Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/23 Esas 2020/227 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2019/23 E.  ,  2020/227 K.
"İçtihat Metni"


Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Sayısı : 319-412


Suç üstlenme suçundan sanık ...’in beraatine ilişkin Çine (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince verilen 15.11.2012 tarihli ve 144-662 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 10.06.2013 tarih ve 3581-8873 sayı ile;
“Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, ...’in alkollü olarak araç kullanırken kaza yapıp yaralanması ve sanık ...'in gerçeğe aykırı olarak, yetkili makamlara kaza sırasında aracı kendisinin kullandığını söylemesi şeklinde gerçekleşen eyleminin suç üstlenme suçunu oluşturduğu gözetilmeden sanığın yüklenen suçtan mahkûmiyeti yerine yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Çine (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi ise 07.11.2013 tarih ve 319-412 sayı ile;
"...Suç üstlenme suçunun oluşması için üstlenilen eylemin suç teşkil eder nitelikte olmasının gerekli oluşu, suç teşkil etmeyen bir eyleminin üstlenilmesinin bu suçu oluşturmayağı, sanık ...'in kendisinin gerçekleştirdiğini belirttiği alkolsüz bir vaziyette iken araç kullanma eyleminin suç teşkil etmemesi ve buna bağlı olarak sanığın eyleminin bir suçu işlediğini bildirmek olarak değerlendirilemeyecek olması karşısında sanığın eyleminin suç üstlenme suçunu oluşturmayacağı..." gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de Cumhuriyet savcıları tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.04.2014 tarihli ve 17173 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 244-1768 sayı ile; 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 18.12.2018 tarih ve 48-48 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık ... hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında suç üstlenme suçundan verilen beraat hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın sabit kabul edilen eyleminin suç oluşturup oluşturmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından,
Aydın ili, Çine ilçesi, Akçaova beldesinde 11.04.2012 tarihinde ... plaka sayılı araç şoförünün direksiyon hâkimiyetini kaybederek yol kenarında bulunan duvara çarpması sonucu soruşturma başlatıldığı,
11.04.2012 tarihli tutanağa göre; Akçaova Beldesi, Altınabat köy yolunda, saat 01.00 sıralarında meydana gelen tek taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası ile ilgili olarak aynı gün saat 01.40’ta kazada sürücü olduğunu beyan eden sanık ... ile birlikte kazanın meydana geldiği yerde eğimsiz, düz kesimli ve yüzeyi asfalt kaplama olan 5,20 metre genişliğindeki yol üzerinde yapılan incelemede, 10 metre fren izinin olduğu, ...’a ait binanın yolun bulunduğu köşesindeki duvarında döküntü ve sürtme izinin olduğu, duvarın alt kısmına ve yol üzerine dağılmış vaziyette cam kırıkları ile kırık plastik araç aksamlarının, yol üstünde ve yol kenarında dağınık şekilde kan izleri ile kaza mahallinde yol kenarına bırakılmış boş ve dolu bira şişelerinin tespit edildiği, kaza yerinden kaldırılarak 49 metre uzaklıktaki araziye bırakılmış ... plaka sayılı araç üzerinde yapılan incelemede, aracın ön kısmının içe çökmüş vaziyette tamamen hasarlı, ön camının kırılmış olduğu, araç içinde özellikle sürücü mahallinde, direksiyon üzerinde, direksiyon ile ön cam bölümü arasında, sürücü koltuğu ile sürücü kapısı iç tarafında ve vites bölümünde kan izlerinin bulunduğu, aracın ön yolcu koltuğu tarafında bulunan torpido ve göğüs kısmı ile yolcu kapısının iç kısmında herhangi bir kan izinin olmadığı ayrıca araç içinde alkol olduğu değerlendirilen yoğun koku ile sürücü tarafının ayak kısmında dökülmüş vaziyette yoğun sıvının belirlendiği, kazada sürücü olduğunu beyan eden ve kazaya müteakip Çine Devlet Hastanesinden aldırılan adli raporda vücudunda herhangi bir kesik ve yara izi bulunmayan sanık ...’in sürücü olamayacağı, kazada aynı araçta yolcu olarak gösterilen, adli rapor formunda yaralı ve aynı zamanda alkollü olduğu belirtilen inceleme dışı sanık ...’in sürücü olabileceğinin değerlendirildiği,
İnceleme dışı sanık ... hakkında Çine Devlet Hastanesince 11.04.2012 tarihinde düzenlenen adli muayene raporuna göre; ...'in sol kolunda 3 cm uzunluğunda, burun orta bölgesine 1 cm ve çene alt bölgesinde 2 cm uzunluğunda kesi ve kan izlerinin bulunduğu, yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu,
Sanık ... hakkında Çine Devlet Hastanesince 11.04.2012 tarihinde düzenlenen adli muayene raporuna göre; vücudunda darp ve cebir izinin bulunmadığı,
Çine Devlet Hastanesinin 11.04.2012 tarihli ve 092224D seri numaralı alkolmetre çıktısına göre; sanık ...’in 0,73 promil alkollü olduğu,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Aydın Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 04.10.2012 tarihli uzmanlık raporunda; alkollü şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonunun hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığının dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması hâlinde "Emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde" olup olmadığının tespitinin bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek, dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyonu gibi nörolojik, nistogmus, akomodasyon, görme gibi, oftalmolojik ve genel durumun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine ait tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği ancak alkol seviyesi 0,73 promil saptanan inceleme dışı sanık ...’in muayeneleri yapılmadığından, bu alkol oranındaki bireyin emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edip edemeyeceği hususunun tespit edilemeyeceğinin bildirildiği,
Anlaşılmaktadır.
Tanık ... aşamalarda; olay günü Sarıköy'deki bir tanıdığını bıraktığını, dönüş yolunda kazayı gördüğünü, kaza yerinde inceleme dışı sanık ...'in aracın dışında olduğunu, direksiyon koltuğunda oturan babasının dışarı çıkmaya çalıştığını, kendisinin de yardım ettiğini, daha sonra hastaneye götürdüklerin, olaya ilişkin bilgisinin bundan ibaret olduğunu,
İnceleme dışı sanık ... Kollukta; 11.04.2012 tarihinde saat 01.00 sıralarında Akçaova belde merkezinde olduğunu, babası olan sanık ...’in yanına gelerek "Eve gidiyoruz" dediğini ve babasına ait olan ... plaka sayılı araç ile Altınabat’ta bulunan evlerine gittiklerini, evde otururken midesinden rahatsızlandığını ve babasından kendisini Çine Devlet Hastanesine götürmesini istediğini, sanık ...’nin kullandığı araca binerek yola çıktıklarını, Akçaova belde girişine geldiklerinde karşıdan bir araç geldiğini ve babasının aracın direksiyon hâkimiyetini kaybederek yoldan çıkıp duvara çarptığını, çarpma esnasında yüzünün çeşitli yerlerinden yaralandığını, babasının yardımı ile araçtan indiğini, tanık Sezgin’e telefon ederek kendilerini alması için aradıklarını ve beraber Çine Devlet Hastanesine gittiklerini, bu kazadan ve yaralanmasından dolayı kimseden şikâyetçi ve davacı olmadığını,
İnceleme dışı sanık ... Mahkemede önceki beyanlarına ek olarak; kendisinin rahatsız oluşu sebebiyle kazanın nasıl olduğunu bilmediğini, sağ ön koltukta oturduğunu ve kaza sırasında yaralandığını, kaza sonrası aracın sağ ön kapısının sıkışması sebebiyle şoför mahallindeki sol ön kapıdan inmek zorunda kaldığını, şoför mahallindeki kanların bu şekilde bulaşmış olabilceğini, aracı sanık ...'nin kullandığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta; 11.04.2012 tarihinde, akşam saatlerinde oğlu olan inceleme dışı sanık ...’nin eve gelmediğini, oğluna bakmak için Akçaova belde merkezine doğru aracıyla gittiğini, oğlunu alarak Altınabat köyündeki evlerine geldiklerini, Ali’nin alkollü olması nedeniyle rahatsızlanması üzerine oğlunu Çine Devlet Hastanesine götürmek için kendisine ait olan ... plaka sayılı araç ile saat 01.00 sıralarında yola çıktığını, belde girişine geldiğinde karşıdan gelen bir aracın farlarının gözünü alması nedeniyle direksiyon hâkimiyetini kaybederek yoldan çıktığını, yol kenarında bulunan duvara çarptığını, çarpma esnasında yanında bulunan oğlu Ali’nin yüzünün çeşitli yerlerinden yaralandığını, kendisi ve oğlunun hemen araçtan çıktıklarını, arkadaşı olan tanık Sezgin’i telefonla arayarak çağırdığını ve tanığın aracı ile Çine Devlet Hastanesine gittiklerini,
Sanık ... Mahkemede önceki beyanlarına ek olarak; çarpmanın etkisi ile sağ ön kapının sıkıştığını, bu sebeple her ikisinin de sol ön kapıdan çıktıklarını, kendisinin kesinlikle oğlunun suçunu üstlenmediğini,
Savunmuştur.
Uyuşmazlığın çözümünde isabetli bir hukuki sonuca varılabilmesi için öncelikle, sanığa atılı suç üstlenme suçu ile ayrıca suçluyu kayırma suçu üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitabının "Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler" başlıklı dördüncü kısmının "Adliyeye Karşı Suçlar" başlıklı ikinci bölümünde, "Suç Üstlenme" başlığıyla düzenlenen 270. maddesi;
“Yetkili makamlara, gerçeğe aykırı olarak, suçu işlediğini veya suça katıldığını bildiren kimseye iki yıla kadar hapis cezası verilir. Bu suçun, üstsoy, altsoy, eş veya kardeşi cezadan kurtarmak amacıyla işlenmesi hâlinde; verilecek cezanın dörtte üçü indirilebileceği gibi, tamamen de kaldırılabilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Kişinin gerçekte hiç işlenmemiş veya başkası tarafından işlenmiş olan bir suçu kendisinin işlediğinden bahisle bildirimde bulunmasıyla oluşan suç üstlenme suçunun, belli akrabalık ilişkisi içinde bulunulan kişilerin cezadan kurtulması amacıyla işlenmesini kanun koyucu cezadan indirim nedeni ya da şahsi cezasızlık hâli olarak kabul etmiştir.
Suç üstlenme, adli makamların hataya düşürülmelerini, isabetsiz hüküm vermelerini ve dolayısıyla itibarlarını kaybetmelerini önlemek amacıyla adliye aleyhine bir suç olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla bu suçun ihdasıyla, adliyenin kişisel bir takım düşüncelerle hataya düşürülmesi önlenmek istenmiştir. İşlemediği bir suçu yetkili makamlar önünde üstlenen fail, yalnız gerçek suç ve suçluları takiple görevli bulunan adli makamların var oluş amaçlarına aykırı hareket etmelerine neden olacaktır. Bu bağlamda, suç üstlenme suçunun hukuki konusu ile; adliyeye karşı hileli davranışlarla, suçların takibinin saptırılmamasının amaçlanmış olmasından dolayı, Devletin yükümlülüğü olan adil yargılanma hakkının sağlanmasına ilişkin kamusal yarar korunmak istenmiştir.
Suç üstlenme suçu, failin yetkili makamlara gerçeğe aykırı olarak bir suçu işlediğini veya suça katıldığını bildirmesi suretiyle işlenmektedir. Burada failin üstlendiği suç, gerçekte işlenmemiş bir fiile ilişkin olabileceği gibi, işlenmiş bir suç da olabilecektir. Dolayısıyla, failin üstlendiği suça dair gerçeğe aykırılık; üstlenilen fiilin kendisine ya da failine yönelik olabilmektedir (Osman Yaşar - Hasan Tahsin Gökcan - Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, Cilt: 6, Ankara 2014, s. 8149).
Bu suçun oluşabilmesi için, failin gerçeğe aykırı beyanını yetkili makamlara bildirmesi gerekmektedir. Burada önemli olan husus, kendisine yapılan bildirim hakkında soruşturma başlatmakla ya da bildirimi soruşturma yapacak merciye iletmekle yükümlü olan bir makama başvurulmuş olmasıdır. Söz konusu makamlar da CMK'nın 158. maddesinde belirtilmiş olup bir suça ilişkin ihbar veya şikâyetin, Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
TCK'nın 270. maddesinde "suç" tabiri kullanıldığından, bu suçun oluşabilmesi için gereken diğer bir husus; üstlenilen fiilin, ceza hukuku anlamında bir suç teşkil etmesidir. Bu bağlamda kabahatler ve sadece idari yaptırımı gerektiren ihlaller bu suçu oluşturmayacaktır (Osman Yaşar - Hasan Tahsin Gökcan - Mustafa Artuç, s. 8150; Durmuş Tezcan - Mustafa Ruhan Erdem - R. Murat Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 16. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Eylül 2018, s. 1220).
Uyuşmazlık konusuyla ilgili "Suçluyu kayırma" suçu ise aynı Kanun'un 283. maddesinde;
“(1) Suç işleyen bir kişiye araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması için imkan sağlayan kimse, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun üstsoy, altsoy, eş, kardeş veya diğer suç ortağı tarafından işlenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin gerekçesinde; “Madde metninde, işlenmiş olan bir suçun failine, suçun işlenişine herhangi bir şekilde iştirak etmeksizin, yardımda bulunulması cezaî müeyyide altına alınmıştır. Bununla güdülen amaç, suç işlendikten sonra failin herhangi bir şekilde yardım görmesini engellemektir. Bu suretle ceza adaletinin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Ceza muhakemesinin amacını oluşturan maddî gerçeğin araştırılıp ortaya çıkarılması ve bu suretle adil bir yargıya varılması, suç şüphesi altında bulunan kişinin dahi esasta menfaatine bir husustur. Çünkü insan şahsîyetinin tekâmülü, ancak hakikat ve adaletle mümkün olabilecektir. Maddî gerçeğin tespitine dayalı olarak mahkemece hükmolunan ceza veya tedbirin infazı, suçlu kişinin işlediği suçtan dolayı içinde bulunduğu kusurluluk durumundan ibra olmasını, yani yeniden topluma kazandırılmasını sağlayacaktır. Bu bakımdan, suç şüphesi altında bulunan kişinin yargılanmasının veya hükümlü kişinin mahkûm olduğu cezanın veya tedbirin infazının engellenmesi, ceza adaletinin gerçekleşmesini engelleyecektir.
Bu suçun konusu, daha önce işlenmiş olan bir suçun işlenişine herhangi bir şekilde iştirak etmiş olan bir kişidir. Kayrılan kişi, önceki suçun faili veya şeriki olabilir. Bu kişi, önceden işlenen bir suçtan mahkûm olmuş bir kişi olabileceği gibi, sadece şüpheli veya sanık olması nedeniyle aranan bir kişi de olabilir.
Sanık veya mahkûm olan kimsenin saklanmasına yönelik her hareket, bu suçun oluşmasını sağlayacaktır. Sanık veya mahkûmun belli bir yerde saklanmasının temin edilmesinden başka; bu kişi, soruşturmanın veya infazın engellenmesi amacıyla örneğin bir başka ülkeye kaçırılmış olabilir. Bu tür fiilleri de söz konusu suç kapsamında değerlendirmek gerekir.
Belirtmek gerekir ki, hakkında tutuklama veya mahkûmiyet kararı verilen kişinin bir yerde barınmasını temin etme durumunda dahi, bu suçun oluştuğunu kabul etmek gerekir.
Bu suçun oluşabilmesi için, kayrılan kişinin araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması amacıyla hareket edilmesi gerekir. Böyle bir amaç güdülmemekle beraber, kişinin insani mülahazalarla bazı ihtiyaçlarının karşılanmış olması durumunda, söz konusu suç oluşmayacaktır.
Bu suçun faili herkes olabilir. Ancak, izlenen suç siyaseti gereğince, kayırma suçundan dolayı cezalandırılabilmesi için, kişinin önceden işlenmiş olan suça herhangi bir şekilde iştirak etmemiş olması aranmıştır. Keza, kayırma su

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat