"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2011
NUMARASI : 2011/360-2011/282
Taraflar arasındaki “önalım” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.07.2010 gün ve 2009/301 E., 2010/212 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 08.02.2011 gün ve 2011/13155-1253 sayılı ilamı ile;
(…Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacılar adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin davacıların dava hakkına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin 1 No'lu parselin paydaşları olduğunu, davalının ise aynı taşınmazda 27.05.2005 tarihinde toplam 207.000 TL bedelle paydaşlar A. O. ve S. Ç.’nun paylarını satın aldığını, davacıların onalım haklarını kullanmak istediğini belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacıların sadece kendi payları yönünden dava açabileceklerini, satışa konu payların tümü hakkında dava açma hak ve sıfatlarının bulunmadığını, dava konusu payların çok daha önceden satış vaadi senetleri ile satın alınıp tapuya şerh ettirildiğini, tapudaki resmi satış ile ikinci bir bedel ödendiğini, bu durumda satış vaadi sözleşmelerindeki satış bedelinin de onalım bedeline dahil edilmesi gerektiğini. davanın süresinde açılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkı alıcıya karsı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Türk Medeni Kanunu’nun 733/3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Önalım davasının davalısı onalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında onalım hakkı kullanılamaz. Zira yasada bir paydaşın payının üçüncü şahsa satması halinde onalım hakkının varlığı kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine onalım hakkı kullanması söz konusu olamaz. Dava hakkına ilişkin bu hususun davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Olayımıza gelince; önalım hakkına konu edilen payın ilişkin bulunduğu 1 No’lu parselde davalının 27.05.2005 tarihinde 207.000 TL bedelle taşınmazın paydaşlarından A. O.ve S. Ç.'nin toplam 385/1200 payını satın alması üzerine davacılar tarafından önalım hakkının kullanılmasına ilişkin olarak 09.09.2005 tarihinde işbu dava açılmıştır. Ancak dosyada bulunan tedavüllü tapu kayıtlarından davalının daha önce aynı taşınmazda 10.07.1987 tarihinde 45/100 pay satın aldığı görülmektedir. Davalı 10.07.1987 tarihinde yapılan pay satışı nedeniyle taşınmazda paydaş olup hakkında bu paya yönelik olarak süresinde dava açılmadığından taşınmazdaki paydaşlığı kesinleşmiştir. Daha sonra 27.05.2005 tarihinde yeniden pay satın almasına rağmen o tarihte paydaş durumunda bulunduğundan paydaşa karşı onalım hakkının kullanılması mümkün değildir. Taşınmazda sonradan kat mülkiyeti tesis edilmiş olması da davalının önceden taşınmazda paydaş olduğu olgusunu etkilemez. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir…)
gerekçesiyle hükmün yukarıda (2) No’lu bentte yazılı nedenlerle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, aynı Kanun'un 440.maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere , 10.10.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacılar vekili, dava konusu 934 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bidayette üst miras bırakan babaanneleri İ. C.’ye ait olduğunu, İ.C.’nin sağlığında davalı H.ile bu taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat yapmak üzere sözleşme yaptıklarını, bu sözleşme gereğince,dava konusu taşınmazın 45/100 payını inşa edilecek binada yükleniciye özgülenmek üzere tapuda satış şeklinde temlik edildiğini, arta kalan 55/100 payın ise üst murisin kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince kendisine özgülenecek dairelere aktarılmak üzere uhdesinde bırakıldığını, yüklenicinin dava konusu ana parsel üzerine A ve B Bloklardan ibaret inşaatları tamamladığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin taraflarına isabet eden Dairelere tapudaki payların özgülendiğini, kök muris İsmet Ceylani’nin 18.10.1992 tarihinde ölümü ile Üsküdar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.3.2004 gün 2003/747 Esas, 2004/166 Karar sayılı kararı ile iştirak halindeki mülkiyetin paylı mülkiyete çevrildiğini, bilahare Üsküdar 3. Sulh Hukuk Mahkemesine yüklenicinin açmış olduğu kat mülkiyetine çevrilmesine ilişkin davanın 24.11.2005 gün, 2000/678 Esas ve 2005/1148 Karar sayılı karar ile kabul edilerek kat mülkiyeti kurulduğunu, kat mülkiyetine konu bağımsız bölümlere özgülenen kök murisin mirasçılarından A.O. ile S. Ç.’nin paylarının 27.5.2005 tarihinde yükleniciye tapu memuru huzurunda satmaları nedeniyle önalım (şufa) davasını açarak yasadan kaynaklanan haklarını kullandıklarını açıklayarak davalı adına diğer mirasçıların kat mülkiyetine esas bağımsız bölümlere isabet eden paylarını satmaları nedeniyle iptal ve tescil talep etmişlerdir.
Davalı vekili, davacıların kök miras bırakanları İ.C. ile vekil edeninin 934 ada 1 nolu parse