Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/296 Esas 2019/269 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2018/296 E.  ,  2019/269 K.
"İçtihat Metni"


Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 13. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 494-24

Nitelikli hırsızlık suçundan sanıklar ... ve ...'ın TCK'nın 142/2-g, 143 ve 31/3. maddeleri uyarınca 2 yıl 4 ay hapis cezası; sanıklar ... ve ...'in ise aynı Kanun'un 142/2-g, 143, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 3 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.12.2008 tarihli ve 353-670 sayılı hükümlerin, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 06.05.2013 tarih ve 814-13104 sayı ile;
"Sanıklar hakkında konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
Tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suç tarihinde sanıkların, katılana ait evin bitişiğinde ve aynı bahçe içindeki müştemilatında bulunan ahırın kapısını kırarak içeri girdikleri ve hayvanları çaldıklarının anlaşılması karşısında, eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesi yerine aynı Kanun'un 142/2-g maddesi gereğince uygulama yapılması," isabetsizliğinden bozulmasına oy çokluğuyla karar verilmiş,
Daire Üyesi S. Sönmez;
"TCK’nın 142. maddesinin 2. fıkrasının (g) bendine göre; hırsızlık suçunun barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan büyükbaş veya küçükbaş hayvan hakkında işlenmesi, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren özel ve nitelikli bir unsur olarak tanımlanmıştır.
765 sayılı TCK’nın 491/5. bendi mandıra, ağıl gibi hayvanata mahsus yerlerde bulunan yahut lüzumuna göre açık yerlerde veya kırlarda bırakılan hayvanlar hakkında işlenen hırsızlık suçunu düzenlerken aynı Kanun'un 492/9. bendi, konutun eklentisinden yapılan hayvan hırsızlığını düzenlemiş ve daha nitelikli hâl kabul etmiştir. Kanun koyucu 5237 sayılı TCK’nın 142/2. fıkrasının (g) bendi ile böyle bir ayrıma gitmeden, tüm büyükbaş ve küçükbaş hayvan hırsızlıklarını tek bir bent içerisinde toplamıştır; gerek madde metni ve gerekse gerekçesinde konutun eklentisinden ya da bağımsız bir barınaktan hırsızlık gibi bir ayrıma da yer verilmemiştir. Dolayısıyla böyle bir ayrıma yorumla ulaşılmaktadır. Bu yeni düzenleme ile geçimini hayvancılıktan sağlayan köylü ve çiftçi vatandaşların hakkının korunması amaçlanmıştır. (Madde üzerinde 15.09.2004 tarihinde Genel Kuruldaki görüşme tutanakları)
Yeni TCK'da önceki tanımlarda yer verilen 'mandıra, ağıl ve konutun eklentisi' gibi kavramlardan vazgeçilmiş; uygulamada kolaylık sağlanması amacıyla bu üç yapıyı (bina) kapsayacak şekilde 'barınak' kavramına yer verilmiştir.
Türk Dil Kurumu sözlüğü ve benzer sözlüklerde barınak; 'Barınılacak, sığınılacak, içinde yaşanacak yer' olarak tanımlanmıştır. Barınak, kimi zaman yaşanılacak büyük bir konut olabileceği gibi kimi zamanda sığınacak küçük bir kulübe de olabilir. Aynı şekilde hayvan barınağı da; etrafı basit bir tel örgü ile çevrili korunak olabileceği gibi konutun altındaki ya da eklentisindeki ahır veya etrafı çit ya da duvarla çevrili bir ağıl da pekâlâ olabilir. Dolayısıyla barınak kavramını sadece 'konutun eklentisi' anlayışı ile sınırlı tutmak ve bu şekilde dar yorumlamak maddenin düzenleniş amacına uygun düşmeyecektir.
Somut olayda ya da benzer hırsızlıklarda tek bir fiille aynı maddenin birden fazla fıkra ve bendinin ihlâl edildiği anlaşılmaktadır.
Bir fiille hem TCK’nın 142/1. maddesinin hem de 142/2. maddesinin ihlâl edildiğine ilişkin uygulamadan ayrı ayrı örnek verilecek olursa;
Mağdurun evinin eklentisi niteliğinde olan bahçesinde sara nöbeti geçirmesi sırasında ya da bayılmış hâlde iken dışarıdan mağdurun bayıldığını gören sanığın bahçe kapısını kırıp bahçeye girerek mağdurun üzerinden ya da evinden eşya çalması eylemi, TCK’nın 142/2-a bendi kapsamında değerlendirilmekte;
Hastanede muayene sırasını bekleyen mağdurun cebinden cüzdanının çekilmesi eyleminde TCK’nın 142/2-b bendi;
Binada çıkan yangın sırasında bu korku ve kargaşadan yararlanan sanığın, mağdurun konutundan ya da eklentisinden eşya çalması eyleminde TCK’nın 142/2-c bendi;
Bina içerisinde bulunan çelik kasadan anahtar uydurmak suretiyle para ya da ziynet eşyasının çalınması eyleminde TCK’nın 142/2-d bendi;
Sanığın polis memuru olmamasına rağmen polis kıyafeti giymek suretiyle mağdurun evinde arama yapma bahanesiyle içeri girip malını çalması eyleminde TCK’nın 142/2-f bendi gereğince uygulama yapılmaktadır.
Örnek uygulamalar çoğaltılabilir. Görülüyor ki, bu açıklamalara göre tek bir fiille bina ya da eklentisinden işlenen hırsızlık suçunun işleniş şekline göre TCK’nın 142/1-b maddesindeki suçun oluştuğu durumlarda ayrıca daha özel ve nitelikli hâl olan TCK’nın 142/2. maddesindeki diğer a, b, c, d, e ve f bentlerinde yer alan suçların da oluşması hâlinde daha ağır ceza gerektiren fıkra uyarınca hüküm kurulmakta; koşulları var ise ayrıca TCK’nın 116 ve 151. maddelerinde düzenlenen suçlardan da cezalandırılması cihetine gidilmekte iken aynı fıkranın 'g' bendi yerine 142/1-b maddesi gereğince uygulama yapılması diğer bentlerdeki uygulama çelişkisini ortaya koymaktadır.
Özetle 'büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar hakkında hırsızlık' suçu olarak tanımlanan TCK’nın 142/2-g maddesine göre binanın eklentisi olarak kabul edilen ahırdan büyükbaş hayvan çalınması eyleminin yukarıda verilen örneklerdeki fiillerden suçun işleniş biçimi itibarıyla hiçbir farkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerden dolayı yerel mahkemenin uygulaması usul ve yasaya uygun olduğundan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekir." açıklamasıyla karşı oy kullanmıştır.
Yerel Mahkeme ise 16.01.2014 tarih ve 494-24 sayı ile;
"5237 sayılı TCK'da hayvan hırsızlığı ile ilgili olarak sadece 142/2-g maddesinin yer aldığı,
Bu maddenin '..barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan...hayvan hakkında işlenmesi...' şeklinde düzenlenip suç tipi tarif edilerek 765 sayılı TCK'daki tanım ve kavramlardan ayrı bir yol izlendiği,
Bu maddede tanımlanan barınak yeri, sürü içerisi ve açıkta olma hâlinin hayvanlar ile ilgili yapılabilecek bütün hırsızlık hâllerini kapsadığının düşünüldüğü,
Hayvan barınağı olan ahırın bir konutun eklentisi olması hâlinde TCK'nın 142/1-b maddesinin uygulanmasının, kanun sistematiğini bozacak nitelikte olduğu," şeklindeki gerekçe ile önceki hükümde olduğu gibi sanıkların mahkûmiyetlerine karar vermiştir.
Bu hükümlerin de sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.06.2015 tarihli ve 131978 sayılı “onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 541-1297 sayı ile; 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 13. Ceza Dairesince 05.06.2018 tarih ve 191-8837 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık;
1- Sanıkların eylemlerinin TCK'nın 142/2-g maddesi kapsamında mı yoksa aynı Kanun'un 142/1-b maddesi kapsamında mı kaldığının belirlenmesine ilişkin olup bu bağlamda ayrıca,
2- Her bir sanık yönünden suçun sabit olup olmadığı,
3- Sanık ... hakkında TCK'nın 62. maddesinin uygulanmamasının isabetli bulunup bulunmadığı,
4- Suç tarihi itibarıyla 18 yaşından küçük olan sanıklar ... ve ...'a CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu olarak atanan müdafilere ödenen ücretlerin mahkûmiyet hükümleri ile birlikte yargılama giderlerine dahil edilerek sanıklardan tahsiline karar verilmesinin mümkün olup olmadığı,
Hususlarının da değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
14.12.2005 tarihinde gece saat 02.30 sıralarında bir şahsın kolluk görevlilerini arayarak adres bilgisini verdiği yerden hayvan hırsızlığı yapıldığını ihbar etmesi üzerine soruşturmaya başlanıldığı,
Olay ve muhafaza altına alma tutanağında; olay yerine intikal edilerek haber merkezini arayan şahısla görüşüldüğü, şahsın, plakası, modeli ve rengini alamadığı bir aracın... Sokak üzerinde durduğu, araçtan inen üç kişinin bu sokağın ön tarafında bulunan... Sokak tarafına doğru gittiklerini gördüğü yönünde beyanda bulunması üzerine çevrede yapılan araştırmada sokak içerisinde iki adet koyunun görüldüğü, Uluer Sokak No: 7 sayılı ikametin ahşap kapısının sert bir cisimle zorlanarak açıldığının tespit edildiği, ikamet sahibi ... ile yapılan görüşmede bir adet Merinos cinsi koçun yerinde olmadığını beyan ettiği, olay yerinde yapılan incelemede hırsızlık eylemini gerçekleştiren şahıslara ve çalınan koça ulaşılamadığı, Ahenk Sokak üzerinde bulunan bir duvar kenarında içinde kiriko, kalın ip, halat, bijon anahtarı gibi malzemelerin olduğu bir kutunun ele geçirilerek muhafaza altına alındığının bildirildiği,
Görgü tespit tutanağında; olay mahallinin tek katlı, kerpiç bina olduğu, bina çevresinin yerden yaklaşık 1,5 metre yüksekliğinde duvarla çevrili olduğu, bahçe giriş kapısının ahşaptan olup kapı kilidinin sert bir cisimle zorlanarak açıldığı, girişten 2 metre ileride, sol tarafta iki odalı bir bölme bulunduğu, odalarda ikişer tane merinos cinsi koyun olduğu, şikâyetçinin sağ taraftaki bölmede bulunan koçun çalınmış olduğunu beyan ettiği, yapılan incelemede başkaca bir zarar ve ziyana rastlanılmadığı belirtilerek, olay yerini gösterir krokinin tutanağa eklendiği,
Katılanın ikametinde meydana gelen küçükbaş hayvan hırsızlığı ile ilgili soruşturma devam ettiği sırada 09.01.2006 tarihinde 71 Evler Mahallesinde bulunan bir ikametten başka bir küçükbaş hayvan hırsızlığı olayı meydana geldiği ve şahısların 26 KK 199 plakalı araç ile olay yerinden kaçtıkları yönünde ihbar gelmesi üzerine çevrede yapılan araştırmada plaka bilgisi verilen aracın bir evin avlusu içerisinde park hâlinde görüldüğü, aracın ön kaputunun hala sıcak olduğu tespit edilerek evin kapısının çalındığı, ... ve ... isimli şahısların kapıyı açtıkları, evde ve ihbara konu araçta yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı ancak araç içinde küçükbaş hayvan dışkılarının bulunduğunun görüldüğü, bunun üzerine ... ve ...'in şifahi olarak, yakalandıkları bu son hırsızlık olayında yanlarında ...'in da olduğunu, son olayda çaldıkları üç adet hayvanı adres bilgilerini verdikleri boş bahçe içine bıraktıklarını söyledikleri,
Sanık ...'in müdafisi huzurunda samimi beyanda bulunarak hem yakalandıkları hırsızlık olayını hem de daha önce gerçekleştirdikleri hırsızlık olaylarını itiraf etmesi üzerine yapılan tahkikat kapsamında katılan ...'nın ahırında meydana gelen hırsızlık olayının aydınlatıldığı,
Yargılama aşamasında mahallinde keşif yapıldığı, bilirkişi tarafından sunulan raporda, suça konu küçükbaş hayvanın çalındığı ahırın iki katlı binanın müştemilatı niteliğinde olduğu, ahırın tek katlı, yığma kerpiçten imal edilmiş üzeri kiremitle döşeli, bahçe tarafına bakan duvarının ise tuğla ile örülü olduğu, ahır ile ikametin, etrafı 1,75 metre yüksekliğindeki duvar ile çevrili olan aynı bahçe içinde bulundukları, ahırın ve bahçenin ahşap kapısının asma kilitle kilitlenerek muhafaza altına alındığı, ahırın kapısının ikametin bahçesine açıldığı ve bahçe ile ahır kapıları üzerinde bulunan asma kilitlerin bağlantı halkalarının yerinden sökülerek içeriye girildiğinin tespit edildiğinin bildirildiği,
Anlaşılmıştır.
Katılan ... aşamalarda; 13.12.2005 tarihinde gece saat 20.00 sıralarında dördü koyun biri koç olmak üzere toplamda beş adet küçükbaş hayvanını besleyerek ahırın kapısını kapattığını, 14.12.2005 tarihinde gece saat 02.30 sıralarında polislerin gelerek koyunlarının dışarıda olduğunu söylemeleri üzerine ahırı kontrol ettiğinde bahçe kapısının açık olduğunu ve 450 TL değerindeki bir adet koçunun çalındığını tespit ettiğini, koçunun kendisine iade edilmediğini beyan etmiştir.
Sanık ... müdafi huzurunda Cumhuriyet savcısına verdiği 09.01.2006 tarihli ifadesinde; ... ve ...'in kuzenleri; ...'in ise arkadaşı olduğunu, yakalandıkları son hırsızlık olayını kendisi, ..., ... ve ... ile birlikte gerçekleştirdiklerini, olay yerine ablasına ait olan 26 KK 199 plakalı araçla gittiklerini, diğer sanıklarla birlikte son iki aydan beri küçükbaş hayvan hırsızlığı yaptıklarını, değişik şahıslara ait toplamda yirmi koyunu çaldıklarını, çaldıkları koyunların bir kısmını Çetin Seçkin isimli şahsa sattıklarını, hayvanların sahiplerini tanımadığını, yerlerini de hatırlamadığını,
Yargılama aşamasında; diğer sanıklarla birlikte katılanın bir adet koçunu çaldıklarını, hırsızlık yaptıkları saati tam olarak hatırlamadığını, ancak suçlamayı kabul ettiğini, bu eylemi dördünün birlikte gerçekleştirdiklerini,
Sanık ... müdafi huzurunda Cumhuriyet savcısına verdiği 23.01.2006 tarihli ifadesinde; üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, herhangi bir hırsızlık olayına karışmadığını, suç tarihinde İstanbul'da olduğunu, kız meselesi yüzünden aralarında husumet bulunan ...'in kendisini de bu olaya katmış olabileceğini,
Yargılama aşamasında; ...'in kız kardeşi ile nişanlı olduğunu, ancak daha sonra ayrıldıklarını, bu nedenle kendisine iftira atıldığını, suçlamayı kabul etmediğini,
Sanık ... müdafi huzurunda soruşturma aşamasında verdiği 09.01.2006 tarihli ifadesinde; hırsızlık olayını kabul etmediğini, kendisine iftira atıldığını,
Yargılama aşamasında; hırsızlık suçundan sabıkalı olduğunu, ancak bu suça karışmadığını,
Sanık ... müdafi huzurunda soruşturma aşamasında verdiği 09.01.2006 tarihli ifadesinde; bu hırsızlık olayında yer almadığını,
Yargılama aşamasında; suçlamayı kabul etmediğini, katılanın koçunu çalmadığını, kendisine iftira atıldığını,
Bozma sonrası devam olunan yargılamada; suçsuz olduğunu, son söz hakkı verildiğinde ise; böyle bir şey olması nedeniyle pişman olduğunu,
Savunmuşlardır.
Uyuşmazlık konularının ayrı ayrı değerlendirilmesinde yarar bulunmaktadır.
Öncelikle suçun sabit olup olmadığı yönünden bir değerlendirme yapılmalıdır.
I- Her bir sanık yönünden suçun sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık konusunun incelenmesinde;
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılan ...'nın ikameti ile aynı bahçe içerisinde bulunan ahırından bir adet küçükbaş hayvanının çalındığı olayda;
14.12.2005 tarihinde gece saat 02.30 sıralarında bir şahsın kolluk görevlilerini arayarak adres bilgisini verdiği yerden hayvan hırsızlığı yapıldığını ihbar etmesi üzerine olay yerine gidilerek haber merkezini arayan şahısla görüşüldüğü, şahsın, plakası, modeli ve rengini alamadığı bir aracın... Sokak üzerinde durduğu, araçtan inen üç kişinin bu sokağın ön tarafında bulunan... Sokak tarafına doğru gittiklerini gördüğü yönünde beyanda bulunması üzerine çevrede yapılan araştırmada sokak içerisinde iki adet koyunun başı boş dolaşmakta olduğu ve katılanın ikamet ettiği... Sokak No: 7 sayılı evin ahşap bahçe kapısının sert bir cisimle zorlanarak açıldığının görüldüğü, hırsızlık olayından haberi olmayan katılana durum anlatılarak yapılan kontrolde, ahırın iki ayrı bölmesinde biri koç dördü koyun olmak üzere toplamda beş adet küçükbaş hayvanın beslendiği, koç ve iki adet koyunun bulunduğu sağ taraftaki bölmenin ahşap kapısının zorlanarak açıldığı, koçun çalındığı, koyunların ise çalınamadan sokak üzerinde bırakılmış olduklarının tespit edildiği, katılanın ahırından gerçekleştirilen hırsızlık olayı nedeniyle soruşturma devam ettiği sırada 09.01.2006 tarihinde başka bir küçükbaş hayvan hırsızlığı nedeniyle sanıklar ... ve ...'in yakalandıkları, sanıklar...ve...'ın son hırsızlık olayında yanlarında sanık ... ve ...'in de olduğunu söyledikleri, sanık ...'in müdafi huzurunda Cumhuriyet savcısında verdiği ifadesinde ikrarda bulunarak son iki ay içinde çeşitli mağdurlardan yirmi adet küçükbaş hayvan çaldıklarını, tüm eylemleri dördünün birlikte gerçekleştirdiklerini beyan ettiği, soruşturma aşamasında sanık ...'in ikrarı doğrultusunda katılana yönelik hırsızlık olayının açığa çıkarıldığı, sanık ...'in yargılama aşamasında da incelemeye konu hırsızlık suçunu diğer sanıklarla birlikte işledikleri yönündeki ikrarını devam ettirdiği anlaşılmakla birlikte,
Sanık ...'ın herhangi bir hırsızlık olayına karışmadığını, suç tarihinde İstanbul'da olduğunu, kız meselesi yüzünden ... ile arasında husumet bulunduğunu, bu nedenle kendisine iftira atıldığını; sanık ...'in hırsızlık suçundan sabıkalı birisi olduğunu, ancak bu suça karışmadığını; sanık ...'in de, bu hırsızlık olayında yer almadığını, kendisine iftira atıldığını savunmaları, bozma sonrası devam olunan yargılamada; sanık ...'ın, suçsuz olduğunu beyan etmesinin ardından kendisine son söz hakkı verildiğinde, böyle bir şey olması nedeniyle pişman olduğunu söylemesinin suçlamayı kabul ettiği şeklinde değerlendirilemeyeceği, hırsızlık eylemini üç kişinin gerçekleştirdiğini söyleyen ihbarcı şahsın bu kişilerin açık eşkal bilgilerini ve olay yerinden ayrıldıkları aracın plakasını verememesi, sanıkların hırsızlık eylemini gerçekleştirdiklerine dair somut ve görgüye dayalı bir bilginin bulunmaması, olay yerinde yapılan incelemede, sanıklara ait herhangi bir delile ulaşılamaması, olayı aydınlatmaya elverişli bir görüntü kaydının olmaması, suça konu hayvanın sanıklardan ele geçirilememesi, hırsızlık olayının sanık ...'in itirafı üzerine aydınlatılması ve olayın tek delilinin sanık ...'in, suçu diğer sanıklarla birlikte işlediğine ilişkin ikrarı birlikte değerlendirildiğinde, sanık ...'in, katılanın ahırından suça konu küçükbaş hayvanı diğer sanıklarla birlikte çaldıkları yönünde aşamalarda değişmeyen ancak suç atma niteliğinde kalabilecek olan ikrarının, tüm aşamalarda suçlamaları kabul etmeyip kendilerine iftira atıldığını savunan sanıklar ..., ... ve ...'ın mahkûmiyetleri için tek başına yeterli olmadığı anlaşıldığından sanık ...'in beyanının aksine sanıklar ..., ... ve ...'ın üzerlerine atılı nitelikli hırsızlık suçunu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatleri yerine, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle mahkûmiyetlerine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin, sanıklar ..., ... ve ...'ın nitelikli hırsızlık suçundan beraatleri yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
II- Sanık ...'in eyleminin TCK'nın 142/2-g maddesi kapsamında mı yoksa aynı Kanun'un 142/1-b maddesi kapsamında mı kaldığının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık konusunun incelenmesinde;
5237 sayılı TCK'nın 141. maddesinde yer alan "Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir." şeklindeki düzenleme ile hırsızlık suçunun basit hâli hüküm altına alınmış, aynı Kanun'un 142. maddesinde ise suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri sayılmıştır. Hırsızlık suçunun ba

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat