"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “haczedilmezlik şikayeti” kanun yolundan dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11.İcra Hukuk Mahkemesinin şikayetin reddine dair verilen 12.03.2013 gün ve 2013/136 E., 2013/219 K. sayılı kararın incelenmesi şikayetçi-borçlu vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 17.06.2013 gün ve 2013/13925 E., 2013/22483 K. sayılı ilamı ile;
(..Borçlunun, aleyhinde yapılan takipte gayrimenkulünün haczi üzerine meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece, şikayetçinin duruşmaya gelmediği ve iddiasını ispat etmekten kaçındığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Şikayetler hakkında yargılama usulünü düzenleyen İİK.nun 18/3. maddesi; "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir" hükmünü içermektedir.
Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK.nun 82/12. maddesi gereğince meskeniyet iddiası olup, şikayet niteliğindedir. Bu durumda, mahkemece, İİK.nun 82/12 ve 18/3. maddeleri uyarınca yargılamaya devam edilip işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...)
gerekçesiyle bozulmasına karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstek, 2004 sayılı İİK.'nun 82/12 maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir.
Şikayetçi vekili, alacaklı tarafından aleyhinde başlatılan icra takibi sonucunda haline münasip evinin haczedildiğini, usule uygun tebligat yapılmadığından haciz işleminden dava tarihi itibariyle haberdar olduğunun kabulü gerektiğini ileri sürüp, şikayet yolu ile haczin kaldırılmasını istemiştir.
Karşı taraf-alacaklı vekili, şikayete konu dairenin borçlunun haline münasip evi olduğu iddiasının doğru olmadığını, borçlunun başka yerde oturduğunu, istemin reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, son tapu ve ipotek durumunun sorulması gerektiği tebliğ tarihinin tespiti istendiği halde davacı tarafça duruşmaya geli