(818 S. K. m. 365) (6762 S.K. m. 20) (743 S.K. m. 3, 4)
Dava: Taraflar arasındaki "eser sözleşmesine dayalı fazla ödemenin iadesi, götürü bedelin uyarlanması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aydın Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 5.11.1998 gün ve 1995/200-1998/663 sayılı kararın incelenmesi davacı-karşı davalı K. vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 27.10.2000 gün ve 1999/2951-2000/284 sayılı ilamı ile;
(...Dava, eser sözleşmesi nedeniyle fazla ödemenin iadesi ve karşı dava ise, götürü bedelin B.K.'nın 365/II. maddesi uyarınca uyarlanması istemlerine ilişkindir. Davalı ve karşı davacı yüklenici T.T.K.'ya göre tacir olup, kendi işinde basiretli iş adamı gibi davranmak zorundadır. Davalı yüklenicinin üstlendiği iş, fabrika binası inşaatı olup, bedeli 1.100.000.000 TL olarak götürüdür. B.K.'nın 365. maddesi uyarınca götürü pazarlık yapılmış ise, yüklenici o şeyi kararlaştıran fiyata yapmaya mecburdur. Yapılacak şey, tahmin edilen miktardan fazla emek ve masrafı mucip olsa dahi yüklenici bedelin artırılmasını isteyemez. Tacir olan yüklenicinin işi üstlendikten sonra gerekli ihrazatı yapıp, inşaata başlaması kendisinden beklenen bir yükümlülüktür. B.K.'nın 365. maddesinin 2. fıkrası uyarınca götürü bedelin yükseltilebilmesi için, işin uzun süreli olması ve işe devamın yüklenici için son derece zorlaşması gerekir. Somut olayda sözleşme süresi 5 ay olup, kısa sürelidir. İşin yapılacağı yıl ve aylar itibariyle enflasyonun yüksek olduğunu bilebilecek durumda olan yüklenicinin, sözleşmedeki götürü bedeli buna göre ayarlaması gerekirdi. Bu itibarla, olayda B.K.'nın 365/II. maddesindeki koşullar gerçekleşmediğinden, karşı davanın reddi ile esas davanın kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı-karşı davalı K. vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ilkesi (Ahde Vefa... Pacta Sunt Servanda) yanında sözleşme serbestisi ilkesi kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre kişiler, özel hukuk alanında özel ve tüzel kişilerle olan ilişkilerini, var olan hukuk düzeni içinde kalmak koşuluyla diledikleri tipte sözleşme yapmak hak ve özgürlüğüne sahiptirler. Bu olanak, Borçlar Kanununda öngörülen (Sözleşme Serbestisi) ilkesinin bir sonucudur ve bu hak ve irade özerkliği Anayasa tarafından teminat altına alınmıştır.
O halde kişiler sözleşme serbestisi ilkesine göre kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tiplerinden ayrı karma veya nevi şahsına münhasır sözleşmeler yapmak ve bunların koşullarını buyurucu ve yasak koyan hukuk kuralla