"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2011
NUMARASI : 2011/424-2011/592
Taraflar arasındaki “rücuen tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.06.2010 gün ve 2010/394 E., 2010/751 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 18.01.2011 gün ve 2010/14452 E., 2011/280 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı İçişleri Bakanlığı, trafik kazası nedeniyle yaşamını yitiren jandarma erinin yakınlarına 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yasa gereğince ödenen nakdi tazminatın, haksız eylem sorumlusu olan davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı ise, 1 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, ödenen tutarın değil, gerçek zararın hesaplanması gerektiğini ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur
Yerel mahkemece, rücu edilmek istenen nakdi tazminatın ödenmesine ilişkin komisyon kararının davacı İçişleri Bakanlığı tarafından onaylandığı 24.02.2009 günü ile davanın açıldığı 22.03.2010 günü arasında Borçlar Kanunu 60. maddesinde öngörülen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylem nedeniyle zarara uğrayana ödenen tazminatın haksız eylem sorumlusuna rücuuna ilişkin olup bu tür davalarda zamanaşımı süresi ödeme gününden itibaren başlar ve bir yıldır. Ödemeye ilişkin komisyon kararı alınmış olması veya bu kararın onaylanması davacıya dava açma hakkını vermeyeceğinden zamanaşımı süresi; nakdi tazminat ödenmesi yönünde komisyon kararı alınması veya ödeme yapılmasına karar verilmesi ya da ödeme yapılmasına ilişkin komisyon kararının onaylanması ile başlamaz. Davacının rücu davasını açabilmesi için alınan kararda belirlenen tazminatın ödenerek paranın davacıdan çıkmış olması gerekir.
Yerel mahkemece açıklanan yönler ve ödemenin yapıldığı 06.05.2009 günü ile davanın açıldığı 22.03.2010 günü arasında 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği gözetilerek, işin esası incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, istemin zamanaşımı yönünden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dosya kapsamına göre rücuen tazminat isteminin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, rücu ve halefiyet kavramları üzerinde durmakta yarar vardır:
Rücu hakkı; başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen, tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. Alacaklıyı tatmin eden kişi, alacaklının hakkından bağımsız kendi şahsında doğan bir hak elde etmektedir. Bunun sonucu olarak da rücu hakkı bu hakka sahip olan kişinin şahsında doğduğu anda muaccel olur. Bu nedenle, rücu hakkı için hakkın doğduğu andan itibaren zamanaşımı süresi işle