Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/218 Esas 2020/496 Karar
Karar Dilini Çevir:
Ceza Genel Kurulu         2020/218 E.  ,  2020/496 K.
"İçtihat Metni"



Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 1737-1572


Sanık ... hakkında beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel saldırı suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılamasında eyleminin basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanığın TCK’nın 102/1-birinci cümle, 102/3-a, 43/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.03.2018 tarihli ve 246-117 sayılı resen istinafa tabi hükmün sanık müdafisi tarafından da istinaf edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesince 01.10.2018 tarih ve 1737-1572 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kararın da sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 10.09.2019 tarih, 730-10726 sayı ve oy çokluğu ile onanmasına karar verilmiş,
Daire Üyeleri S. Aker ve Y. Gezgin;
"Sanık hakkında katılan mağdureyi istismar ettiğinden bahisle açılan kamu davasının yapılan yargılması neticesinde sanığın TCK'nın 102/1-1. cümle,102/3-a ve 43. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu kararın istinafı üzerine istinaf istemi reddedilmiştir. İstinaf isteminin reddi kararının da temyizi üzerine dairemizce yapılan incelemede sayın Daire çoğunluğu ile ihtilafımız suçun sübut bulup bulmadığı hususundadır.
Bir sanığı mahkûm edebilmek için tam bir kanıya ulaşılması, bu kanının kesin delillerle desteklenmesi gerekmektedir. Görülen davada üvey baba olan sanık tüm aşamalarda suçlamaları kabul etmemiştir. Katılan mağdurenin annesi olan tanık da bazı ifadelerinde olayı gördüğünü, bazılarında ise görmediğini beyan ederek çelişkili beyanlarda bulunmaktadır.
Katılan mağdurede orta ile hafif derece sınırında zekâ geriliği bulunmaktadır. Beyanlarına ana hatlarıyla itibar edilebilir olduğu Adli Tıp Kurumu raporuyla belirlenmiştir.
Sayın Daire çoğunluğu, ilk derece ve istinaf mahkemesine, sanığın suçu işlediğini kabule götüren katılan mağdurenin beyanlarıdır. Katılan mağdure yargılama aşamasında okuldan geldiği zamanını hatırlayamadığı bir gün sanığın kendisini eğerek arkadan cinsel organını soktuğunu, 22.03.2016 tarihli ifadesinde de ayrıca değişik zamanlarda yatağına gelip arkadan yaptığını, dudaklarından öptüğünü, genital bölgesine parmak soktuğunu ve okşadığını söylemiştir. Bu ifade sırasında bulunan psikolog da katılan mağdurenin kullanılmaya ve yönlendirilmeye açık olduğu görüşünü belirtmiştir. Dosyada bulunan raporlara göre katılan mağdurenin cinsel saldırıya uğradığına dair hiçbir bulguya ulaşılamamıştır. Dinlenen tanık ...'un beyanlarına göre katılan mağdurenin annesinin tanık...'ya 'Sanık benim borçlarımı ödesin. Ödemez ise kızıma yaptıklarından dolayı şikâyetçi olurum.' demesi üzerine sanığın katılan mağdurenin annesi katılan ... hakkında Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunduğu, aralarında husumet oluştuktan sonra katılan ...'nin sanıktan şikâyetçi olduğu da sabittir.
Katılan mağdurenin beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği hususunda şüphe vardır. Kaldı ki itibar edilse dahi katılan mağdurenin, sanığın çeşitli zamanlarda birden çok kez anal yoldan yaptığını beyan etmesi karşısında yapılan muayenede buna dair bulguların bulunması gerekmektedir. Böyle bir bulgu bulunmadığından katılan mağdurenin beyanı bölünerek nitelikli cinsel istismar olmadığı kabul edilip mağdurenin bu yöndeki beyanlarına itibar edilmemiş, ancak cinsel istismar yönündeki beyanlarına itibar edilmek suretiyle çelişkiye düşülmüştür. Katılan mağdurenin beyanlarına yan delilerle desteklenmek suretiyle ya itibar edilir ya da hiç itibar edilemez. Dosyada katılan mağdurenin beyanı dışında sanığı mahkûm etmeye yarayacak delil bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği," düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 25.10.2019 tarih ve 105659 sayı ile;
"...Katılan mağdure yargılama aşamasında dayısının öldüğü tarihlerde bir gün sanığın kendisini eğerek arkadan cinsel organını soktuğunu, ayrıca değişik zamanlarda yatağına gelip arkadan yaptığını, dudaklarından öptüğünü, genital bölgesine parmak soktuğunu ve okşadığını iddia etmiş, bu iddiaya istinaden açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanığın suçu sabit görülerek mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen adli raporda katılan mağdurenin zekâ seviyesinin (IQ) 65 olduğu, orta ve hafif derecede zekâ geriliği sınırında bulunduğu, fiile ruhsal yönden mukavemet edemeyeceğinin, beyanlarına ana hatları ile itibar edilebileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Sanığa atılı eylemlerin tanığının bulunmadığı, sanığın da aşamalarda atılı suçu inkar ettiği anlaşılmaktadır.
Eyleme ilişkin tıbbi delil de bulunmamaktadır.
Sanığın eylemine dair katılan mağdurenin beyanının dışında somut bir delil bulunmadığı, bu beyana ise ana hatları ile itibar edilebileceği gözetildiğinde, sanığın atılı suçtan mahkûmiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, " görüşüyle itiraz kanun yoluna müracaat etmiştir.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 10.03.2020 tarih, 7134-1849 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı zincirleme biçimde basit cinsel saldırı suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
23.03.2016 tarihli tutanağa göre; katılan ...’yle yapılan görüşmede; katılan mağdure ...’in yüzde 70 oranında engelli olduğunu, 22.03.2016 tarihinde katılan mağdure okuldan gelince ona ne olduğunu sorduğunu, katılan mağdurenin kahvaltı yaptıkları gün sanığın kendisini göğsünden öptüğünü, cinsel organını ellediğini söylediğini, katılan mağdureye başka bir şey olup olmadığını sorduğunu, katılan mağdurenin, sanığın 4 yıl önce pantolonunu çıkardığını, cinsel organını arkadan soktuğunu söylediğini, sonraki zamanlardan 22.03.2016 tarihine kadar ise sanığın önden ve arkadan cinsel organına parmak attığını, bunu sürekli yaptığını ifade ettiğini belirttiği, konuyla ilgili katılan mağdureyle vekil ve avukat huzurunda yapılan görüşmede; katılan mağdurenin, sanığın iki hafta önce odasına geldiğini, kendisinin kazağını açtığını, göğüslerini öptüğünü, parmağını genital bölgesine soktuğunu, çok eski tarihlerden beri kendisini arkadan yaptığını, pipisini arkadan soktuğunu, her defasında kendisini korkutarak "Bunları kimseye anlatma. Yoksa seni döverim." dediğini, konuyla ilgili katılan ...’yle yapılan şifahi görüşmede; beş yıldır birlikte yaşadıkları sanığın tır şoförü olduğunu, tır garajında olabileceğini beyan ettiği, bunun üzerine...’nin söylediği yere intikal edildiği, sanığın bir tır içerisinde uyumakta olduğunun görüldüğü, sanığın göz altına alındığı,
Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi Psikolojik Tetkikler Şubesinin 21.11.2016 tarihli raporuna göre; katılan mağdurenin "Kent E.G.Y." testinde IQ seviyesinin 64 olduğunun belirtildiği,
Ege Üniversitesi Hastanesince düzenlenen 11.03.2014 tarihli raporda; zihinsel, ruhsal bozukluk kategorisi altında katılan mağdurede motor becerilerde gerilik, sosyal becerilerde gerilik, dürtü kontrol bozukluğu bulunduğu, sözel IQ seviyesinin 52, performans IQ seviyesinin 48, toplam IQ seviyesinin 45 olduğu, orta düzeyde gelişim geriliği teşhisinin konulduğu, ağır engelli olduğu ve engel oranın ise yüzde 70 olarak belirlendiği, raporun süresiz geçerliliğinin bulunduğu,
Psikolog tarafından düzenlenen 22.03.2016 tarihli rapora göre; katılan mağdurenin fiziksel gelişiminin normal, zekâ kapasitesinin yaşıtlarının altında, beden dilinin şaşkın ve gergin yapıda olduğu, ifade tarzı ve konuşma bozukluğunun bulunduğu, ancak sözel aktarımın yeterli olduğu, samimi ve tutarlı davrandığı, içinde bulunduğu mental kapasite darlığına bağlı olarak soyut kavram ve analiz yetisinin gelişmediği, zaman kurgulamalarında hataların bulunduğu, ancak katılan mağdurenin temel fiilin aktarımı ve detaylandırılmasında gayet iyi olduğu ve beden diliyle tarif ederek ifadesini destekleyebildiği, detaylandırma yaptığı esnada post-travma bulguları gözlendiği, ayrıca anksiyete ve kaçınma hâlinin mevcut olduğu, sonuç olarak katılan mağdurenin yaşanan süreci uygun şekilde değerlendirebilecek mental-zekâ kapasiteye sahip olmadığı, temel fiilin aktarımını gerçekleştirebilmesine karşın psikolojik anlamda etkilenme bulgusu sergilemediğinin belirtildiği,
İzmir Ege Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 23.03.2016 tarihli geçici rapora göre; katılan mağdurede herhangi bir lezyon saptanmadığı, yapılan kızlık zarı muayenesinde hymenin anuler yapıda ve intakt olduğu, yapılan rektal muayenede herhangi bir lezyon saptanmadığının mütalaa edildiği,
Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 23.03.2016 tarihli rapora göre; hymenin anuler yapıda ve intakt olduğu, vulva ve anüs çevresinde herhangi bir hemongi, fissür ve lezyon saptanmadığı,
Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 20.02.2017 ve Adli Tıp Genel Kurulunun 14.12.2017 tarihli raporlarına göre; katılan mağdureyle yapılan görüşmede; İzmir Karabağlar’dan geldiğini, annesi ve babasının ayrı olduğunu, annesiyle birlikte yaşadığını, sanık ...’in kendisine tecavüz ettiğini, 1 kez yaptığını, onun için Adli Tıp Kurumuna annesiyle geldiğini ifade ettiği, katılan ...’yle yapılan görüşmede; katılan mağdurenin ev işi ve yemek yapamadığını, onun banyosuna yardım ettiğini, katılan mağdurenin hesap yapamadığını ifade ettiği, katılan mağdurede saptanmış olan ve hayatının ilk yıllarından başlayıp ömrü boyunca sürecek olan zekâ geriliğinin mağduru bulunduğu olaydan kaynaklanmadığı, bu duruma göre katılan mağdurenin 06.03.2016 tarihinde mağduru bulunduğu olaya ruhsal yönden mukavemete muktedir olamayacağı, kendisinde mevcut olan zekâ geriliğinin hekim olmayanlarca anlaşılamayabileceği, ancak yakın çevresinde tanıyanlarca ve tekrarlayan görüşmelerle anlaşılmasının mümkün olduğu, beyanlarına ana hatlarıyla itibar edilebileceği,
UYAP kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde; sanık ...’ın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına 10.03.2016 tarihinde verdiği şikâyet dilekçesinde, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/22323 sayılı soruşturma dosyasında; katılan ...’yle 25.02.2011 yılında gayri resmî nikâhlı olarak yaşamaya başladıklarını, 2016 yılına kadar sorunsuz bir şekilde yaşamaya devam ettiklerini, katılan mağdureyi çocuğundan ayrı görmediğini, katılan ...’nin ikinci eşine iftirada bulunduğunu, kendisinin de aynı duruma maruz bırakılmak istenildiğini, şantaja maruz kaldığını, katılan mağdurenin katılan ... tarafından öğütleneceğini ve katılan tarafından öğütlenen cümlelerin katılan mağdure tarafından dile getirileceğini belirterek suç duyurusunda bulunduğu,
Sanık ... İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/22323 sayılı soruşturma dosyasında müşteki sıfatıyla alınan ifadesinde; daha önce hiçbir sorun yaşamadıkları katılan ...’nin 3-4 gün önce kendisine katılan mağdureye cinsel taciz eyleminde bulunduğu iddiasıyla ithamda bulunduğunu, katılan mağdurenin üzerini örtme bahanesiyle odasına girerek onun vücudunu ellediği iddiasını dile getirdiğini, "Seni mahkemelerde süründüreceğim. Şerefinle, onurunla oynayacağım. İnsan içerisine çıkamayacak hâle geleceksin." diyerek kendisini tehdit ettiğini, katılan ...’nin daha önceki kendi eşine de benzer şekilde iftira atıp cezaevine girmesine neden olduğunu bildiğini, bu yüzden tedirgin olduğunu, şikâyet edilmesi durumunda önceden verdiği bir dilekçenin bulunmasını istediğini,
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/22323 soruşturma sayılı dosyasında; müşteki sanık ... şüphelinin ise katılan ... olduğu ve... hakkında delil yetersizliğinden 15.06.2016 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın ...’a tebliğ edildiği,
İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.07.2012 tarihli ve 382-252 sayılı dosyasında; katılan ...’nin ikinci eşi ... hakkında kızı ...’e cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 22.09.2010 tarihinde şikâyette bulunduğu, kolluk ifadesinde pazara gidip geldiğini, ... ve ...’in evde olduklarını, 10 dakika oturup markete gitmek için dışarı çıktığını, yarım saat sonra eve geldiğini, eve girdiğinde ...’in şortunu çekerek giyindiğini, ...’nin giyinik vaziyette olduğunu, ...’e "Ne yapıyorsun?" dediğini, ...’in "Hiçbir şey yapmıyorum." şeklinde cevap verdiğini, ...’nin kendisine "Saçmalıyor. Bana bacağındaki çatlakları gösteriyor." dediğini, ardından kendisinin odaya geçip üzerini değiştirdiğini, ...’nin evden çıktığını, bu esnada ...’in dudağında morluk gördüğünü, ona ne olduğunu sorduğunu, ...’in "Babam yaptı. Beni öptü. Göğüslerimi elledi. Kilodumu çıkardı. Kendisi de kilodunu çıkardı. Beni geriye doğru çevirdi. Arkama geçti. Cinsel organını benim arkamdan cinsel organına soktu. Cinsel organım ağrıyor." dediğini, "Babam hep benimle arkadan ilişkiye giriyor. Önden değil." dediğini, ...’nin "Sakın annene söyleme." şeklinde kendisini tembihlediğini, kovuşturma aşamasında; kuşkulandığını ...’le konuştuğunda ...’in, ...’nin kendisiyle 3 kez livata yoluyla ilişkiye girdiğini söylediğini, ancak şikâyetçi olmadığını, ...’in kolluk ifadesinde; ... pazara gittikten sonra "... ağzıma ve arka tarafıma yani büyük kakamı, göğüslerimi ve boynumu dişleriyle emdi. Bu sırada annem pazardaydı. Babam ile ben yalnızdım. Babam kollarıyla tutarak alt tarafımı, şortumu çıkardı. Ancak iç çamaşırımı çıkarmadı. Kendisi de tamamen soyundu." dediği, ...’nin kendisine ne yaptığı sorulduğunda ...’in oturduğu yerden ileri geri hareket yaptığı "Arkamdan yaptı. Bunu yaparken göğüslerimden ve dudağımdan öptü. Göğüslerime kıyafetim üzerinden dokundu. Babam benim arkama pipisini soktuğunda benim canım acıdı. İmdat şeklinde bağırdım. Babam bunları daha önce de yaptı. Bunları yaptıktan sonra pipisinden sıvı geldiğini görmedim. Babamın bana yaptıkları kötü bir şeydir. Ceza almasını isterim." dediğini, kovuşturmada; benzer şekilde beyanda bulunduğu, Mahkemece ...’in yönlendirmeye çok açık olduğu ve açık bir şekilde zekâ özürlü olduğu hususlarının zapta geçirildiği, ...’nin kolluk ifadesinde; ...’in insanlara karşı öpme hastalığı bulunduğunu, çoğu zaman kendisini öpmemesi için onu iteklediğini ve ona kızdığını, olay günü...’nin alışveriş için evden dışarı çıktığını, ...’le yalnız kaldıklarını, ...’in okul servisinin geç kaldığını, ...’in gelerek kendisinin yanaklarından öptüğünü, ona kızdığını, ancak sert bir harekette bulunmadığını, ... ve annesinin alışverişten döndüklerini, o esnada kendisini sürekli öptüğü için ...’e kızmaya devam ettiğini, ...’nin "Ne oluyor?" şeklinde soru sorduğunu, ...’ye "... sürekli beni öpmeye çalışıyor. Ben de ona bağırıyordum." dediğini, bunun üzerine...’nin ...’e kızıp eliyle yüzüne vurduğunu, ...’in dudağında morluk oluştuğunu, kendisinin işe gitmek için dışarı çıktığını, ardından...’nin kendisini telefonla arayıp "Sen ...’i öpmüşsün. Çabuk buraya gel. Ben karakola gidiyorum." dediğini, ...’nin savcılık ifadesinde ek olarak; olay günü... ve ...’le kavga etmediklerini, ancak yaklaşık 20-25 gün önce...’nin bir borcundan dolayı eve haciz geldiğini, o nedenle ufak bir tartışma yaşadıklarını, o olay dışında hiçbir tartışma ya da kavgalarının bulunmadığını, ...’nin Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 15.10.2010 tarihli dilekçede özetle; sürekli yakınlarını öpme eğiliminde olan ...’e olay günü tokat attığını, dudağındaki kızarıklığın bu nedenle olabileceğini, ...’in olaydan sonraki ilk anlatımlarında cinsel istismar suçu işlenmiş gibi beyanlar verdiğini, ancak daha sonra çelişkili anlatımlarda bulunduğunu, ...’nin kendisine karşı bir eylemi olmadığını ifade ettiğini, ...’nin ...’ye 08.11.2010 tarihinde gönderdiği dilekçede özetle; çok pişman olduğunu, ...’in o şekilde konuşmasından sonra annesinin de kendisini telaşa verdiğini, annesinin bire bin katan bir insan olduğunu, ...’in okulundaki psikoloğuna söz konusu cinsel eylemleri televizyonda gördüğünü söylediğini, ayrıca psikoloğa "Babam bana bir şey yapmadı. Annemle babamı kıskandığın için yalan söyledim." dediğini öğrendiğini, ...’in de sürekli kendisini sorup özlediğini belirttiği, dilekçenin ekinde ...’in çizdiği bir resim bulunduğu, ayrıca ...’in gönderdiği kâğıtta "Baba bana boncuk yap. Seni çok öptüm. Özür dilerim baba çık. Kızın ..." yazdığı, ...’nin mahkemeye gönderdiği 12.05.2011 tarihli dilekçede; ...’nin son zamanlarda kendisinden habersiz eşyalar alıp onları sattığını ve parasını kullandığını, haberinin olmadığı borçlar nedeniyle gelen icralardan rahatsız olduğunu, bu nedenle aralarının açıldığını, ayrıca resmî nikâhlı eşinden ayrılıp kendisiyle evlenmesi için...’nin baskı yaptığını, kardeşinin evinde kalıp sonra eve geldiği bir gün...’nin "Sana yapacaklarımdan dolayı köpekler bile sana ağlayacak." dediğini, en son gün işe giderken de şiddetli bir şekilde kavga ettiklerini, kendisine ait maaşı...’nin çekip telefon aldığını öğrendiğini, o sırada ...’in okul servis şoförünün arayıp servisin gelmeyeceğini söylediğini, ...’in bunu duyunca sevinçle kendisine sarıldığını, kendisini çok aşırı sıktığını, ...’i ittirip bağırdığını, ...’nin de gelerek "Ne yapıyorsun?" diyerek tepki gösterdiğini, olayı...'ye anlattığını, ...’nin ...’e vurmaya başladığını, İzmir Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünün 23.09.2010 tarihli raporuna göre; ...’in anüs ve sfinkterinin pek hafif, gevşek olduğu, akut ve kronik livatanın maddi bulgularına emare olabilecek anüs çevresinde ekimoz, ödem, yırtık ve fissür gibi tıbbi bulguların görülmediği, alt dudağında pek hafif ekimoz ve sol ön kolunda 1x1 cm uzunluğunda hafif ekimoz görüldüğü, yetişkin insanlarda anal yolla rıza ve itina ile yapılan cinsel eylemlerde livatanın kesin maddi bulgularına rastlanılmayacağı, Adli Tıp Kurumu İzmir Biyoloji İhtisas Dairesinin 27.10.2010 tarihli raporunda; ...’in külotundan alınan örnekler ve ...’den alınan anal sürüntü örneğinde herhangi bir sperm hücresi görülmediği, bu dosyanın sanığı ... hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün Yargıtay 14. Ceza Dairesince 26.03.2013 tarihli ve 56-3318 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleştiği,
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 04.06.2020 tarihli ve 15170-2083 sayılı iddianamesi ile; 1969 doğumlu Ayhan Kocabay isimli kişinin mağdurenin üvey babası olduğu, 10.01.2019 tarihinden önce bir çok kez...’nin olmadığı zamanlarda sanığın, orta düzeyde gelişim geriliği olduğu için kendisini savunamayan mağdureye karşı iş yerinde ve ikametinde vücuduna organ sokmak suretiyle bir çok kez cinsel saldırıda bulunduğu, mağdurenin alınan doktor raporunda hymende eski yırtık ve anal bölgede ekimoz olduğunun belirtildiği iddiasıyla TCK’nın 102/2, 102/3.a, 102/3.c, 43/2 ve 53. maddeleri uyarınca dava açıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure Kollukta; iki hafta önce Pazar günü sabah uyandığını, annesi katılan ... ve sanıkla birlikte kahvaltı yaptıklarını, kendisinin tablet oynamak için oturma odasına geçtiğini, sanığın biraz sonra yanına geldiğini, kazağının önünün hafifçe açık olduğunu, sanığın orayı öptüğünü, "…..’na kurban olayım." dediğini, (Katılan mağdurenin eliyle parmak hareketi yaparak 'Parmağını böyle içine sokuyor.' dediği belirtilmiştir.), bir yandan da sanığın kendisini öptüğünü, (Katılan mağdurenin sol kalçasını gösterip sanığın orayı öptüğünü ifade ettiği belirtilmiştir.) sonra sanığın, yanından ayrılıp odasına gittiğini, annesiyle sanığın bir akşam önce kavga ettiklerini öğrendiğini, ancak kendisinin bunu görmediğini, ardından sanığın bir daha eve gelmediğini, psikolog tarafından sanıkla akrabalık bağının sorulması üzerine; sanığın, babası olduğunu, sanığın çok eskiden beri yatağına gelip kendisini arkadan yaptığını, psikolog tarafından sanığın kendisine ne yaptığının ve sanığın cinsel organını görüp görmediğinin sorulması üzerine; sanığın cinsel organını arkasına soktuğunu, sanığın pipisini gördüğünü, sanığın sürekli kendisini yanına çağırdığını, dudağından öptüğünü, odada giyindiği esnada sanığın geldiğini, sanıktan ellememesini istemesine rağmen sanığın, bacağını sıkmadan okşadığını, çok okşadığını ve gittiğini, daha önce arabada sanığın parmağını soktuğunu, sanığın "Bunları kimseye, annene anlatma. Döverim." dediğini, kendisinin de korktuğunu, ancak sanığın daha önce kendisini saçından tutup sürüklediğini, bazen de tokat attığını, sanığın her gelmesinde kumbarasına para attığını, kendisinin susması için telefon kontörü de aldığını, bir hafta önce sanığın kendisini telefonla aradığını, "Alo, alo." dediğini, sanıkla konuşmadığını, sonra sanığın kendisine telefonla mesaj gönderdiğini, "Kimsin?" yazdığını, bu hususları tanık... öğretmene anlattığını, onun da sanığa kızdığını ('Sanık çok ceza alsın. Hapse girsin.' şeklinde beyanda bulunduğu belirtilmiştir.),
Mahkemede; sanığın, üvey babası olduğunu, tam olarak hatırlamadığı bir tarihte annesinin cenazeye gittiğini, kendisinin odasında olduğunu, okuldan çıkıp eve gittiğini, kıyafetlerini değiştirdiğini, iç çamaşırlarının üzerinde bulunduğunu, üstüne ve altına kıyafet giydiğini, ev kıyafetlerini giymeden sanığın odaya girdiğini, kendisine "Eğil." dediğini, kendisinin eğildiğini, sanığın, arkasından cin

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat