Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2005/6-491 Esas 2005/471 Karar
Karar Dilini Çevir:
(818 S. K. m. 18, 260)

Dava: Taraflar arasındaki temerrüt nedeniyle tahliye davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Sulh 1.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.07.2004 gün ve 2004/321-980 sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 30.11.2004 gün ve 7978-8588 sayılı ilamı ile;

(... Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, davalının 1.1.2000 başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereğince aylık net 5000 ABD doları kira parası karşılığında kiracı olduğunu, davalının isteği üzerine vergi dairesine ibraz edilmek üzere aylık 2000 Dolarlık ikinci bir sözleşme yapıldığını, ayrıca taraflar arasında 3.1.2000 tarihli anlaşma ve kabul beyanı başlıklı bir sözleşme daha yapılarak aylık kiranın 5000 ABD doları olduğunun belirlendiğini, davalı kiracının Ocak 2004 ayı kirasını süresinde ödemediğini, sözleşme gereği bir yıllık kira alacağının muacceliyet kazandığını, davalının otuz gün süreli ihtara rağmen de ödemede bulunmadığından davalının temerrüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili aylık kira bedelinin 5000 ABD doları olarak kararlaştırıldığı kira sözleşmesinin taraflar arasında hiçbir suretle geçerlilik kazanmadığını, kira parasının sözleşmenin başlangıcından beri aylık 2000 ABD doları olarak ödendiğini, Ocak 2004 ayı kirası da 2000 ABD doları olarak ödenmek istendiğinde davacının kötü niyetle ödemeyi kabul etmediğini, bunun üzerine tevdi mahalli tayin ettirilerek söz konusu kira parasının oraya yatırıldığını, davanın reddini savunmuştur.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira parasının ne miktar olduğu hususuna ilişkindir. Başka bir anlatımla uyuşmazlık davacının dayandığı 1.1.2000 başlangıç tarihli aylık kira parası 5000 ABD doları olan sözleşmeye mi, yoksa davalı yanın tutunduğu aynı tarihli aylık kira parası 2000 ABD doları olan sözleşmeye mi itibar edilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır. Kural olarak kira parasının ne miktar olduğu hususunu davacının kanıtlaması gerekir. Davalının dayandığı 1.1.2000 başlangıç tarihli aylık 2000 ABD doları olan kira sözleşmesinin tarafların ittifakıyla tapuya şerh verildiği davacı vekilinin temyiz dilekçesine vermiş olduğu cevapla anlaşılmaktadır. Öte yandan davalının ibraz etmiş olduğu ödeme makbuzlarında ödemelerin 2000 ABD doları üzerinden yapıldığı görülmektedir. Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş kira parasının gerçekte ne miktar olduğu konusunda davacının davalı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılması yemin teklif etme hakkını kullanması halinde hasıl olacak duruma göre ayrıca davalı Ocak 2004 ayı kirasını zamanında ödemek istediğini ancak davacının bu ödemeyi kabul etmediğini savunduğuna göre davalının bu savunması üzerinde durulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Karar: Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.

A- Davacının İstemi:

Davacı/kiralayan vekili 09.03.2004 tarihli dava dilekçesinde; Davalı-kiracı ile müvekkili kiralayan arasında imzalanan 01.01.2000 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile müvekkiline ait taşınmazın aylık net 5000 ABD doları karşılığı davalıya kiraya verildiğini,ancak kira akdinin yapıldığı sırada stopaj vergisini düşük ödemek isteyen davalı-kiracının isteği üzerine vergi dairesine ibraz edilmek üzere aylık 2000 ABD dolarlık bir sözleşme daha yapıldığını, her iki sözleşmenin de dava dilekçesine ekli olduğunu, taraflar arasında imzalanan 03.01.2000 tarihli Anlaşma Kabul Beyanında bu durumun ve 5000 ABD dolarlık sözleşmenin geçerli olduğunun kabul edildiğini, bu anlaşmalara uygun olarak davalının Ocak 2004 tarihine kadar aylık 5000 ABD Doları kira ödeyip, anlaşma gereği Vergi Dairesine ibraz için aylık 2000 Dolar alındığına dair makbuz verildiğini, davalı-kiracının Ocak 2004 tarihinden itibaren aylık 5000 Dolar değil daha düşük kira ödemek istediğini belirterek sözleşme hükümlerine göre her ayın 3.günü akşamına kadar ödemesi gereken kira parasını ödemediğini, kendisine Ankara 16. Noterliğinin 20.01.2004 günlü ve 1862 sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnamenin 21.01.2004 tarihinde tebliğine rağmen bu kira parasının yasal süre içerisinde yine ödenmediğini ve davalı-kiracının Ankara 34.Noterliğinin 28.01.2004 gün ve 3095 sayılı cevabi ihtarı ile Aylık 2000 Dolar olan kira bedelinin alınmaması nedeniyle Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/13 D.iş sayılı dosyası ile tevdii mahalli tayini yaptırdığını ve 2000 dolar üzerinden kira yatırdığını bildirdiğini, bu ihtarla öğrendikleri tevdii mahalli kararına 16.02.2004 tarihinde itiraz ettiklerini, tevdi mahalli tayininin gerçek durum gizlenerek alındığını, ihtarnamenin davalıya 21.01.2004 tarihinde tebliğ olunup, tebliğden 30 günlük sürede muaccel olan kiralar ödenmediğinden kanunun aradığı temerrüdün gerçekleştiğini, eldeki davanın bu nedenle açıldığını, beyanla, taraflar arasındaki akdin feshi ile davalı-kiracının işyeri olan taşınmazdan temerrüt sebebiyle tahliyesine ve taşınmazın boş olarak kendilerine teslimine, karar verilmesini istemiştir.

Davacı/kiralayan vekili 17.06.2004 ve 12.07.2004 tarihli dilekçelerinde de özetle; davalının anlaşma ve kabul beyanı ile 5000 USD aylık bedelli sözleşmenin neden geçerli olmadığını açıklayamadığını, davalıya makbuz yanında ... ayına ait kira borcu yoktur. şeklinde ayrıca belge verildiğini, bunun da 2000 USD makbuzla ödeme dışında bir ödemenin daha olduğunu, aylık kiranın 5000 USD olarak ödendiğini gösterdiğini, davalının buna itirazı olmadığını, ancak işine geleni ibraz edip işine gelmeyeni etmediğini, iki ayrı kira sözleşmesinin kiracının binbir rica minneti ile yapıldığını, düşük stopaj ödemek için böyle bir talepte bulunduğunu, bunu anlaşma ve kabul beyanı başlıklı belge ile kanıtladıklarını, davalı tarafın kötüniyetle hareket ettiğini bildirmiştir.

B- Davalının Cevabı:

Davalı-kiracı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin, davacının maliki bulunduğu taşınmazda 01.01.2000 başlangıç tarihli kira kontratı ile kiracı olarak bulunduğunu, dava konusu taşınmazın 2000 yılından bu yana Cambo İnegöl Köftecisi olarak işletildiğini, bu kira sözleşmesi gereğince ödenen kira bedelinin aylık 2000 USD olduğunu, taraflar arasındaki tek geçerli sözleşmenin de 01.01.2000 tarihli aylık 2000 USD bedelli kira sözleşmesi olduğunu, ihtarnameye konu edilen kira bedelinin aylık 5000 USD olarak düzenlendiği kira kontratının taraflar arasında hiçbir surette geçerlilik kazanmadığını, bu nedenle müvekkilinin bu sözleşmeye dayalı olarak gönderilen ihtar ile temerrüde düşürülemeyeceğini, kaldı ki müvekkilinin iddia edilenin aksine davacıya 2004 yılı Ocak ayına kadar düzenli olarak 2000 USD aylık kira ödeyerek bunun karşılığında da makbuzlarını aldığını, aksi yöndeki aylık 5000 USD karşılığında aylık 2000 USD makbuz verildiği iddiasının kabul edilemeyeceğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının 2004 Ocak ayından itibaren aylık kira bedelinin 2000 USD değil de, taraflar arasında hiçbir zaman geçerlilik kazanmamış 5000 USD bedelli kira sözleşmesi gereğince bu miktar üzerinden ödemesini talep etmesiyle baş gösterdiğini, müvekkilinin bundan önceki dönemlerde olduğu şekliyle son aya ait kira bedelini elden makbuz karşılığı yatırmak üzere davacıya müracaat edip, davacının ödemeyi kötüniyetle kabul etmediğini, müvekkiline zaman kaybettirdiğini, neticede kira bedelini almadığını, bunun üzerine kira bedelinin ikametgahta teslim edilmek üzere PTT havalesi ile gönderilmek istendiğini ancak kira sözleşmesi gereği kira parasının dolar olarak ödenmesi kararlaştırıldığından Türk parası ile de ödeme yapılabileceği konusunda bir hüküm bulunmadığından ve PTT kanalı ile yapılan yurt içi havalelerde Türk Lirası haricinde yabancı para (döviz) havalesi kabul edilmediğinden kira bedelinin tevdi mahalli tayini talep edilmek suretiyle kiraya verene ulaştırılmasının mümkün olduğunu, müvekkili kiracının davacı kiralayana hiçbir kira dönemi belirtilen miktarda ödeme yapmadığını, mevcut uyuşmazlığın yeni kira başlangıç döneminde vuku bulmuş olmasının da davacının kötüniyetli hal ve tavrının göstergesi olduğunu, davacının 1 yıllık kira bedelinin muacceliyet kazanması amacıyla Ocak 2004 kira bedelini almaktan imtina edip, müvekkiline tevdi mahalli tayin ettirmek suretiyle zaman kaybettirerek kira bedelinin kontrat gereği gününde yatırılmasına engel olduğunu, arkasından müvekkiline 2004 Ocak kira bedelinin zamanında ödenmediğinden bahisle 1 yıllık kira bedelinin muacceliyet kazandığını ve 30 gün içerisinde ödenmesini ihtar ettiğini, kötüniyetli bu ihtara müvekkilince cevap verilip; bu cevapta tevdi mahalli tayini yoluna gidildiğini, Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/13 D.İş sayılı kararı ile tayin edilen Ziraat Bankası Adliye Şubesine aylık kira bedelinin yatırıldığı ve gecikmeden dolayı müvekkilinin kusurlu olmadığının davacı yana bildirildiğini, ardından muaccel hale gelmemiş bu alacak için müvekkili aleyhine Ankara 15.İcra Müdürlüğünün 2004/1021 takip sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacının geçerli olmayan bir sözleşmeye dayanarak müvekkilinden haksız talepte bulunduğunu, geçerli bir sözleşme olmadığından ortada muaccel hale gelmiş bir kira parası alacağı da bulunmadığını, müvekkili adına bir temerrüdün gerçekleşmediğinin de sabit olduğunu, davacının kötüniyetli olup; kimsenin kendi kusurundan yararlanarak menfaat temin edemeyeceğinden ve yasanın bunu himaye etmesinin de söz konusu olmadığını, ifadeyle davanın reddini savunmuştur.

Davalı-kiracı vekili 26.05.2004 tarihli dilekçesinde özetle; delillerini bildirmiş ve geçerli kira sözleşmesi gereğince düzenli kira ödemelerini yapıp makbuzlarını aldıklarını, Ocak 2004 tarihinde ödemenin kiralayanca kabul edilmemesi üzerine tevdi mahalli tayini yoluna gittiklerini, taraflar arasındaki anlaşma ve kabul beyanının hiçbir zaman geçerlilik kazanmadığını, sözleşmenin kurulduğu ilk aydan beri 2000 USD olarak hayata geçtiğini, bunu yazılı delilleri olan makbuzla ispatladıklarını, 2000 USD aylık bedelli sözleşmenin tapu siciline de şerh edildiğini, davanın reddini savunmuştur.

Davalı-kiracı vekili 30.06.2004 tarihli ve 13.07.2004 tarihli dilekçelerinde özetle; 5000 USD bedelli kira sözleşmesi ile anlaşma ve kabul beyanının hiçbir zaman geçerlilik kazanmadığını, aylık kiranın 2000 USD olduğuna ilişkin makbuz ibraz ettiklerini, davacı iddialarının yerinde olmadığını, kira bedelinin ne olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu olduğundan temerrüt olgusunun da gerçekleşmeyeceğini, Ocak 2004 kirasını davacının almadığını, kirayı artırmak istediğini, bunu tanıkla ispat edebileceklerini bildirmiştir. 13.07.2004 tarihli dilekçe ekinde tüm yıllara ait ödeme makbuzlarını (2000 USD üzerinden) ibraz etmiştir.

C- Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Yerel Mahkeme:

Dava, Borçlar Kanunu’nun 260. maddesine göre açılan bir temerrüt sebebiyle tahliye davasıdır. Taraflar dosyaya 2 kira sözleşmesi sureti ibraz etmişlerdir. Kira paralarının 2000 ABD doları üzerinden yatırıldığı ve 5000 ABD doları üzerinden yatırılmadığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Bu sebeple davacı tarafça davalıya çekilen ihtarnamede tebliğ meşruhatı bulunmaması, davalı tarafın cevabi ihtarnamesi çekmesi de göz önünde bulundurularak sonuca etkili görülmemiştir. Taraflar arasındaki sorun,hangi kira sözleşmesinin geçerli olacağı konusunda toplanmaktadır. Davalı kiracı vekili, davacı tarafça ibraz edilen 5000 ABD dolarlık kira sözleşmesindeki ve yine davacı tarafça sureti ibraz edilen 03.01.2000 tarihli anlaşma ve kabul beyanındaki imzaya da itiraz etmemiştir. Şu duruma göre, hem iki kira

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat