Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/184 Esas 2020/497 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2019/184 E.  ,  2020/497 K.
"İçtihat Metni"

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 400-418


Sanık ...'in ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan beraatine ilişkin Aydın 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.09.2014 tarihli ve 166-152 sayılı hükmün katılan tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 23.05.2018 tarih ve 11036-3830 sayı ile;
"Aydın Barosuna kayıtlı avukat olan sanığın Aydın 1. Noterliğinin 03.10.2006 tarihli ve 20055 yevmiye No.'lu vekâletnamesi ile katılan davalının Aydın 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/167 esas sayılı icranın geri bırakılması istemine ilişkin dava dosyasında avukatlığını üstlendiği hâlde, dava sonunda 23.09.2011 tarihli ve 2011/250 sayılı katılan aleyhine verilen icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın 17.10.2011 tarihinde tebliğ edildiği, ancak hükmün sanık Avukat tarafından temyiz edilmemesi sonucunda 28.10.2011 tarihinde kesinleştiği, bu şekilde katılanın mağduriyetine neden olduğu iddia edilen olayda; eyleminin TCK'nın 257/2. maddesinde tanımlanan ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu tüm unsurlarıyla oluşturduğu gözetilmeden dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraat kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 26.10.2018 tarih ve 400-418 sayı ile;
"Katılanın, 31.08.2006 tarihinde Aydın 2. İcra Dairesinin 2006/4672 esas sayılı dosyasında 2005 tarihli 10.000 TL bedelli bonoya dayanarak borçlu ... hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığı, takibin kesinleştiği, 11.09.2006 tarihinden sonra dosyanın takipsiz kalması nedeniyle takibin düşmesine karar verildiği, alacaklı tarafından 16.05.2010 tarihinde dosyanın yenilenerek 2010/6333 esas numarasına kaydedildiği, borçlu vekilince alacaklı aleyhine Aydın 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/167 esas sayılı dosyasında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması davası açıldığı, bu davada davalı alacaklıyı Aydın Barosuna 1072 sicil numarası ile kayıtlı sanık avukatın temsil ettiği, Mahkemenin 23.09.2011 tarihli kararıyla davanın kabulüne ve icranın geri bırakılmasına karar verildiği, karar duruşmasına sanığın katılmadığı, aynı tarihli bir tutanakla baro odasında oturduğuna dair belgenin dosya arasına konulduğu, gerekçeli kararın 17.10.2011 tarihinde sanığa tebliğ edildiği, temyiz yoluna başvurulmaması üzerine 28.10.2011 tarihinde kesinleştiğine dair karara şerh verildiği, sanığın savunmasında kararın temyiz edilmesinin müvekkili lehine sonuç doğurmayacağının, onun yerine zamanaşımına uğrayan kambiyo senedi ile ilamsız icra takibi yapmasının daha kısa zamanda sonuç doğurabileceğinin kendisine söylendiğini, katılanın talimatı ile de Aydın 2. İcra Müdürlüğünün 2012/9612 esas sayılı dosyasında borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlu tarafın 25.07.2012 tarihli itirazı üzerine de takibin aynı tarihte durdurulduğunu, sanığın 03.06.2013 tarihinde katılanın vekilliğinden istifa ettiğini bildirdiğini beyan ettiği, katılanın sanık hakkında şikâyetçi olduğu maddi olayın bu şekilde olduğu anlaşılmıştır.
Sanığın üzerine atılı suç Aydın 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/167 esas sayılı dosyasında katılan aleyhine açılan zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması davası sonucunda verilen hükmü temyiz etmeyerek ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçudur. Suç TCK'nın 257/2. maddesinde 'Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.' şeklinde düzenlenmiştir.
İhmal, göreve giren bir işin yapılması gerektiği bilindiği hâlde hiç yapmamak veya gereken ölçüde yapmamak şeklindeki pasif davranışlardır. Görevli, o suç bakımından hareketsiz kalmaktadır. İhmal sonucu kişilerin mağduriyeti veya kamunun zararı oluşmalı veya kişilere haksız bir çıkar sağlanmalıdır.
Katılan şikâyetçinin vekili Av. ...'in Aydın Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu 05.03.2013 tarihli dilekçede 'Müvekkilim ile şüpheli arasındaki vekâletname akdi gereği şüpheli Aydın 2. İcra Hukuk Hâkimliğinin 2011/167 esas ve 2011/250 karar sayılı dosyası ile davalı vekili sıfatı ile dava dosyasını takip etmiş, iş bu dava dosyası 23.09.2011 tarihinde karara bağlanmıştır. Şüpheli karara bağlanan iş bu dava dosyasını yasal süresi içerisinde temyiz etmeyerek kesinleşmesine sebebiyet vermiş ve müvekkilimin hak kaybına sebep olmuştur. İş bu nedenle süresi içinde temyiz başvurusunda bulunmayarak görevi ihmal eden şüpheli hakkında iş bu şikâyeti yapma zorunluluğu doğmuştur' şeklindeki beyanlar ve Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere şikâyet konusu, sadece icranın geri bırakılması ve kararının temyiz edilmemesi olup, katılan tarafından imzalanan 'Av. ...ve Av. ...'e Talimattır' başlıklı belgede aynen 'Benim ...'dan alacağım için yapılmış olan size geç verilen talimatım üzerine yenilemesi gecikmiş ve icra takibi zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bununla birlikte iş bu alacağımın ilamsız takip adi alacak olarak işlem yapılarak tahsili için icra takibi başlatmanızı istiyor ve bu konuda yetkili kılıyorum' şeklindedir. Katılan, belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu beyan etmiştir. Katılanın, icranın geri bırakılması kararından sonra sanığa yeni bir talimat vererek ilamsız icra takibi yapmasını istemesi, sanığın da bu talimat gereği ilamsız icra takibi başlatması karşısında katılanın iradesinin temyiz hakkını kullanmayacağı şeklinde olduğu açıktır. Katılanın, vekile yeni dava açılması talimatı vermek suretiyle temyizden zımnen feragat ettiğinden vekilin artık icranın geri bırakılması kararını temyiz etmemesi görev ve sorumluluğunu doğurmayacağından TCK'nın 257/2. maddesinin ihlali söz konusu olmaz.
Her ne kadar belgede 07.02.2011 tarihi yazmakta ise de icranın geri bırakılmasına dair Aydın 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/167 esas sayılı dosyasının dava tarihinin 06.07.2011, karar tarihinin 23.09.2011 olması, belgenin içeriğindeki 'zamanaşımı sebebi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir' ibaresi nazara alındığında belgedeki tarihin sehven olduğu, belge içeriği, sanık ve katılan beyanlarından söz konusu belgenin Aydın 2. İcra Hukuk Mahkemesinin icranın geri bırakılması kararından sonra düzenlendiği kanaatine varılmıştır.
Öte yandan benzer mahiyette bir olaya ilişkin Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15.03.2001 tarihli ve 429-2307 sayılı ilamında 'Avukatlar görevlerini özen ve doğruluk içinde yerine getirmek durumundadırlar. Vekillik yaptığı davada verilen hükmü temyiz edip etmemesi avukatın hukuki takdirine bağlı olmakla beraber, temyiz etmeyeceği kanaatini müvekkiline bildirmesi gerekir. Hükmü temyiz edip etmemek ve temyiz etmeyeceğini de müvekkiline bildirmemek suretiyle müvekkilini zarara uğratan bir avukatın tazminata mahkûm edilebilmesi için, hükmün temyiz edilmemiş ve bunda avukatın kusurlu olması yeterli değildir. Bundan başka, hüküm temyiz edilseydi Yargıtay'ın hükmü bozacağı hususunun da ispat edilmesi gerekir.' diyerek tazminat için dahi hüküm temyiz edilseydi Yargıtay'ın kararı bozacağı hususunun ispatlanmasını aramıştır. Somut olayda TTK'nın 749. maddesindeki 'Poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan istemler, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.' hükmü, TTK'nın 750 ve 751. maddeleri, İcra İflas Kanunu'nun 71/son maddesindeki 'Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır' hükmü, İİK'nın 33/a maddesindeki 'İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir' hükmü, icra takibi ile kesilen zamanaşımının son işlem tarihinden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağına ve icranın geri bırakılacağına dair Yargıtay içtihatları karşısında; Aydın 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/167 esas sayılı dosyasından verilen zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararının temyiz edilmesi hâlinde dahi 'zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığının resmi vesika ile ispatının' aranması dosyada da böyle bir resmi vesika bulunmaması nedeniyle hükmün katılan alacaklı yararına bozulma ihtimali bulunmadığı, katılan tarafından imzalanan 'Av. ...ve Av. ...'e Talimattır' başlıklı belgenin içeriğinde yeni dava açılması talimatı vermek suretiyle temyizden zımnen feragat etme hususu nazara alındığında, katılanın temyiz etmekte hukuki yararının oluşmadığı, somut olayda sırf kararın temyiz edilmemesi nedeniyle katılanın zarara uğramasından söz edilemeyeceği, sanığa atfedilen suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmıştır.
Kaldı ki sanık tarafından sunulan Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli ve 326-387 sayılı ilamında takibe ve zamanaşımına konu senede istinaden yapılan ilamsız takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasının alacaklı ... lehine sonuçlandığı, davanın kısmen kabulü ile Aydın 2. İcra Müdürlüğünün 2012/9612 esas sayılı dosyasındaki takibin 10.000 TL asıl alacak, 6.085,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.085,48 TL üzerinden asıl alacağa yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına karar verildiği, söz konusu senetle ilgili katılanın esas itibarı ile hak kaybına uğramadığı da görülmüştür.
Diğer taraftan katılan ilk etapta sadece icranın geri bırakılması kararının temyiz edilmemesi nedeniyle zarara uğradığını ve bu sebeple şikâyetçi olduğunu belirtmişken, sonraki aşamalardaki beyan ve dilekçelerinde sanığın icra dosyasını takip etmemek suretiyle zarara uğradığı iddiasını da eklemiş, sanık ise icra dosyasının katılan asil tarafından açıldığını ve takip edildiğini, kendilerinin icra dosyasında ilk etapta vekâletnamesinin bulunmadığını, icra takibi düştükten sonra vekâletname koyup dosyayı yenilediklerini savunmuştur. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 173. maddesi 'Sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kararlaştırılan avukatlık ücreti yalnızca avukatın üzerine almış olduğu işin karşılığı olup, mukabil dava, bağlantı ve ilişki bulunsa bile başka dava ve icra kovuşturmaları veya her türlü hukuki yardımlar ayrı ücrete tabidir. Avukata tevdi edilen işin yapılması veya yapıldıktan sonra sonucunun alınması için gerekli bütün vergi, resim, harc ve giderler iş sahibinin sorumluluğu altında olup, avukat tarafından ilk istekte avukata veya gerektiği yere ödenir. Bu harcamaların avukat tarafından yapılabilmesi için, yeteri kadar avansın iş sahibi tarafından verilmiş olması gerektir. Avukatın iş için yapacağı yolculuk masrafları ve bulunduğu yerden ayrılma tazminatı, anlaşma gereğince iş sahibi tarafından ayrıca ödenir. Bu giderler peşin olarak ödenmedikçe avukat yolculuğa zorlanamaz. Bu hükmün aksine sözleşme yapılabilir.' şeklinde olup, somut olayda öncelikle iş sahibi katılan tarafından başlatılan Aydın 2. İcra Müdürlüğünün 2006/4672 esas sayılı dosyasının takibi için Avukat ...'e masraf avansı vermiş olduğunu veya masrafın avukat ... tarafından karşılanacağını yazılı belge ile ispatlaması gerekmektedir. Dosyamıza, icra dosyasının ... tarafından takip edileceğine ve icra masraflarının ... tarafından karşılanacağına dair yazılı bir sözleşme sunulmadığından ortada sanık ile katılan arasında yazılı bir avukatlık sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmıştır. Katılanın Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan 30.07.2013 tarihli ifadesinde 'Ben Avukat ... ile anlaşırken para tahsil edildiğinde tahsil edilen paradan vekâlet ücretini alacaktı' şeklinde beyanda bulunmuş olup, bu beyandan icra dosyasının takibi için sanığa masraf ve vekâlet ücreti verilmediği de anlaşılmaktadır. İş sahibi katılanın kendisi tarafından başlatılan Aydın 2. İcra Müdürlüğünün 2006/4672 esas sayılı dosyasının takibi için Avukat ...'e masraf avansı vermiş olduğunun veya masrafın avukat ... tarafından karşılanacağının yazılı belge ile ispatlanmaması nedeniyle icra dosyasının düşmesinden sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır.
Katılan, mahkememizde sanığa 400 TL verdiğini iddia etmiş, katılanın da hazır bulunduğu 15.09.2014 tarihli oturumda sanık; 'Katılandan alınan 400 TL para karşı tarafa verilmiştir. Ancak bu ücret temyiz edilmediği için değildir. Zaten ilamdan doğan ve ilamda yazılı ücrettir' şeklinde savunmada bulunmuştur. Şikâyete konu icranın geri bırakılmasına dair Aydın 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 23.09.2011 tarihli ve 167-250 sayılı kararının incelenmesinde davacı borçlu ... yararına, dosyamız katılanı alacaklı aleyhine 360 TL vekâlet ücreti ile 41,90 TL yargılama giderine hükmedildiği görülmüş, katılanın, kendisinin hazır olduğu oturumda sanığın '400 TL'nin karşı tarafa verildiği' savunmasına itirazı olmamıştır. Söz konusu 400 TL'nin temyiz için verildiğine dair katılanın beyanı söz konusu olmadığı gibi icranın geri bırakılması kararında karşı taraf lehine hükmedilen miktarın kendisi tarafından ödendiğine dair katılanın bir beyanı da söz konusu değildir. Bu hususlar nazara alındığında söz konusu 400 TL'nin temyiz veya icra takibinin avansı olarak verilmediği kanaatine varılmıştır.
Sanık, dosyaya sunduğu ve tarihin sehven şablon olarak kaldığını belirttiği 'Av. ...ve Av. ...'e talimattır' başlıklı tutanakta katılanın icranın geri bırakılması kararından haberdar olduğunu, alacağın ilamsız icra takibi ile tahsili ve itiraz hâlinde itirazın iptali davası açılması için yetki verildiğini belirtilmiştir. Sanık bu talimat gereğince zamanaşımına uğrayan bonoya dayanarak Aydın 2. İcra Müdürlüğünün 2012/9612 esas sayılı dosyasında borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatmış ancak itiraz üzerine takip durunca masraf verilmediği gerekçesiyle itirazın iptali davası açmamıştır. Katılanın kardeşi olup tanık sıfatıyla dinelen... ... ' ...Bensiz Avukat Beyin yanına gitmezlerdi, Avukat Bey bize mahkemeyi kaybettik demişti, ayrıca yeni dava açacağız diyerek iki ayrı belgeye imza attırdı, temyizle ilgili bir şey söylenmedi, biz Avukat Beye güvenmiştik ne gerekiyorsa yapın demiştik, ancak ablam yeniden dava açılmasına gönlü razı olmadı ki masraf vermedi' şeklinde beyanda bulunmuş olup, söz konusu beyandan katılanın itirazın iptali davası açılması için de para avansı vermediği anlaşıldığından bundan sonraki işlemlerde de sanığa atfedilecek kusur bulunmadığı" gerekçesiyle bozma kararına direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.01.2019 tarihli ve 104094 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince 13.03.2019 tarih ve 704-3035 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Aydın Barosu Başkanlığının 11.03.2013 tarihli ve 740 sayılı yazısı ile; sanık ...’in Aydın Baro Başkanlığı levhasına 1072 sicil numarası ile kaydolduğunun ve suç tarihinde avukatlık yaptığının bildirildiği,
Aydın Cumhuriyet Başsavcılığınca 09.04.2013 tarihinde talep edilmesi üzerine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce 07.05.2013 tarihinde sanık hakkında soruşturma izninin, 31.07.2013 tarihinde talep edilmesi üzerine de Bakanlıkça 13.09.2013 tarihinde kovuşturma izninin verildiği,
Aydın 1. Noterliğince düzenlenen 03.10.2006 tarihli ve 1279612 yevmiye sayılı vekâletname ile avukat sanık ...’in ve Av. İbrahim Pehlivan’ın katılan ...’ın vekilliğini üstlendikleri, anılan genel vekâletname ile; “Leh ve aleyhimde açılmış veya açılacak bilimum dava takiplerinden ... dolayı ... beni temsile, hak ve menfaatlerimi korumaya, ... dava açmaya, … Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay ve diğer kaza ve kurumlarında tümünde temsile … vekil tayin ettim” şeklinde yetkilendirme yapıldığı,
07.02.2011 tarihli ve "Av. ...ve Av. ...'e Talimattır" başlıklı ... tarafından imzalanan belgenin; “Benim ...'dan alacağım için yapılmış olan size geç verilen talimatım üzerine yenilemesi gecikmiş ve icra takibi zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bununla birlikte iş bu alacağımın ilamsız takip adi alacak olarak işlem yapılarak tahsili için icra takibi başlatmanızı istiyor ve bu konuda yetkili kılıyorum ... bu sebeple icra takibine başlanmasını ve itiraz hâlinde gerekli itirazın iptali davasının açılması konusunda sizleri yetkili kılıyorum” şeklinde olduğu,
Aydın 2. İcra Dairesinin 2006/4672 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı ...’ın 31.08.2006 tarihli kambiyo senetlerine özgü takip talebi ile borçlu ... hakkında 05.04.2005 tanzim ve 05.09.2005 vade tarihli 10.000 TL bedelli bonoya istinaden asıl alacak ve faiz olmak üzere toplam 12.300 TL için icra takibi başlattığı, bu aşamada katılan vekili Avukat ...’in katılanı henüz temsil etmediği, ödeme emri ve senet suretinin 05.09.2006 tarihinde borçlu ...’ya tebliğ edildiği, borçlu ...’nın borca 11.09.2006 tarihinde itiraz etmesi ve mal beyanında bulunması üzerine Aydın İcra Hukuk Mahkemesinin 2006/402 esas sayılı dosyasında alacaklı ...'ı Avukatlar ...ve ...’in temsil ettikleri, yargılama neticesinde davacı tarafın iddiasının icra takibine konu senet bakımından yazılı belge ibraz edilemediği gerekçesiyle 05.10.2006 tarihinde itirazın reddine karar verildiği, icra takibi dosyasının takipsiz olarak işlemden kaldırılması nedeniyle alacaklı vekili Avukat ... tarafından 15.05.2010 tarihinde takibin yenilendiği ve dosyanın 2010/6333 esas sırasına kaydının yapıldığı, yenileme dilekçesi ve kararın 10.06.2010 tarihinde borçlunun aynı kurumda çalışan arkadaşına tebliğ edildiği,
Aydın 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/167 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı ... vekillerinin 06.07.2011 tarihli dilekçe ile davalı ... aleyhine Aydın 2. İcra Müdürlüğünün 2006/4672 esas (eski), 2010/6333 esas (yeni) sayılı dosyası ile ilgili tedbir talepli zamanaşımı nedeniyle icranin geri bırakılması davası açtıkları, dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı vekili Avukat ...’in çalışanına 18.07.2011 tarihinde tebliğ edildiği, 23.09.2011 tarihli duruşmaya sadece davacı vekilinin katıldığı, yargılama sonucunda icra dosyasında en son işlemin yapıldığı 11.09.2006 tarihi ile dosyanın yenilendiği 19.11.2009 tarihleri arasında yaklaşık 3 yıla yakın bir zaman geçtiği, TTK’nın 661. maddesine göre zamanaşımının gerçekleştiği ve bu konuda davacı ... vekillerinin itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Aydın 2. İcra Müdürlüğünün 2010/6333 esas sayılı dosyasındaki icranın geri bırakılmasına, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yönünden kararın tebliğ edilmesinden itibaren on gün içinde verilecek dilekçe ile temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildiği, kararda toplam 41,90 TL yargılama gideri ile davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 360 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmolunduğu, Avukat ... tarafından 23.09.2011 tarihli hükmün verildiği oturum tarihinde baro odasında olduğu hâlde duruşmaya çağrılmadığına dair dört avukat tarafından imzalanan 23.09.2011 tarihli dilekçenin dosyaya sunulduğu, mahkeme hâkimi, kâtip ve mübaşir tarafından imzalanan 23.09.2011 tarihli tutanakta ise Avukat ...’in isminin mahkeme koridorunda anons edildiğinin belirtildiği, gerekçeli kararın Avukat ...’in çalışanına 17.10.2011 tarihinde tebliğ edildiği, kararın temyiz edilmemesi üzerine 28.10.2011 tarihinde hükmün kesinleştiği,
Aydın 2. İcra Müdürlüğünün 2012/9612 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı ... vekili olan Avukat ...ve Avukat ...'in 19.07.2012 tarih1i takip talebi ile 05.09.2006 faiz başlangıç tarihli 10.000 TL tutarındaki hayvan satımından kaynaklanan alacağın tahsili için 05.04.2005 tanzim tarihli 10.000 TL bedelli bono ile yapılan icra takibinde icranın geri bırakılması sebebiyle temel ilişkiye dayalı alacak talebi açıklaması ile işlemiş faiz dahil olmak üzere toplam 21.783,84 TL’lik alacak için borçlu ... hakkında genel ilamsız icra yoluyla takip başlattıkları, 03.07.2012 tarihinde ödeme emrinin borçlunun iş yerinde çalışan görevliye tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 25.07.2012 tarihli dilekçe ile borca ve faize itiraz edip takibin durdurulmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce 25.07.2012 tarihli karar ile takibin durdurulmasına, masraf ödendiğinde kararın alacaklı vekiline tebliğ edilmesine karar verildiği, alacaklı vekilinin 03.06.2013 tarihinde istifa ettiği, dosyanın hâlen derdest olduğu,
Aydın 1. İcra Müdürlüğünün 2013/9162 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı ... vekili Avukat... tarafından 05.06.2013 tarih1i ilamsız takip talebi ile 05.09.2006 faiz başlangıç tarihli, 10.000 TL tutarındaki hayvan satımından kaynaklanan alacağın tahsili için 05.09.2005 vade tarihli 10.000 TL bedelli bono ile işlemiş faiz dahil toplam 17.075,08 TL’lik alacak için borçlu ... hakkında ilamsız genel icra takibine başlanıldığı, borçlu vekilinin 11.06.2013 tarihli dilekçe ile borca ve faize itiraz edip takibin durdurulmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce 12.06.2013 tarihli karar ile borçluya gönderilen tebligat parçasının dönmediğinden itirazın süresi içerisinde olması hâlinde takibin durdurulmasına, masraf verildiğinde kararın alacaklı vekiline tebliğ edilmesine karar verildiği, tebligat parçasına göre de ödeme emrinin borçlunun iş yerinde çalışan bir şahsa 06.06.2013 tarihinde te

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat