"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki “ayıplı malın iadesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.07.2012 gün ve 2012/58 E. - 2012/186 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 05.02.2013 gün ve 2012/23343 E. - 2013/2289 K. sayılı ilamı ile;
“...Davacı, davalı firmadan 04/04/2011 tarihinde aldığı aracın klimasında, kış mevsiminin yaklaşmasıyla arıza ortaya çıktığını, sıcaklık 6 derecenin altına düştüğünde elektronik klimanın çalışmadığını belirterek aracın satış bedelinin ve servis ücreti olan 650,27TL'nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; dava konusu otomobilin iadesiyle birlikte, dava konusu aracın fatura bedeli olan 60.951,51TL'nin aracın teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalılardan satın aldığı dava konusu aracı klimasındaki arıza nedeniyle servise bırakmış, böylece tamir hakkını kullanmıştır. Dosya kapsamından, araçtaki klima ayıbı giderilip davacıya sorunsuz teslim edildiğine göre ve Garanti Yönetmeliği'nin 14.maddesinde öngörülen şartların da gerçekleşmediği anlaşıldığına göre, davacı sözleşmeden dönüp bedel iadesini isteyemez. Açıklanan nedenle, davanın reddi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuyla davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönülerek iadesi ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalılardan almış olduğu aracın ayıplı olması nedeni ile iadesi ve bedelinin tahsilini talep etmiş, davalılar vekili ise davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ayıplı malın iadesi ve bedelinin tahsili istemi yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, özellikle onarım hakkının kullanılmasına karşın aracın 42 sonra teslim edildiği ve araçtan yararlanmanın kısıtlandığı bu nedenle bedel iadesi seçimlik hakkının doğduğu kabul edilerek önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalılar vekili getirmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı (tüketici) tarafından 4077 sayılı Kanunun 4. maddesinde belirtilen seçimlik haklarından olan bedel iadesinin kullanılabilmesi için aynı Kanunun 13/III. maddesi ve Garanti Belgesi Uygulama Yönetmeliğinin 14. maddesinde düzenlenen koşulların somut olayda mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunduğu çekişmesiz olması bakımından öncelikle, uyuşmazlığa uygulanacak yasal düzenlemeler ve ayıp kavramı üzerinde durmakta yarar vardır;
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Ayıplı Mal” başlıklı 4. maddesi (6502 sayılı TKHK m. 8, 9, 10 ve 11);
“Madde 4 - (Değişik madde: 06/03/2003 - 4822 S.K./4. md.)
Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.
Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.
(Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad.) İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu teslim tarihinden itibaren 1 yıl süre ve kullandırdığı kredi miktarı ile sınırlıdır. Konut finansmanı kuruluşları tarafından 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre verilen kredilerin devrolması halinde dahi, kredi veren konut finansmanı kuruluşunun sorumluluğu devam eder. Krediyi devralan kuruluş bu madde kapsamında sorumlu olmaz. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak, satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz.
Ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek satın alınan mallar hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz.
Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, imalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresini içeren bir etiket konulması zorunludur