Hukuk Genel Kurulu 2011/21-571 E., 2011/680 K. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ İTİRAZ ÖDEME EMRİNİN İPTALİ
6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 58 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 55 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "ödeme emrinin iptali" davasında yapılan yargılama sonunda; (Diyarbakır İkinci İş Mahkemesi)'nce davanın kabulüne dair verilen 21.07.2009 gün ve 2009/62 E., 2009/464 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Yirmibirinci Hukuk Dairesi'nin 21.10.2010 gün ve 2009/13882 E., 2010/10270 K. sayılı ilamı ile;
("...Dava, davacı şirket yanında çalışan işçinin daha önce işveren olarak çalıştığı dönemdeki prim borcu nedeniyle davacı şirkete gönderilen haciz bildirisine itiraz edilmediği için Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulü ile 27.11.2008 tarih 039133 sayılı ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Kurumun daha önce işveren olarak prim borcu bulunan M.Hadi'nin davacıya ait işyerinde çalıştığını tespit etmesi üzerine davacıya 23.11.2007 tarih ve 043560 nolu haciz bildirisi gönderdiği, haciz bildirisinin davacı şirkete 03.12.2007 tarihinde tebliğ edildiği ve 7 gün içinde itiraz edilmediği için borç davacı şirketin zimmetinde sayılarak davacıya ödeme emri gönderildiği, 27.11.2008 tarih ve 039133 sayılı ödeme emrinin davacıya 19.12.2008 tarihinde tebliğ edildiği, 05.02.2009 tarihinde dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 80/5 ve 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddeleridir. 506 sayılı Yasa'nın 80/5. maddesine göre "Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51., 102. ve 106. maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır. Kurum 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasında Maliye Bakanlığı, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. 6183 sayılı Yasa'nın 58/1. maddesine göre ise, "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir.
Somut olayda iptali istenen dava konusu 27.11.2008 tarih ve 039133 sayılı ödeme emrinin davacıya 19.12.2008 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 05.02.2009 tarihinde açıldığı görülmektedir.
Mahkemece dava 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddesinde öngörülen 7 günlük süre geçtikten sonra açıldığından reddi gerekirken, esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, kabule göre de, 5502 sayılı Yasa'nın 36. maddesi gereğince Kurum harçtan muaf olduğu halde başvuru harcı yargılama giderleri içine katılarak Kurumun başvuru harcından sorumlu tutulması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, işyeri çalışanının davalı Kuruma olan prim borcu nedeniyle gönderilen haciz bildirgesinin gereğinin yerine getirilerek, işçisinin ücretinden yapılan kesintilerin Kurum hesabına aktarıldığını ancak prim borçlusunun çalışmasının sona ermesinden sonra davalı Kurumca, daha önce hiçbir kesinti yapılmamış ve Kuruma ödenmemiş gibi ödeme emri gönderildiğini, Kurumca talep edilen kesintinin yapılması ve Kurumun bu kesintileri kabul etmesi nedeniyle adlarına gönderilen ödeme emrinin yasal dayanağı bulunmadığını, ödeme emrine itirazlarının reddine ilişkin Kurum kararını 02.02.2009 tarihinde tebliğ ettiklerini belirterek ödeme emrinin iptalini istemiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili, davacının 6183 sayılı Kanun uyarınca gönderilen haciz bildirgesine yedi gün içinde cevap vermemesi nedeniyle borcun zimmetinde sayılarak, davacıya anılan Kanun'un 22. maddesi uyarınca ödeme emri gönderildiği ve yapılan itirazın 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesi uyarınca reddedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, davacının haciz bildirgesinin gereğini yaparak, kesintileri Kurum hesabına yatırdığı, borcun davacının zimmetinde sayılabilmesi için muhatap davacının haciz bildirgesine itiraz etmemesi veya gereğini yerine getirmemesi gerektiği, Kurumca yapılan kesintiler kabul edilmesine rağmen hiç kesinti yapılmamış gibi ödeme emri gönderilmesinin 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Davalı Kurum vekilinin temyiz üzerine Özel Daire'ce; yukarıda başlık bölümünde belirtilen gerekçelerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkemece, davacının ödeme emrinin tebliği sonrasında Kuruma müracaatta bulunduğu, bu talebin reddine ilişkin kararın davacıya 02.02.2009 tarihinde tebliğ edildiği, bu davanın ise 05.02.2009 tarihinde açıldığı belirtilerek ve önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle ilk kararda direnilmiş, direnme hükmü davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 6183 sayılı Kanun uyarınca gönderilen ödeme emrinin iptaline ilişkin davanın anılan Kanun'un 58. maddesinde düzenlenen yedi günlük süre içinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, "Türk Sosyal Sigortalar Sistemi" ağırlıklı olarak primli rejime dayanmaktadır. Kurumun sosyal sigorta yardımlarını sağlaması, en önemli gelir kaynağı olan sigorta primlerinin zamanında ve eksiksiz olarak ödenmesine bağlıdır.
Bu konudaki ilk yasal düzenlemeyi içeren mülga 506 sayılı Kanun'un 80. maddesinin ilk şeklinde prim alacağının tahsili İcra İflas Kanunu hükümlerine göre yapılmakta iken, 01.12.1993 gün ve 3917 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca yapılan değişiklik