Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1355 Esas 2018/1553 Karar
Karar Dilini Çevir:
Hukuk Genel Kurulu         2017/1355 E.  ,  2018/1553 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki “manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın husumet eksikliği nedeniyle reddine dair verilen 05.11.2013 tarihli ve 2013/206 E. 2013/611 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 12.05.2014 tarihli ve 2014/1960 E., 2014/7598 K. sayılı kararı ile;
"...Dava, kişilik haklarının ihlali nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmakta olduğunu, davalının ise aynı üniversitede yabancı diller Yüksek okulunda müdürlük yaptığını, davalının şikayeti üzerine Rektörlük makamı tarafından soruşturma açıldığını, davalı tarafından kaleme alınan haksız ve gerçek dışı isnatlara yer verdiği şikayet dilekçesinde ve akabinde yapılan soruşturma nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek uğradığı manevi zararın tahsilini istemiştir.
Davalı, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ve davalının kamu görevlisi oldukları, yaptıkları işlerin kamu hizmeti ile bağlantılı bulunduğu ve dava konusunun hizmet kusuru niteliğinde olduğu gerekçesiyle husumet yokluğundan istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı, aynı kurumda kendisi gibi öğretim görevlisi olarak görev yapan davalının, kendisine yönelik asılsız şikayette bulunduğu iddiasına dayalı olarak istemde bulunmuş olup, davalının dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar kamu hizmetinin bir gereği olmadığı gibi, dilekçenin davalı tarafından Rektörlüğe verilmiş olması hizmet kusuru olarak da değerlendirilemez. Şu halde işin esasına girilerek yapılacak incelemeyle varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, husumet nedeniyle istemin reddine dair karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekir..."
gerekçesiyle karar oy çokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesinde profesör olarak çalıştığını, davalının ise aynı üniversitede Yabancı Diller Yüksek Okulunda müdürlük yaptığını, davalının 02.01.2013 tarihinde Rektörlük makamına müvekkili hakkında şikâyet dilekçesi verdiğini, dilekçe içeriğinde müvekkilinin kendisine okutmanlar önünde bağırdığını, küçük düşürücü, terbiye sınırlarını aşan, iftira ve tehdide varan sözler söylediğini, ayrıca diğer öğretim görevlisi arkadaşlarına da davacı tarafından iftira edildiğini ve zan altında bırakıldığını iddia ettiğini, davalının yöneticilik sıfatını kullanarak okutmanlar Tuba Odabaş ve Aydan Ermiş’e sözde iddialarını tutanak altına aldırdığını, davalının şikâyeti üzerine Rektörlük tarafından müvekkili hakkında soruşturma açıldığını, yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen raporda herhangi bir cezai işleme gerek olmadığı kanaatinin bildirildiğini, davalının müvekkili hakkında haksız, gerçek dışı ve hukuka aykırı isnatlarda bulunarak kaleme aldığı şikâyet dilekçesi ve akabinde yapılan soruşturma nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarına ağır derecede saldırıda bulunduğunu ileri sürerek 7.000,00TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının eşi Gregory Thomas Sullıvan’ın Ondokuz Mayıs Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulunda görev süresinin bittiği 30.12.2012 tarihine kadar öğretmen olarak çalıştığını, davacının eşinin görevde bulunduğu süre içerisinde kendisi ile yapılan sözleşmeye aykırı hareketlerde bulunması nedeniyle görev süresinin uzatılmadığını, fakat davacı ve eşi tarafından bu durumun müsebbibi olarak müvekkilinin görülmesi nedeniyle adeta kişisel bir nefret duyulduğunu, 31.12.2012 tarihinde Yabancı Diller Yüksekokulu yemekhanesinde davacı tarafından müvekkili kastedilerek, bir öğretim üyesine yakışmayacak sözlerin söylendiğini, orada bulunan görgü tanıkları Tuba Odabaş ve Aydan Ermiş tarafından olay hakkında tutanak tutulduğunu, müvekkilinin de bunun üzerine 02.01.2013 tarihinde Rektörlük makamına şikâyette bulunduğunu, davacının sözlerinden dolayı müvekkili tarafından şikâyet edilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, Anayasal şikâyet hakkının kullanıldığını, kötü niyetli ve sırf davacıya zarar verme kastı ile bir şikâyet yapılmadığını, bu nedenle davacının soruşturma sonucunda ceza almamasının tazminat isteme hakkı vermeyeceğini, şikâyet üzerine atanan soruşturmacının hiçbir hukuki alt yapısı olmayan bir gerekçe ile ceza verilmemesi hususunda kendi kanaatini kullandığını, ayrıca soruşturmaya itiraz edilmiş olup sürecin hâlen devam ettiğini, dava konusu olayda aslen kusurlu olan taraf davacı olduğundan herhangi bir manevi tazminat talep etme hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalının davaya konu edilen eylemlerinin hepsinin idari anlamda yapılmış eylemler olduğu, kötü niyetle zararlandırma amacı taşımayan ve temelindeki olaylarda uydurma ve tertip bulunmayan işlemlerin manevi tazminatı gerektirmeyeceği, davalının mevzuatın kendisine vermiş olduğu sınırlar içerisinde taktir ve yetkisini kullanarak işlem yaptığı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurdan doğan tazminat davalarının idare aleyhine açılabileceği, davalının dava konusu işlemleri kamu görevlisi sıfatıyla yaptığı, davacının davalının yasal olarak yapması gereken işlemlerin haricinde ve yasanın kendisine tanımış olduğu yetkiyi de aşarak, daha üst seviyede kusur işlediğini ispatlayamadığı, davalının yasal sınırlar içerisinde taktir hakkını kullanarak işlem yaptığı, bu hâliyle davalı tarafa husumet düşmediği, husumetin de dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın husumet eksikliği nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle oy çokluğuyla bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki karardaki gerekçeler tekrar edilerek ve “bozma ilamında davalının eyleminin hizmet kusuru olarak değerlendirilemeyeceği tespitiyle yargılamanın adli yargıda yürütülmesi gerektiği sonucuna varıldığı, ancak aynı şekilde davacının eşi Gregory Thomas Sullıvan tarafından açılıp mahkemenin 2013/129 E. sayılı dosyasında yürütülen yargılama sonucu husumet eksikliği sebebiyle davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay tarafından 19.03.2014 tarihli kararla onanarak kesinleştiği, her iki davadaki talebin kaynağı olan olayın aynı olup davacının eşi ile davalı ... arasındaki ihtilaf olduğu, bu ihtilafın da davalının idari görevinden kaynaklandığı, her iki dosyayı birbirinden ayırarak birindeki olayı hizmet kusuru, diğerindekini şahsi kusur olarak nitelendirmenin hukuka uygun olmadığı, bu davada davacının talebine konu yapmış olduğu herhangi bir maddi vakıa veya ikinci bir şahsi olay bulunmadığı, şahsi kusurun idari ödev ve hizmetin tamamen dışındaki hâllerden kaynaklanabileceği, eylemin bir hâliyle dolaylı bile olsa yürütülen hizmetle bağlantısının bulunması hâlinde hizmet kusuru olarak değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda yürütülen hizmetten ayrılabilir şekilde kişisel kusurun bulunmadığı, davalının eyleminin hizmet kusuru olduğu” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını davacı vekili temyiz etmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, eldeki davanın davalı kamu görevlisinin hizmet kusurundan mı, yoksa kişisel kusurundan mı kaynaklandığı, buradan varılacak sonuca göre davalıya husumet yöneltilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce, konuya ilişkin yasal düzenleme ve ilkelerin ortaya konulmasında yarar vardır:
Kamu personelinin m

Üyelik Paketleri

Dünyanın en kapsamlı hukuk programları için hazır mısınız? Tüm dünyanın hukuk verilerine 9 adet programla tek bir yerden sınırsız ulaş!

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Paket

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350 TL
199 TL/AY
Kazancınız ₺151
Ücretsiz Aboneliği Başlat