"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 31-105
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ...'nın TCK'nın 179/2-3, 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Adana 26. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.01.2015 tarihli ve 965-11 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 02.12.2015 tarih ve 5167-18798 sayı ile;
"1- Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması hâlinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği, sanığın idaresindeki araçla olaydan yaklaşık 4 saat sonraki ölçüme göre 0,09 promil alkollü hâlde seyir hâlinde iken olaya konu kavşak mahallinden geçtiği sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yol bölümüne geçerek, yavaşlamakta olan araçlara çarpması şeklinde meydana gelen olayda, Adli Tıp Kurumu uygulamalarında kan alkol düzeyinin 1 saatte % 15 mg azaldığı kabul edildiğinde, olay anında yaklaşık 0,69 promil alkollü olduğu dikkate alınarak, olayın tek başına alkolden kaynaklandığına ve sanığın güvenli araç kullanamayacağına ilişkin herhangi bir tespit bulunmaması karşısında, sadece alkol kullanılmış olmasının trafik güvenliğinin tehlikeye sokma suçundan mahkûmiyet için yeterli olmadığı ve sanığın unsurları oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı gerekçeyle mahkûmiyetine hükmedilmesi,
2- Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmî Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Adana 26. Asliye Ceza Mahkemesi ise 18.02.2016 tarih ve 31-105 sayı ile;
"...Sanığın 0.50 promil ile 100 promil oranında alkollü iken maddi hasarlı veya bunu aşan kaza yapması hâli, kazanın alkolün etkisi ile meydana geldiği hususunda somut bir tespitin yapılmasının zorunlu olduğu düşüncesinin, suç tarihi ve karar tarihi itibariyle yerinde olmadığı; zira, kanun koyucunun suç koyan, düzenleyen mevzuat hükümlerinin, lafzi yorumu aşan, çelişen yorumla, suç olmaktan çıkarılmasının, kanun koyucunun yasal düzenleme ile koyduğu amaçla çelişmektedir. 2918 s. Karayolları Trafik Kanunu'nun 24.05.2013-6487 S.K./19. maddesi ile değişik 48. maddesinin 6 ve 7. fıkralarında:
'Hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi hâlinde, ayrıca Türk Ceza Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanır.
Yapılan tespit sonucunda 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanunu'nun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.'
Şeklindeki düzenleme, alkollü araç kullanma ile ilgili TCK'nın 179/3. maddesi nazara alındığında, sanık sürücünün 100 promilin üzerinde araç kullandığının anlaşılması ve durumun kollukça tespiti hâlinde, ortada soyut tehlike suçu bulunduğunda, suçun oluştuğunun kabulünün zorunlu olduğu; sanık sürücünün 50 ile 100 promil oranında alkollü iken kaza yapmadan yakalanması hâlinde, eylem suç teşkil etmeyecek ancak idari yaptırım verilecektir. Sanık sürücü, 50 ile 100 promil oranında alkollü iken kaza yapması hâlinde, dış alemde, maddi hasarlı ve/veya yaralamalı kaza meydana gelmiş ise sanık sürücünün alkolün etkisiyle kaza yaptığının kabulünün gerektiği; sanık sürücünün kazanın alkolün etkisiyle olmadığını, kendisinin dışında yolun özellikleri veya araçta meydana gelen bozukluklar sebebiyle kazanın meydana geldiğini ispat dışında suçtan kurtulması mümkün olmadığı; kanun koyucunun 2918 SK.m. 48/6. fıkradaki düzenlemesinin, sanığın 50 ile 100 promil alkollü iken kaza yaparak en az maddi hasarlı kazaya sebep olmuş ise, kazanın alkolün etkisiyle geldiğini karine olarak kabul ettiği; aksi düşüncenin kabulü hâlinde kanun koyucunun 24.05.2013-6487 S.K./19. madde ile değişik 2918 SK.m. 48. maddesinde yaptığı değişikliğin bir anlamı kalmayacağı zira bu maddede yapılan değişiklikten önce Yargıtay Özel Ceza Dairelerince TCK'nın 179/2-3. fıkralarındaki suçun oluşması için somut bir tehlikenin meydana gelerek, bu durumun tespiti ile ispat edilerek sübut bulması arandığından, bu maddedeki suçun soyut tehlike suçu olmadığı somut tehlike suçu olduğu belirtilerek uygulanmıştır. Bu çerçevede, sanığın sadece alkollü iken araç kullanırken yakalanması hâlinde veya aşırı hızla gitmesi, trafikte makas atarak, hatalı sollama yaparak gitmesi hâlinin bu maddedeki suçu oluşturmayacağı kabul edilmekte idi, mutlaka alkollü araç kullanmak suçunun oluşması için sanığın hem alkollü olması, hem de alkolün etkisinde iken alkol sebebiyle, kaza yapması, kazanın da alkol sebebiyle meydana geldiğinin tespiti ile ispatı aranmakta idi; kanun koyucu 24.05.2013-6487 S.K./19. madde ile değişik 2918 SK'nın 48. maddesinde yaptığı değişiklik sonrası, TCK'nın 179/3. maddesinin uygulamasını da değiştirerek, alkollü araç kullanmada, sanığın 50 ile 100 promil oranında alkollü iken kaza yapması hâlini, alkollü olarak kaza yapmasının karinesi, diğer bir ifade ile kazanın alkolün etkisi ile meydana geldiğinin ispatı olarak kabul ettiği düşünüldüğünden, Yargıtay 12. CD.'sinin, bozma kararının yerinde olmadığı," şeklindeki gerekçeyle önceki hükümde direnilmesine karar vermiştir.
Direnme kararına konu olan bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.04.2016 tarihli ve 136597 sayılı “Bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 604-925 sayı ile; 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 17.05.2017 tarih ve 136-4101 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
26.09.2014 tarihli trafik tespit tutanağına göre; sanık ...’nın 26.09.2014 tarihinde saat 21.20 sıralarında sevk ve idaresindeki 01 ... 05 plaka sayılı aracıyla Mahfesığmaz Mahallesinde bulunan...Bulvarından Kenan Evren Bulvarı yönüne dönüş yaptığı sırada direksiyon hâkimiyetini kaybederek orta refüj üzerinden karşı yola geçip karşı yolda kırmızı ışıkta duran mağdur ...’ın sevk ve idaresindeki 01 ... 74 plaka sayılı aracın sol arka yan kısmına çarptığı, ardından sağa doğru savrularak kavşağa doğru yaklaşan ve durmak üzere olan mağdur ...’nin sevk ve idaresindeki 01 .. 171 plaka sayılı aracın ön sağ kısmına çarptığı, sanığın Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 94/A-k maddesinde yer alan “Sürücülerin bölünmüş yollarda karşı yöndeki trafik için ayrılan yol bölümüne girmeleri yasaktır.” kuralını ihlal ettiği, olay nedeni ile sanığın aracında bulunan mağdurlar ... ve ...’in yaralandığı,
Kaza anından dört saat sonra düzenlenen alkolmetre ölçüm sonucuna göre, sanığın 0,09 promil alkollü olduğunun tespit edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur ...; olay tarihinde saat 21.30 sıralarında sevk ve idaresindeki araçla Kenan Evren Bulvarından Turgut Özal Bulvarına gitmek için...Bulvarına girdiğini, Hacı Nazım Turgut İlkokulu önünde kırmızı ışık yanması nedeniyle durduğunu, yolun karşı şeridinden ilerleyen sanığın sevk ve idaresindeki aracın hızla kayarak orta refüje çıktığını ve orta refüjden bulunduğu şeride geçerek aracının sol arka tekerine sağ ön tamponuyla çarptığını, çarpmanın etkisiyle aynı aracın kendi bulunduğu şeritte arkasından gelen başka bir aracın da ön tamponuna çarparak durduğunu,
Mağdur ...; olay tarihinde saat 21.30 sıralarında sevk ve idaresindeki araçla Kenan Evren Bulvarından Turgut Özal Bulvarına gitmek için...Bulvarına girdiğini, Hacı Nazım Turgut İlkokulu önünde kırmızı ışık yandığı için yavaşladığı sırada yolun karşı şeridinden ilerleyen sanığın sevk ve idaresindeki aracın hızla kayarak orta refüje çıktığını ve orta refüjden bulunduğu şeride geçerek önündeki aracın sol arka tekerine sağ ön tamponuyla çarptığını, çarpmanın etkisiyle savrulan aracın kendi aracının ön tamponuna çarptığını,
Mağdur ...; olay günü arkadaşı olan sanık ile evinde alkol aldıklarını, daha sonra sanığın kullandığı araçla dışarı çıktıklarını, arkadaşı mağdur ...’i de aldıktan sonra seyir hâlindeyken Kenan Evren Bulvarından...Bulvarına girdiklerini, kendisinin sağ ön koltukta, mağdur ...’in ise sağ arka koltukta oturduğunu, Damar Arıkoğlu Bulvarına girdikten sonra ilk ışıklardan tekrar Kenan Evren Bulvarına gitmek için dönüş yaptıkları sırada sağ taraftan bir araç geldiğini, sanığın hemen frene bastığını ancak direksiyon hâkimiyetini kaybederek orta refüje çıktığını, daha sonra da diğer şeritte bulunan araçla kafa kafaya çarpıştıklarını, kendisinin ve arkadaşı mağdur ...’in yaralandığını,
Mağdur ...; olay günü arkadaşı olan sanığın sevk ve idaresindeki araçta mağdur Armağan ile birlikte bulunduklarını, kendisinin sol arka koltukta mağdur Armağan’ın ise sağ ön koltukta oturduğu, Damar Arıkoğlu Bulvar