Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2006/610 Esas 2006/639 Karar
Karar Dilini Çevir:

Hukuk Genel Kurulu 2006/13-610 E., 2006/639 K. ALACAK DAVASI AVUKATIN AVANS İSTEME HAKKI AVUKATLARIN AZLİ HAKSIZ AZİL HAKSIZ KAZANÇ VEKALET ÜCRETİ VEKİL-MÜVEKKİL İLİŞKİSİ

818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 390 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 396 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 398 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 202 ] 1136 S. AVUKATLIK KANUNU [ Madde 173 ] 1136 S. AVUKATLIK KANUNU [ Madde 174 ] 1136 S. AVUKATLIK KANUNU [ Madde 34 ]

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 1. Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.3.2005 gün ve 2004/705-2005/112 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 24.10.2005 gün ve 2005/6452-15756 sayılı ilamı ile, (...1-Taraflar arasındaki ilişki vekalet ilişkisi olup, davacı avukatlar haksız azil nedeniyle vekalet ücretinin tahsilini istemişlerdir. Vekil müvekkiline karşı vekalet görevini sadakat ve özenle ifa etmekle yükümlü olduğu gibi, vekil eden vekilinden her zaman bilgi almak hakkına sahiptir. Vekil müvekkilinin talebi halinde yaptığı işin hesabını vermek zorundadır. (BK.nun 390/2,392 maddeleri) Avukatın sahip olduğu hak ve ödevleri de Avukatlık kanununun 34. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre avukatlar yüklendikleri görevleri, bu görevlerin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun bir biçimde davranmak ve meslek kurallarına uymak zorundadırlar. Bu yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere temelde vekil-müvekkil ilişkisi karşılıklı güven ve saygıya dayanır. Bu ilişkiyi taraflardan birisi ihlal ederse,karşı taraf vekil-avukat ise işi bırakma, vekil eden ise vekilini azletme hakkına sahiptir.

Avukatlık Kanununun 173/2 maddesi hükmüne göre avukat yapacağı harcamalar için kendisine yeteri kadar avans verilmesini isteme hakkına sahiptir. Avansın verilmemesi halinde harcamayı cebinden karşılayarak işi takip zorunluluğu yoktur. Ancak iş sahibinden alınacak avansın olası giderleri karşılayacak miktarda olması, amacı aşar şekilde yüksek bulunmaması, istendiğinde alınan avansın hesabının müvekkile verilmesi gerekir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Hukuk Dairesi Başkanlığı Bünyesinde İstihdam Edilen Avukatlar, Sözleşmeli Avukatlar ve Takip Memurlarına İlişkin Avans Kullanımı Hakkında Yönetmeliğin 8. maddesi "ilgili daire başkan yardımcısının onayı dışında avans, avukat ve takip memurları tarafından Pazartesi günü kullanılır ve en geç aynı hafta Cuma günü kapatılır. İlgili Daire Başkan yardımcısı avans kapama süresini en fazla on gün daha uzatmaya yetkilidir. Avansın daha uzun süre kapanamayacağı hallerde finansman dairesi başkanlığının uygun görüşü üzerine avansın süresini uzatmaya hukuk dairesi başkanı yetkilidir. Avans kapatılırken, avans harcamasına ilişkin belgeler ile birlikte avanstan artan paranın da iade edilmesi, yıl sonu itibariyle de tüm avansların kapatılması gere-kir" düzenlemesini getirmiştir.

Davacının, davalı kuruma yazdığı 10.10.2003 tarihli yazısında"...EGS Bank' tan icra dosyalarını temlik almış olmanız nedeniyle T.M.S.F. ile muhatap olduğumuzu, bu dosyalarda para edecek başkaca varlığı olmadığını, bir ANGARYA olarak bu dosyaların büromuzda kaldığını, istiyorsanız tüm bu dosyaları büromuzdan alabileceğinizi, TMFS' den vekalet ücreti alacağımızın olmayacağını, bu dosyaların büromuzda kalması nedeniyle herhangi bir işlem yapmadığımızı, dosyaları büromuzdan geri almayacaksanız mümkün olduğunca az yazışmaya gayret etmenizi önemle rica ederim" denmiştir. 9.1.2004 tarihli yazısında ise "...T.M.S.F. ile aramızda vekalet ücret sözleşmesi ve avans yönergesi olmadığını, 243.000.000 TL. lik avansın belgesinin tarafımıza sunulması, bu belge iletildiğinde gider belgesini yeniden ibraz edeceğimizi (muhtemelen önceden gönderdiğimiz belgeyi kaybetmişsinizdir) T.M.S.F.' yi vekalet ücreti yönünden ibra edeceğimizi, tüm dosyaları iade edeceğimizi bu iş için T.M.S.F. elemanının bir an önce büromuza gönderilmesini, T.M.S.F.' nin HANTAL yapısından kaynaklanan sorumluluğunun T.M.S.F. çalışanlarına ait olduğunu bildiririm" denmiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve ilkeler doğrultusunda somut uyuşmazlıkta azlin haklı olup olmadığının irdelenmesi gerekir.

Davacının müvekkili kurum ile olan yazışmalarda icra takibine konu dosyaların ANGARYA olarak büroda kaldığını, bu dosyalarla ilgili herhangi bir işlem yapmadığını, kurumun HANTAL bir yapıya sahip olduğunu bildiren bu yazıları, yukarıda özetlenenler dışındaki ifade ve yazılış şekli ile bir bütün olarak değerlendirildiğinde avukat-müvekkil ilişkilerinde olması gereken karşılıklı güven ve saygıya dayanan ilişkinin kaybolduğu ve buna davacının neden olduğu, ayrıca dosyaya ibraz edilen bilgi ve belgelerden davacının 5.3.2002 tarihinde aldığı avansı 2.3.2004 tarihinde kapattığı, davalı kurumun avans yönergesine aykırı davrandığı gibi, davalının müvekkili olarak vekilinden bilgi alma ve hesap isteme hakkına aykırı ve kısıtlayacak şekilde davrandığı anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar karşısında davalının davacıyı azil etmekte haklı olduğunun kabulü gerekir.

Avukatlık Kanunu 174/2 maddesi gereğince avukat haklı nedenle azledilmişse ücret ödenmesi gerekmez. Bu durumda mahkemece davacının vekalet ücretine ilişkin davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

2-Bozma nedenine göre davalının vekalet ücretine yönelik sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir...) gerekçesiyle oybirliğiyle bozularak ve davacılar vekilinin karar düzeltme istemi de;

"Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle davacının yaptığı masraflar karşılığı talep ettiği ve davalıdan tahsiline hükmedilen 200.000.000 liraya yönelik temyiz talebi bulunmadığından temyiz incelemesi dışında tutulup, bozma kapsamında olmadığı, bozmanın sadece vekalet ücreti alacağına münhasır olduğu, davalının 12.10.2004 tarihli cevap layihası başlıklı dilekçesi ile azil sebebinin haklı ve ihtarnamede bildirilen sebep olduğunu bildirip, 10 günlük cevap süresinin duruşma gününe kadar uzatılmasını istediği, mahkemece süre uzatımı talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinden süre uzatım talebinin kabul edilmemiş sayılmasına rağmen, davalının yasal cevap süresinden sonra verdiği 17.11.2004 ve 10.12.2004 tarihli cevap layihası başlıklı layihaları ile ihtarnamedeki azil sebebine ilaveten yeni azil sebepleri bildirdiği, davacı tarafından, sonradan verilen cevap layihalarının süresinde olmadığı, ilk cevap layihasında belirtilen sebebin dışına çıkılıp savunmanın genişletilemeyeceği yolunda bir karşı koymasının olmadığı, sadece ihtarnamede belirtilen azil sebebinin değiştirilemeyeceğini bildirdiği, azilnamede azil sebebini hiç açıklamayanın sonra dava açıldığında azil sebeplerini açıklayabileceği veya azilnamede bildirdiği azil sebeplerine dava açıldığında ilaveten yeni sebepler bildirebileceği, bunu önleyici yasal bir engel bulunmadığı, nasıl itirazın iptali davasında borçlu davalının icra dosyasında yaptığı itirazla bağlı olmaksızın yeni sebepler ileri sürebiliyorsa, bu davada da davalının yeni ilave sebepler ileri sürebileceğinin kabulü gerektiği, zira azilnamede kendisi veya karşı taraf açısından sakınca gördüğünden açıklamayı uygun görmediği hususları dava açıldığında ileri sürebileceğinin kabulü gerektiği, aksinin kabulü davalının yargılamadaki savunmasını azilname ile sınırlandıracağı ve davalının anayasal hakkı olan savunma hakkının kısıtlanacağı sonucunu doğuracağı, Yargıtay ve dairemizin uzun süredir uygulamasının da savunmanın kısıtlanamayacağı doğrultusunda olduğu, Eraslan Özkaya'nın "Vekalet Sözleşmesi ve Kötüye Kullanılması" isimli eserinin 1997 tarihli baskısının 694. sayfadaki 13. Hukuk Dairesinin 7.3.1992 gün 1036-1986 sayılı, 699. sayfadaki 13. Hukuk Dairesinin 28.3.1989 gün 1687-2109 sayılı, 708 sayfadaki 4. Hukuk Dairesinin 15.3.1980 gün 1600-6395 sayılı, 711. sayfadaki 4. Hukuk Dairesinin 29.12.1970 gün 925-9930 sayılı içtihatlarının aynı doğrultuda olduğu, bunun aksini vekil edenin, hangi nedenle vekilini azil ettiğini bildirmesi gerektiği, azilnamede yer almayan nedenlere dayanarak azlin haklı olduğunu ispat edemeyeceği ve azilnamede hiçbir neden gösterilmemiş ise azlin haksız olduğunu Prof. Dr. Baki Kuru "Hukuk Muhakemeleri Usulü" isimli eserinin 2001 baskısı 1318. sayfasında belirtmekte ise de, bu görüşün Yargıtay ve dairemizin belirtilen içtihatlarına aykırı olup, uygulamada kabul görmediği, davacı tarafça ibraz edilen ve Murat Ulusu imzalı belgelerden, davacının davalıdan 5.3.2002 tarihinde avans aldığı, ancak bu avansın karşılığı harcamaların ne zaman yapıldığına ve avansın kapandığına dair bozma ilamından önce, üzerinde "5.3.2004'te kullandığı 245.000.000 TL. lık avansı 2.3.2004' te kapatmış" şerhi düşülmüş belgeden başka dosyaya delil belge ibraz edilmediği, vekil edenin hesap ve bilgi istemesinin en tabii hakkı olup, bunun kısıtlanıp engellenemeyeceği, davalının hesap ve bilgi isteme doğrultusundaki yazılarına davacı Murat Ulusu imzası ile 8.10.2003 ve 8.1.2004 tarihlerinde verilen cevapların hitap tarzı, üslup ve içerik itibariyle etik olmadığı, vekil-vekil eden arasında bulunması gereken vekalet sözleşmesinin temel dayanağı olan güven ve saygı ilişkisine aykırı olup, güven ilişkinin sarsıldığı, buna da davacı tarafın tutum ve davranışının yol açtığı, daha önceki yazılarına cevap alamayınca davalı idarenin 8.1.2004 tarihli yazılarında devlet kuvveti kullanma yetkisi olduğunu belirtmesinin de davacıya 9.1.2004 tarihli yazıdaki gibi davalı vekil edene cevap vermesi hakkını sağlamayacağı, öyle olunca davalı tarafça yapılan azlin haklı ve yerinde olduğu, 8.1.2004 tarihli davalı yazısı ile 19.4.2004 tarihli azilname arasındaki süre, davalının kamu kuruluşu olması, azil için karar vermeye yetkili makam ve organlara durumun intikali ve karar verilmesi için ancak yeterli bir süre olup, azil için gecikme olduğunun kabul edilemeyeceği, davacıların soyadlarının aynı olmasından aralarında yakın bir soybağı olduğu, "Ulusu Hukuk Bürosu" başlıklı kağıtlar ile aynı büroyu kullandıkları, aynı vekaletname ile vekil tayin edilip birlikte bu görevi üstlendikleri, birinin sebep olduğu azil nedeniyle azil edilip diğerinin görevine devam etmesine davalının katlanmasını beklemenin etik kurallara ve M.K. 2. maddesinde belirtilen iyiniyet kurallarına aykırı olduğu sonucuna varılmasına göre…

…" şeklindeki gerekçeyle oyçokluğuyla reddedilerek dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, davacı avukatların, müvekkilleri davalı tarafından haksız şekilde azledildikleri ve böylece avukatlık ücretinin tamamına hak kazandıkları iddiasına dayalı, alacak istemine ilişkindir.

Davacılar Yavuz ve Murat vekili, avukat olan davacıların dava dışı E…

…. Bank'ın alacaklı durumunda bulunduğu toplam 9 adet icra dosyasında bankanın vekili olarak görev yapmakta iken; 9.7.2001 tarihli B.D.D.K. kararı ile E…

…. Bank'ın ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin davalı T.M.S.F.'na devredildiğini, davacıların takibindeki dosyalara konu alacakların tamamının davalı tarafından icra dairesinde temlik alındığını, böylece davalının bu dosyalarda E…

…. Bank'ın halefi durumuna geldiğini; davalı tarafından davacılara vekaletname verildiğini, davacıların da 9 adet dosyaya bu vekaletnameyi sunarak icra işlemlerini davalı adına yürütmeye devam ettiklerini, talimatları ve yapılan tahsilatlara ilişkin vekalet ücretlerini davalıdan aldıklarını, dosyadan yaptıkları tahsilatları da davalıya gönderdiklerini, ancak, davalının vekaletname göndermesine rağmen, davacılar ile yazılı ücret sözleşmesi akdetmeyi sürekli ertelediğini, davacıların ise devletin bir kurumu olan davalı nezdinde alacaklarının kalmayacağını düşünerek hukuki hizmet vermeye devam ettiklerini; 2004 yılı başında, davalının diğer tüm avukatlar ile yaptığı tek tip sözleşmeyi davacılara da göndereceğine dair beyanda bulunduğunu, davacılar bu sözleşmeyi beklerken, davalının her iki davacıya da 19.4.2004 günlü azilnameyi gönderdiğini, bu azilnamede azil sebebi olarak, davacıların T.M.S.F. aleyhine 10.1.2003 tarihinde vekalet ücreti talebiyle açtıkları davanın Avukatlık Kanununa aykırılığının ve meslek kuralları ile bağdaşmamasının gösterildiğini, davacıların 22.4.2004 tarihli cevabi ihtarnameyi göndererek, azlin haksız olması nedeniyle 9 adet dosyadan doğacak ücretin tamamına hak kazanıldığını bildirip, ücret alacağının 10 gün süre içinde ödenmesini istediklerini, ödeme yapılmadığı için eldeki davanın açılmasının zorunlu hale geldiğini; söz konusu azlin haksız olduğunu, zira E.G.S. Bank'a el koyan davalının, davacıların ücret alacağının ödenmesinden E.G.S. Bank ile birlikte müteselsilsen sorumlu hale geldiğini, muaccel ücret alacağını alamayan davacıların dava açmak zorunda kaldıklarını, açılan o davanın dayanağını Avukatlık Kanunu'nun oluşturduğunu, esasen, dava açmanın Anayasal bir hak olduğunu; öte yandan, azle gerekçe gösterilen davanın 10.1.2003 günü açıldığını, azilnamenin ise yaklaşık 16 ay sonra 19.4.2004 tarihinde gönderildiğini, o dava sırasında, 9 adet dosya ile ilgili hukuki hizmetin davalı tarafından kabul edildiğini, bu olguların, azlin gönderilmesinin haksız ve kötüniyetli bir davranış olduğunu ortaya koyduklarını; davacıların takip ettikleri 9 adet dosyada görevlerini eksiksiz şekilde yerine getirdiklerini, davalının bildirdiği haksız azil sebebi ile bağlı bulunduğunu, azlin haksızlığı nedeniyle, davacıların, aşaması ne olursa olsun, takip ettikleri tüm dosyalarda avukatlık ücretinin tamamına hak kazandıklarını ileri sürerek; fazlaya dair hak saklı kalmak kaydıyla, avukatlık ücret alacağından şimdilik 10 milyar TL. nin ve ayrıca davacılarca yapılan 200 milyon TL. tutarındaki masrafın, davacıların ihtarının davalıya tebliğ edildiği 27.4.2004 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vekili, 12.10.2004 tarihli cevap dilekçesinde, taraflar arasında herhangi bir vekalet sözleşmesi bulunmadığını, davacıların 31.01.2002 tarihli vekaletnameye istinaden yasal takipleri yürüttüklerini, bilahare, vekalet ücreti talebi ile davalıya karşı dava açtıklarını, bunun Avukatlık Kanunu'na açıkça aykırılık teşkil etmesi ve meslek kurallarıyla bağdaşmaması nedeniyle 19.04.2004 tarihinde vekaletten azledildiklerini bildirmiştir.

Yerel Mahkeme, (Davalı, davacılara keşide ettiği ihtarnamede azil sebebi olarak, kendisi aleyhine davacılar tarafından vekalet ücreti istemiyle açılan davanın,Avukatlık Kanunu'na açıkça aykırı olmasını ve meslek kurallarıyla bağdaşmamasını göstermiş, vekalet sözleşmesinin haklı ve zorunlu nedenlerle feshedildiğini bildirmiştir. Böylece davalı, bu ihtarnamedeki ifadeye göre, azil sebebini, vekalet ücreti için dava açılması olgusuyla sınırlandırmıştır. Bu durumda, kural olarak başka nedenler ileri süremez. Kaldı ki, kuralın göz ardı edilmesini gerektirecek incelemeye değer bir başka sebep de getirip, kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca da, azlin haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı konusundaki uyuşmazlık da, vekalet ücreti istemiyle açılan dava dosyası içeriği esas alınarak değerlendirilmelidir. Anılan davada, Hakem Heyetinin, E…

…. Dış Ticaret A.Ş. aleyhindeki davanın kabulüne, T.M.S.F.' na yönelik davanın ise sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verdiği, kararın Yargıtay'ca görev yönünden bozulduğu, davanın halen İzmir 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/348 esasında derdest olduğu anlaşılmaktadır. E…

… Dış Ticaret A.Ş.' nin tüm yönetim ve denetim davalıya devredildiğinden, bu şirketin davacılara ödeme yapması hukuken ve fiilen mümkün değildir.Dolayısıyla, davacı avukatların gerçekleşen ücret alacaklarının tahsili amacıyla dava açmaktan başka hukuki seçenekleri bulunmamaktadır. Dava, haksız kazanç sağlama amacıyla açılmış bir dava değildir. O nedenle, bu nitelikteki bir davanın açılmış olması Avukatlık Kanunu ve meslek kurallarına aykırı olmadığı gibi, yasal ve özellikle Anayasal bir hakkın kullanımı şeklinde değerlendirilmelidir. Öte yandan, anılan dava 13.01.2003 tarihinde açılmış; davalı, aleyhteki bu davaya rağmen davacı avukatlarının verdiği avukatlık hizmetini kabule devam etmiş, uzun sayılabilecek bir süre sonra 19.4.2004 tarihinde azil ihtarını göndermiştir. Davadan haberdar olmasından sonra makul bir sürede azil yönünde iradesini kullanmayan davalının, çok sonra, salt o davayı sebep göstererek azil iradesini bildirmesi, hakkın kötüye kullanılmasıdır. Hal böyle olunca da, azlin haklı bir nedene dayanmadığının, azilde davacılara izafe edilecek bir kusur ve ihmalin bulunmadığının kabulü gerekir. Avukatlık Kanununun 174/2. maddesi uyarınca, herhangi bir kusur ve ihmali olmaksızın vekaletten azledilen avukat ücretin tamamına hak kazanır.Bilirkişi raporu da değerlendirildi-ğinde davacıların talep edebilecekleri vekalet ücret tutarı 3.720.315,09 YTL. dir. Davacıların ayrıca 200,00 YTL masraf alacağı istemlerinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır) gerekçesiyle davanın kabulüne, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile, İzmir 4.İcra Müdürlüğünün 2000/2783 sayılı dosyasından kaynaklanan 2.000 YTL. ve İzmir 4.İcra Müdürlüğünün 1999/10000, 10661, 2000/1823, 2000/3464, 2000/5720, 2001/252, 2001/408, 2001/714 sayılı 8 adet dosyadan her biri için 1000 YTL. olmak üzere toplam 10.000 YTL. vekalet ücreti alacağının 27.04.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiş; davalı vekilince temyiz edilen karar Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle oybirliğiyle bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme istemi de genişletilmiş bir gerekçeyle ve bu kez oyçokluğuyla reddedilmiş,Yerel Mahkemenin gerekçesini tekrarlayarak ve genişleterek verdiği direnme kararını da davalı vekili temyiz etmiştir.

Öncelikle, taraflar arasındaki hukuksal ilişki ve çekişmesiz yönler ortaya konulacaktır:

Davacı avukatlar ile dava dışı E…

…. Bank arasında vekalet ilişkisi ve ücret sözleşmesi bulunduğu, davacıların bu çerçevede, anılan bankanın takip alacaklısı durumunda olduğu muhtelif icra takiplerini yürüttükleri, bilahare 9.7.2001 tarihli B.D.D.K. kararı ile söz konusu bankanın ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin davalı T.M.S.F.na devredildiği, davacılarca takip edilen E.G.S. Bank'ın alacaklısı bulunduğu icra takiplerine konu alacakların da davalı T.M.S.F. tarafından temlik alındığı; bu temellükten sonra davalı T.M.S.F. tarafından davacı avukatlara 30.1.2002 günlü ortak vekaletnamenin verildiği, davacıların, müştereken veya münferiden temsil yetkisini içeren bu vekaletnameye istinaden anılan icra takiplerini sürdürdükleri, bilahare 14.4.2004 tarihinde davalı tarafından azledildikleri; azil tarihine kadar geçen süre içerisinde davalının davacılardan avukatlık hizmeti almaya devam ettiği çekişmesizdir.

Baba-oğul durumunda bulundukları davacı vekilince açıklanmış olan davacıların, dava dışı başka avukatlarla birlikte "Ulusu Hukuk Bürosu" adlı büroyu paylaştıkları, dilekçe ve yazışmalarında bu büronun antetli kağıtlarını kullandıkları, antetlerde davacıların isimlerinin birlikte yer aldığı, ancak, Avukatlık Kanunu'nun 44/B maddesinde düzenlenen, tüzel kişiliğe sahip "Avukatlık Ortaklığı" nın söz konusu olmadığı, her birinin ayrı vergi mükellefi durumunda bulundukları, birbirlerinden bağımsız şekilde avukatlık faaliyetlerini sürdürdükleri; davalı tarafından davacılara verilen vekaletname içeriğinden ve dosyadaki diğer belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.

Bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamlarına göre, Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık azlin haklı olup, olmadığı; bu konuda varılacak sonuca göre de davacıların davaya konu avukatlık ücretine hak kazanıp, kazanmadıkları noktasında toplanmaktadır.

Bu noktada, taraflar arasındaki vekalet ilişkisi çerçevesinde, görülmekte olan davadan önce gerçekleşen, davadaki uyuşmazlığın üzerinde toplandığı olgulara, tarih sırası itibariyle değinilecektir:

1- Dosyadaki dilekçe ve ilam örneklerinden, eldeki davanın davacılarınca 13.1.2003 tarihli dilekçeyle, eldeki davanın da davalısı olan TMSF ve ayrıca dava dışı EGS Giyim S Dış Tic. A.Ş. aleyhine, 2001 ve 2002 yıllarına ait ve ayrıca İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davalardan doğan avukatlık ücretlerinin tahsili istemiyle dava açıldığı, davayı gören İzmir Barosu Hakem Kurulu'nca E…

….. Dış Ticaret A.Ş. hakkındaki davanın kabulüne, TMSF hakkındaki davanın ise husumet yönünden reddine dair 12.12.2003 günlü kararın verildiği, bu kararın görev yönünden Yargıtay'ca bozulması üzerine, dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, İzmir 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/348 esasına kaydedilen davanın 10.3.2005 günlü oturumunda, duruşmanın 31.3.2005'e talik edildiği anlaşılmaktadır.

2- Davalı TMSF Tahsilat Dairesi Ege Grup Başkanı Kemal imzasıyla davacılardan Murat a gönderilen 8.10.2003 günlü yazıda; E…

…. BANK/İzmir Şubesinin bir takım takip borçlularıyla ilgili icra takip dosyalarına ait dosya hukuk raporlarının güncellenmiş son haliyle teslimi hususundaki, 29.9.2003 tarihli yazıya rağmen, söz konusu raporların halen verilmediği belirtilmiş ve aynen "…

…İstanbul TMSF'ye gönderilmek üzere her üç firmanın tüm icra takipleri ve takiplere ilişkin olarak görülen tüm davaların ayrıntılı raporlarının hazırlanarak en geç 10.10.2003 tarihinde Avukatlık Yasasında düzenlenen "Vekilin sorumluluğu" kapsamında değerlendirilmek suretiyle Ege Grup Başkanlığımıza teslim edilmesi gerekmektedir. Bilgilerini ve gereğini rica ederim." denilmiştir.

Davacılardan Av. Murat'ın, bu yazıya cevaben, Ege Grup Başkanlığı'na gönderdiği, 8.10.2003 tarihli yazı " Sayın Kemal, 08.10.2003 tarihli yazınızda talep ettiğiniz raporlar ekte olup, büromuz ile TMSF arasında vekalet ücret sözleşmesi olmadığını, E…

…. Bank'tan icra dosyalarını temlik almış olmanız nedeniyle TMSF ile muhatap olduğumuzu, halefi olduğunuz E…

…. Bank ile aramızdaki ücret sözleşmesinde ancak tahsilat halinde tarafımıza ücret ödendiğini, başkaca bir ücret ödenmesinin söz konusu olmadığını, bu icra dosyalarında müvekkile para düşecek tüm malvarlığı değerlerini 1 yılda paraya çevirdiğimizi, bu dosyalarda para edecek başkaca malvarlığı olmadığını, bir angarya olarak bu dosyaların büromuzda kaldığını, TMSF bünyesindeki avukatların bu dosyalarda dilediği işlemi yapabileceklerini, iyi niyetimiz gereği talebiniz halinde istenilen bilgilerin ve evrakların tarafınıza verildiğini, eğer istiyorsanız tüm bu dosyaları büromuzdan alabileceğinizi, TMSF'den vekalet ücreti alacağımızın olmayacağını, bu dosyaların büromuzda kalması nedeniyle herhangi bir işlem yapmadığımızı (zira dosyalarda TMSF'ye düşecek malvarlığı yoktur) aramızda avukatlık ücret sözleşmesi mevcut olmayıp başka bir ücret ödenmesi gibi durum söz konusu olmadığından, sadece nezaketen yardım taleplerinize cevap verdiğimizi, dosyaları büromuzdan geri almayacaksanız mümkün olduğunca az yazışmaya gayret etmenizi önemle rica ederim.…

…" şeklindedir.

3- Davalı T.M.S.F.Hukuk Dairesi Başkanlığı tarafından davacılardan Murat'a gönderilen 8.1.2004 günlü yazıda "Kurum işleri için nakit olarak çeşitli tarihlerde almış olduğunuz iş avanslarının 243.000.000 TL kısmı, halen üzerinizde açık bulunduğundan, bu tutar ile ilgili olarak 12/01/2004 tarihi mesai bitimine kadar masraf makbuzlarını teslim etmeniz ya da nakit olarak bu yazının tarafınıza tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içinde TMSF'nin…

… hesabına yatırarak iade etmeniz suretiyle açık avans bakiyenizi kapatmanız gerektiği, aksi takdirde hakkınızda Vekalet Sözleşmesi; Avans Yönergesi ve 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca işlem yapılacağını ve alacağın cebren tahsili yoluna gidileceğini ihtaren bildiririz." denilmiştir. Davacılardan Murat imzasıyla; yukarıdaki yazıyı davalı adına imzalamış olan Daire Başkan Yardımcısı Volkan'a gönderilen 9.1.2004 tarihli yazı ise;

"Volkan,

Nasıl bir kişiliğin olduğunu ve kurumunuzda çalışan avukatlarla saygı ilişkinin ne olduğunu bil-miyorum. Ama kendisine saygısı olan bir avukata 08.01.2004 tarihli dilekçedeki üslubu kullanamazsın. Daha saygılı olman gerektiğini hatırlatarak, TMSF ile aramızda vekalet sözleşmesi ve avans yönergesi olmadığını, 243.000.000 TL tutarındaki avansın hangi tarihte hangi işle ilgili olarak tarafımıza ödendiğine ilişkin bir bilgi ve belgenin öncelikle tarafımıza sunulması gerektiğini, bu belge veya bilgi iletildiğinde gider belgesinin arşivimizden bulunarak yeniden (muhtemelen önceden gönderdiğimiz belgeyi kaybetmişsinizdir) ibraz edeceğimizi, seni değil temsil ettiğin kurumu muhatap alarak bildiriyorum.

TMSF' yi vekalet ücreti yönünden ibra edeceğimizi ve EGS Bank tarafından TMSF' ye temlik edilen tüm dosyalarımızı iade edeceğimizi,

Yukarıda iki paragrafta belirtilen işler için muhatap olabileceğimiz TMSF elemanının bir an önce büromuza gönderilmesini, TMSF' nin hantal yapısından (28.08.2003 tarihli yazımıza verdiğiniz cevap tarihi dahi 31.12.2003'dür) kaynaklanan sorumluluğun TMSF çalışanlarına ait olacağını cevaben bildiri-riz." Şeklindedir.

4-Davacılardan Yavuz'un davalıya gönderdiği 20.1.2004 tarihli ihtarnamede, "…

…Dosyalarla ilgili bir muhatap ve başarımızı takdir edecek kimsenin bulunmasında çekilen zorluk nedeniyle Av. Murat ile hukuki hizmetimize son verilerek tarafınıza iadesi konusunun geçen hafta içinde görüşülmekte olduğunu öğrenmiş bulunuyorum. Bu sefer, TMSF'nin yeniden yapılanması ciheti

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat