Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/216 Esas 2018/456 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu 2018/216 E. , 2018/456 K.
"İçtihat Metni"



Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 491-459

Resmî belgede sahtecilik suçundan sanık ...'ün TCK'nın 204/1 ve 53/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.12.2012 tarihli ve 491-459 sayılı hükmün, sanık müdafisi ve mağdur vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 13.11.2017 tarih ve 2019-23036 sayı ile; mağdur vekilinin şikâyetinden ve katılma talebinden vazgeçmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine, sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 22.03.2018 tarih ve 16964 sayı ile;
"...İtiraza konu olayda sanığın, mağdur Rulo şirketi yetkilisi olan ...'e karşı Haksu Şirketine ait sahte çek vermek suretiyle resmî belgede sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle cezalandırıldığı, ancak sanık hakkında daha önceden aynı mağdura farklı bir zamanda bu kez Selma Bostancıoğlu adına sahte çek vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle hakkında kamu davası açıldığı ve yargılandığı İstanbul 31. Asliye Ceza (Eski Şişli 8. Asliye Ceza) Mahkemenin 02.12.2010 tarihli ve 472-1415 sayılı kararı ile, TCK'nın 204/1 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Temyiz itirazı üzerine, Yargıtay 11. CD.'nin 09.04.2015 tarih ve 7849 - 25280 sayılı kararı ile mahkûmiyet hükmü onanarak kesinleşmiştir.
Sanığın, yargılandığı İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 31. Asliye Ceza (Eski Şişli 8. Asliye Ceza) Mahkemesindeki yargılamaya konu edilen eyleminin mağdurun 25.11.2011 tarihli duruşmadaki ifadesinde de açıkca belirttiği gibi farklı zamanlarda aynı kişiye karşı işlemesi nedeniyle zincirleme suç kapsamında tek suç olduğu, bu eylemden dolayı sanık hakkında İstanbul 31. Asliye Ceza (Eski Şişli 8. Asliye Ceza) Mahkemesinin resmî belgede sahtecilik suçundan kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünün bulunması nedeniyle, sanık hakkında aynı suçtan yargılandığı İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, İstanbul 31. Asliye Ceza (Eski Şişli 8. Asliye Ceza) Mahkemesi tarafından verilip kesinleşen hükmün esas alınıp sanık hakkında TCK'nın 43. maddesi gereğince kesinleşen ceza üzerinden arttırım yapması yerine ayrı suç kabul edilip cezalandırılmasına karar verildiği açıklanan bu nedenlerle İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.12.2012 tarih ve 491-459 sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, 09.04.2018 tarih ve 2791-2397 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mâhkumiyet kararı Özel Dairece bozulmuş olup itirazın kapsamına göre inceleme, resmî belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hüküm ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan yapılan başka bir yargılama sonucunda verilen ve kesinleşen mahkûmiyet hükmünden dolayı sanık hakkında zincirleme suç hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca 20.02.2007 tarihinde, sanık hakkında, mağdur ...'ün yetkilisi olduğu Rulo Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketin'den satın aldığı mallar karşılığında 31.10.2006 keşide tarihli, keşidecisi Selma Bostancıoğlu olarak görünen ve 20.000 TL bedelli sahte çeki adı geçen şirkete verdiği iddiasıyla resmî belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davası sonucunda Şişli (Kapatılan) 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.12.2010 tarihli ve 472-1415 sayılı kararı ile; sanığın TCK'nın 204/1 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna, mağdur şirkete yönelik eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturması ihtimaline binaen hakkında bu suçtan suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine anılan kararın Yargıtay 11. Ceza Dairesince 09.04.2015 tarihli 7849-25280 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği,
İtiraza konu olan bu dosyaya ilişkin olarak, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca 31.05.2010 tarihinde, sanık hakkında, mağdur ...'ün yetkilisi olduğu Rulo Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketin'den satın aldığı mallar karşılığında 31.12.2006 keşide tarihli, keşidecisi Haksu Otomotiv İnşaat ve Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi olan ve 25.000 TL bedelli suça konu sahte çeki adı geçen mağdura verdiği iddiasıyla resmî belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığı, Şişli 5. Asliye Ceza Mahkemesince 04.11.2010 tarih ve 440-1607 sayı ile, sanığın dolandırıcılık eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın gönderildiği İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 27.12.2012 tarih ve 491-459 sayı ile; sanığın resmî belgede sahtecilik suçundan TCK'nın 204/1 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verildiği,
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesince yukarıda sözü edilen kesinleşmiş dava dosyasının getirtilip incelenmediği, itiraz kanun yoluna müracaat eden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kesinleşen dava dosyasının onaylı örneğinin gönderilmesini istemesi üzerine bu dosyaya ilişkin ilgili belgelerin Şişli (Kapatılan) 8. Asliye Ceza Mahkemesince itiraza konu dosyaya ilişkin olarak gönderildiği, ancak gönderilen belgeler içerisinde davaya konu edilen çek örneğinin ve mağdur vekili tarafından dosyaya sunulan dilekçelerin bulunmadığı,
Anlaşılmaktadır.
Kesinleşen dava dosyasında tanık olarak dinlenilen Ali Cengiz Tokdemir; mağdurun yetkilisi olduğu şirkette muhasebe sorumlusu olarak çalıştığını, sanığın aldığı ürünler karşılığında 31.10.2006 keşide tarihli, keşidecisi Selma Bostancıoğlu olarak görünen ve 20.000 TL bedelli çeki ciro edilmiş bir şekilde verdiğini, vadesi henüz gelmemiş olan bu çeki sanıktan kendisinin aldığını, söz konusu çekin alınan ürünler karşılığında başka şirketlere verdiğini, sanık ile daha önce de ticari alışverişlerinin olduğunu ve bir problem çıkmadığını, sanığın bu çekten sonra da başka birine ait müşteri çekini cirolayarak kendilerine verdiğini sonradan verilen çekin de sahte olduğunu,
Kesinleşen dava dosyasında dinlenilen şikâyetçi Selma Bostancıoğlu; keşidecisinin kendisi olarak göründüğü suça konu 20.000 TL bedelli çekin tahsile konulması sırasında imzanın kendisine ait olmadığının banka görevlileri tarafından fark edilmesi neticesinde bankanın durumu bildirdiğini, çekin fotokopi olduğunu,
İtiraza konu olan bu dosyaya ilişkin olarak şikayetinden vazgeçen ... vekili tarafından 21.03.2007 tarihinde Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına verilen şikâyet dilekçesinde özetle; sanığın, 31.12.2006 keşide tarihli, keşidecisi Haksu Otomotiv İnşaat ve Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi olan ve 25.000 TL bedelli çeki sahte olduğunu bilerek verdiğini, ayrıca 20.000 TL bedelli sahte bir çekin daha verildiğini, bu çek için de sanık hakkında şikâyette bulunulduğunu ve 2006/61229 sayılı soruşturma numarası üzerinden tahkikat yürütüldüğünü,
İtiraza konu olan bu dosyaya ilişkin olarak şikayetinden vazgeçen ... savcılıkta; sanığın yetkilisi olduğu şirket ile kendi şirketleri arasında alışverişlerin olduğunu, sanığın biriken borçları nedeniyle iki adet çek verdiğini,
Mahkemede; sanığın kendi şirketlerinden aldığı mal karşılığında suça konu 31.12.2006 keşide tarihli ve 25.000 TL bedelli sahte çeki verdiğini, çeki sanıktan kendisinin aldığını, daha sonra bu çeki ciranta olarak görünen Akay isimli şirkete verdiklerini, sahte olduğunun kendilerine bildirilmesi üzerine şikâyette bulunduklarını, savcılıkta verdiği ifadesi okunarak sorulduğunda; sanıktan birisi suça konu çek olmak üzere iki ayrı çek alındığını, ancak her iki çekin aynı tarihte değil, ayrı ayrı tarihlerde alındığını, farklı tarihlerde verilmesi nedeniyle çekleri ayrı ayrı şikayet konusu yaptıklarını,
İtiraza konu olan bu dosyaya ilişkin olarak dinlenilen tanık ...; Haksu Otomotiv İnşaat ve Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile bir bağlantısının olmadığını, kaybettiği kimliğini bulan kişi yada kişiler tarafından adına bu şirketin kurulduğunu ve buna bağlı olarak çek karnesi alındığını, bu durumu sonradan öğrendiğini, bu nedenle bir çok dava açıldığını, yargılandığı mahkemelerce hakkında beraat kararları verildiğini,
İfade etmişlerdir.
Kesinleşen dava dosyasına ilişkin olarak sanık; Hacı isimli tanımadığı bir pazarcıya mal sattığını, bu malın karşılığı olarak bir miktar peşin para aldığını kalan miktar için söz konusu 31.10.2006 keşide tarihli, keşidecisi Selma Bostancıoğlu olarak görünen ve 20.000 TL bedelli çekin bu şahıs tarafından kendisine verildiğini, çeki aldıktan sonra bir ay içinde satın aldığı ürünler karşılığında mağdurun yetkilisi olduğu şirkete verdiğini,
İtiraza konu olan bu dosyaya ilişkin olarak ise; Pano Hazır Giyim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi yetkilisi olduğunu, 2006 yılında bu şirketin iflas ettiğini, bu nedenle ellerindeki malları satıp devretmek istediklerini, isimlerinin Hayrullah Çelik ve Hacı olduğunu söyleyen iki kişinin iş yerine gelerek Haksu Otomotiv İnşaat ve Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi yetkilisi olduklarını söylediklerini, alışveriş sonucu bu şahıslardan dört adet çek aldığını, bu çeklerden birisinin 25.000 TL bedelli olan suça konu çek olduğunu, verilen üç adet çekin keşidecisi olarak Haksu Otomotiv İnşaat ve Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin göründüğünü, suça konu çeki Musta Tekin'e kendisinin verdiğini, aldığı çeklerden birisini de Selma Bostancıoğlu'na verdiğini ve bu çekle ilgili de hakkında dava açıldığını savunmuştur.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözülebilmesi için "zincirleme suç" hükümleri üzerinde durulmalıdır.
5237 sayılı TCK’na hâkim olan ilke gerçek içtima olduğundan, bunun sonucu olarak, "kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza" söz konusu olacaktır. Nitekim bu husus Adalet Komisyonu raporunda da; "Ceza hukukunun temel kurallarından birisi, ‘kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır' şeklinde ifade edilmektedir. Bunun istisnaları, suçların içtimaı bölümünde belirlenmiştir. Bu istisnalar dışında, işlenen her bir suçla ilgili olarak ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir. Böylece verilen her bir ceza, bağımsızlığını koruyacaktır" şeklinde ifade edilmiştir. Bu kuralın istisnalarına ise, 5237 sayılı TCK’nun "suçların içtimaı" bölümünde, 42 (bileşik suç), 43 (zincirleme suç) ve 44. (fikri içtima) maddelerinde yer verilmiştir.
5237 sayılı TCK.nın 43. maddesinin ilk fıkrasında; "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır" biçiminde zincirleme suç düzenlemesine yer verilmiş, ikinci fıkrasında; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" denilmek suretiyle aynı neviden fikri içtima kurumu hüküm altına alınmış, üçüncü fıkrasında ise; "Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, ... ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz" düzenlemesi ile zincirleme suç ve aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanamayacağı suçlar belirtilmiştir.
5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için;
a- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
b- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
c- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için gerekli olan unsurl

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat