"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 2180-2087
Maktuller ..., ..., ... ve ...'a yönelik kasten öldürme suçundan sanık ...'ın TCK'nın 81/1, 62, 53, 63 ve 54. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile 4 kez cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin Burdur Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29.06.2017 tarihli ve 59-164 sayılı ceza miktarı yönünden resen istinafa tabi olan hükümlere yönelik olarak sanık müdafisi ve katılanlar vekilleri tarafından da istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesince, 28.09.2017 tarih ve 2180-2087 sayı ile istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Hükümlerin sanık müdafisi ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 24.09.2019 tarih, 1786-3911 sayı ve oy çokluğuyla temyiz itirazlarının esastan reddine karar verilmiş;
Daire Üyeleri O. Erdim ve İ. Temir; "...Sanık hakkında TCK'nın 62. maddesinin uygulanmaması gerektiği," düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 08.12.2019 tarih ve 63868 sayı ile;
"...Hiçbir sebep bulunmaksızın birbirleriyle irtibatı olmayan dört ayrı kişinin öldürülmesi olayında, sanık hakkında takdiri indirim maddesinin uygulanması hak, adalet ve nesafet kurallarına uymayacağı, takdiri indirim nedeni uygulanarak verilen cezaların sanığın işlediği nedensiz dört ayrı öldürme suçunu karşılamayacağından, kararın bozulması gerektiği," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 20.01.2020 tarih, 3870-152 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK’nın 62. maddesi hükmünün uygulanmasının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
08.09.2016 tarihli olay yeri inceleme raporunda; maktuller ..., ... ve ...’in ateşli silahla vuruldukları yerin Burdur ilinin, Bucak ilçesine bağlı Keçili köyüne 2.500 metre mesafede bulunan Kaynaklı mevkisi olduğu, maktuller ... ve ...’in cesetlerinin olay yerinde bulunduğu, ...’nun ise olay yerinden kaldırılarak hastaneye götürülmüş olduğu, olay yerindeki cesetler arasında yaklaşık 40 metre mesafe bulunduğu, ...’in başının yanında ince bir değnek ile zeminde 5 adet boş av tüfeği kartuşu, kan birikintisi ve maktullere ait cep telefonlarının olduğu bilgilerine yer verildiği,
15.09.2016 tarihli olay yeri inceleme raporunda; maktul ...’un ölümüne neden olan olayın Bucak ilçesine bağlı Keçili köyünün 2,3 km batısında Çakalyeri mevkisi olarak bilinen boş arazide meydana geldiği, ...’un hastaneye kaldırılmış olduğu, olay yerinde kan birikintisi, maktule ait şapka, cep telefonu, 4 adet boş av tüfeği kartuşu ile bir adet fişek tapası bulunduğunun belirtildiği,
Sanık ... hakkında Bucak Devlet Hastanesince düzenlenen 08.09.2016 tarihli raporda, sanığın alkolsüz olduğu, başta, frontal sol kısımda dokunmakla ağrı tarif edildiği, yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu; Korkuteli Devlet Hastanesince düzenlenen 08.09.2016 tarihli raporda ise; başta, temporal bölgede 3x3 cm ebadındaki hiperemik bölgede yumuşak doku zedelenmesi bulunduğu, kişideki bu yaralanmanın şahsın yaşamını tehlikeye sokmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun ifade edildiği,
Antalya Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesince;
Maktul ... hakkında düzenlenen 02.11.2016 tarihli otopsi raporunda; 176 cm boyunda, 75-80 kg ağırlığında, 50-55 yaşlarındaki erkek cesedinde, batında ve sağ uylukta olmak üzere iki isabet bulunduğu, ince bağırsakta ve sağ iliak vende yarası bulunan şahsın ölümünün av tüfeği iri saçma taneleri yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar harabiyeti ile iç kanama sonucu meydana geldiğinin,
Maktul ... hakkında düzenlenen 09.11.2016 tarihli otopsi raporunda; 177 cm boyunda, 65-70 kg ağırlığında, 30-35 yaşlarındaki erkek cesedinde, sağ omuzda, sağ ve sol bacakta olmak üzere 4 atışla oluşması mümkün giriş delikleri bulunduğu, popliatel arter ve ven ile tibialis arter ve venin parçalanmış olduğu, ölümün av tüfeği saçma tanelerine bağlı büyük damar harabiyeti ile kan kaybı sonucu meydana geldiğinin,
Maktul ... hakkında düzenlenen 11.11.2016 tarihli otopsi raporunda; 180 cm boyunda, 70-75 kg ağırlığında, 25-30 yaşlarındaki erkek cesedinde her iki bacakta en az 4 atışla oluşabilir nitelikte 4 isabet bulunduğu, ölümün av tüfeği saçma tanelerine bağlı büyük damar harabiyeti ile kan kaybı sonucu meydana geldiğinin,
Maktul ... hakkında düzenlenen 14.11.2016 tarihli otopsi raporunda; 170 cm boyunda, 65-70 kg ağırlığında, 40-45 yaşlarındaki erkek cesedinde, tek atışla oluşması mümkün ateşli silah iri saçma giriş deliği bulunduğu, ölümün av tüfeği saçma tanelerine bağlı büyük damar harabiyeti ile kan kaybı sonucu meydana geldiğinin, belirtildiği,
08.09.2016 tarihli tutanakta; “…... ile müşahede odasında yapılan görüşmede hayvanlarını otlattığı sırada kendilerine ait çoban köpeklerinin kavga ettiğini, bunun üzerine ... ile tartıştıklarını, bu sırada ...’ın kendisine ve eşine küfrettiğini, sonra kendisinin...’in yanından ayrıldığını, biraz uzakta hayvanlarını otlatmaya devam ettiğini, bu sırada...’in bağıra bağıra birileri ile telefonda konuştuğunu ve ‘gelin buraya görüşelim’ dediğini duyduğunu, bir müddet sonra ... ve ...’in ...’ın yanına gelip tartıştıklarını, sonra...’in motoru ile bir yere gittiğini ve av tüfeğini alarak geri geldiğini, önce ...’i sonra ...’i vurduğunu gördüğünü, yanına gelen ...’a ‘Abi yapma, etme’ diye yalvardığını ancak...’in silahla kendisini de vurarak kırmızı renkli motosikleti ile kaçtığını, ... müşahede altında tarafımıza olayla ilgili bu hususları beyan etmiştir. Söylediklerinin tekrarlaması durumunda kameraya kaydedileceğinin söylenmesi üzerine şahıs konuşamayacağını, ağrılarının olduğunu, beyan etmiş olup işbu tutanak hazır bulunanlarca imza altına alınmıştır. 08.09.2016, saat 12.30” ibaresinin bulunduğu,
“Teslim ve Tesellüm Tutanağı” başlıklı tutanakta; 08.09.2016 tarihinde sanık ...’ın Bucak İlçe Jandarma Komutanlığına gelerek teslim olduğu, suçta kullandığını belirttiği Cesur marka, seri numarası silinmiş, atım yatağı boş, yarı otomatik av tüfeğini rızası ile görevlilere teslim ettiğinin ifade edildiği,
Jandarma Genel Komutanlığınca düzenlenen 02.11.2016 tarihli uzmanlık raporunda; maktuller ..., ... ve ... ile sanıktan alınan svap örnekleri üzerinde atış artığına rastlanıldığı, maktul ...’nun pantolonu üzerindeki delikler etrafındaki atış artıklarına rastlanılamaması karşısında atışın uzak atış mesafesinden, ...’in pantolonu üzerindeki delikler etrafındaki atış artıklarından atışın uzağa yakın atış mesafesinden, maktul ...’un gömleği ve pantolonu üzerindeki delikler etrafındaki atış artıklarından, atışın uzağa yakın atış mesafesinden, ...’in tişört ve pantolonundaki delikler etrafındaki atış artıklarından, atışın yakın atış mesafesinden yapılmış olduğunun belirtildiği,
04.10.2016 tarihli uzmanlık raporunda; suçta kullanıldığı belirtilen ve sanık tarafından teslim edilen Cesur Magnum ibareli av tüfeğinin 12 kalibre av fişeği istimal eden, namlusu yiv set ihtiva etmeyen, fişek hazneli, yarı otomatik bir av tüfeği olduğu, incelenmek üzere gönderilen 9 adet boş fişek kartuşunun incelenen av tüfeğinden atıldıkları, 10.10.2016 tarihli raporda ise; tüfeğin yan yüzeyindeki seri numarasının fiziksel müdahale ile tahrifat yapılarak okunamaz hâle getirildiği tespitlerine yer verildiği,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 18.10.2019 tarihli yazıda; 28.05.2019 tarihinde serebrovasküler olay geçirdiği bildirilen ve Kurulca yapılan muayenesinde sağda spastik hemipleji, motor afazi tespit edilen sanık ...’ın hâlihazırda 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 16/6. maddesi kapsamında değerlendirildiği, hayatını yalnız idame ettiremeyeceği, 6 (altı) ay süreyle fizik tedavi ve rehabilitasyonunun sağlanması gerektiği, 6 (altı) aylık süre sonunda son durumunu gösteren sağlık kurulu raporu, yeni çekilecek kranial MR tetkiki ve fizik tedavi ve rehabilitasyon sonu değerlendirme raporu ile birlikte muayeneye gönderilmesi hâlinde sorulan hususlar hakkında yeniden değerlendirme yapılacağının belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... Mahkemede; maktul ...'nun annesi olduğunu, olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,
Katılan ... Mahkemede; ...'un ablası olduğunu, olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,
Katılan ... Mahkemede; maktul ...’in oğlu, maktul ...’in ise kardeşi olduğunu, olay günü mermer fabrikasında çalıştığını, annesinin telefonla arayarak olayı kendisine haber verdiğini, olay yerine hemen gittiğinde babası ve kardeşini yerde yatarken gördüğünü, sanıktan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
Katılan ... Mahkemede; maktul ...'nun eşi olduğunu, olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,
Katılan ... Mahkemede; maktul ...'in annesi olduğunu, olayla ilgili görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,
Katılan ... Mahkemede; maktul ...'un annesi olduğunu, oğlunun hayatının tehlikede olduğundan bahisle daha önce sanık hakkında şikâyette bulunup dilekçe verdiğini, olaya ilişkin görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,
Tanık... Kollukta; sanığın babası olduğunu, oğlunun hayvancılık yaptığını, eşi ve çocuklarıyla birlikte yanlarında yaşadığını, sanığın maktullerden ... ile 5 yıldır dargın olduğunu ve konuşmadıklarını, maktullerden ..., ... ve ... ile de hayvanları nedeniyle sürekli tartıştıklarını, bu şahısların köpeklerinin sanığa ait hayvanları ürküttüğünü, tartışmaların da bu nedenle çıktığını, sanığın av tüfeğini yanında taşıdığını,
Tanık ... Kollukta; Keçili köyü muhtarı olduğunu, olay günü saat 10.30 sıralarında sanığın kendisini telefonla arayarak “...’u vurdum, cankurtaran çağır, ...’ın büyük tarlasına gelsinler,” dediğini, sanığın ayrıca diğer maktuller ..., ... ve ...’yu kastederek “Arapları da vurdum,” dediğini ancak bunların yerini söylemediğini, sanığın “Jandarma beni aramasın, 5 gün sonra gelip teslim olacağım” da dediğini, sanıkla bu kişiler arasında Mahkemeye yansıyan uyuşmazlıklar bulunduğunu,
Tanık ... Kollukta; olay günü Keçili köyündeki ikametinde oturduğu sırada saat 09.00 sıralarında maktullerden ...’in kendisini telefonla arayarak otlamaları için araziye saldığı kendi keçilerini bahçeden uzaklaştırmasını istediğini, bunun üzerine olay yerinin yakınlarında otlayan keçileri maktulün isteği doğrultusunda bahçeden uzaklaştırdığını ve durumu bildirmek için maktul ...’a telefon ettiğini, telefonun açılmaması üzerine önce ...’i, ardından da ...’yu aradığını ama hiçbirine ulaşamadığını, bu esnada omzunda tüfek asılı olan sanık ...’ın motosiklet ile yanından geçtiğini ve kendisine “Sinangilleri ararsan seni vururum” dediğini ve motosikleti ile hızla olay yerine doğru gittiğini, kendisinin de sanığın ardı sıra olay yerine gittiğini, olay yerine vardığında maktuller ... ile ...’i birbirlerine 2 metre mesafede yerde kan içinde, maktul ...’i ise bunlara 50 metre mesafede yerde kan içinde gördüğünü, gözleri kapalı, zorla nefes alan ve yutkunan ...’ın kısa süre sonra öldüğünü, bacaklarından yaralanmış olan...’in kanamasının bulunduğunu, sanığı ise olay yerine yaklaşık 500 metre mesafede, motosikleti ile hızla uzaklaşırken gördüğünü, olay meydana geldiği sırada araçta ve olay yerine belli bir mesafede olduğu için tüfek sesi işitmediğini,
İstinabe olunan Mahkemede; olay günü saat 09.30 sıralarında maktul ...’ın kendisini telefonla aradığını ve arazide otlayan keçilerini bahçeye girmemesi için çevirmesini istediğini, kendisinin d