"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 763-805
Olası kasıtla öldürme suçundan sanık ...'in TCK'nın 81/1, 21/2, 62/1, 53, 63 ve 54. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.03.2018 tarihli ve 382-149 sayılı resen istinafa tabi hükme yönelik olarak sanık ve müdafisi tarafından da istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 21.06.2018 tarih ve 763-805 sayı ile; istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 10.09.2019 tarih ve 1948-3653 sayı ile; temyiz itirazlarının esastan reddine oy çokluğuyla karar verilmiş,
Daire Üyeleri C. Topaktaş ve İ. Temir;
"...Somut olayda sanık tabancasının mekanizmasını çekip bıraktıktan ve şarjörünü çıkardıktan sonra tabancasının boş olduğu zannıyla hareket etmiştir. Olayın gerçekleşme şekli konusunda Mahkemeler farklı düşünmemektedir. Yerel Mahkemenin olası kast ile ilgili değerlendirmesinde tabancanın içinde mermi kaldığını sanığın düşünmesi gerektiği denilmek suretiyle bu hâl olası kast olarak kabul edilmiş ve sanık olası kastla öldürmeden sorumlu tutulmuştur. Sanığın tabancanın içerisinde mermi kaldığını bilmesi ya da bilmemesi tamamen dikkat ve özen yükümlülüğü ile ilgili bir durumdur. Sanığın tabancasının içinde mermi kalmadığı düşüncesiyle hareket ettiği bir durumda, öldürme suçunun unsurlarının sanık tarafından öngörüldüğünü söylemek mümkün değildir. Sanığın böyle bir durumu bilmesi hâlinde zaten bu şekilde hareket etmeyeceği açıktır. Gerek maktule gerek başka bir kişiye karşı herhangi bir suç işleme düşüncesiyle hareket etmeyen, öngördüğü hâlde fiili işlemesi gibi bir durum söz konusu olmayan sanığı olası kastla öldürmeden sorumlu tutamayacağımız kanaatindeyiz. Sanığın bilinçli taksirle ölüme neden olmaktan sorumlu tutulması gerektiği,
" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 01.01.2020 tarih ve 73921 sayı ile;
"...Sanığın eyleminin, bilinçli taksirle öldürme suçunu oluşturduğu," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.02.2020 tarih, 160-293 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan verilen 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar, itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında olası kasıtla öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin olası kasıtla öldürme suçunu mu yoksa bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
22.08.2017 tarihli tutanakta; İstanbul ili, Bağcılar ilçesinde ateşli silahla yaralama olayı meydana geldiğinin bildirilmesi üzerine, olay yerine gidildiği, yaralı şahsın güvenlik görevlileri gelmeden önce hastaneye kaldırılmış olduğu, kimliği tespit edilen ve telefonla aranarak polis merkezine gelmesi istenen sanık ...’in polis merkezine gelerek belinden çıkardığı tabancasını görevlilere verip teslim olduğunun ifade edildiği,
22.08.2017 tarihli olay yeri inceleme raporunda; olayın İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, 100 Yıl Mahallesi’nde 2165 ile 2180. Sokakların kesiştiği yerde meydana geldiği, yerde 1 adet 9 mm çapında... ibareli fişek ile kan olduğu düşünülen kırmızı sıvı birikintisi ve 9 mm çapında... ibareli boş kovanın bulunduğu, atış artığı incelemesinde kullanılmak üzere sanık ... ile hastanede tedavi görmekte olan maktulün ellerinden svap örneklerinin alındığının belirtildiği,
Medipol Mega Hastaneler Kompleksince düzenlenen 22.08.2017 tarihli epikrizde; genel durumu kötü, şuuru kapalı, hipotansif, çekilen bilgisayarlı tomografide kafa kaidesinde parçalı kırıklar ve yaygın beyin ödemi olduğu görülen maktulün kulaklarından ve burnundan sızma şeklinde yoğun kan geldiği, beyin cerrahisine bilgi verildiği, acil operasyon düşünülmediği, saat 08.15’te maktulün kalbinin durduğu, adrenalin verilerek kalp masajına başlandığı, yanıt alınamaması üzerine saat 08.45’te öldüğü kabulü ile resusitasyonun sonlandırıldığı bilgilerine yer verildiği,
Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince düzenlenen 21.11.2017 tarihli otopsi raporunda; 15-20 yaşlarında, 172 cm boyunda ve 67 kg ağırlığındaki erkek cesedinin baş kısmında, sol gözde, etrafında 0,5 cm çapında is ve vurma halkası bulunan ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası olduğu, mermi çekirdeğinin soldan sağa, aşağıdan yukarıya seyirle mastoidde kırığa yol açtığı, sağ kulak arkasında, boyna doğru, deri altında muhtemelen 9 mm çapında bir adet mermi çekirdeğinin insizyonla çıkarıldığı, kanda ve idrarda alkol bulunmadığı tespitlerine yer verildikten sonra raporun sonuç kısmında, kişinin vücudunda bir adet ateşli silah mermi çekirdeği yaralanması tespit edildiği, bu yaralanmanın tek başına öldürücü nitelikte olduğu, cilt, cilt altı bulgularına göre atışın yakın atış mesafesinden yapılmış olduğu, kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kafa kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiş olduğunun ifade edildiği,
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesince sanık hakkında düzenlenen 22.08.2017 tarihli adli raporda; sanığın herhangi bir şikâyetinin olmadığı, fiziksel muayenesinin doğal olduğunun belirtildiği,
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 07.09.2017 tarihli uzmanlık raporunda; maktul ve sanıktan alınan el svap örneklerinde atış artığına rastlanılmadığı, 29.08.2017 tarihli raporda ise; sanık tarafından teslim edilen 9 mm çaplı Parabellum tipi fişek atan, el yapısı, numarasız, fişek yatağı dâhil 11,5 cm namlu uzunluğu bulunan yarı otomatik tabancanın ateş etmesine mani mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı, incelemeye konu silahın 6136 Kanun’a göre yasak niteliğini taşıdığı, 1 adet dolu fişeğin kapsülü üzerinde teşhise ve tespite elverişli karakteristik izler bulunmayan ateşleme iğnesi temas izi olduğu, boş kovanın incelemeye konu tabancadan atıldığı tespitlerine yer verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... Kollukta; maktulün annesi olduğunu, olay gecesi maktule yemek yedirdiğini, saat 22.00 sıralarında arkadaşları ile görüşeceğini söyleyen maktulün evden çıktığını, saat 01.30 sıralarında 2 el silah sesi işittiğini, maktulün sokakta olduğunu bildiği için aşağıya indiğini, oğlunu yerde hareketsiz yatarken kan içinde gördüğünü, maktulü arkadaşı sanık ...’in vurduğunu çevredekilerden duyduğunu, oğlunu vurarak öldüren sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; maktulün 3 arkadaşı ile birlikte evin önünde oturduğunu, eve gelmesi için balkondan seslendiği maktulün “Geliyorum anne” demesi üzerine balkondan içeri girdiğini, tam bu esnada 1 el silah sesi duyduğunu, balkona koştuğunda “Vuruldu” şeklinde sesler duyduğunu, balkondan aşağıya atlamaması için evdekilerin kendisini tuttuğunu, aşağı indiğinde oğlunu kan içinde yerde yatarken gördüğünü, oğlunun kasten vurulduğunu, olay yerinde “Kovanı toplayın” diye sesler işittiğini, Kollukta 2 el silah sesi işittiğini söylemiş ise de, o gün sokakta asker eğlencesi yapıldığını, bu yüzden karıştırmış olabileceğini, 1 el silah sesi işittiğini,
Katılan ... Mahkemede; maktulün babası olduğunu, olayı görmediğini, bağırışlar üzerine aşağı indiğinde oğlunun vurulmuş olduğunu gördüğünü, şikâyetçi olduğunu,
Tanıklar... ve ... benzer şekilde Kollukta; maktul ile arkadaş olduklarını, olay gecesi maktul ile birlikte vakit geçirirlerken yanlarına sanık ile tanık ...’nın geldiğini, ardından da maktulün uzak bir akrabasının kısa süreliğine yanlarına uğradığını, bu şahsın maktule “Eve çabuk gel, yarın erken gideceğim, bana bir sözün var.” deyip yanlarından ayrıldığını, sanığın maktule hitaben “Ne sözün var?” diye sorduğunu, maktulün de şaka olsun diye “Silah sözüm var.” dediğini, bu sırada sanığın belinden kırmızı kabzalı, siyah renkli bir tabanca çıkardığını, maktulün sanığa hitaben “O silah kurusıkı” dediğini, sanığın ise silahın gerçek olduğunu söyleyerek silaha mermi sürdüğünü, maktulün silahla ateş etmek istediğini, sanığın buna izin vermediğini, doldur boşalt yapan sanığın şarjörü çıkardığını, o anda silahın birden ateş aldığını, merminin maktulün sol gözüne isabet ettiğini, sanığın kasıtlı olarak hareket ettiğini düşünmediklerini,
Tanık ... Mahkemede; silahın kurusıkı olmadığını göstermek isteyen sanığın silahın ağzına mermi verdiğini, doldur boşalt yaptığını, bu sırada namludaki merminin eline düştüğünü, sonra şarjörü çıkardığını, maktulle arasında yaklaşık 20 cm bulunan sanığın daha sonra silahı maktulün omzuna doğru götürdüğünü ve “Bak nasıl patlıyor, ses çıkarıyor” dediğini, bu esnada silahın patladığını, maktulün yere düştüğünü, maktulün şaka yaptığını düşünerek ayağı ile maktulü dürterek “Kalk lan” dediğini, kanamayı görünce maktulün vurulduğunu anladıklarını, sanık yanlarına geldiğinde silahı gösterirken silahta 2 mermi olduğunu gördüklerini,
Tanık ... Mahkemede; sanığın silahın kurma kolunu çektiğini, bu aşamadan sonra o tarafa bakmadığı için silahın ateş alma anını görmediğini, olaydan sonra sanığın “Ben ne yaptım, kovan nerede” şeklinde sözler söylediğini,
Tanık ... Kollukta; diğer tanıklar... ve ...’in olaya ilişkin anlatımlarını tekrarladıktan sonra, sanığın daha önce de silahla bu tarz şakalar yaptığını, kendisini ispatlamak için kurusıkı silah taşıyıp gösteri olsun diye orta yerde silah çıkardığını, sanığı böyle davranmaması hususunda defalarca uyardığını, silahın gerçek olduğunu bilmediğini, kurusıkı zannettiğini, maktul vurulduktan sonra sanığın bir süre boş kovanı aradığını daha sonra olay yerinden kaçtığını, kendilerinin 112 Acil Servisi arayarak arkadaşları olan maktulü hastaneye götürmeye çalıştıklarını,
Mahkemede; sanığın silahın kurusıkı olmadığını göstermek için doldur boşalt hareketi yaptığını, bir mermi çıkarıp gösterdiğini, maktulün silahı almak istediğini ve ayağa kalktığını, bu sırada sanığın tekrar doldur boşalt hareketi yaptığını, mekanizmayı çekip bıraktığı anda silahın patladığını, sanıkla maktulün arasında yaklaşık yarım metre kadar mesafe olduğunu, silah patlar patlamaz maktulün yere düştüğünü, çocukluk arkadaşı olduklarını, aralarında kavga, husumet bulunmadığını, sanığın şarjörü çıkardıktan sonra tekrar takıp takmadığını hatırlamadığını, kurma mekanizması çekilip bırakıldığında patlama sesi duyduğunu, patlama anını görmediğini, sanığın olaydan 3-4 ay önce silah taşımaya başladığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta; 19 yaşında, bekâr ve işsiz olduğunu, olay gecesi saat 02.00 sıra