MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki “rücuan tazminat ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 28. Asliye Ticaret (Kapatılan İstanbul 7. Asliye Ticaret) Mahkemesince verilen davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair 18.05.2010 gün ve 2008/550 E., 2010/213 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25.09.2012 gün ve 2011/7583 E., 2012/14205 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili, müvekkil şirket tarafından dava dışı Fevziye Dilek Sarıoğlu adına X-L Konut Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, sigortalı meskenin 13/11/2007 tarihinde dahili su baskını sonucu zarar gördüğünü, dere yatağının taşması ve kanalizasyondan geri tepme ile hasarın meydana geldiğini, toplam 28.820,00 TL'nin sigortalıya ödendiğini, davalının kusuru sonucu zararın doğduğunu, bu miktarın tahsili amacıyla yapılan takibe itiraz edildiğni ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, derelerin bakım ve ıslahından İSKİ'nin sorumlu olmadığını, İSKİ'nin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek için kurulduğunu, derelerin ıslahı ve imar planının uygulanması konusunda doğrudan bir görev ve sorumluluğunun olmadığını, derelerin ıslahı görevinin 4373 sayılı yasa ile ...'ne verildiğini, imara kapalı olması gerektiği yerde imar izni veya inşaat yapılmasına izin veren ilgili belediyenin sorumlu olduğunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7/r maddesine göre de derelerin ıslahı görevinin Büyükşehir Belediyesine ait olduğunu, husumetin kendilerine düşmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 2560 sayılı derelerin ıslahı ve imar planının uygulanmasında davalı ...'nin bir görevi bulunmadığı gibi bu görevin ilgili belediyelere verildiği, ayrıca derelerin ıslahı görevinin 4373 sayılı Taşkın Sulara ve Su Baskınlara Karşı Koruma Kanunu ile ...'ne verildiği, 5216 sayılı Kanun'un 7/r maddesi gereği İstanbul ili içinde yapılan dere ıslahı çalışmalarının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yerine getirildiği, dolayısıyla dere ıslahı çalışmalarının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapıldığı ve Büyükşehir Belediyesinin görevi dahilinde olduğu, davalı ... Müdürlüğüne karşı dava açılması mümkün olmadığı gerekçesiyle pasif husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, konut sigorta poliçesine dayalı tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7-r maddesine göre, “Su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek, bunun için gerekli baraj ve diğer tesisleri kurmak, kurdurmak ve işletmek; derelerin ıslahını yapmak; kaynak suyu veya arıtma sonunda üretilen suları pazarlamak”, büyükşehir belediyelerinin görevleri arasında sayılmıştır. Ancak aynı kanunun 7/2. fıkrasında, “Büyükşehir belediyeleri birinci fıkranın (c) bendinde belirtilen yetkilerini, imar plânlarına uygun olarak kullanmak ve ilgili belediyeye bildirmek zorundadır. Büyükşehir belediyeleri bu görevlerden uygun gördüklerini belediye meclisi kararı ile ilçe ve ilk kademe belediyelerine devredebilir, birlikte yapabilirler” hükmünün bulunduğu anlaşılmıştır.
DSİ tarafından mahkemeye gönderilen 11.09.2009 tarihli yazıda, İstanbul ili içinde dere ıslahı çalışmalarının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapıldığı, Tavukçu Deresi ıslahının da bu kurum tarafından yürütüldüğü bildirilmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından gönderilen yazıya göre ise, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ve 19.10.2004 tarihli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili oluru ile dere ıslahları yetki ve görevinin ...'ne devredildiği anlaşılmıştır. Nitekim ... tarafından yazılan 16.01.2010 tarihli yazıda, Tavukçu Deresi ıslah projesinde ...'nün yetkili ve görevli olduğunun bildirildiği, ... ile Kalyon İnşaat San. ve Tic. A.Ş. arasında düzenlenen 14.09.2006 tarihli sözleşme ile de Tavukçu Deresinin ıslahı işinin ihale ile bu şirkete verildiği belirlenmiştir.
Davacı vekili, hasarın derenin taşması sonucu oluşmadığını, derenin taşması ile kanalizasyonun geri tepmesi ve klozetin taşması sonucu bodrum kata su basması ve taşan suların temiz su tesisatını da patlatarak su basması sonucu oluştuğunu ileri sürdüğü halde, mahkemece su ve kanalizasyon taşması sonucu meydana gelen zararlardan ...'nün sorumlu olabileceği tartışılarak, davacı vekilinin bu iddialarının değerlendirilmesi, yine yukarıda belirtilen yazılar ve sözleşme suretleri de gözönünde bulundurularak, davalı ...'nün meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, dosyadaki bu yazılar ve davacı vekilinin iddiaları dikkate alınmaksızın davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, konut sigorta poliçesinden kaynaklanan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) 'nun 1301. maddesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili; konut sigorta poliçesi