"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03.11.2010
NUMARASI : 2010/562 E-2010/571 K.
Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.11.2007 gün ve 2007/434 E.-2007/532 K sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 08.07.2010 gün ve 2010/5990-8103 sayılı ilamı ile;
("...Davacı vekili, müvekkilinin 2886 sayılı Yasa’ya istinaden açılan ihaleye katılarak 8 adet taşınmazı davalıdan aldığını, ihale bedelinin 465.640.445.000 TL olup 455.229.699.700 TL’nin ödendiğini, taşınmazların tapusunu davacıya devretmeyen davalının Hazine’ye ait olması nedeniyle veremeyeceğini bildirdiğini, taşınmazların rayiç bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, ihale şartnamesi ilan ve yazılarına göre davacının tescil talep etme hakkının doğmadığını savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 08.02.2007 gün ve 2006/9297 E, 2007/1484 K sayılı kararında yazılı gerekçeyle davalı yararına bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların satışına esas İhale Genel Şartnamesinin 8.maddesinde belediyenin herhangi bir sebeple tapuları veremeyecek olması halinde, o güne kadar yatırılan paranın yasal faizi ile alıcıya iade edileceği belirtilmiş olduğundan, bu ibarede yer alan sözcüklerden ihale konusu taşınmazların bedelinin bir kısmının ödenmiş olması halinde dahi, herhangi bir sebeple tapuların verilemeyeceğinin anlaşılması halinde kısmen yatırılan paranın dahi, aynen dava konusu olayda olduğu gibi, faizi ila iade edileceği belirtildiğinden, ayrıca davalının temerrüde düşürülmesi şartı aranmasına gerek olmadan, yatırılan paranın faizinden bahsedebilmek için de, ancak yatırma tarihinden itibaren işlemiş faizinin söz konusu olabileceği sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulü ile icra dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 455.229,82 YTL asıl alacak, 433.669,28 YTL işlemiş faiz olarak devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, icra inkar ve kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Karar; taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Davacı vekili, davalı taraftan olan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.
Davacı (alacaklı) vekili 28.10.2004 tarihli takip talebinde davaya konu taşınmazların takip tarihindeki rayiç değeri olan 930.264.000.000 TL’nın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili amacıyla icra takibinde bulunmuş, mahkemece 455.229,82 YTL asıl alacak ile 433.669,28 YTL işlemiş faiz üzerinden icra takibinin devamına karar verilmiştir. İcra takip tarihi itibariyle taşınmazların rayiç değerini isteyen davacı taraf, takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde bulunmamıştır İtirazın iptali davalarında mahkemece icra dosyasındaki talep ile bağlı kalınması gerekirken, takip talebinde yazılı olmayan işlemiş faiz alacağının da tahsiline olanak verir şekilde icra takibinin devamına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir...”)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ihale yoluyla satışa çıkarılan taşınmazların satış bedelinin ödenmiş olmasına rağmen tapuda intikallerinin yapılmaması nedeniyle tazminat olarak taşınmazların piyasa rayiç bedellerinin tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı kurum tarafından müvekkiline 465.640.445.000.TL bedelle ihale edilen taşınmazların ihale bedelinin 455.229.699.700 TL’Iik kısmının ödendiğini, ihtara rağmen tapuda intikallerinin yapılmadığını, sözleşmenin aynen ifa edilmemesi nedeniyle aynı nitelikte taşınmazların satın alınabilmesinin ancak piyasa rayiç bedelinin ödenmesi ile mümkün olacağını, bu nedenle başlatılan icra takibine haksız ve kötüniyetle itiraz edildiğini ileri sürerek icra takip bedeli olan 930.264.000.000 TL ‘nin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, asgari %40 icra inkar tazminatına, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihale bedelinin tamamını yatırmayan davacının tescil talep etme hakkının bulunmadığını,ticari faiz uygulanamayacağını belirterek davanın reddine, kötü niyetli davacının %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkemece, davacı kooperatifin dava konusu taşınmazları ihale ile satın aldığı, ihtara rağmen davacıya tapuda intikallerinin yapılamadığı, davacının ihtar göndermekle aynen ifadan vazgeçip zarar ve ziyanını talep ettiği, bu zararın da ifadan vazgeçildiği andaki menfaati olacağı,bunun da 2004 yılı itibariyle sahip olacağı taşınmazların toplam değeri olduğu, bilirkişi raporuna göre bu miktarın 1.821.767,00 TL olup talep edilen miktarın daha düşük olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davacının inkar tazminatı talebinin reddine davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Özel Daire’ce davalı vekilinin temyizi üzerine; B.K’nun 225/2.maddesinde düzenlenen ihtiyari açık arttırmalarda akdin tamam olması için resmi senet tanzimine gerek yok ise de tamamlanmış bu akdin ifası anlamında tapu intikalinin taşınmazların mülkiyetinin bir kısmı dava dışı Hazine’ye ait olduğundan gerçekleştirilememiş olmakla bu durumu öngören ihale genel şartlarının 8. maddesi gereğince davacının isteyebileceği tutarın kendisinin ödediği ihale bedeli ve onun işlemiş faizi ile sınırlı olduğu, tarafların bu hususu açık sözleşme hükmü olarak düzenlediklerine göre bu hükmün her iki yan açısından da bağlayıcı olduğu,talebin bu çerçevede değerlendirilmesi gerekirken taşınmazların temerrüt tarihindeki sürüm değeri esas alınarak davanın kabulünün doğru olmadığına işaretle karar davalı yararına bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, bu bozma ilamına uyularak taşınmazların satışına esas Genel Şartname’nin 8.maddesi gereğince kısmen yatırılan paranın dahi aynen dava konusu olayda olduğu gibi faizi ile iade edileceğinin belirtildiği,davalının ödemesi gereken bedel bir borcun ifası olarak değil tam tersine davalının borcunun yerine getirememesinin bir sonucu olarak sözleşmede kararlaştırılan yükümlülüğü olduğu, bu nedenle temerrüde düşürülmesine gerek olmadığı gözönüne alınarak davacı tarafça yatırılan her bir miktarın yatırma tarihinden itibaren icra takip tarihine kadar yasal faiz miktarının ve davacı tarafça taşınmazlar için ödenen 455.229,82 TL’nin icra takibine konu yapılmasının söz konusu olabileceği arta kalan miktar için icra takibinin iptali gerekeceği ve yine sadece asıl alacağa icra takip tarihinden sonra faiz işletileceği gözönüne alınarak davanın kısmen kabulü ile; icra takibinin 455.229,82 TL asıl alacak, 433.669,28 TL işlemiş faiz olarak devamına, icra takip tarihinden sonrası için asıl alacağa faiz işletilmesine,davacı ve davalının icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
Özel Dairece; taraf vekillerinin temyizi üzerine, yukarıya aynen alınan nedenlerle, icra takip tarihi itibariyle taşınmazların rayiç değerini isteyen davacı tarafın takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde bulunmadığı, itirazın iptali davalarında mahkemece, icra dosyasındaki talep ile bağlı kalınması gerekirken takip talebinde yazılı olmayan işlemiş faiz alacağının da tahsiline olanak verecek şekilde icra takibinin devamına karar verilmesinin doğru görülmediği, gerekçesiyle karar bozulmuş; bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm davalı