"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 24-38
Sanık ...'in nitelikli cinsel saldırı suçundan TCK’nın 102/2, 102/5, 43, 62, 63 ve 53. maddeleri uyarınca 11 yıl 8 ay; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/2, 109/5, 43, 62, 63 ve 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 8 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Zile Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.05.2014 tarih ve 6-77 sayılı hükümlerin, sanık müdafisi ve katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 25.12.2014 tarih ve 8921-14869 sayı ile;
"Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 25.12.2013 günlü raporunda, dosya içeriğine uygun şekilde mağduru bulunduğu suçun sonucunda katılanın ruh sağlığının etkilendiğinin belirtilmesine karşın ruh sağlığının bozulduğundan bahisle sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nın 102/5. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Dosya içeriğine göre, polisevinde bekçi olarak görev yapan sanığın, suç tarihi itibariyle
21 yaşında olan ve geçici olarak polisevinde konaklayan katılana karşı 14.04.2012 tarihinde katılanın kaldığı odaya gelerek organ sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu, 15.04.2012 tarihinde ise hastaneden dönen katılanın odasının anahtarını bulamaması üzerine sanık tarafından götürüldüğü başka bir odada yine organ sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu anlaşılan olayda, 14.05.2012 tarihindeki eylemin katılanın kaldığı odada gerçekleşmesi nedeniyle, bir yere gitme veya bir yerde kalma hürriyetinin hukuka aykırı şekilde kısıtlanmasının bulunmadığı, bu nedenle atılı suçun kanuni koşullarının oluşmamasından dolayı sanık hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanarak cezasında arttırım yapılamayacağı, 15.04.2012 tarihindeki eyleme ilişkin de, sanığın fiili nasıl gerçekleştirdiği hususunda aşamalarda cebir, tehdit ve hile gibi araç fiillere dair bir açıklama içermeyen katılan beyanları ve diğer deliller yöntemince incelenip kararda açıklanarak tartışılmadan, suçun nitelikli şekilde işlendiğinden bahisle temel cezanın 5237 sayılı TCK.nın 109/2. maddesi ile tayini suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması” isabetsizliklerinden bozulmasına karar vermiştir.
Yerel mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 06.05.2015 tarih ve 24-38 sayı ile; sanığın TCK’nın 102/2, 43, 62, 63 ve 53. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/1, 109/5, 62, 63 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba hükmolunmuş, bu hükümlerin sanık müdafisi ve katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 19.11.2015 tarih ve 6515-10804 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 07.12.2017 tarih ve 66860 sayı ile;
"Yüksek Daire ile Başsavcılığımız arasındaki uyuşmazlık, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarının bulunup bulunmadığı, nitelikli cinsel saldırı suçu yönünden ise, sanığın katılanla cebir veya tehdit kullanarak cinsel ilişkiye girip girmediği konuları ile ilgilidir.
1- Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Yönünden;
Bu suç TCK.nun 109. maddesinde düzenlenmiştir. Maddedeki düzenleme; '(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silâhla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması hâlinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır' şeklindedir.
Suç, TCK.nun 2. Kitap, 2. Kısım 7. Bölüm'ünde yer 'Hürriyete Karşı Suçlar' içinde düzenlenmiş olup, korunan hukuki yarar, kişinin sahip olduğu hareket özgürlüğü ve yer değiştirme olanağıdır. Suçun Konusu, gereçek kişi mağdurun bir yerde kalma ya da bir yere gitme özgürlüğünün ortadan kaldırılmasıdır. Suçun hareket unsuru da kişinin hareket özgürlüğünden mahrum kılınmasıdır. Suçun oluşması için genel kast yeterlidir.
Sanığa atılı ve sabit görülen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemi 'hastaneden dönen katılanın kendisine ait odasının anahtarını bulamaması üzerine sanık tarafından başka bir odaya götürülerek yine bu odada kendisine yönelik organ sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu' şeklinde kabul edilmiştir. Olay tarihinde Kaymakamlık kararı ile Zile Polisevine yeerleştirlen katılanın, rahatsızlanarak hastaneye gittikten sonra dönülşünde kaldığı odanın anakhatarının bulamaması ve sanıkça aynı yerdeki başka bir oadaya alınması ve orada kabule göre nitelikli cinsel saldırıda bulunması şeklinde gerçekleşene olayda, sanığın cinsel ilişki için yer temin ettiği ve mağdureyi cinsel ilişki süresini aşacak şekilde herhangi bir şekildebir yere gitme özgürlüğünden yoksun kılmadığı, sanığın mağdurla girdiği cinsel ilişkinin cinsel saldırı niteliğinde olduğu kabul edilse bile, cinsel istismar eylemine kadar rızasızlık halinin bulunmadığı, çocuğun basit cinsel istismarı suçunun işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süreyle mağdurenin iradesiyle hareket edebilme imkanının ortadan kaldırılmasının ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle, mağdurenin hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği, dosya kapsamına göre de sanığın, mağdurenin hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanık hakkındaki mahkumiyet
hükmünün onamasına dair Yüksek Daire kararına itiraz etmek gerekmiştir.
2- Nitelikli Cinsel Saldırı Suçu Yönünden;
Katılan ... Aksoy, 24/05/2012 günü Amasya Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı yazılı başvuru ile eşi ile kavga edip karakola şikayette bulunduğunu, kendisini polis evine yerleştirdiklerini, orada bulunan görevli polisin önce taciz ettiğini, sonra da kendisine tecavüz ettiğini beyan ederek şikayetçi olmuştur. Aynı gün Amasya Cumhuriyet Başsavcılığında alınan beyanında da eşi ile kavga ettiğini, daha sonra sinir krizine girdiğini, hastaneye başvurduktan sonra karakola gidip şikayetçi olduğunu, ertesi günü de Cumhuriyet Savcılığına başvurduğunu, kendisini Polisevine yerleştirdiklerini, Nisan ayının 12'si veya 13/2ü cuma günü olduğunu, orada görevli kendini Kenan olarak tanıtan polis meumurunun kendisine özel sorular sorduğunu, güzel olduğunu söyleyerek öptüğünü, vücudunun çeşitli yerlerine eli ile dokunduğunu, ertesi günü de sinir krizi geçirdiği için götürüldüğü hastaneden geri döndüğünde odasına gidip duş yaptığını, çırılçıplak yatağa uzandığını, odanın kapısını kapatmayı unuttuğunu, bu sırada odaya gelen şahsın kendisine tecavüz ettiğini, karşı koyamadığını, korktuğu için kimseye söyleyemediğini, daha sonra önce Tokat'ta huzurevine daha sonra Amasya'da sığınma evine yerleştirildiğini, burada iken hamile kaldığını öğrendiğini, hamileliğinin bu şahsıtan olduğunu, eşinin duymasının istemediğini, hamilelğini sonlandırmak istediğini beyan ettiği,
Bilahare Turhal Emniyet Müdürlüğünde verdiği 31/07/2012 günlü ifadede ise iddilarının genişleterek, polisevine yerleştirildiği ilk gün gece 03-04 sıralarında sanığın kendisini nöbet kulubesinde zorla öptüğünü, kıayfaetlerinin çıkarmaya çalıştığını, bağırmak istediğinde ağzını tuttuğunu, ertesi günü olan Cumartesi günü de ilaçlarının almadığı için başının döndüğünü ve gözlerinin karardığını, ilaçlarınının üzerindeki yazıları okuyamadığı için sanıkatan yardım istediğini, ilaçlarının laması konusunda sanığın yardım ettiğini, kendisinin odasına çıkmasına yardım ettiği, odaya çıktıktan sonra duş alıp üzerinde havlu olduğu halde yatağa uzandığında sanığın oadaya girip kendisini öldürmekle tehdit ederek tecavüz ettiğini, kendisinden geçtiğini, ertesi rahatsızlandığı için yardım istemeke için oadasından çıktığında yine sanığın oarada olduğunu gördüğünü, istemeyerek de olsa yardım istediğini, sanığın çağırdığı ambulansla hastaneye gittiğini, hastaneden geldiğinde odasının anahtarının bulamadığını, sanığın başka bir odaya kendisin aldığını, ancak kendisi ile birlikte odaya girerek yine tecavüz ettiğini, iğne vurulduğu için mukavemet edemediğini beyan ettiği,
Turhal Cumh