annesinin ve babasının da geldiklerini, boğuşmadan dolayı burnunun kırıldığını, iş yerinin üst katına çıkmadıklarını, alt katta olduklarını, 10-15 dakika boyunca boğuşmanın devam ettiğini, sanık ...'in kendisine vurmadığını ancak kontörlerin nerede olduğunu sorduğunu, sanık ...'in ise iş yerine gelmediğini, onu karakolda gördüğünü, sanık ...'in soru sorduğu sırada kendisini zorla tutmadıklarını, senet imzalatmaya kalkışmadıklarını, sanıklardan şikâyetçi olmadığını, polisteki ifadesinin doğru olmadığını, burnunun kırılması nedeni ile can havliyle sanıkları suçladığını, şimdiki beyanının doğru olduğunu, telefon ses kaydındaki gibi aralarında konuşma geçmediğini,
Tanıklar ... ve ..... kollukta; mağdur ...'in oğulları olduğunu ve yaklaşık dört aydır Dağ İletişim isimli iş yerinde çalıştığını, 24.02.2010 tarihinde saat 21.00 sıralarında mağdur ... eve gelmeyince nerede olduğunu öğrenmek için cep telefonunu aradıklarını, fakat telefon kapalı olduğu için kendisine ulaşamadıklarını, bunun üzerine postahanenin altında bulunan Dağ İletişim isimli iş yerine gittiklerinde mağdur ...'in başka şubede olduğunun söylendiğini, bunun üzerine belediyenin arkasındaki Dağ İletişime gittiklerini, iş yerinin kepenklerinin ve lambalarının kapalı olduğunu, arka tarafa gittiklerinde ise lambanın yandığını ve içeride isimlerini sonradan öğrendikleri sanıklar Metin, İbrahim ve Sayim ile isimlerini bilmedikleri iki kişiyi gördüklerini, şahısların kapıyı açmaları üzerine içeriye girdiklerini, sanık ...'in kendilerine geçmiş olsun dediğini, ne olduğunu sorunca sanık ...'in bir şey olmadığını söylediğini, daha sonra şahıslar ile beraber iş yerinin üst katına çıktıklarını, mağdur ...'in hareketsiz bir şekilde taburenin üzerinde oturduğunu, yüzünde ve elbiselerinde kan olduğunu, yüzünün ve burnunun şişmiş ve saçının ıslak olduğunu gördüklerini, mağdur ...'in yanına gittiklerinde pis kokuların geldiğini ve mağdurun titrediğini, bu sırada sanık ...'in onun yanında oturduğunu, sanık ...'in kendilerine "Oğlunuz kontür çalmış, 60.000 TL'lik senet imzalayacaksınız, evinizi ve arabanızı bana vereceksiniz, kurtuluşunuz yok, bu para ödenecek." dediğinde polise gideceklerini söylediklerini, bunun üzerine sanık ...'in "Polise gitme anlaşalım." dediğini, fakat teklifi kabul etmeyerek dükkândan çıkıp Çocuk Şube Müdürlüğüne yak

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat