"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Asliye Ceza
Sanık ... hakkında ruhsatsız silah taşımak suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucu,... Asliye Ceza Mahkemesince ... gün ve ... sayı ile, tefhim olunan kısa kararda sanığın 6136 sayılı Kanunun 13/1, TCK'nun 62/1, 50/1, 52/2, 52/4, 54/1. maddeleri uyarınca on ay hapisten çevrilen 3.000 TL ve gün karşılığı adli para cezasından çevrilen 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve müsadereye karar verilmiştir.
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemine kaydedilen duruşma tutanağı ve bu tutanakla uyumlu olan gerekçeli kararda ise 6136 sayılı Kanunun 13/1, TCK'nun 62/1, 52/2, 53/1, 54. maddeleri gereğince on ay hapis ve gün karşılığı adli para cezasından çevrilen 500 TL adli para cezası ile mahkûmiyetine, hak yoksunluğuna ve müsadereye karar verildiği belirtilmiştir.
Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ... Ceza Dairesince ... gün ve .... sayı ile temyiz isteminin kanuni süresinden sonra yapılması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün ... gün ve ... sayılı istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca ... gün ve ... sayı ile;
"Atılı suçtan hakkında kamu davası açılan sanığın yapılan yargılaması sonucunda, 6136 sayılı Kanunun 13, 5237 sayılı Kanunun 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince on ay hapis cezasının 3.000 TL adli para cezasına çevrildiği, duruşma tutanağının uyap dışı tutulduğu, duruşma zaptının uyap ortamına aktarılmasında hapis cezasının paraya çevrilmesine ilişkin kararın duruşma tutanağına geçirilmediği, aynı hatanın gerekçeli kararda da tekrarlandığı, konu hakkında mahkemesince tutanak tutulduğu anlaşılmakla, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasında isabet görülmediği" görüşüyle kanun yararına bozma kanun yoluna başvurulmuştur.
Yargıtay ... Ceza Dairesince ... gün ve ... sayı ile;
"Hükmün esasını oluşturan ve tefhimle geçerlilik kazanan kısa kararda 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesi uyarınca verilen on ay hapis cezasının TCK'nun 50. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrildiği halde, kısa kararın uyap sistemine aktarılmasında ve gerekçeli kararda sanığa verilen hapis cezasının paraya çevrilmesine ilişkin kısmın unutulması sonucu yazılı şekilde karar verilmiş ise de, asıl olan, tefhim edilmekle kısa karar olup, kısa karardaki paraya çevirme hükmünün mahallinde gerekçeli karara eklenmesi mümkün görülmüştür.
Bu itibarla; kanun yararına bozma amaç ve kurumuna uygun bulunmayan Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin reddine" karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise ... gün ve .. sayı ile;
"İtirazın konusu; hükmün esasını oluşturan kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin kanun yararına bozmaya konu olup olamayacağının belirlenmesine ilişkindir. ...
6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yapılan yargılama sonucu kısa kararda, 6136 sayılı Kanunun 13/1, 5237 sayılı Kanunun 62/1, 50/1 ve 52. maddelerinin uygulanması suretiyle, hapisten çevrilen 3.000 TL ve doğrudan olmak üzere 500 TL adli para cezalarına hükmolunup, bu cezaların 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesine karar verildiği halde, Uyap dışında tutulan bu tutanağın, uyapa aktarılması işleminde de hapis cezası, adli para cezasına çevrilmediği gibi taraflara tebliğ olunan, infaza verilen ve adli sicil kaydına işlenecek olan gerekçeli kararda da 6136 sayılı Kanunun 13/1, 5237 sayılı Kanunun 62/1 ve 52/1. maddeleri uygulanarak sanık hakkında on ay hapis ve 500 TL adli para cezası tayin olunup, hapis cezası tayin edilmesi nedeniyle aynı kanunun 53/1. maddesi gereğince sanığın belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmek suretiyle hükmün esasını oluşturan kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkiye neden olunmuştur. İnfaz aşamasında, durumu fark eden mahkemece, tutanak tutularak kanun yararına bozma yoluna başvurulması isteminde bulunulmuştur. Yerel mahkemenin bu talebi üzerine kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin, başka bir yöntemle giderilmesi mümkün olmadığından, kanun yararına bozma yasa yolu ile giderilmesi zorunluluğu doğmuştur.
Özel Dairenin kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğuna ilişkin haklı nedene dayanan kanun yararına bozma istemini kabul edip, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar vermesi yerine, bu hususun kanun yararına bozma yasa yoluna konu olamayacağından bahisle kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğu" görüşüyle