Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/389 Esas 2019/608 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2019/389 E.  ,  2019/608 K.
"İçtihat Metni"



Kararı veren
Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 84-14

Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık ... hakkında ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 20.02.2019 tarih ve 84-14 sayı ile; sanığın TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanun'un 5/1, TCK'nın 62, 53, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca 9 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve mahsuba karar verilmiştir.
Hükmün sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "Onama" istemli 09.07.2019 tarihli ve 69780 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Temyiz incelemesi yapan Ceza Genel Kurulunca dosya incelenip görüşülerek gereği düşünüldü:
Hükmolunan ceza süresi yönünden yasal şartları oluşmadığından sanık müdafisinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Temyiz incelemesine geçilmeden önce; müdafisiyle birlikte hazır bulunduğu 20.02.2019 tarihli oturumda kısa kararın tefhim edilmesi üzerine, sanığın "Usul ve yasaya aykırı olarak karar verildiği, beraatine karar verilmesi gerektiği..." ibarelerine yer verip, gerekçeli kararın tebliğini de talep ederek hakkında verilen mahkûmiyet hükmünü 27.02.2019 tarihinde temyiz ettiği, kendisine 16.05.2019 tarihinde tebliğ edilen gerekçeli karara ilişkin ek temyiz dilekçesini ise CMK'nın 295/1. maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonra 31.05.2019 tarihinde verdiği anlaşılmakla, sanığın temyiz talepleri yönünden temyiz denetimi CMK'nın 289. maddesinde yazılı hukuka kesin aykırılık hâlleri ile hükmün maddi hukuka uygun olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmış, temyiz ve gerekçeli temyiz taleplerini süresi içerisinde sunan sanık müdafisinin temyiz dilekçelerinde belirttiği tüm hususlar ele alınmıştır.
Ceza Genel Kurulunca sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün isabetli olup olmadığı değerlendirilecek ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca, hâkimin reddi talebinin geri çevrilmesine ilişkin karara sanık müdafisi tarafından itiraz edilmesine rağmen bu hususta itiraz mercisince bir karar verilmeksizin yargılamaya devamla hüküm kurulmasının mümkün olup olmadığının öncelikle ele alınması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan kamu davasında, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından yapılan yargılamanın 11.10.2018 tarihli üçüncü ve 27.11.2018 tarihli dördüncü oturumlarında anılan Daire üyesi Abdurrahman Orkun Dağ'ın başkan sıfatıyla heyete iştirak ettiği,
27.11.2018 tarihli oturumda sanık müdafisi tarafından; "Tüm bunlardan ayrı olarak göndermiş olduğumuz dilekçede, bir BM kararından da bahsettik bir Neymar kararı olarak geçen karar söz konusu karardan ayrı olarak halen elimize ulaşmasa da bir Yargıtay üyesi Hamza Yaman yönünden de benzer nitelikte bir karar çıktığını haricen öğrenmiş bulunmaktayız. Fakat daha içeriği bize tebliğ olmadı fakat Adalet Bakanlığı'na da gönderildiğini de yine haricen öğrenmiş durumundayız. Söz konusu BM kararlarındaki tespitler sonuçta mahkemeyi bağlıyor mu bağlamıyor mu noktasındaki bir değerlendirme yapmak gerekirse bu noktada Anayasa'nın 90/5 ve 90. maddesinin genel düzenlemesine baktığımızda usulüne uygun olarak yürürlüğe giren uluslararası antlaşmalar hakkında Anayasa Mahkemesine dahi müracaat edilemeyeceği de dikkate alındığında bir normlar hiyerarşisine baktığımızda kanunun da üstünde olan bir norm olduğu görülen uluslararası antlaşmalara bu noktada riayet edilmesi gerekmektedir. Bu noktada belirtmek istediğimiz ikinci bir husus uluslararası antlaşmalar her ne kadar bu noktada bağlayıcı ise de yine Anayasa Mahkemesinin kararları da bu noktada bağlayıcıdır. Mahkeme heyetine başkanlık yapan Abdurrahman Orkun beyin bu noktada Anayasa Mahkemesince verilen kararı tanımamış olması bize bundan sonra vereceği kararlarda da tarafsız davranamayacağı yolunda bir düşünceye itmektedir. Bu birinci bir reddi hâkim talebi olarak birinci söylediğim husus, ikinci husus her ne kadar yasada bir düzenleme bulunmamakta ise de yasada düzenleme bulunmamaktan kaynaklı olarak veya yasal bir boşluktan kaynaklı olarak mahkeme heyetine başkanlık etmesi de yine usul ve yasaya aykırı olan bir durumdur. Bu nedenle hem tahliye talepleri noktasında hem reddi hâkim taleplerimiz noktasında bir değerlendirme yapılmasını da talep ediyoruz." şeklindeki gerekçelerle heyet başkanı hakkında hâkimin reddi talebinde bulunulduğu,
Bu talep üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince aynı oturumda;
"1-Sanık müdafisi tarafından Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ hakkında CMK 24/1-2 maddesi uyarınca sözlü olarak ileri sürdüğü hâkimin reddi sebepleri incelendiğinde;
Yargıtay Kanunu 46. maddenin en kıdemli üyenin heyet başkanlığı yapacağı yolundaki amir hükmünün heyetimizde uygulandığı ve 1. Heyet başkanlığını Daire Başkanı Burhan Karaloğlu'nun icra ettiği heyete başkanlık eden kıdemli üye ya da Daire Başkanı olmadığında bu hususta bir açık düzenlemenin mevcut olmadığı keza 9. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi olarak görevlendirildiği ve tâbi olduğu CMK ve 5235 sayılı yasa hükümleri çerçevesinde kıdemli üye ya da Başkan olmadığında heyet başkanlığını kimin yapacağı konusunda bir mutlak belirleyicilik bulunmadığı;
Bunun yanında sanık müdafisi tarafından hâkim reddine örnek olarak gösterilen bir başka dosyanın dosyamızda ilişiğinin bulunmadığı değerlendirilmekle 5271 sayılı CMK'nın 31/1-b-c maddesi kapsamında yeterli delil olmadan ve duruşmaları uzatma amacına yönelik olduğu kanaatine varılmakla anılan Yasa'nın 31/2 maddesi uyarınca geri çevrilmesine,
Bu karara karşı aynı Yasa'nın 31/3 maddesi uyarınca Yargıtay 10. Ceza Dairesi nezdinde 7 gün içerisinde Mahkememize verilecek dilekçe ya da tutulacak zabıtla itiraz edilebileceğinin hatırlatılmasına (hatırlatıldı),
2-Savunma tarafına esasa yönelik beyanları için süre verilmesine,
3-Sanığın üzerine atılı FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması ve yüklenen eylemin CMK'nın 100/3. maddesinde belirtilen suçlardan olması, suçun vasıf ve mahiyeti ile kanunda gösterilen ceza miktarları dikkate alındığında verilen tutuklama tedbirinin CMK hükümleri ve AİHS 5. madde uyarınca ölçülü ve orantılı olduğu, bu aşamada hükmedilecek adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı kanaatine varılması nedeniyle tahliyeye ilişkin taleplerinin reddi ile tutukluluk halinin devamına,
CMK'nın 107. maddesi gereğince tutukluluk hâlinin devamına ilişkin karara karşı 7 gün içinde Yargıtay 10. Ceza Dairesi nezdinde itiraz edilebileceğinin bildirilmesine (bildirildi)" şeklinde ara kararlar verilerek hâkimin reddi talebinin geri çevrilmesine ve tutukluluk hâlinin devamına karar verildiği,
Sanık müdafisi tarafından sunulan 29.11.2018 tarihli dilekçe ile hâkimin reddi talebinin geri çevrilmesi ve tutukluluğun devamına ilişin kararlara itiraz edilmesi üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 03.12.2018 tarihli ek kararları ile itiraz nedenleri yerinde görülmediğinden "Kararlarda düzeltilme yapılmasına yer olmadığına" karar verilerek, dosyanın itiraz mercisi olan Yargıtay 10. Ceza Dairesine gönderildiği,
Yargıtay 10. Ceza Dairesince 27.12.2018 tarih ve 2018/627 değişik iş sayı ile; tutukluluk hâlinin devamına ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığından itirazın reddine karar verildiği, ancak hâkimin reddi talebinin geri çevrilmesine ilişkin itiraz hususunda bir değerlendirme yapılmadığı, daha sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesince yargılamaya devam olunarak 20.02.2019 tarihli beşinci oturumda hüküm kurulduğu,
Anlaşılmaktadır.
Ön sorunun sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulması için bu konudaki yasal düzenlemelere değinilip, Yargıtay Ceza Dairelerinin "İlk derece mahkemesi" sıfatı ile baktıkları davalarda hâkimin reddi taleplerine ilişkin başvurularda izlenecek olan usulün belirlenmesinde fayda bulunmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun "Genel esaslar" başlıklı 39. maddesi;
"Yargıtay daireleri ile kurulları oylamaya katılacakların tümünün hazır bulunması veya bu Kanunla belli edilen çoğunluğun meydana gelmesi halinde toplanır.
Görüşmeler gizli olur. Daire ve kurullarda kararlar çoğunlukla verilir. Özel hükümler saklıdır.
Dairelerin veya genel kurulların başkan ve üyeleri reddolunabilirler. Ret hususundaki istemler, reddedilen başkan veya üye katılmaksızın ilgili daire veya genel kurullarca incelenerek kesin karara bağlanır. Daire ve kurulların toplantılarını engelleyen toplu ret istemleri dinlenmez." şeklinde düzenlenmiştir.
Maddenin birinci fıkrasında daireler ve kurulların, oylamaya katılacak olan üyelerin tamamının hazır olması veya kanunda belirlenen sayıya ulaşılması hâlinde toplanabileceği belirtilmiş, ikinci fıkrasında özel hükümler ayrıksı olmak üzere görüşmelerin gizli olacağı ve kararların çoğunlukla verilebileceği düzenlenmiş, üçüncü fıkrasında ise dairelerin veya genel kurulların başkan ve üyelerinin reddolunabilecekleri, reddolunmaları durumunda reddedilen başkan veya üye katılmaksızın anılan daire veya kurul tarafından ret isteminin kesin bir şekilde karara bağlanacağı ve heyetin tümünün toplanmasını engelleyen ret istemlerinin dinlenmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun "Hâkimin reddi sebepleri ve ret isteminde bulunabilecekler" başlıklı 24. maddesi;
"(1) Hâkimin davaya bakamayacağı hâllerde reddi istenebileceği gibi, tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da reddi istenebilir.
(2) Cumhuriyet savcısı; şüpheli, sanık veya bunların müdafii; katılan veya vekili, hâkimin reddi isteminde bulunabilirler.
(3) Bunlardan herhangi biri istediği takdirde, karar veya hükme katılacak hâkimlerin isimleri kendisine bildirilir.",
"Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı hâkimin reddi isteminin süresi" başlıklı 25. maddesi;
"(1) Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı bir hâkimin reddi, ilk derece mahkemelerinde sanığın sorgusu başlayıncaya; duruşmalı işlerde bölge adliye mahkemelerinde inceleme raporu ve Yargıtayda görevlendirilen üye veya tetkik hâkimi tarafından yazılmış olan rapor üyelere açıklanıncaya kadar istenebilir. Diğer hâllerde, inceleme başlayıncaya kadar hâkimin reddi istenebilir.
(2) Sonradan ortaya çıkan veya öğrenilen sebeplerle duruşma veya inceleme bitinceye kadar da hâkimin reddi istenebilir. Ancak bu istemin, ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılması şarttır.",
"Ret isteminin usulü" başlıklı 26. maddesi;
"(1) Hâkimin reddi, mensup olduğu mahkemeye verilecek dilekçeyle veya bu hususta zabıt kâtibine bir tutanak düzenlenmesi için başvurulması suretiyle yapılır.
(2) Ret isteminde bulunan, öğrendiği ret sebeplerinin tümünü bir defada açıklamak ve süresi içinde olguları ile birlikte ortaya koymakla yükümlüdür.
(3) Reddi istenen hâkim, ret sebepleri hakkındaki görüşlerini yazılı olarak bildirir.",
"Hâkimin reddi istemine karar verecek mahkeme" başlıklı 27. maddesi;
"(1) Hâkimin reddi istemine mensup olduğu mahkemece karar verilir. Ancak, reddi istenen hâkim müzakereye katılamaz. Bu nedenle mahkeme teşekkül edemezse bu hususta karar verilmesi;
a) Reddi istenen hâkim asliye ceza mahkemesine mensup ise bu mahkemenin yargı çevresi içerisinde bulunan ağır ceza mahkemesine,
b) Reddi istenen hâkim ağır ceza mahkemesine mensup ise o yerde ağır ceza mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için (1) numaralı daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise, en yakın ağır ceza mahkemesine,
Aittir.
(2) Ret istemi sulh ceza hâkimine karşı ise, yargı çevresi içinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi ve tek hâkime karşı ise, yargı çevresi içerisinde bulunan ağır ceza mahkemesi karar verir.
(3) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin başkan ve üyelerinin reddi istemi, reddedilen başkan ve üye katılmaksızın görevli olduğu dairece incelenerek karara bağlanır.
(4) Ret isteminin kabulü halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat